Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

centil olmak

ZehraM.

New member
Joined
Jan 26, 2025
Messages
81
kucuklugumden hatirliyorum da, herkesin gonderildigi kuran kurslarina ben de gonderilmistim. yaklasik 6-7 yaslarimdaydim sanirim. kursta sabahtan aksama kadar surekli kuran okutulurdu. ne yazdigi hakkinda hicbir fikrim yoktu, belki iyi belki de kotuydu bilmiyordum o zamanlar. ama ufacikken bile kuran okuma olayindan etimle kemigimle nefret ederdim. beni sandalyede zorla tutarlardi, aglayarak tehditleri yuzunden okumak zorunda kalirdim. dis kapilar kapali olurdu, tirmanarak kacmaya calisirdim. ogretmenlere saldirirdim hatta. sonradan kursun yahudi bir tarikata ait oldugunu ogrendim buyudugumde. hatta muhurlemisler falan.. sadece kurandan degil ezandan da nefret ederdim. ailem beni defalarca hocalara goturmustu, hepsi benim 'cinli' oldugumu soylemisti, sacma sapan seyler yapmislardi. baska bir sey daha var. ben hayatim boyunca leydi astarteyi hep afrodit olarak tanidim. kendimi bildim bileli ona adanmis sembollere cok duskunum. deniz kabuklari, guller, onun renkleri, onun kokulari.. satanist olmadan once de afrodit olarak bilip ona kendimce ritueller yapardim, hep dua ederdim. tum bu anlattiklarim centil olmamdan mi kaynaklaniyor? ayrica iran kokenliyim, onlarin da centil oldugu biliniyordu sanirim. bir alakasi olabilir mi yoksa dini travmadan mi ibaret butun hepsi?
 
"Centil olduğum için Yahudi pratiklerine reaksiyon gösterdim." demek, "Nefessizlikten boğulduğum için nefes almaya çalıştım." demekle aynı şey. Yani zaten olması gereken reaksiyon bu. İslam, bir Yahudi programlamasıdır ve dolayısıyla Yahudi pratikleri içerir. Centiller ve Yahudiler ruhani olarak farklı oldukları için herhangi bir Centil, bu pratikleri uyguladığında DOĞAL OLARAK rahatsızlık ve tiksinti hissedecektir. Bunlar özellikle küçük yaşlarda daha belirgindir, yaş aldıkça ve düşman enerjiler bizi baskıladıkça, bunlara karşı duyarsızlaşmaya başlarız.

Leydi Inanna konusunda, ona hayatınız boyunca yakınlık hissetmeniz ve dua etmeniz, onun koruyucunuz olabileceği izlenimini uyandırdı bende. Eğer adanmış bir Zevist iseniz ve koruyucu olarak başka bir Tanrı figürü baskınlık yaratmadıysa, koruyucunuz olarak Inanna'yı değerlendirebilirsiniz. Elbette her yakın olduğumuz Tanrı/ça koruyucumuz olacak diye bir kaide yok, dolayısıyla belirttiğim gibi adandıysanız ama koruyucunuzu bilmiyorsanız ve Afrodit gibi başka bir baskın Tanrısal figür de yoksa, ona dua edip, bu konuda işaret isteyebilirsiniz.

Ayrıca bir Tanrıyla ufak yaşlardan yakınlık olması, önceki hayatlarda da bir Zevist olabileceğiniz ve o Tanrıyla yakın olabileceğiniz anlamına da gelebilir. Elbette bu da bir kaide değil, yani bunu mutlak doğru olarak kabul etmemeli, bunun üzerine yoğunlaşarak cevabı öğrenmelisiniz. Sadece bakış açısı sunması açısından kişisel düşüncelerimi paylaşıyorum.
 
Diyelim bir insan köyden geldiyse inşaatlarda çalışıyorsa, çol çocuk aile bakıyorsa canı sıkıldıysa darlandıysa, internetteki yazıları okuya okuya, benim anamın okuma yazması yok, kadının kafası rahat bir şey düşünmüyor, biz okuma yazma biliyoruzda ne oluyor, düşün düşün b..k tur işin demiş, yutupta bir piskolog kadın var şu şu belirti varsa piskologa gidin dedi, baktım bende korktum piskiyoriye gittim piskiyatrit benim 5000 lira alınca aklım başıma geri geldi, 5000 lira akıl parası verdim, ne günlere kaldık yav ben sabahtan akşama 2000 lira yevmiye alamıyorum, piskiyarik benden 10 dk 5000 lira aldı, piskiyatrik demek hırsız gaspçı demek hırsız onlardan daha şerefli, TANRI bizi bu insanlık düşmanlarından korusun Kayre ZEUS
 
Diyelim bir insan köyden geldiyse inşaatlarda çalışıyorsa, çol çocuk aile bakıyorsa canı sıkıldıysa darlandıysa, internetteki yazıları okuya okuya, benim anamın okuma yazması yok, kadının kafası rahat bir şey düşünmüyor, biz okuma yazma biliyoruzda ne oluyor, düşün düşün b..k tur işin demiş, yutupta bir piskolog kadın var şu şu belirti varsa piskologa gidin dedi, baktım bende korktum piskiyoriye gittim piskiyatrit benim 5000 lira alınca aklım başıma geri geldi, 5000 lira akıl parası verdim, ne günlere kaldık yav ben sabahtan akşama 2000 lira yevmiye alamıyorum, piskiyarik benden 10 dk 5000 lira aldı, piskiyatrik demek hırsız gaspçı demek hırsız onlardan daha şerefli, TANRI bizi bu insanlık düşmanlarından korusun Kayre ZEUS
merhabalar, ben bu konuda sizin gibi dusunmuyorum. uc yasimdan beri psikolojik rahatsizliklarla cebellesiyorum, yillardir kendimi bildim bileli belki onlarca psikiyatri ya da psikologa basvurdum. en son psikiyatri ve psikologuma kadar her birinin bana yarardan cok zarari dokundu. ancak bu son seferde cok fazla verim aldim, iki yil yardimlariyla cok yol kat ettim. su an terapi almiyorum ve ilac destegiyle devam ediyorum. hazirana kadar ilaclari da birakacagim diye umuyorum. hatta psikologum ozel hastanede calistigi icin indirim yapamiyordu, bu yuzden de cok uzuldugunu goruyordum. eger hala bir niyetiniz varsa size danistigim psikologu onerebilirim, online seans da yapiyor. tanrilar bana bi yol ile yardim ettiler. bir anda mucizevi bir sekilde iyilesip muthis mutlu olmadim, tanrilar bana yolu gosterdiler. ben de yolu izledim.
 
Kimse bana piskiyatri bilim falan demesin, hiç bir tutarlı tarafı yok insanlara sen hastasın diyerek korkutarak, hiç muayene felan etmeden nasıl tanı koyuyor, sade konuştu hemen tanıyı yapıştırdı, hırsızlar gaspçilar hepsi tartusun dibine gitsin, en büyük kötülük insanları korkutarak ümitlerini kırmak, hasta olmayan bir insana hastasın demek, zaten insan morali bozulur hastasın dersen , salak piskiyaristler bu insan hastaysa nasıl inşaat da çalışıyor morali bozulan üzülen korkan sıkılan her insan hastamı ? istersem yıllarca üzülürüm bu hastalıkmı ? insanların duygularıyla oynuyor adiler, ama and içtim bir piskiyatrist rezil edecem, meşe odununu elime bir alırsam piskolojisi dümdüz olur, ne lan bu soyut bir kavramı hastalık yapıyorlar, insan sinirlenince tabi tansiyonu şekeri tuzu çıkar, bu ne kepazelik
 
O kuran kurslarında kayışla dayak yediğimi hala çok iyi hatırlıyorum. Yaz tatillerini sürekli yurtlarda geçiren birisiydim sabahları soğuk suyla üşüye üşüye uyanıyorduk ailemizle bile görüşme fırsatımız pek yoktu hala o atmosferin etkisini psikolojik olarak hissediyorum, etkileri devam ediyor.
 
merhabalar, ben bu konuda sizin gibi dusunmuyorum. uc yasimdan beri psikolojik rahatsizliklarla cebellesiyorum, yillardir kendimi bildim bileli belki onlarca psikiyatri ya da psikologa basvurdum. en son psikiyatri ve psikologuma kadar her birinin bana yarardan cok zarari dokundu. ancak bu son seferde cok fazla verim aldim, iki yil yardimlariyla cok yol kat ettim. su an terapi almiyorum ve ilac destegiyle devam ediyorum. hazirana kadar ilaclari da birakacagim diye umuyorum. hatta psikologum ozel hastanede calistigi icin indirim yapamiyordu, bu yuzden de cok uzuldugunu goruyordum. eger hala bir niyetiniz varsa size danistigim psikologu onerebilirim, online seans da yapiyor. tanrilar bana bi yol ile yardim ettiler. bir anda mucizevi bir sekilde iyilesip muthis mutlu olmadim, tanrilar bana yolu gosterdiler. ben de yolu izledim.
o işler boş işler kardeşim piskiyatri uydurma bilimsel değil, dikkat ettim burada yazanların çoğu böyle tezgahlardan geçmiş veya geçiyor, uyanın para tuzağı zararın neresinden dönersen kardır, o işleri hiç araştırma okuma merakta etme, en büyük yahudi tuzağı o işleri az bir araştırdım moralim alt üst oldu, ben sana bedava önereyim bedava bu olay nedir anlatan insanlar var, izzet güllü diye bir psikolog var aç yutuptan izle,işi çözmüş kazın ayağı öyle değil, kandırıldık verdikleri ilaç değil uyuştucu torbacı bu psikiyatristler bence, biraz daha sorgula kardeşim esenlikler
 
O kadar büyük hastaneler çalışanlar vs, bu sektör nasıl dönecek seni beni kandırarak, ilaç şirketleri TANRI dan dileğim bu insan artıklarıyla hesaplaşmak, TANRI bu gücü bana versin adı üstünde hastahane, iyide olsan hastasın niye Adı SAĞLIKHANE değilde hastahane bir sorgulayın Ey YÜCE olan TANRIM beni hastahanelerden korusun hepimizi
 
Sonne bey bana diyor ki doktora git sağlığına baktır, tamam gideyim de doktor yokki sağlık ocağına git neren ağrıyor şuram muayene felan yok, ilacı daya yaz hemen, doktor yok doktor, kötü kelime kullanmak istemiyorum, doktor bulsam altına yatacam durum aynı bu şekil, sağlık mağlık yok, kuru soğana devam
 
O kuran kurslarında kayışla dayak yediğimi hala çok iyi hatırlıyorum. Yaz tatillerini sürekli yurtlarda geçiren birisiydim sabahları soğuk suyla üşüye üşüye uyanıyorduk ailemizle bile görüşme fırsatımız pek yoktu hala o atmosferin etkisini psikolojik olarak hissediyorum, etkileri devam ediyor.
O kayışı alıp çocukları dövenlerin münasip bir yerine sokmak lazım şu anda içimden bu geçti. Gerçekten de yaşadıklarınıza hem üzüldüm hem de size bu şekilde davrandıkları için öfkelendim diyebilirim.
 
kucuklugumden hatirliyorum da, herkesin gonderildigi kuran kurslarina ben de gonderilmistim. yaklasik 6-7 yaslarimdaydim sanirim. kursta sabahtan aksama kadar surekli kuran okutulurdu. ne yazdigi hakkinda hicbir fikrim yoktu, belki iyi belki de kotuydu bilmiyordum o zamanlar. ama ufacikken bile kuran okuma olayindan etimle kemigimle nefret ederdim. beni sandalyede zorla tutarlardi, aglayarak tehditleri yuzunden okumak zorunda kalirdim. dis kapilar kapali olurdu, tirmanarak kacmaya calisirdim. ogretmenlere saldirirdim hatta. sonradan kursun yahudi bir tarikata ait oldugunu ogrendim buyudugumde. hatta muhurlemisler falan.. sadece kurandan degil ezandan da nefret ederdim. ailem beni defalarca hocalara goturmustu, hepsi benim 'cinli' oldugumu soylemisti, sacma sapan seyler yapmislardi. baska bir sey daha var. ben hayatim boyunca leydi astarteyi hep afrodit olarak tanidim. kendimi bildim bileli ona adanmis sembollere cok duskunum. deniz kabuklari, guller, onun renkleri, onun kokulari.. satanist olmadan once de afrodit olarak bilip ona kendimce ritueller yapardim, hep dua ederdim. tum bu anlattiklarim centil olmamdan mi kaynaklaniyor? ayrica iran kokenliyim, onlarin da centil oldugu biliniyordu sanirim. bir alakasi olabilir mi yoksa dini travmadan mi ibaret butun hepsi?
Benim de babam çok dindardı nefret ederdim din şeylerinden.. Sonunda kurtuldum kendisinden. Şu anda umarım iyisinizdir ✨✨
 
O kuran kurslarında kayışla dayak yediğimi hala çok iyi hatırlıyorum. Yaz tatillerini sürekli yurtlarda geçiren birisiydim sabahları soğuk suyla üşüye üşüye uyanıyorduk ailemizle bile görüşme fırsatımız pek yoktu hala o atmosferin etkisini psikolojik olarak hissediyorum, etkileri devam ediyor.
ilk taciz animi bana kuran kursu hediye etti, hepsinin koku kuruyacak.
 
Sonne bey bana diyor ki doktora git sağlığına baktır, tamam gideyim de doktor yokki sağlık ocağına git neren ağrıyor şuram muayene felan yok, ilacı daya yaz hemen, doktor yok doktor, kötü kelime kullanmak istemiyorum, doktor bulsam altına yatacam durum aynı bu şekil, sağlık mağlık yok, kuru soğana devam
Nasıl hissettiğinizi çok iyi anlıyorum. Malum kişi Yahudi ve doktorlara yurtdışına çıkma iznini bile bile verdi. Doktorlar ülkeden gitsin, sağlık çöksün ekonomi bitik, ekonominin bitik olması doktorları gitmeye daha fazla teşvik etsin diye yaptı bunu. Evet ülkede sağlık hizmeti çökmüş olabilir, doktor da olmayabilir ama iyileşmek için asla pes etmeyin. Bir kapı kapanır, bir başka kapı açılır hiç anlamazsınız. Yapmanız gereken açılacak kapıyı bulmak, bu da en zor olanı biliyorum. Umarım iyileşirsiniz, en iyi dileklerimle.
 
Sonne bey bana diyor ki doktora git sağlığına baktır, tamam gideyim de doktor yokki sağlık ocağına git neren ağrıyor şuram muayene felan yok, ilacı daya yaz hemen, doktor yok doktor, kötü kelime kullanmak istemiyorum, doktor bulsam altına yatacam durum aynı bu şekil, sağlık mağlık yok, kuru soğana devam
kucuklugumden hatirliyorum da, herkesin gonderildigi kuran kurslarina ben de gonderilmistim. yaklasik 6-7 yaslarimdaydim sanirim. kursta sabahtan aksama kadar surekli kuran okutulurdu. ne yazdigi hakkinda hicbir fikrim yoktu, belki iyi belki de kotuydu bilmiyordum o zamanlar. ama ufacikken bile kuran okuma olayindan etimle kemigimle nefret ederdim. beni sandalyede zorla tutarlardi, aglayarak tehditleri yuzunden okumak zorunda kalirdim. dis kapilar kapali olurdu, tirmanarak kacmaya calisirdim. ogretmenlere saldirirdim hatta. sonradan kursun yahudi bir tarikata ait oldugunu ogrendim buyudugumde. hatta muhurlemisler falan.. sadece kurandan degil ezandan da nefret ederdim. ailem beni defalarca hocalara goturmustu, hepsi benim 'cinli' oldugumu soylemisti, sacma sapan seyler yapmislardi. baska bir sey daha var. ben hayatim boyunca leydi astarteyi hep afrodit olarak tanidim. kendimi bildim bileli ona adanmis sembollere cok duskunum. deniz kabuklari, guller, onun renkleri, onun kokulari.. satanist olmadan once de afrodit olarak bilip ona kendimce ritueller yapardim, hep dua ederdim. tum bu anlattiklarim centil olmamdan mi kaynaklaniyor? ayrica iran kokenliyim, onlarin da centil oldugu biliniyordu sanirim. bir alakasi olabilir mi yoksa dini travmadan mi ibaret butun hepsi?
ayrica simdi aklima geldi, sise iran kokenli oldugumdan bahsetmistim. bunun yani sira dedem, babam, babaannem, halalarim hepimiz bir sekilde ruyahaniyetle ugrasiyoruz. hepsi neredeyse kendilerini ateist olarak tanitiyorlar ama reiki, meditasyon yapiyorlar. hatta babam ve halamla konusurken seytanin cennetten atilmasi sicmigina sacmalik deyip gulmuslerdi. neyse uzatmiyorum, cok uzun yasiyorlar. babaannem 70 yasinda ve acayip genc gozukuyor, dedem de ayni sekilde. dedemin annesi 110 yasindayken kosuyor, hafizasi seni beni gecer. ruyaniyet arttikca omur az da olsa uzar gibi bir sey yazmisti gecen bir kullanici. alakasi var mi?
 
ayrica simdi aklima geldi, sise iran kokenli oldugumdan bahsetmistim. bunun yani sira dedem, babam, babaannem, halalarim hepimiz bir sekilde ruyahaniyetle ugrasiyoruz. hepsi neredeyse kendilerini ateist olarak tanitiyorlar ama reiki, meditasyon yapiyorlar. hatta babam ve halamla konusurken seytanin cennetten atilmasi sicmigina sacmalik deyip gulmuslerdi. neyse uzatmiyorum, cok uzun yasiyorlar. babaannem 70 yasinda ve acayip genc gozukuyor, dedem de ayni sekilde. dedemin annesi 110 yasindayken kosuyor, hafizasi seni beni gecer. ruyaniyet arttikca omur az da olsa uzar gibi bir sey yazmisti gecen bir kullanici. alakasi var mi?
ruhaniyet**
 
Nasıl hissettiğinizi çok iyi anlıyorum. Malum kişi Yahudi ve doktorlara yurtdışına çıkma iznini bile bile verdi. Doktorlar ülkeden gitsin, sağlık çöksün ekonomi bitik, ekonominin bitik olması doktorları gitmeye daha fazla teşvik etsin diye yaptı bunu. Evet ülkede sağlık hizmeti çökmüş olabilir, doktor da olmayabilir ama iyileşmek için asla pes etmeyin. Bir kapı kapanır, bir başka kapı açılır hiç anlamazsınız. Yapmanız gereken açılacak kapıyı bulmak, bu da en zor olanı biliyorum. Umarım iyileşirsiniz, en iyi dileklerimle.
Benim birşeyim yok iyiyim, insanlarla uğraşmaktan biraz tepem attı, hasta olan kişi çalışabilirmi ? sıva boya yapabilirmi ne hastası hasta sistem sistem hasta olmuş, doktorlar hasta olmuş banane, ben iyiyim aman bu müptezeller benden uzak olsun, bana diyorki bu insan artığı piskiyatrist, çay içme bak bak ulan ben anamdan doğduğumdan beri çay içiyorum şerefsiz, onu yeme bunu yeme b..okmu yiyelim, Esenlikler
 
Birde şu var bu adam çok sinirli o halde hasta yok ppiplolar yok bilmem ne, afferdersiniz poposundan hastalık uydurmuşlar, hastanede engelliye taciz etmişler, bu konuya sinirlenmeyelim küfür etmeyelim, ulan biz insanız insan buna nasıl sinirlenmem robotmuyum ben
 
İlaçların uzun vadede yarardan çok zarar getirdiği, insanlar için problem yarattığı doğru. Bunun sektör tarafından suistimal edilerek bir kitle kontrol aracına dönüştürüldüğü de doğru. En ufak durumlarda dahi ilaç verilerek insanların mental olarak zayıflaştırıldığı da doğru. Evet, bunlar doğru ve onlarca yıldır da bilinçli olarak uygulanıyor. Peki neden insanlar ilaç kullanıyor?

Bunun ana sebebi, ilaçları kullanan insanların, bu zararları kabul etmek durumunda kalacak kadar yardıma ihtiyaç duymaları. Eğer kişinin ciddi duygusal problemleri varsa, mental olarak aşırı dengesiz ise ve bu onu hayatını yaşamaktan gerçekten alıkoyuyorsa, o hâlde kişi ilaçlara başvurmak isteyecektir. Zira ilaçlar kimyasaldır, bu sebeple de zihne direkt etkileri vardır. Kişi bunların uzun vadeli zararlarını, yan etkilerini ya da hissettirdiği tuhaf şeyleri bilse bile, insan beyninin çalışma yapısı sebebiyle bunlar görmezden gelinecektir.

Beyni uzun vadeli etkileri değerlendirecek şekilde çalışmaya yöneltmek çok zordur, insanlar kısa ve orta vadeli düşüncelerle yaşamayı tercih ederler. Birine "Bunu bırakmazsan 10 yıl sonra çok ciddi problemlerle karşılaşacaksın." diyebilirsiniz ama beyin, 10 yıl sonrasında gelecek problemleri engellemek için bu 10 yıl boyunca daha fazla acı çekme durumunu kabullenmek istemez. Belirttiğim gibi, bu, basitçe zihnimizin çalışma mantığına terstir ve buna ikna olmak için kendimizi yeniden programlamak gerekir.

Peki temel duygusal dengeye bile sahip olmayan birinden, bu denli kompleks düşünce yapılarını uygulamasını nasıl bekleyebiliriz? Bunları bekleyemeyiz, çok yoğun bir acı varsa kişi sadece acıyı susturmak ve biraz huzur bulmak isteyecektir. Dolayısıyla demek istediklerinizi anlasam da, insanlar bu kadar güçlü davranamazlar. Ortada güç inşa edecekleri uygun bir ortam yoktur. Yani insanlara bu konuda sitem etseniz ve söylediklerinizi tekrar etseniz dahi, bu, onları öylece ilaç kullanmaktan vazgeçirmeyecektir.

Buradaki ilaca başvuran üyeler genellikle genç yaşta olan Zevistler, bu insanlar çok ufak yaşlardan itibaren onları travmatik deneyimlere yönlendiren kötü şartlardan geliyorlar. Bu kötü şartlar uzun yıllar devam ettiği için de güçleniyorlar. Mesela 20 yaşında olan biri, çok kötü bir ailede doğmuşsa, herhangi bir abartma olmaksızın sahiden de hayatının tamamını bu kötü şartların içinde geçirmiş demektir. Tek bildiği acı ve travma olan insanlara da basitçe "ilaç kullanma, bunlar zararlıdır" diyemeyiz. Burada yok olmanın eşiğine gelmiş bir psikoloji vardır.

Burada bahsettiklerim ile birlikte temel bir karşılıklı anlayış geliştirilirse, ruhani çözümleri ancak ondan sonra konuşabiliriz.

Zevizm'e gelen ve ilaç kullanan biri, eğer ilaçları bırakabilecek kadar iyi durumdaysa, büyük ihtimalle bırakmalıdır. Eğer ilaçlarını bırakamıyorsa, o hâlde kullanmaya devam edebilir ama odaklanan amaç daima, bu ilaçlara ihtiyaç duymayacak kadar iyileşmiş ve yükselmiş biri olmakta olmalıdır. Bunun için de meditasyon gerekir. Kişi ilaçlarını kullanmaya devam eder ve bu şekilde meditasyon yapmaya odaklanabilecek kadar stabil bir duygusal ve zihinsel durum elde eder. Bu durumu kullanarak yoğun bir şekilde meditasyon yapar ve dolaylı yoldan iyileşmeye başlar. Meditasyonlarla beraber ruhani olarak güçlendikçe de rünler, kareler ve ritüeller gibi ruhani enstrümanları kullanarak iyileşme sürecini hızlandırır.

Burada yapılan şey nedir? Burada yapılan şey, kişinin ruhani gücünün, ilaçlardan daha fazla etki yaratabilecek seviyelere gelmesidir. Eğer kişi duygusal bedenini iyileştirmek için bir çalışma yapabiliyorsa ve bu çalışma gerçekten de oldukça hissedilebilir sonuçlar doğuruyorsa, o hâlde ilacı bırakması daha kolay olmayacak mıdır? Evet, daha kolay olacaktır. Akıllıca bir planlama yapılarak hem ilaçlar bırakılabilir hem de kişi, hayatını değiştirmek için ruhani pratikleri uygulayabileceğini görmüş olur. Bu, ilaçları aniden bırakıp, duygusal problemlerden kıvranarak acı çekmesinden ve meditasyon yapmayı bir kenara bırakın, Tanrılara dua bile edemeyeceği kadar dengesizleşmesinden yeğdir.

Size de tavsiyem, düşüncelerinizde haklılık payı olduğunu bilmenize rağmen bu kadar siyah-beyaz düşünmeyi bırakmanız ve bunun yerine ilaç kullanan Zevistleri yukarıda bahsettiğim ruhani iyileşme yoluna teşvik etmenizdir. Eğer sizin de kişisel problemleriniz varsa, ilaç kullanmayacak kadar dayanabiliyorsanız ama bu problemleri iyileştirmek için herhangi bir aktif çabanız yoksa, o hâlde siz de gerekli ruhani pratikleri uygulayarak hayatınızı iyileştirebilirsiniz. İnsanlar sürekli acı çekmeye dayanamazlar ve dengesizleşirler.
 
Benim birşeyim yok iyiyim, insanlarla uğraşmaktan biraz tepem attı, hasta olan kişi çalışabilirmi ? sıva boya yapabilirmi ne hastası hasta sistem sistem hasta olmuş, doktorlar hasta olmuş banane, ben iyiyim aman bu müptezeller benden uzak olsun, bana diyorki bu insan artığı piskiyatrist, çay içme bak bak ulan ben anamdan doğduğumdan beri çay içiyorum şerefsiz, onu yeme bunu yeme b..okmu yiyelim, Esenlikler
14 Senedir hastalıklarla mücadele ediyorum ve bu zamana dek iyileşeceğime dair olan inancımı ve ümidimi asla kaybetmedim. Sistem sorunlu olabilir ama siz bu sistemin istediği insanlardan biri olmayın.

Hastalığımı bir tür hazine gibi de görüyorum aslında. İyi ki de var. O olmasaydı derin bilgi seviyesine ulaşamayacak, ya da sorgulayamayacaktım belki de hayatı. Bana o kadar çok şey kazandırdı ki. Ama kaybettirdiği çok şey de oldu, uzun seneler gibi. Ama bildiğim bir şey var, önemli olan geçen zaman değil, gelen zamanın kendisi. Peki gelecekte iyileşecek ve sorunlarımdan kurtulacak mıyım? İşte buna zaman karar veremez, benim çabalarım ve ümidim karar verir. Aynı şekilde sizin de çabalarınız ve ümidiniz karar verecek, iyileşecek misiniz? Ya da daha iyi bir hayata ulaşacak mısınız? İşte bunların hepsi çaba ve ümitten ibarettir.

Biliyorum, ne kadar çaba göstersek de uğraşsak da istediğimiz şeylere ulaşamıyoruz çünkü ulaşmamızı engelleyen o kadar çok şey var ki. Ama ömrümüzün sonuna kadar istediklerimize ulaşmak için savaşmadan durmayalım, çünkü savaştığımızda en azından kazanma ihtimalimiz var ama eğer savaşmazsak yalnızca kaybederiz. Ne kadar ümitsiz olsak da, çabalasak da, hiç olmaz desek de yine istediklerimize ulaşmamıza, en değerli şey olan sağlımıza ulaşmak için savaşmayı asla durdurmayalım. Böylece en azından kazanma ihtimalimiz olur.

Sağlıcakla kalın, mutlu kalın, esen kalın, güçlü kalın.
 
14 Senedir hastalıklarla mücadele ediyorum ve bu zamana dek iyileşeceğime dair olan inancımı ve ümidimi asla kaybetmedim. Sistem sorunlu olabilir ama siz bu sistemin istediği insanlardan biri olmayın.

Hastalığımı bir tür hazine gibi de görüyorum aslında. İyi ki de var. O olmasaydı derin bilgi seviyesine ulaşamayacak, ya da sorgulayamayacaktım belki de hayatı. Bana o kadar çok şey kazandırdı ki. Ama kaybettirdiği çok şey de oldu, uzun seneler gibi. Ama bildiğim bir şey var, önemli olan geçen zaman değil, gelen zamanın kendisi. Peki gelecekte iyileşecek ve sorunlarımdan kurtulacak mıyım? İşte buna zaman karar veremez, benim çabalarım ve ümidim karar verir. Aynı şekilde sizin de çabalarınız ve ümidiniz karar verecek, iyileşecek misiniz? Ya da daha iyi bir hayata ulaşacak mısınız? İşte bunların hepsi çaba ve ümitten ibarettir.

Biliyorum, ne kadar çaba göstersek de uğraşsak da istediğimiz şeylere ulaşamıyoruz çünkü ulaşmamızı engelleyen o kadar çok şey var ki. Ama ömrümüzün sonuna kadar istediklerimize ulaşmak için savaşmadan durmayalım, çünkü savaştığımızda en azından kazanma ihtimalimiz var ama eğer savaşmazsak yalnızca kaybederiz. Ne kadar ümitsiz olsak da, çabalasak da, hiç olmaz desek de yine istediklerimize ulaşmamıza, en değerli şey olan sağlımıza ulaşmak için savaşmayı asla durdurmayalım. Böylece en azından kazanma ihtimalimiz olur.

Sağlıcakla kalın, mutlu kalın, esen kalın, güçlü kalın.
Geçmiş olsun , şükürler olsun bir hastalığım yok, gelişmeye uğraşıyoruz sizede Sağlıklı uzun ömürler olsun gelişmeniz daim olsun Esenlikler
 
İlaçların uzun vadede yarardan çok zarar getirdiği, insanlar için problem yarattığı doğru. Bunun sektör tarafından suistimal edilerek bir kitle kontrol aracına dönüştürüldüğü de doğru. En ufak durumlarda dahi ilaç verilerek insanların mental olarak zayıflaştırıldığı da doğru. Evet, bunlar doğru ve onlarca yıldır da bilinçli olarak uygulanıyor. Peki neden insanlar ilaç kullanıyor?

Bunun ana sebebi, ilaçları kullanan insanların, bu zararları kabul etmek durumunda kalacak kadar yardıma ihtiyaç duymaları. Eğer kişinin ciddi duygusal problemleri varsa, mental olarak aşırı dengesiz ise ve bu onu hayatını yaşamaktan gerçekten alıkoyuyorsa, o hâlde kişi ilaçlara başvurmak isteyecektir. Zira ilaçlar kimyasaldır, bu sebeple de zihne direkt etkileri vardır. Kişi bunların uzun vadeli zararlarını, yan etkilerini ya da hissettirdiği tuhaf şeyleri bilse bile, insan beyninin çalışma yapısı sebebiyle bunlar görmezden gelinecektir.

Beyni uzun vadeli etkileri değerlendirecek şekilde çalışmaya yöneltmek çok zordur, insanlar kısa ve orta vadeli düşüncelerle yaşamayı tercih ederler. Birine "Bunu bırakmazsan 10 yıl sonra çok ciddi problemlerle karşılaşacaksın." diyebilirsiniz ama beyin, 10 yıl sonrasında gelecek problemleri engellemek için bu 10 yıl boyunca daha fazla acı çekme durumunu kabullenmek istemez. Belirttiğim gibi, bu, basitçe zihnimizin çalışma mantığına terstir ve buna ikna olmak için kendimizi yeniden programlamak gerekir.

Peki temel duygusal dengeye bile sahip olmayan birinden, bu denli kompleks düşünce yapılarını uygulamasını nasıl bekleyebiliriz? Bunları bekleyemeyiz, çok yoğun bir acı varsa kişi sadece acıyı susturmak ve biraz huzur bulmak isteyecektir. Dolayısıyla demek istediklerinizi anlasam da, insanlar bu kadar güçlü davranamazlar. Ortada güç inşa edecekleri uygun bir ortam yoktur. Yani insanlara bu konuda sitem etseniz ve söylediklerinizi tekrar etseniz dahi, bu, onları öylece ilaç kullanmaktan vazgeçirmeyecektir.

Buradaki ilaca başvuran üyeler genellikle genç yaşta olan Zevistler, bu insanlar çok ufak yaşlardan itibaren onları travmatik deneyimlere yönlendiren kötü şartlardan geliyorlar. Bu kötü şartlar uzun yıllar devam ettiği için de güçleniyorlar. Mesela 20 yaşında olan biri, çok kötü bir ailede doğmuşsa, herhangi bir abartma olmaksızın sahiden de hayatının tamamını bu kötü şartların içinde geçirmiş demektir. Tek bildiği acı ve travma olan insanlara da basitçe "ilaç kullanma, bunlar zararlıdır" diyemeyiz. Burada yok olmanın eşiğine gelmiş bir psikoloji vardır.

Burada bahsettiklerim ile birlikte temel bir karşılıklı anlayış geliştirilirse, ruhani çözümleri ancak ondan sonra konuşabiliriz.

Zevizm'e gelen ve ilaç kullanan biri, eğer ilaçları bırakabilecek kadar iyi durumdaysa, büyük ihtimalle bırakmalıdır. Eğer ilaçlarını bırakamıyorsa, o hâlde kullanmaya devam edebilir ama odaklanan amaç daima, bu ilaçlara ihtiyaç duymayacak kadar iyileşmiş ve yükselmiş biri olmakta olmalıdır. Bunun için de meditasyon gerekir. Kişi ilaçlarını kullanmaya devam eder ve bu şekilde meditasyon yapmaya odaklanabilecek kadar stabil bir duygusal ve zihinsel durum elde eder. Bu durumu kullanarak yoğun bir şekilde meditasyon yapar ve dolaylı yoldan iyileşmeye başlar. Meditasyonlarla beraber ruhani olarak güçlendikçe de rünler, kareler ve ritüeller gibi ruhani enstrümanları kullanarak iyileşme sürecini hızlandırır.

Burada yapılan şey nedir? Burada yapılan şey, kişinin ruhani gücünün, ilaçlardan daha fazla etki yaratabilecek seviyelere gelmesidir. Eğer kişi duygusal bedenini iyileştirmek için bir çalışma yapabiliyorsa ve bu çalışma gerçekten de oldukça hissedilebilir sonuçlar doğuruyorsa, o hâlde ilacı bırakması daha kolay olmayacak mıdır? Evet, daha kolay olacaktır. Akıllıca bir planlama yapılarak hem ilaçlar bırakılabilir hem de kişi, hayatını değiştirmek için ruhani pratikleri uygulayabileceğini görmüş olur. Bu, ilaçları aniden bırakıp, duygusal problemlerden kıvranarak acı çekmesinden ve meditasyon yapmayı bir kenara bırakın, Tanrılara dua bile edemeyeceği kadar dengesizleşmesinden yeğdir.

Size de tavsiyem, düşüncelerinizde haklılık payı olduğunu bilmenize rağmen bu kadar siyah-beyaz düşünmeyi bırakmanız ve bunun yerine ilaç kullanan Zevistleri yukarıda bahsettiğim ruhani iyileşme yoluna teşvik etmenizdir. Eğer sizin de kişisel problemleriniz varsa, ilaç kullanmayacak kadar dayanabiliyorsanız ama bu problemleri iyileştirmek için herhangi bir aktif çabanız yoksa, o hâlde siz de gerekli ruhani pratikleri uygulayarak hayatınızı iyileştirebilirsiniz. İnsanlar sürekli acı çekmeye dayanamazlar ve dengesizleşirler.
Ben ilaç içmiyorum, yoğurt yiyorum, kefir içiyorum çay sigara içiyorum soğuk su içiyorum, ne biliyim çalışıyorum korku geliyor mesala bunaltı felan sıkıntı diyelim geliyor, başım ağrıyor iyice böyle bitiyorum sanki, bazende şöyle diyorum şöyle bir darlansam korksam iyice acaba ne olacak merakta ediyorum, iyice bir üzülsem diyorum öyle dediğim zamanda gelmiyor, gardaş bizim oralarda derlerki acı patlıcanı kırağı çalmaz, amasyanın bardağı biri olmazsa biri daha, tohumuna paramı verdim banane YÜCE TANRI bilir, ben ilkokul mezunu bir insanım ben ne anlarım piskiyariden, şunu gördüm yalnız şahit oldum, ne bir muayene kan testi vs vs hiç birşey yok, ben orda yalanda konuşsam piskiyris ne pislik bir bilimse nasıl benim konuşmama göre ilaç yazıyor, benmiyim doktor ben anlatıyorum müptezel piskiyaris ilaç ne ilacı uyuşturucu xanax yazıyor, eczaneci korktu reçeteyi görünce, kimliğimi istedi sorular sordu eyvah dedim ayvayı yedik, size samimi soruyorum bu piskiyarisler torbacılıkta yapıyorlarmı ? ben doktorlara zaten iyi gözle bakmıyordum, demekki benim 3.gözüm açık hissediyorum ya, bunlar kötülüğe hizmet ediyor yhvye Esenlikler
 
14 Senedir hastalıklarla mücadele ediyorum ve bu zamana dek iyileşeceğime dair olan inancımı ve ümidimi asla kaybetmedim. Sistem sorunlu olabilir ama siz bu sistemin istediği insanlardan biri olmayın.

Hastalığımı bir tür hazine gibi de görüyorum aslında. İyi ki de var. O olmasaydı derin bilgi seviyesine ulaşamayacak, ya da sorgulayamayacaktım belki de hayatı. Bana o kadar çok şey kazandırdı ki. Ama kaybettirdiği çok şey de oldu, uzun seneler gibi. Ama bildiğim bir şey var, önemli olan geçen zaman değil, gelen zamanın kendisi. Peki gelecekte iyileşecek ve sorunlarımdan kurtulacak mıyım? İşte buna zaman karar veremez, benim çabalarım ve ümidim karar verir. Aynı şekilde sizin de çabalarınız ve ümidiniz karar verecek, iyileşecek misiniz? Ya da daha iyi bir hayata ulaşacak mısınız? İşte bunların hepsi çaba ve ümitten ibarettir.

Biliyorum, ne kadar çaba göstersek de uğraşsak da istediğimiz şeylere ulaşamıyoruz çünkü ulaşmamızı engelleyen o kadar çok şey var ki. Ama ömrümüzün sonuna kadar istediklerimize ulaşmak için savaşmadan durmayalım, çünkü savaştığımızda en azından kazanma ihtimalimiz var ama eğer savaşmazsak yalnızca kaybederiz. Ne kadar ümitsiz olsak da, çabalasak da, hiç olmaz desek de yine istediklerimize ulaşmamıza, en değerli şey olan sağlımıza ulaşmak için savaşmayı asla durdurmayalım. Böylece en azından kazanma ihtimalimiz olur.

Sağlıcakla kalın, mutlu kalın, esen kalın, güçlü kalın.
Birde şurda yanlışsınız hiç bir insan sürekli acı çekmez, böyle birşey yok, o laf kuruntu bir laf sürekli acı olmaz insan alışır zaten beyin endorfin salgılar acıyı keser, sürekli acı demek neyi çağrıştırıyor siz bilirsiniz, onun için öyle demeyin zoraki koşmayın sürekli acımı olur ? mızmızlık yaparsan acıyı büyütürsün kafanda, beni ne sandınız biz köyde çobanlık yaptuk esenlikler
 
Geçmiş olsun , şükürler olsun bir hastalığım yok, gelişmeye uğraşıyoruz sizede Sağlıklı uzun ömürler olsun gelişmeniz daim olsun Esenlikler
Çok teşekkür ederim bu değerli sözleriniz için. Hastalığınız olmamasına çok sevindim. Sağlık konusunda mesajlar attığınız için hastalığınız olabileceğini düşünmüştüm. Fakat dediğim gibi olmamasına gerçekten sevindim.

Gelişeceğinize eminim, daha önünüzde koca bir ömür var.

Günün her dakikası her konuda derin düşünen birisi olarak her zaman gelişmeye önem verdiğimi söylemek hiç yanlış olmaz. Düşünerek birçok yeni şey de keşfettim. Umarım gelecekte kendi laboratuvarımda deneylerini yaparak doğruluklarını kesinleştirmek nasip olur, çünkü şu anda hepsi sadece birer düşüncenin ürünü ve doğruluk payları yok.

Dünya öyle çok berbatlaştı ki, depresyonlar arttı, intiharlar çoğaldı. Eskiden mutlu olan çocuklar, çeşitli sorunlarla yüzleşmeye başladı. Dünyanın ekonomik dengesi ise sarsıldı. Tüm bunlara sebep olan Yahudiler kıskıs gülerken Tanrı/çalar bize el uzattı.

Beni en üzen şey ne oldu biliyor musunuz? Güven yok oldu. Güvenin olmadığı yerde birlik, beraberlik ve dayanışma olmaz. Tüm bunların olmadığı yerde ise sorunlar bitmez. Umarım toplumlarımıza en önemli şey olan güveni geri getirebiliriz.

Sağlıklı ya da uzun bir ömrüm olur mu bilmiyorum ama kesin olarak bildiğim şey mezara gireceğim. Ama mezara nasıl gireceğim önemli. Ben ise bunun için çalışıyorum.

Değerli yanıtınız için yeniden teşekkürler. Esen kalın.
 
Birde şurda yanlışsınız hiç bir insan sürekli acı çekmez, böyle birşey yok, o laf kuruntu bir laf sürekli acı olmaz insan alışır zaten beyin endorfin salgılar acıyı keser, sürekli acı demek neyi çağrıştırıyor siz bilirsiniz, onun için öyle demeyin zoraki koşmayın sürekli acımı olur ? mızmızlık yaparsan acıyı büyütürsün kafanda, beni ne sandınız biz köyde çobanlık yaptuk esenlikler
Mızmızlık derken ne demek istiyorsunuz? Ve benim ne yaşadığımı bilmeden nasıl böyle bir çıkarımda bulunabiliyorsunuz? Ben size insanca bir yanıt verirken siz bana ancak bir çobanın seviyesinde yanıt verebiliyorsunuz, bu da sizin seviyenizi gösteriyor. Hayatım boyunca mızmızlık yapmadım, ancak size insanca bir yanıt verilmesine rağmen böyle yanıtlar verebiliyorsanız hem size sunulan desteğe hem de size destek olan kişiye karşı mızmızlık yapıyorsunuz demektir.

Kuru soğan yemeye devam edin, belki bir faydası dokunur. ESENLİKLER
 
Mızmızlık derken ne demek istiyorsunuz? Ve benim ne yaşadığımı bilmeden nasıl böyle bir çıkarımda bulunabiliyorsunuz? Ben size insanca bir yanıt verirken siz bana ancak bir çobanın seviyesinde yanıt verebiliyorsunuz, bu da sizin seviyenizi gösteriyor. Hayatım boyunca mızmızlık yapmadım, ancak size insanca bir yanıt verilmesine rağmen böyle yanıtlar verebiliyorsanız hem size sunulan desteğe hem de size destek olan kişiye karşı mızmızlık yapıyorsunuz demektir.

Kuru soğan yemeye devam edin, belki bir faydası dokunur. ESENLİKLER
Size demedim mızmız kimseye demedim ben sisteme karşı öfkeleyim onun için öyle dedim Esenlikler
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top