amenia
New member
- Joined
- Mar 18, 2023
- Messages
- 8
Herkese Esenlikler,
Umarım tüm kardeşlerim kendilerini iyi ve güvende hissediyordur. Sizlere bu başlık ve forum sayesinde hikayemi ve birtakım sorularımı aktaracağım. Şunu belirtmek isterim ki, hayatımda ilk defa bir forum sitesinde içerik paylaşıyorum. Uzun süredir bu forumun varlığını bilmeme rağmen burada hikayemi anlatmamı doğru bulmamıştım. Fakat bugününün doğru zaman olduğunu hissediyorum. (Hissetmek ile kalmadım, sakracıma sordum ve yazının ilerisindeki olay ile birlikte bunu yapmam gerektiğine karar verdim.) O sebeple hem çok heyecanlıyım, hem de buradaki diğer kardeşlerimin fikirlerini alacağım için de çok sevinçliyim. Uzun bir yazı olacak, şimdiden okuyan herkese teşekkür ederim.
İlk önce SS ile nasıl tanıştığımı anlatacağım:
Türkiye'de yaşayan birçok kardeşim gibi ben de müslüman olan bir ailede büyüdüm. Fakat ailem din konusunda hiçbir zaman zorlayıcı olmadı. Hatta özellikle annemin İslam ile neredeyse hiçbir ilişkisinin olmadığını bile söyleyebilirim. Sadece öğretilmiş bilgileri kullanıyordu. Fakat onu neredeyse hiçbir zaman İslam ile ilgili "ibadet" denilen birtakım şeyleri yaparken görmedim. Çoğu kardeşimizden bu konuda belki de daha şanslı olduğum için Tanrılarımıza tekrardan teşekkür etmek istiyorum.
Doğduğum günden itibaren çevremdeki insanlardan farklı olarak ilginç rüyalar görüyordum. Bunların bazıları gelecek ile alakalı bazıları ise geçmiş ile alakalı idi. Birkaç kez rüyamda gördüğüm korkutucu imgeler ve olaylar sayesinde fiziksel hayatta yaşayacağım birtakım problemleri önlediğimi bile söylebilirim. 13 yaşıma kadar bu rüyaların altında yatan temel sebebin İslam öğretisinden kaynaklı olduğunu düşünüyordum. Çünkü o zamanlar bize okulda zorla öğretilen "Din Kültürü" dersinde "öğretmenler" sıklıkla bana bunu ifade ediyorlardı. Ama o yaşta bile bana mantıksız gelen çok şey vardı. Sorularıma kimse gereken cevabı vermiyordu. Diğer dinler hakkında kimse bilgi vermiyordu. Din öğretmenleri ile çok kez tartıştım. Hatta biri bana zorla kuran okutmaya/öğretmeye çalışırken ban komik geldiği için güldüm ve o öğretmen denilen kişi de "İçine senin Şeytan kaçmış, sen öğrenemezsin." demişti. Neden garip rüyalar gördüğümü anlamıyordum, bana sadece her gün yatmadan önce beş farklı İslam'a ait dua okumam gerektiğini belirtiyorlardı. Etrafımda benimle aynı yaşta olan arkadaşlarım, teyzelerimin ve geri kalan büyüklüklerin düşüncesi de aynı olunca, o zamanlar bunun doğru olduğunu düşünerek her gece yatmadan önce denileni yaparak bana öğretilen ve zorla ezberletilen (ders için notlandırma yapılıyordu.) duaları okumaya başladım. (Annem bunu tuhaf buluyordu, o zamanlar. Haklıydı da.) Fakat kabus sayılarım her geçen gün arttı. Ben de her geçen gün devam ettim, ne de olsa bana öğretilen şey buydu (!). Bir gün, hatırlayamadığım bilinç altı rüyası olarak adlandırdığım bir rüyadan farklı bir rüyaya atladım. Rüya defterime şöyle not almışım, size aktarıyorum:
"Uzaktan kendimi izlemeye başladım. Sanki rüyanın içinde değilmişim gibiydi. Kendimi 25 yaşında, üzerimde mavi bir bluz içinde gördüm. Etrafımdaki insanlara birtakım şeyler anlatıyordu. Daha sonra o insanları arkasındaki kütüphaneyi gezdirmeye başladı. En önde yürüyordu, rehber gibiydi(m), ama sonra kütüphanedeki ışıklar tek tek kapanmaya başladı. Zihnim bir anda karardı. Kafamın içindeki erkek sesi "uyan" dedi. Ama uyanamadım. Zihnim açıktı ama uyanamadım, hareket edemedim. Bir şey beni tutuyor, nefes almamı engelliyordu. İçimden bana öğretilen tüm duaları okumaya başladım. Fakat bir türlü kurtulamadım. İçimden Allah'a seslendim: "En zor anımda bana yardım etmeyecek, hiçbir duamı kabul etmeyeceksen sana bir daha inanmayacağım." Bunu dememe rağmen bana yardım etmedi ve uzun bir süre sonra kendi kendime "Şu anda burada beni tutan ne varsa gidicek" diye birkaç kez tekrar etmeye başladım. En sonunda uyandım. Uyandığımda yatağımın darmadağan olduğunu, yatağımın ise yan tarafa kaydığını gördüm. Ama hareketsiz durduğuma emindim. Korkarak annemin yanına gittim ve tüm gece orada uyudum."
Bu olaydan sonra bir daha İslam öğretisine yaklaşmadım, çünkü benim için artık bir yalandan ibaretti. Sonra kendimi boşlukta buldum. Birtakım ailevi meselelerden ötürü büyük bir depresyona girdim. 15 yaşında Hristiyanlık öğretisini merak ettim. Noel kavramı bana güzel geliyordu. Sanki daha önce Noel kutluyormuşum gibi hissediyordum. Ama bu hissin nereden geldiğini anlamıyordum. İlk önce onların "kutsal düşündükleri kitabı" okumaya başladım. İlk altı sayfasından sonra yalan ve bir masalmış gibi gelmeye başladı. İslam'dan bir farkı yok ki, dedim. Başka bir internet sitesinde "Gerçek Hristiyanlar, Noel kutlamaz." diye bir yazı gördüm. Yazıda Noel gelenekleri dahil olmak üzere pek çok geleneğin Pagan kültürüne ait olduğunu belirtip, Pagan dinine hakaret ediyordu. (Siteyi hatırlamıyorum. Aradan çok zaman geçti.) Hristiyanlık tüm çekiciliğini bu yazıdan sonra kaybetmişti. Yahudi öğretisine bakmaya çalıştım. Tek bir sitede Yahudilik hakkında bilgi okuduktan sonra aşırı rahatsız oldum. İçimi tuhaf bir nefret kapladı. Huzursuz oldum. Yahudi olmaktan anında vazgeçtim. Tanrı inancım olduğunu biliyordum, Ateist kalmak istemiyordum ama bir türlü onu/onları bulamadığımı hissediyordum. Ne zaman gördüğümü tam hatırlamadığım bir rüya gördüm. (Rüya defterime tarih atmamışım.) Rüyamı size aktarıyorum:
"Annem, erkek kardeşim ve ben ıssız bir ortamda tek katlı bir eve girdik. Ev köy evlerine benziyordu ama daha eski duruyordu. Nasıl tarif edilir bilemiyorum. Bir kadın, siyah bir kazanın önünde oturuyodu. Çok sevimliydi, bi anda korktu. Evin içerisine geldikten sonra kapıyı hızlıca kapattı. "Sizi takip ediyorlar." dedi. Bize bir içecek içirtti ve arka kapıdan bizi arabaya bindirdi. Gökyüzü çok güzel bir kızıl renk ile kaplıydı. Hem korkuyordum, hem de aslında mutluydum. Arkamızdan korkutucu bir varlık takip ediyordu. Sabah uyandıktan sonra aklıma gelen ilk kelime "Satanizm" idi. "
Kafamda karmaşa vardı. Birtakım dizilerden mi etkilenmiştim, yoksa depresyonda olduğum için mi bu rüyayı görmüştüm, bilemiyordum. (Fantasik dizileri seviyorum, çünkü. Etkilenmiş de olabilirdim. Ayrıca korku dizileri de izliyordum. Bilincimden kaynaklı olma ihitmali de vardı.) Hemen internete "Satanizm" yazdım. Herkesin ilk karşılaştığı yazılarla karşılaştım. Korktum ve kapattım. Ama merakım gitmedi. Çünkü Mısır ile ilgili edindiğim bilgilerden ötürü ve o zamanlar nereden geldiğini bilmediğim hislerim ile Tanrımız Amon Ra'ya büyük bir saygım vardı. Onun Satanizm ve bu olaylar ilişkisi olduğunu hissediyordum. Nedeni bilemiyordum ama Mısır ile ilgili de birçok rüya görüyordum. Ama hiçbir yerde Amon Ra ile satanizm arasındaki ilişki anlatan öyle bir yazı bulamadım. Derken Spiritüel Satanizm sitesine girdim. (Dürüst olmalıyım ki sitenin görünüşünü pek sevememiştim. En sevdiğim renklerden oluşuyordu ama gözümü çok yoruyordu. Yenilenen site daha okunaklı duruyor, katkıda bulunan herkesin emeğine teşekkür ediyorum.) Meraklıydım ve hızlıca tüm yazıları okumaya çalıştım. Satanist olmaya kararlıydım, ama hala korkuyordum. Adanma ayinimi yaptım. Ertesi gün, Spiritüel Satanizm sitesindeki mail adresine fake bir mailimden korkularımı ifade ettim. (O zamanlar Türkçe forum yoktu, mail vardı.) Bana o kadar yumuşak ve saygılı bir cevap verdiler ki ben de bu ruhani yolculuğa şans vermeliyim, dedim. (Bana kim cevap verdi, sitede içerik üretenler kim ya da forumda yönetici kim bilmiyorum. Ama teşekkür ediyorum.)
İşte bölye SS ailesine katıldım. Bu sene Mart ayından itibaren SS'te dördüncü seneme girdim. <3 Fakat ruhani çalışmalarda istediğim kadar ilerleyemedim. Bunun birçok sebebi oldu. Fakat her zaman yeniden başladım ve bazı noktalarda pes etme noktasına gelsem de hiçbir zaman tam olarak bırakmamaya çalıştım. Adanma ayinimi yaptıktan birkaç ay sonra üniversiteye başladım. COVID-19 döneminde babamın evde olmasından ötürü ve ağır depresyonumdan dolayı Ters Tevrat Ayinlerini ve Güç Meditasyonlarını yarıda bıraktım. COVID dönemi bitip, üniversite yüz yüze başladıktan sonra yurtta kalmaya başladım. Yalnız olduğum çok az bir vakit olduğundan basit meditasyon ve yoga yapıyordum. Mantra titretemiyordum, bu sebeple meditasyonlarımı, yogamı ve ritüellerimi istediğim gibi gerçekleştiremedim. Yalnız kaldığımda birkaç kez Tanrılarla iletişim kurmaya çalıştım. Tütsü yakmayı, aura temizlemeyi ve temel meditasyonları her gün yapmaya ve ihmal etmemeye çalıştım. (Sabahladığım ve yemek bile yemediğim o sıvadan ve proje öncesi günler hariç) Kendi çapımda ilk defa geçen sene Yule Bayramı'nı kutladım. Değer verdiğim insanlara kendim yaptığım birtakım hediyeler verdim ve güvendiğim birkaç kişiye "Pagan" olduğumu, çok güvendiklerime ise "Spritüel Satanist" olduğumu söyledim. Birçok arkadaşım benim anlattıklarım sayesinde Satanizm'e karşı bakış açısı değişti. (SS ailesine katılmasalar da bu beni oldukça mutlu etti.) Ama bu sürece boyunca hiç Koruyucu Demonum ile hiç iletişime geçmedim. Çünkü hiçbir zaman Güç Meditasyonlarında 40. güne gelemedim. Bu konuda mahcubiyet duyduğumdan da onunla iletişim kurmak istemedim. (Biraz size tuhaf gelebilir aslında. Çünkü koruyucu demonların ruhani sürecimizde yardımcı olduğunu biliyorum ama onunla tanışırken onu hissetmek istiyordum. Bu yüzden ilerlemeye ihtiyacım vardı.) Bir ay önce yaz tatili ile birlikte eve geldim ve tekrardan sitedeki (Ayrıca Joy of Satan sitesini de tekrardan okuyorum.) tüm yazıları okumaya başlayarak Güç Meditasyonlarına tekrardan başladım. (4. gündeyim.) Güç meditasyonlarının ikinci gününde garip, ilginç ve sizinle kesinlikle paylaşmam gerektiğini hissettiğim bir rüya gördüm. Aslında bu rüya ve sarkacım sayesinde foruma hikayemi anlatmaya karar verdim. Kara günlüğüme şöyle not almışım:
" Tarih:28.07.2023. Bilinç altıma bağlı tuhaf bir rüyanın ardından başka bir rüyaya geçiş yaptım. Bu rüyamda tanımadığım fakat önemli olduğunu varsaydığım bir insanı anmak adına bir müze ve onun yanında büyük bir hastanenin yakınındaydım. Fakat iki yapı da (Çevrede beş-altı tane daha farklı yapı vardı ama onlara çok odaklanamadım.) uzun zamandır kullanıma kapatılmıştı. Binalar o kadar bakımsızdı ki, ormanın içinde öylece duruyordu. Binaların 1800 -1920 yılları arasında yapıldığını söylebilirim, mimarisi o dönemki birçok batı akımına çok benziyordu. Çok eski figürler içermeyen oldukça günümüz binalarına benzeyen fakat içerisinde labirentimsi alanlar olan binalardandı. Daha sonra bu müze olarak düşündüğüm binaya birkaç kişi ile birlikte girdik. Rüyamdaki kişilerin hiçbirini tanımıyorum, zaten iletişim de kuramadım. Arada İngilizce konuşanlar ile anlaşmaya çalıştım ama İtalyanca ve bilmediğim farklı dillerde konuşan insanlar da vardı. Onlarla iletişim kuramadım. Daha sonra binanın içine girdim. Her şey tozluydu. Müzenin kime ait olduğunu da bilemedim. İçerdeki fotoğraflar siyah-beyaz ve bulanıktı. Eşyalar ise eski ve tozlu bir camın ardında idi. Giriş katı oldukça küçük olan binanın ikinci katı da vardı. İkinci kata çıkmak için merdivenlerden yukarı çıktım. Merdivenlerin korkulukları tahta ve işlemeli idi. Merdivenler ise tahta ile beton arası farklı bir malzemeden oluşuyordu. (Fakültemdeki merdivenler gibiydi, ama mermer kadar sert ya da kütüphanedeki gibi tahta değildi.) Benimle beraber de birçok kişi merdivenden yukarı doğru çıkmaya başladı. Altı merdivenden yukarı çıktıktan sonra yedinci merdiven aşağıya iniyordu. Benden daha önde olan yaşlı adam," Buradan gitmemiz lazım, lanetli bir şey burada bekliyor." dedi. "Bu merdivenlerin aşağıya inmesinin başka bir nedeni yok." diye ekledi. Adamın Hıristiyan olduğuna çok eminim, çünkü pantolunundan cebinden haç (yalancı olan) kolyesi sarkıyordu ve onu daha sonra eline alarak altıncı merdivene geri dönmeye çalıştı. Birçok kişi geri döndü. Ben ve az sayıda insan aşağıya inmeye başladık. Üç merdiven indik ve onuncu merdivene kadar geldik. Onuncu merdiven yıkılmıştı. Ben de dahil olmak üzere çoğu kişi bu sefer duvardaki merdiven kalıntılarına tutunmaya çalıştı. Ardından aşağıya baktık. Küçük bir alanda bir geçit/kapıda sıkışmış iki-iki buçuk metre boyunda, aşırı derece kaslı, ten rengi açık pembemsi olan eril görünümlü, uzun ve düz gri saçlara sahip olan bir varlık hareket etmeye çalışıyordu. Kelepçeli değildi, hapishane de gibi de değildi. Nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum ama hapsedilmiş veya tuzağa düşürülmüş gibiydi. İçimdeki ses onu kurtarmam gerektiğini, en azından yanına gitmem gerektiğini söyledi. Çünkü acı çektiğini hissediyordum. Herkes ondan korkuyordu, onlara saldıracağını düşünüyorlardı. İnsanların konuşmalarını anlamak için çabalarken bir anda elim merdiven kalıntısından kaydı ve düştüm. Nasıl olduğunu anlamadım ama o varlık da ben yere düştükten sonra sıkıştığı yerden çıktı. Elinde bir kağıt ve cebinin kenarında da bir asılı bir kitap vardı. Kağıtta rünlere benzer işaretler gördüm. Kitap ise baya eski gözüküyordu. Kitabı korumaya çalışıyor gibiydi. İnsanlar bağırmaya, çığlık atmaya ve titretmeye başladılar. O bir anda durdu ve herkesi enerjisi ile sakinleştirdi. Aslında bir yandan farklı bir yaratığa benziyordu, bir yandan insana. Yüzüne baktım. Enlemesine doğru genişti. Gözleri kahverengi ve kırmızı arasında parlıyordu. Hemen onun ayağının yanındaydım, yerden kalktım. Elindeki kağıda baktım. İlk dört tane harf rünlere çok benziyordu. Dört harfi okudum. O çok şaşırdı. Ben ona bu harfleri bildiğimi söyledim. Bana yankılı ve titreyen bir ses ile (mantaya çok benziyordu ama bir dil gibiydi) nereden bildiğimi sordu. Ben de ona bir Spiritüel Satanizm ve pagan olduğumu söyledim. Bana şaşkın bir ifade ile SS'lerin kalmadığını zannettiğini, sayılarının çok az olduğunu söyledi. Ardından uyandım."
Rüyamda rün olarak gördüğüm işaretleri siteden kontrol ettim fakat bulamadım. Burada görsel olarak paylaşım yapılıyorsa, rüyamda gördüğüm sembolleri sizlerle paylaşmak isterim. Çünkü unutmadan çizmeye çalışmıştım. Bu rüyanın ardından 29 Temmuz'da koruyucu demonuma ulaşmak için sarkaç yöntemini kullandım. Rüyadan sonra bunu yapmam gerektiğine hissettim. Sarkaç için bu yılın başında adeta "Beni satın al" diye bakan doğal bir taş kullanıyorum. 6-8 aydır boynumdan nadiren çıkarttığım koleyimin bu amaç için olduğunu hissediyordum ve sitede belirtilen talimatları uygulamaya başladım. İlk önce cevabını bildiğim soruları sordum, on-yirmi soruyu aralıksız doğru cevap verdikten sonra tekrar temizledim. Ardından koruyucu demonum ile ilgili birtakım sorularak sorak ismini öğrendim. Kendisi ve geçmiş yaşantım ile ilgili sorular sordum.
Şimdi, kardeşlerim sizlere birkaç sorum olacak:
1- Genel olarak rüyalarım hakkında ne düşünüyorsunuz? Rüyalar hakkında SS'de çok şey bulamadım. Varsa iletebilir misiniz?
2- 28 Temmuz 2023 tarihinde gördüğüm rüya hakkında ne düşünüyorsunuz? Sakracımdan, rüyamda gördüğüm varlık Tanrı mı diye sorduğumda "evet" cevabını aldım. Sizce gördüğüm bu varlık neydi? Beni kesinlikle huzursuz etmediğini belirtiyim.
3- Koruyucu Demon'umun ismini öğrendim ama sitede bulamadım. Mührü de doğal olarak yok. Ne yapmalıyım? Nasıl iletişim kursam daha iyi olur? Sakraç ile ona sorduğumda "Ouija Tahtası" kullanmam gerektiğini söyledi.
4- Sizin koruyucu demonunuz ile tanışma hikayeleriniz var mı? Tecrübelerimizi burada paylaşabilir miyiz?
Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Unuttuğum, yanlış yazdığım veya yanlış ifade ettiğim bir şey varsa affedin. Cevaplarınızı heyecanla bekliyorum.
Sevgiler,
İyi Günler <3
Umarım tüm kardeşlerim kendilerini iyi ve güvende hissediyordur. Sizlere bu başlık ve forum sayesinde hikayemi ve birtakım sorularımı aktaracağım. Şunu belirtmek isterim ki, hayatımda ilk defa bir forum sitesinde içerik paylaşıyorum. Uzun süredir bu forumun varlığını bilmeme rağmen burada hikayemi anlatmamı doğru bulmamıştım. Fakat bugününün doğru zaman olduğunu hissediyorum. (Hissetmek ile kalmadım, sakracıma sordum ve yazının ilerisindeki olay ile birlikte bunu yapmam gerektiğine karar verdim.) O sebeple hem çok heyecanlıyım, hem de buradaki diğer kardeşlerimin fikirlerini alacağım için de çok sevinçliyim. Uzun bir yazı olacak, şimdiden okuyan herkese teşekkür ederim.
İlk önce SS ile nasıl tanıştığımı anlatacağım:
Türkiye'de yaşayan birçok kardeşim gibi ben de müslüman olan bir ailede büyüdüm. Fakat ailem din konusunda hiçbir zaman zorlayıcı olmadı. Hatta özellikle annemin İslam ile neredeyse hiçbir ilişkisinin olmadığını bile söyleyebilirim. Sadece öğretilmiş bilgileri kullanıyordu. Fakat onu neredeyse hiçbir zaman İslam ile ilgili "ibadet" denilen birtakım şeyleri yaparken görmedim. Çoğu kardeşimizden bu konuda belki de daha şanslı olduğum için Tanrılarımıza tekrardan teşekkür etmek istiyorum.
Doğduğum günden itibaren çevremdeki insanlardan farklı olarak ilginç rüyalar görüyordum. Bunların bazıları gelecek ile alakalı bazıları ise geçmiş ile alakalı idi. Birkaç kez rüyamda gördüğüm korkutucu imgeler ve olaylar sayesinde fiziksel hayatta yaşayacağım birtakım problemleri önlediğimi bile söylebilirim. 13 yaşıma kadar bu rüyaların altında yatan temel sebebin İslam öğretisinden kaynaklı olduğunu düşünüyordum. Çünkü o zamanlar bize okulda zorla öğretilen "Din Kültürü" dersinde "öğretmenler" sıklıkla bana bunu ifade ediyorlardı. Ama o yaşta bile bana mantıksız gelen çok şey vardı. Sorularıma kimse gereken cevabı vermiyordu. Diğer dinler hakkında kimse bilgi vermiyordu. Din öğretmenleri ile çok kez tartıştım. Hatta biri bana zorla kuran okutmaya/öğretmeye çalışırken ban komik geldiği için güldüm ve o öğretmen denilen kişi de "İçine senin Şeytan kaçmış, sen öğrenemezsin." demişti. Neden garip rüyalar gördüğümü anlamıyordum, bana sadece her gün yatmadan önce beş farklı İslam'a ait dua okumam gerektiğini belirtiyorlardı. Etrafımda benimle aynı yaşta olan arkadaşlarım, teyzelerimin ve geri kalan büyüklüklerin düşüncesi de aynı olunca, o zamanlar bunun doğru olduğunu düşünerek her gece yatmadan önce denileni yaparak bana öğretilen ve zorla ezberletilen (ders için notlandırma yapılıyordu.) duaları okumaya başladım. (Annem bunu tuhaf buluyordu, o zamanlar. Haklıydı da.) Fakat kabus sayılarım her geçen gün arttı. Ben de her geçen gün devam ettim, ne de olsa bana öğretilen şey buydu (!). Bir gün, hatırlayamadığım bilinç altı rüyası olarak adlandırdığım bir rüyadan farklı bir rüyaya atladım. Rüya defterime şöyle not almışım, size aktarıyorum:
"Uzaktan kendimi izlemeye başladım. Sanki rüyanın içinde değilmişim gibiydi. Kendimi 25 yaşında, üzerimde mavi bir bluz içinde gördüm. Etrafımdaki insanlara birtakım şeyler anlatıyordu. Daha sonra o insanları arkasındaki kütüphaneyi gezdirmeye başladı. En önde yürüyordu, rehber gibiydi(m), ama sonra kütüphanedeki ışıklar tek tek kapanmaya başladı. Zihnim bir anda karardı. Kafamın içindeki erkek sesi "uyan" dedi. Ama uyanamadım. Zihnim açıktı ama uyanamadım, hareket edemedim. Bir şey beni tutuyor, nefes almamı engelliyordu. İçimden bana öğretilen tüm duaları okumaya başladım. Fakat bir türlü kurtulamadım. İçimden Allah'a seslendim: "En zor anımda bana yardım etmeyecek, hiçbir duamı kabul etmeyeceksen sana bir daha inanmayacağım." Bunu dememe rağmen bana yardım etmedi ve uzun bir süre sonra kendi kendime "Şu anda burada beni tutan ne varsa gidicek" diye birkaç kez tekrar etmeye başladım. En sonunda uyandım. Uyandığımda yatağımın darmadağan olduğunu, yatağımın ise yan tarafa kaydığını gördüm. Ama hareketsiz durduğuma emindim. Korkarak annemin yanına gittim ve tüm gece orada uyudum."
Bu olaydan sonra bir daha İslam öğretisine yaklaşmadım, çünkü benim için artık bir yalandan ibaretti. Sonra kendimi boşlukta buldum. Birtakım ailevi meselelerden ötürü büyük bir depresyona girdim. 15 yaşında Hristiyanlık öğretisini merak ettim. Noel kavramı bana güzel geliyordu. Sanki daha önce Noel kutluyormuşum gibi hissediyordum. Ama bu hissin nereden geldiğini anlamıyordum. İlk önce onların "kutsal düşündükleri kitabı" okumaya başladım. İlk altı sayfasından sonra yalan ve bir masalmış gibi gelmeye başladı. İslam'dan bir farkı yok ki, dedim. Başka bir internet sitesinde "Gerçek Hristiyanlar, Noel kutlamaz." diye bir yazı gördüm. Yazıda Noel gelenekleri dahil olmak üzere pek çok geleneğin Pagan kültürüne ait olduğunu belirtip, Pagan dinine hakaret ediyordu. (Siteyi hatırlamıyorum. Aradan çok zaman geçti.) Hristiyanlık tüm çekiciliğini bu yazıdan sonra kaybetmişti. Yahudi öğretisine bakmaya çalıştım. Tek bir sitede Yahudilik hakkında bilgi okuduktan sonra aşırı rahatsız oldum. İçimi tuhaf bir nefret kapladı. Huzursuz oldum. Yahudi olmaktan anında vazgeçtim. Tanrı inancım olduğunu biliyordum, Ateist kalmak istemiyordum ama bir türlü onu/onları bulamadığımı hissediyordum. Ne zaman gördüğümü tam hatırlamadığım bir rüya gördüm. (Rüya defterime tarih atmamışım.) Rüyamı size aktarıyorum:
"Annem, erkek kardeşim ve ben ıssız bir ortamda tek katlı bir eve girdik. Ev köy evlerine benziyordu ama daha eski duruyordu. Nasıl tarif edilir bilemiyorum. Bir kadın, siyah bir kazanın önünde oturuyodu. Çok sevimliydi, bi anda korktu. Evin içerisine geldikten sonra kapıyı hızlıca kapattı. "Sizi takip ediyorlar." dedi. Bize bir içecek içirtti ve arka kapıdan bizi arabaya bindirdi. Gökyüzü çok güzel bir kızıl renk ile kaplıydı. Hem korkuyordum, hem de aslında mutluydum. Arkamızdan korkutucu bir varlık takip ediyordu. Sabah uyandıktan sonra aklıma gelen ilk kelime "Satanizm" idi. "
Kafamda karmaşa vardı. Birtakım dizilerden mi etkilenmiştim, yoksa depresyonda olduğum için mi bu rüyayı görmüştüm, bilemiyordum. (Fantasik dizileri seviyorum, çünkü. Etkilenmiş de olabilirdim. Ayrıca korku dizileri de izliyordum. Bilincimden kaynaklı olma ihitmali de vardı.) Hemen internete "Satanizm" yazdım. Herkesin ilk karşılaştığı yazılarla karşılaştım. Korktum ve kapattım. Ama merakım gitmedi. Çünkü Mısır ile ilgili edindiğim bilgilerden ötürü ve o zamanlar nereden geldiğini bilmediğim hislerim ile Tanrımız Amon Ra'ya büyük bir saygım vardı. Onun Satanizm ve bu olaylar ilişkisi olduğunu hissediyordum. Nedeni bilemiyordum ama Mısır ile ilgili de birçok rüya görüyordum. Ama hiçbir yerde Amon Ra ile satanizm arasındaki ilişki anlatan öyle bir yazı bulamadım. Derken Spiritüel Satanizm sitesine girdim. (Dürüst olmalıyım ki sitenin görünüşünü pek sevememiştim. En sevdiğim renklerden oluşuyordu ama gözümü çok yoruyordu. Yenilenen site daha okunaklı duruyor, katkıda bulunan herkesin emeğine teşekkür ediyorum.) Meraklıydım ve hızlıca tüm yazıları okumaya çalıştım. Satanist olmaya kararlıydım, ama hala korkuyordum. Adanma ayinimi yaptım. Ertesi gün, Spiritüel Satanizm sitesindeki mail adresine fake bir mailimden korkularımı ifade ettim. (O zamanlar Türkçe forum yoktu, mail vardı.) Bana o kadar yumuşak ve saygılı bir cevap verdiler ki ben de bu ruhani yolculuğa şans vermeliyim, dedim. (Bana kim cevap verdi, sitede içerik üretenler kim ya da forumda yönetici kim bilmiyorum. Ama teşekkür ediyorum.)
İşte bölye SS ailesine katıldım. Bu sene Mart ayından itibaren SS'te dördüncü seneme girdim. <3 Fakat ruhani çalışmalarda istediğim kadar ilerleyemedim. Bunun birçok sebebi oldu. Fakat her zaman yeniden başladım ve bazı noktalarda pes etme noktasına gelsem de hiçbir zaman tam olarak bırakmamaya çalıştım. Adanma ayinimi yaptıktan birkaç ay sonra üniversiteye başladım. COVID-19 döneminde babamın evde olmasından ötürü ve ağır depresyonumdan dolayı Ters Tevrat Ayinlerini ve Güç Meditasyonlarını yarıda bıraktım. COVID dönemi bitip, üniversite yüz yüze başladıktan sonra yurtta kalmaya başladım. Yalnız olduğum çok az bir vakit olduğundan basit meditasyon ve yoga yapıyordum. Mantra titretemiyordum, bu sebeple meditasyonlarımı, yogamı ve ritüellerimi istediğim gibi gerçekleştiremedim. Yalnız kaldığımda birkaç kez Tanrılarla iletişim kurmaya çalıştım. Tütsü yakmayı, aura temizlemeyi ve temel meditasyonları her gün yapmaya ve ihmal etmemeye çalıştım. (Sabahladığım ve yemek bile yemediğim o sıvadan ve proje öncesi günler hariç) Kendi çapımda ilk defa geçen sene Yule Bayramı'nı kutladım. Değer verdiğim insanlara kendim yaptığım birtakım hediyeler verdim ve güvendiğim birkaç kişiye "Pagan" olduğumu, çok güvendiklerime ise "Spritüel Satanist" olduğumu söyledim. Birçok arkadaşım benim anlattıklarım sayesinde Satanizm'e karşı bakış açısı değişti. (SS ailesine katılmasalar da bu beni oldukça mutlu etti.) Ama bu sürece boyunca hiç Koruyucu Demonum ile hiç iletişime geçmedim. Çünkü hiçbir zaman Güç Meditasyonlarında 40. güne gelemedim. Bu konuda mahcubiyet duyduğumdan da onunla iletişim kurmak istemedim. (Biraz size tuhaf gelebilir aslında. Çünkü koruyucu demonların ruhani sürecimizde yardımcı olduğunu biliyorum ama onunla tanışırken onu hissetmek istiyordum. Bu yüzden ilerlemeye ihtiyacım vardı.) Bir ay önce yaz tatili ile birlikte eve geldim ve tekrardan sitedeki (Ayrıca Joy of Satan sitesini de tekrardan okuyorum.) tüm yazıları okumaya başlayarak Güç Meditasyonlarına tekrardan başladım. (4. gündeyim.) Güç meditasyonlarının ikinci gününde garip, ilginç ve sizinle kesinlikle paylaşmam gerektiğini hissettiğim bir rüya gördüm. Aslında bu rüya ve sarkacım sayesinde foruma hikayemi anlatmaya karar verdim. Kara günlüğüme şöyle not almışım:
" Tarih:28.07.2023. Bilinç altıma bağlı tuhaf bir rüyanın ardından başka bir rüyaya geçiş yaptım. Bu rüyamda tanımadığım fakat önemli olduğunu varsaydığım bir insanı anmak adına bir müze ve onun yanında büyük bir hastanenin yakınındaydım. Fakat iki yapı da (Çevrede beş-altı tane daha farklı yapı vardı ama onlara çok odaklanamadım.) uzun zamandır kullanıma kapatılmıştı. Binalar o kadar bakımsızdı ki, ormanın içinde öylece duruyordu. Binaların 1800 -1920 yılları arasında yapıldığını söylebilirim, mimarisi o dönemki birçok batı akımına çok benziyordu. Çok eski figürler içermeyen oldukça günümüz binalarına benzeyen fakat içerisinde labirentimsi alanlar olan binalardandı. Daha sonra bu müze olarak düşündüğüm binaya birkaç kişi ile birlikte girdik. Rüyamdaki kişilerin hiçbirini tanımıyorum, zaten iletişim de kuramadım. Arada İngilizce konuşanlar ile anlaşmaya çalıştım ama İtalyanca ve bilmediğim farklı dillerde konuşan insanlar da vardı. Onlarla iletişim kuramadım. Daha sonra binanın içine girdim. Her şey tozluydu. Müzenin kime ait olduğunu da bilemedim. İçerdeki fotoğraflar siyah-beyaz ve bulanıktı. Eşyalar ise eski ve tozlu bir camın ardında idi. Giriş katı oldukça küçük olan binanın ikinci katı da vardı. İkinci kata çıkmak için merdivenlerden yukarı çıktım. Merdivenlerin korkulukları tahta ve işlemeli idi. Merdivenler ise tahta ile beton arası farklı bir malzemeden oluşuyordu. (Fakültemdeki merdivenler gibiydi, ama mermer kadar sert ya da kütüphanedeki gibi tahta değildi.) Benimle beraber de birçok kişi merdivenden yukarı doğru çıkmaya başladı. Altı merdivenden yukarı çıktıktan sonra yedinci merdiven aşağıya iniyordu. Benden daha önde olan yaşlı adam," Buradan gitmemiz lazım, lanetli bir şey burada bekliyor." dedi. "Bu merdivenlerin aşağıya inmesinin başka bir nedeni yok." diye ekledi. Adamın Hıristiyan olduğuna çok eminim, çünkü pantolunundan cebinden haç (yalancı olan) kolyesi sarkıyordu ve onu daha sonra eline alarak altıncı merdivene geri dönmeye çalıştı. Birçok kişi geri döndü. Ben ve az sayıda insan aşağıya inmeye başladık. Üç merdiven indik ve onuncu merdivene kadar geldik. Onuncu merdiven yıkılmıştı. Ben de dahil olmak üzere çoğu kişi bu sefer duvardaki merdiven kalıntılarına tutunmaya çalıştı. Ardından aşağıya baktık. Küçük bir alanda bir geçit/kapıda sıkışmış iki-iki buçuk metre boyunda, aşırı derece kaslı, ten rengi açık pembemsi olan eril görünümlü, uzun ve düz gri saçlara sahip olan bir varlık hareket etmeye çalışıyordu. Kelepçeli değildi, hapishane de gibi de değildi. Nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum ama hapsedilmiş veya tuzağa düşürülmüş gibiydi. İçimdeki ses onu kurtarmam gerektiğini, en azından yanına gitmem gerektiğini söyledi. Çünkü acı çektiğini hissediyordum. Herkes ondan korkuyordu, onlara saldıracağını düşünüyorlardı. İnsanların konuşmalarını anlamak için çabalarken bir anda elim merdiven kalıntısından kaydı ve düştüm. Nasıl olduğunu anlamadım ama o varlık da ben yere düştükten sonra sıkıştığı yerden çıktı. Elinde bir kağıt ve cebinin kenarında da bir asılı bir kitap vardı. Kağıtta rünlere benzer işaretler gördüm. Kitap ise baya eski gözüküyordu. Kitabı korumaya çalışıyor gibiydi. İnsanlar bağırmaya, çığlık atmaya ve titretmeye başladılar. O bir anda durdu ve herkesi enerjisi ile sakinleştirdi. Aslında bir yandan farklı bir yaratığa benziyordu, bir yandan insana. Yüzüne baktım. Enlemesine doğru genişti. Gözleri kahverengi ve kırmızı arasında parlıyordu. Hemen onun ayağının yanındaydım, yerden kalktım. Elindeki kağıda baktım. İlk dört tane harf rünlere çok benziyordu. Dört harfi okudum. O çok şaşırdı. Ben ona bu harfleri bildiğimi söyledim. Bana yankılı ve titreyen bir ses ile (mantaya çok benziyordu ama bir dil gibiydi) nereden bildiğimi sordu. Ben de ona bir Spiritüel Satanizm ve pagan olduğumu söyledim. Bana şaşkın bir ifade ile SS'lerin kalmadığını zannettiğini, sayılarının çok az olduğunu söyledi. Ardından uyandım."
Rüyamda rün olarak gördüğüm işaretleri siteden kontrol ettim fakat bulamadım. Burada görsel olarak paylaşım yapılıyorsa, rüyamda gördüğüm sembolleri sizlerle paylaşmak isterim. Çünkü unutmadan çizmeye çalışmıştım. Bu rüyanın ardından 29 Temmuz'da koruyucu demonuma ulaşmak için sarkaç yöntemini kullandım. Rüyadan sonra bunu yapmam gerektiğine hissettim. Sarkaç için bu yılın başında adeta "Beni satın al" diye bakan doğal bir taş kullanıyorum. 6-8 aydır boynumdan nadiren çıkarttığım koleyimin bu amaç için olduğunu hissediyordum ve sitede belirtilen talimatları uygulamaya başladım. İlk önce cevabını bildiğim soruları sordum, on-yirmi soruyu aralıksız doğru cevap verdikten sonra tekrar temizledim. Ardından koruyucu demonum ile ilgili birtakım sorularak sorak ismini öğrendim. Kendisi ve geçmiş yaşantım ile ilgili sorular sordum.
Şimdi, kardeşlerim sizlere birkaç sorum olacak:
1- Genel olarak rüyalarım hakkında ne düşünüyorsunuz? Rüyalar hakkında SS'de çok şey bulamadım. Varsa iletebilir misiniz?
2- 28 Temmuz 2023 tarihinde gördüğüm rüya hakkında ne düşünüyorsunuz? Sakracımdan, rüyamda gördüğüm varlık Tanrı mı diye sorduğumda "evet" cevabını aldım. Sizce gördüğüm bu varlık neydi? Beni kesinlikle huzursuz etmediğini belirtiyim.
3- Koruyucu Demon'umun ismini öğrendim ama sitede bulamadım. Mührü de doğal olarak yok. Ne yapmalıyım? Nasıl iletişim kursam daha iyi olur? Sakraç ile ona sorduğumda "Ouija Tahtası" kullanmam gerektiğini söyledi.
4- Sizin koruyucu demonunuz ile tanışma hikayeleriniz var mı? Tecrübelerimizi burada paylaşabilir miyiz?
Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Unuttuğum, yanlış yazdığım veya yanlış ifade ettiğim bir şey varsa affedin. Cevaplarınızı heyecanla bekliyorum.
Sevgiler,
İyi Günler <3