MaxineWinner
New member
- Joined
- Apr 12, 2025
- Messages
- 70
Birkaç gün önce yazdığım bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Bir kez daha laikliğin, özgürlüğün ve Zevizm’in kıymetini anlamış oldum.
1980’li ve 1990’lı yıllarda Van, Hakkari ve Ağrı’da İran sınırına yakın bölgelerde toplanan siyah çadorlar; İran’dan kaçan kadınların özgürlüğe adım attığının sembolü olarak görülebilir.
İslam darbesinin hemen ardından
15 Nisan 1979’da zorunlu hâle getirilen başörtüsü, uzun siyah çorap ve siyah çador baskısı; pek çok kadını rahatsız etti. Bu durum, İran’dan kaçışları beraberinde getirdi.
Türkiye’ye geçen bazı İranlı kadınların, sınırın hemen ötesinde çadorlarını atarak; özgürleşmeyi kutladıkları anlatılır. Bu, bireysel bir protesto ve kimliklerini yeniden kazanma eylemi olarak yorumlanabilir.
Bu olaular, baskıcı rejimlerden ve cahil toplumlardan kaçışın olduğu kadar; aynı zamanda özgürlük umudunun güçlü bir göstergesiydi. Çadorların sınıra yakın yerlerde birikmesi; sadece bir kumaşın atılması değil, bir ideolojinin reddi ve yeni bir hayata başlangıç anlamına geliyordu. O yıllarda Türkiye’nin İranlı kadınlar için bir geçiş noktası hâline gelmesi de; bu durumu anlamlı kılmakta...
1980’li ve 1990’lı yıllarda Van, Hakkari ve Ağrı’da İran sınırına yakın bölgelerde toplanan siyah çadorlar; İran’dan kaçan kadınların özgürlüğe adım attığının sembolü olarak görülebilir.
İslam darbesinin hemen ardından
15 Nisan 1979’da zorunlu hâle getirilen başörtüsü, uzun siyah çorap ve siyah çador baskısı; pek çok kadını rahatsız etti. Bu durum, İran’dan kaçışları beraberinde getirdi.
Türkiye’ye geçen bazı İranlı kadınların, sınırın hemen ötesinde çadorlarını atarak; özgürleşmeyi kutladıkları anlatılır. Bu, bireysel bir protesto ve kimliklerini yeniden kazanma eylemi olarak yorumlanabilir.
Bu olaular, baskıcı rejimlerden ve cahil toplumlardan kaçışın olduğu kadar; aynı zamanda özgürlük umudunun güçlü bir göstergesiydi. Çadorların sınıra yakın yerlerde birikmesi; sadece bir kumaşın atılması değil, bir ideolojinin reddi ve yeni bir hayata başlangıç anlamına geliyordu. O yıllarda Türkiye’nin İranlı kadınlar için bir geçiş noktası hâline gelmesi de; bu durumu anlamlı kılmakta...