Ben burada erkek adam ağlamaz ve doğasında ağlamak yoktur tarzı birşey söylemiyorum. Yeri geldiğinde kadın-erkek fark etmeksizin insanları ağlamalarını söylüyorum. Ama ben kendi odalarına çekilip bir yastıkla bunu yapmalarını söylüyorum. Çünkü hayat çok acımasız
Evet aynen öyle buraya yazarken genellikle kendi tecrübelerimden yola çıkıyorum. Gördüklerimden.
Babam babasını toprağa verdiğinde herkesin içinde ağlamadı. Amcam ise onun aksine cenazede ağladı ve insanlar onun hakkında konuşup durdular. Onun o haline fazlasıyla acıdılar. Benim babam hiç mi ağlamadı dedemin bu dünyadan gitmesine ? Ağladı ama bunu tercih olarak kimsenin olmadığı bir zamanda ve güvendiği bir dostuyla beraber yaptı (nereden biliyorum? meze götüren garson benim muhbirimdi.).
Ben ise zaten sevdiğim birisini kaybettim ve üzüldüm o kadar üzüldüm bunu tarif edecek söz bulamadım sadece 2 saat boyunca acaba ona söylemeli miyim diye merak edip durdum üzüntüden kafama ağrılar giriyordu ama ortam müsait olmadığı için tek bir göz yaşı dahi dökmedim. Ve her zamanki gibi odama gidip yastığımı alıp ağlamaya başladım. Onu özlediğimi söyleyen mektuplar yazdım. Arkasından ritüel yaptım ve onu uğurladım. Hayatım çoğunlukla yoğun duygular ile geçiyor ve neyi fark ettim biliyor musunuz ? Herkesin içinde feryad etmek fazlasıyla uygunsuz çünkü bunu yaptığınızda insanlar sizi kolay lokma olarak görüyorlar. Üzülmeyin demiyorum ama zayıf noktalarınızı ve zaaflarınızı da belli etmeyin.
Şimdi. Benim söylediklerimi gerçekten çok yanlış anlıyorsunuz. Burada elimden geldiğince hepinize yardımcı olmak için çok çabalıyorum tavsiye vermeye ve yardımcı olmaya çalışıyorum ama gerçekten siz beni fazlasıyla abartarak yargılıyorsunuz.
Gerçekten siz insanlara gerektiğinde ağlamalarını söyleyen tavsiyeler veren birisinin ve hatta eşcinsel olan birisinin "erkek adam ağlamaz", "erkek adam serttir.", "erkek adam godu mu oturtur" diyeceğini zannediyorsanız asıl komik olan sizsiniz. Bunu sadece deamonica beye değil, sözlerimi yanlış anlayan herkese söylüyorum.
Muğlak ya da farklı fikirleriniz varsa neden genelleme yapma zahmetine girdiniz ki? Bakın ben pedagoji eğitimi de aldım, insanın ne olduğu ya da geçmişte ne yaptığı beni ilgilendirmez ve kimsenin özelliğini hor görmem; pasif agresif şekilde "Ben eşcinselim, insanlara yeri geldiğinde ağlamalarını söylüyorum; siz benim sözlerimi cımbızlıyorsunuz ve mağdur ediyorsunuz." demenizi gerektirecek bir şey de söylemedim, peki sorun ne o halde?
Bakın, foruma yeni giren bir üye var; bu gönderiye görüyor ve sizin "Bir erkek ailesini kaybedince oturup ağlamaz" dediğinizi görüyor, kafasında canlanacak açıkça tek bir fikir var. Siz başka bir şey kastetmişsiniz, İzmir'i düşünüyorsunuz ama Iğdır yazıyorsunuz; derli toplu şekilde kendinizi ifade edemeyince de yazdığınız şey sert bir genellemeden ibaret oluyor. Yoksa foruma yeni giren birisi sizin eşcinsel olup olmamanızı ne yapsın? Sözlerinizi herkes yanlış anladıysa, suç herkesin mi? Ya da herkesin size garezi var ve sizi mağdur etmek için fırsat mı kolluyorlar? Yok artık daha neler.
Sizin yazdığınızı ben yazmış olsam; "Kusura bakmayın sözlerimi fazla açamadım, kastettiğim şey şöyleyken böyleydi" derdim. Fakat siz neden bu konuyla hiç alakası olmamasına rağmen "Lanet olsun, ben eşcinselim; hepiniz beni yanlış anladınız, mağdur oldum" gibi yersiz konuları pasif agresif şekilde sunuyorsunuz ki? Üstelik dediğimi yapsaydınız bu kadar uzun, "Youtuber özür videosu" minvalinde yazı yazmanıza da gerek kalmayacaktı. En garibi de benim söylediğim şey ile sizin söylediğiniz şey arasında ahım şahım büyük fark olmaması. Çok duygusal bir cevap vermişsiniz.
niye bu başlık bu kadar uzadı anlamadım. çok basit bir örnek ama, en basitinden eril yetenekle donatılmış şeylere bakın. insanlar kas gelişimi için neden harici testo iğnesi yapıyorlar? boksörler neden kas gelişimi gibi konularda ön plana çıkıyorlar? en “ağlak” kişi bile savaşta nasıl acımasız olabiliyor? neden bir babada anne şefkati yok?
neden popüler kültürde gözüken aşırı kaslı insanlardan sanatçı çıkmıyor? neden erkek sanatçılar bir asker kadar, boksör kadar -genellikle- maskülen olmuyor?
aşırı basit konuları çok uzatıyosunuz bence.
medeniyet dediğimiz şey bile erilliğe dayanıyor. o atılganlık, liderlik vasıfları vs.
Siz de ayrı bir genelleme yapmışsınız, medeniyet eril-dişil enerjiyi dengeleyen insanlara dayanıyor. Adolf Hitler çok mu maskülen? Onun fotoğraflarında dahi olsa gözüne baktığınızda o dengelenmiş ruhu görebiliyorsunuz. Büyük İskender de keza öyle, dengelenmiş ruh.
Ayrıca Sanatçı örneğiniz çok saçma, insanın hobisi ile fiziksel görünümü arasında neden bağ kurdunuz ki? Tamam şuna hak veriyorum, kendine Sanatçı diyen insanlar genelde çok zayıf ve feminen oluyor fakat bu tamamen onların kişiliklerinin oturmamasından kaynaklı. Mesela ben de Sanatla profesyonel olarak ilgileniyorum, fakat sağlığıma dikkat etmek için spor da yapıyorum; gayet kalıplı bir yapım var ve bunun neden Sanatla olan bağıma etkisi olsun? Sizce kaslı erkek resim öğretmeni bir ucube midir yoksa eril-dişil enerjiyi dengelemekte belli bir dereceye kadar başarılı olmuş birisi midir?
Popüler kültürde gördüğünüz aşırı kaslı insanlarla ilgili şunu söylemek istiyorum; o adamların hayatı direkt olarak ondan ibaret. Onların o kaslı yapısı yaşamlarının her yerine işlemiş, içtikleri sudan yedikleri yemeğe kadar 7/24 bununla ilgilenen kişiler Sanatla ya da mutfakla ilgilenmiyorsa bu bir tür tercih veya zaman bulamama meselesidir.
Baba figürü yargınız nispeten doğru ama biyolojiden ziyade toplumsal yapıyla ilgili, eğer Batıdaki pamuk şeker babaları her gün görseydiniz bunu söylemezdiniz mesela; hatta lafı büyüterek Türk baba arşetipi iyi bir baba figürü değildir diyorum. Geçmişte insanlar "Çocuğumuz olsun da tarlada yardım eder bize" diye çocuk yaptılar, o çocuklar da pek çoğumuzun anne babası oldu; bu insanlar anne baba yargısında temel alacağımız insanlar olmamalı. Tanrılara bakın mesela, Tanrıçalarımıza diyecek yok şefkat konusunda ama Tanrılara da 'şefkatsiz' diyemeyiz ki? Evet onlar daha atılgan ve eyleme iten güç gibi gözükebilir fakat bunu şefkatli şekilde yaparlar, işte baba gibi baba.