Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Zevizm Hakkında Sorularım ve Bir Soru Daha

Sally Williams

New member
Joined
Jun 18, 2025
Messages
5
Kafam o kadar karışık ve karman çorman oldu ki...

Sormak istediğim bir sürü soru var. Umarım yardımcı olursunuz.

1- Lord Baalzebul ile Şeytan'ın aynı kişiler olduğu söylendi. Ben onları üvey kardeş sanıyordum. Lord Baalzebul hakkında da gücü Şeytan'a en yakın kişi olarak bahsedilirdi. Aynı kişiler olması biraz garibime gidiyor. Koruyucusu Lord Baalzebul olanlar hakkında ne diyeceğiz o zaman? Hani Şeytan kimsenin koruyucusu olmazdı.. Bu durumda bazı kişilerin koruyucusu Şeytan'dı demek oluyor bu.

2- Daha önce Şeytan'ın 500.000 yaşlarında olduğu söylenirdi. Şu an ise kozmik bir varlık gibi bahsediliyor. Evrenin bir başlangıcının olmadığını biliyoruz fakat Şeytan'ın hep var olduğu söyleniyor. O zaman Şeytan milyarlarca yıldır var demek bu.

Bu durum beni biraz rahatsız ediyor. Çünkü eskiden Şeytan'ı baba olarak görebiliyordum. Çünkü bizi teknik olarak o yaratmıştı, çocuklarıydık onun. O da bizim gibi kanlı canlı bir varlıktı. Ona benziyorduk. Fakat şu anki durumda empati yapamıyorum. Düşünce biçimimden ve algımdan öte yüce bir varlığa karşı nedense eskisi gibi yakın hissedemiyorum ve bu beni çok üzüyor.

Şeytan tam olarak nasıl bir varlık? Evrende her zaman var olmuş kozmik ve gücü her şeye kadir olan bir varlık mı? Eğer öyleyse 500.000 yaşında olan, bizi yaratan ve benzediğimiz Orion'lu Tanrı kimdi? Lord Azazel ve Şeytan'ın çocukları da mı milyarlarca yıldır evrende varlıklarını sürdürüyorlar?

3- Joy of Satan veya genel olarak Satan ismi neden terk edildi? Neden JoS, Satanist ve Satan kelimeleri kullanılınca Şeytan'a hakaret etmişiz gibi davranılıyor? Satanizm bana sıcak ve içten gelirken Zevizm soğuk hissettiriyor. Dünya genelindeki oluşmuş kötü Satan algısından uzaklaşmak için mi yapıldı bu? Daha rahat ve hızlı yayılmamız için yani.

4- Sizler gibi ben de Zevistim. Fakat son zamanlarda, özellikle 2024'ün Nisan ayından beridir çok mutsuzum. Eskiden meditasyonlarıma ve çalışmalarıma çok odaklanıyordum ve her şey güzeldi. Tanrılar ve Şeytan ile aram çok güzeldi. Onları düşündüğüm zaman içimi huzur ve mutluluk kaplıyordu.

Son zamanlarda meditasyon yapamıyorum. Zevizm'e dair hiçbir şey yapamıyorum. Yapmıyorum da denilebilir, emin değilim. Bu durum beni mahvediyor. Mesela RTR Takvimi Erken Sonuçlandı - Büyük Zafer! başlığını okuduğumda çok kötü hissetmiştim. Çünkü bu zafer için hiçbir şey yapmadım ve büyük bir şenliğin dışında kalmışım gibi hissettim. Herkes çabalayıp uğraşmışken ben hiçbir şeye yaramadım.

Gerçek hayatta çok korkak ve tırsak bir insan oldum ben. Erkeklerden aşırı korkuyorum. Özellikle son zamanlardaki ölüm haberlerinden sonra iyice paranoyak oldum. Akşamları asla dışarıda gezemiyorum. Dışarıda bazen ne yapacağımı şaşırıyorum. Kalabalıkla yürümeye korkuyorum çünkü bir terör saldırısı olur diye endişeleniyorum, tenha ve kimsenin olmadığı bir yerden de gitmeye korkuyorum birisi bana bir şey yapar diye. O kadar korkunç haberler görüyorum ki. Bu tarz düşüncelere sahipken, "Koruyucum ve Tanrılar beni koruyacaktır" diyemiyorum. Dediğim zaman kendime kızıyorum. Onların ilgisini ve korumasını hak etmiyorum çünkü. "Neden beni korusunlar ki?" diyorum kendi kendime. Bazen Zevistlikten atılmış ve Tanrılar benden tiksiniyormuş gibi hissediyorum. Forumlarda Tanrılar hakkında güzel yazılar okuyunca kötü hissediyorum çünkü bu iyiliğin dışında kalıyorum. Eskiden onlarla beraberken şu an kendimi yapayalnız bıraktım. Onların getirdiği hiçbir iyiliği hak etmiyormuşum gibi geliyor.

Bu düşünceleri nasıl değiştirebilirim? Hayatıma o kadar çok etki ediyorlar ki.

Beni yanlış anlamayın lütfen, dinimize kesinlikle saldırmıyorum. Ben de sizler gibi Zevistim. Tanrıları ve Şeytan'ı çok seviyorum. Onlar olmadan bir hayat düşünemiyorum, fakat bu bahsettiğim konuları da aşamıyorum. Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Bu konuları aşamadan asla mutlu olamayacakmışım gibi geliyor. Yardımcı olursanız çok sevinirim.
 
Kafam o kadar karışık ve karman çorman oldu ki...

2- Daha önce Şeytan'ın 500.000 yaşlarında olduğu söylenirdi. Şu an ise kozmik bir varlık gibi bahsediliyor. Evrenin bir başlangıcının olmadığını biliyoruz fakat Şeytan'ın hep var olduğu söyleniyor. O zaman Şeytan milyarlarca yıldır var demek bu.

Bu durum beni biraz rahatsız ediyor. Çünkü eskiden Şeytan'ı baba olarak görebiliyordum. Çünkü bizi teknik olarak o yaratmıştı, çocuklarıydık onun. O da bizim gibi kanlı canlı bir varlıktı. Ona benziyorduk. Fakat şu anki durumda empati yapamıyorum. Düşünce biçimimden ve algımdan öte yüce bir varlığa karşı nedense eskisi gibi yakın hissedemiyorum ve bu beni çok üzüyor.

Şeytan tam olarak nasıl bir varlık? Evrende her zaman var olmuş kozmik ve gücü her şeye kadir olan bir varlık mı? Eğer öyleyse 500.000 yaşında olan, bizi yaratan ve benzediğimiz Orion'lu Tanrı kimdi? Lord Azazel ve Şeytan'ın çocukları da mı milyarlarca yıldır evrende varlıklarını sürdürüyorlar?

Bu konular sandığınızdan daha karmaşıktır. Yüksek Rahip Hooded Cobra, vakti gelince paylaşacaktır.

Fakat Zeus Baba'nın herhangi bir yaşı yoktur. O zamanı aşkındır. Daha doğrusu, kendi anlayışım olacak şekilde, zamanı başlatan O'dur. Varlıksal ve yaratılışsal olarak değerlendirmemek gerekir. Varlıksal olarak bazı şeyler... hep vardır. Yaratılış ise zamansaldır. Suya elinizi daldırınca kolunuzun hem suyun dışında, hem de içinde olması gibi düşünün. Tanrılar da böyledir. Örneğin sizinle iletişimdeyken, sizinle belirli bir zaman diliminde iletişimde olması hasebiyle zamanın içinde hareket etmektedir, fakat bu aslında suya dalan kısımdır- gibi düşünebilirsiniz.

Ve evet, hâlâ onun çocuklarıyız. Çünkü bizi hâlâ yaratmış durumda. Ve hâlâ kutsal hiyerarşi gereği Onun Görünümündeyiz. Hâlâ Kendi Varlığı, Özü var. Bu hep vardı, hep anlaşılmazdı. Sadece bunu "uzaylı" masallarından ayıkladık. Bizim türlerimiz ya da başka türler hâlâ mevcut, fakat Zeus gibi aşkın bir tanrı tabii ki bunlara mensup değil.

Burada söylediklerim kendi düşüncelerimin ürünüdür. Fakat sorularınıza cevap olarak uygun olduğunu düşünmekteyim, ve herhangi bir aynı soruya sahip üye varsa, bunlar yeterli olacaktır.
 
Bu konular sandığınızdan daha karmaşıktır. Yüksek Rahip Hooded Cobra, vakti gelince paylaşacaktır.

Fakat Zeus Baba'nın herhangi bir yaşı yoktur. O zamanı aşkındır. Daha doğrusu, kendi anlayışım olacak şekilde, zamanı başlatan O'dur. Varlıksal ve yaratılışsal olarak değerlendirmemek gerekir. Varlıksal olarak bazı şeyler... hep vardır. Yaratılış ise zamansaldır. Suya elinizi daldırınca kolunuzun hem suyun dışında, hem de içinde olması gibi düşünün. Tanrılar da böyledir. Örneğin sizinle iletişimdeyken, sizinle belirli bir zaman diliminde iletişimde olması hasebiyle zamanın içinde hareket etmektedir, fakat bu aslında suya dalan kısımdır- gibi düşünebilirsiniz.

Ve evet, hâlâ onun çocuklarıyız. Çünkü bizi hâlâ yaratmış durumda. Ve hâlâ kutsal hiyerarşi gereği Onun Görünümündeyiz. Hâlâ Kendi Varlığı, Özü var. Bu hep vardı, hep anlaşılmazdı. Sadece bunu "uzaylı" masallarından ayıkladık. Bizim türlerimiz ya da başka türler hâlâ mevcut, fakat Zeus gibi aşkın bir tanrı tabii ki bunlara mensup değil.

Burada söylediklerim kendi düşüncelerimin ürünüdür. Fakat sorularınıza cevap olarak uygun olduğunu düşünmekteyim, ve herhangi bir aynı soruya sahip üye varsa, bunlar yeterli olacaktır.
Büyük Savaşı neden kaybettik peki? Şeytan bu kadar yüce ve kozmik bir varlıksa savaşı kaybetmemiş olmamız gerekirdi. Şeytan savaşa müdahale etmedi mi? Etmediyse neden?

Şeytan'ın biyolojik çocuklarının evrende konumu nedir? Nasıl çocukları oldu?

Zeus ile Allah'ın (Ya da herhangi bir büyük yaratıcının) farkı nedir? Bu soruyu biraz daha açıklamak istiyorum. Yanlış anlaşılmak istemem.

Pislama göre Allah zamanın ötesinde, hatta zamanın yaratıcısıdır. Bir yaşı yoktu. Her zaman vardı, evrenden bile önce. Şu an Zeus ile Allah'ın (Sözde Allah tabii ki) güç farkı nedir?

Zeus'un binlerce yıl boyunca meditasyon ve ruhani çalışmalar yaparak Tanrılaşması gerçek değil miydi? Magnum Opus'u o bulmadıysa kim buldu?

Zeus'un pantheon'u nasıl oluştu? Yani diğer Tanrılar Zeus'u nasıl buldu? Nasıl bir araya geldiler? Du'at'ta Tanrılar yaşamıyor mu? Cevap evetse Zeus da orada mı?

Zeus biyolojik veya fiziksel bir yapıda mı?

Çok fazla soru sormuş olabilirim kusura bakmayın.
 
Soru bir. Beelzebul ve Şeytan aynı "kişiler" değildir. Direkt aynı kişidir. Buradaki kelimelerimizi doğru seçersek, konuyu anlamak da zihin için kolaylaşır. Bu isimler ve bir konsept olarak farklı isimler kullanılması, sadece O'nun farklı açılarını temsil eder. Yani siz Beelzebul veya Şeytan dediğinizde, yine Zeus'a sesleniyorsunuz ve O'na konuşuyorsunuz ama O'nun farklı açılarına işaret ediyorsunuz. Ev telefonu ve iş telefonu gibi düşünebilirsiniz. Sizi bu numaralardan arayabilirler, aramanın konusu farklıdır ama aranan ve cevap veren yine siz olacaksınızdır.

Koruyucu konusuna gelince, koruyucusu Lord Beelzebul olanların koruyucusu hâlen Lord Beelzebul. Burada o hâlde koruyucusu hem de Şeytan olur ya da hem de Zeus olur denilebilir, evet, mantıken böyle bir çıkarım yapılabilir ve kişi farklı adlarla seslenebilir. Yine de koruyucunun tam olarak kim olduğu konusu oldukça kompleks, derin ve gizemlidir, dolayısıyla kabaca bu şekilde bir açıklama yeterli olacaktır. Koruyucusu Lord Beelzebul olanlar, bunu O'na sorup, bu konuda işaret ve kılavuzluk isteyebilirler.


Soru iki. Zeus bizim Baba'mızdır. Bu hiçbir şekilde değişmedi ve değişmeyecektir de. Burada Şeytan'ın "insancıl" tarafını kaybettiğiniz için onunla bağ kuramıyor oluşunuzu anlıyorum ya da şu an Zeus'un çok üstün ve kozmik bir varlık olarak, zihninize tam olarak oturmamış olmasını da anlıyorum. Zihni bu konuda açmanız ve Gerçek Yaratıcınız ile ilgili bu yeni gerçekleri kabul etmesine izin vermeniz gerekir. Şeytan'ı gökyüzünde şarap içen, kanatlı bir insan gibi görmek, bu konulardaki anlayışın birinci seviyesini temsil ediyor. Centiller olarak ruhaniyetten düştüğümüz ve algılarımızı kaybettiğimiz için, işe en baştan başlamak gerekiyordu ve zihnin kabul edebileceği en iyi anlayış biçimi de bu şekildeydi. Şimdi yaklaşık 20-25 yılın ardından, kolektif olarak yeni bir seviyeye yükseldik ve Zeus hakkında daha üst seviye bilgiler öğrenmeye layık olduk. Daha da ilerleyeceğiz ve algımız ve bildiklerimiz de gelişmeye devam edecek.

Ayrıca bir konuya da dikkat çekelim. Fark ettiyseniz Yahudi dinlerindeki Yahudi Tanrısı, Zeus'un gerçek kimliğine benzer bir yapıda. Bu düşmanın, bizi Zeus'un özünden ve gerçekte kim olduğundan uzaklaştırmak için oluşturduğu bir tuzaktır. Yani siz Zeus'un özünü öğrenirsiniz, ardından bu programlandığınız Yahudi Tanrısını andırır ve zihninizde bilişsel bir çelişki oluşur. Halbuki durum böyle değildir ve düşman hiçbir zaman bu konseptlerin sahibi olmamıştır. Dolayısıyla anlayışımızın ya da bir şeyleri kabul edip etmediğimizin düşman tarafından dikte edilmesine müsaade etmemeli ve Zeus'un Tapınağı'nın bize sunduğu bu yeni yolu, seve seve kabul etmeliyiz.


Soru üç. Joy of Satan, Satanizm veya Şeytan demek bir hakaret değildir. Ama bunlar, bizim ruhani anlayışımızın daha alt bir seviyesini temsil ederler. Biz Satanistiz, hâlen öyleyiz ama artık daha üst bir seviyeye eriştik ve Zevistiz de. Kişi Zevizm'i soğuk görmemelidir. Zevizm, zaten Satanizm'dir ama bundan çok daha ötesidir. Zevizm, düşmanın bağlamsal prangalarından kopuşumuzu ve kolektif bir ruhani birlik olarak daha üst bir seviyeye çıktığımızın temsilidir. Ömrünüzün sonuna kadar düşmana hesap mı vermek istiyorsunuz? Biz istemiyoruz.

Temple of Zeus, ilk olarak Joy of Satan adıyla 2000'li yıllarda faaliyetlerine başladığında, yaşadığımız en büyük problemlerden biri de insanların bizi Hristiyanlığın bir "anti"si, yani Hristiyanlığa olan bir tepki olduğumuzu düşünmeleriydi. Yani biz onların sözde anlayışına göre Hristiyanlığı beğenmemiştik ve kendi "Hristiyanlığımızı" oluşturmuştuk. "God" dediğimiz Hristiyan Tanrısı yerine de, Tanrı figürü olarak Şeytan'ı seçmiştik. O yıllarda insanların anlayışı bu kadar alt bir seviyedeydi. Siz böyle bir ortamda hemencecik en üst seviye bilgileri insanlara sunamazsınız, sizin daha bir varlık mücadeleniz var. Dolayısıyla Hristiyanlıktaki Şeytan figürünün gerçekte öyle olmadığını anlatarak işe başladık, ardından da adım adım düşmanın yozlaştırdığı konseptleri ve yanlış anlattığı bilgileri düzelterek yolumuza devam ettik.

Şimdiyse düşmanın bağlamını paramparça, geçersiz ve yanlış kılarak; kendi, Orijinal ve Antik bağlamımıza geçiyoruz. Biz düşmandan çok daha eskiyiz, onlardan eskiysek, neden onlara hesap verelim? Biz Orijinal Tanrılardan geliyoruz ve onların modern dünyadaki restoreleriyiz, o hâlde kim bize hesap sorabilir ki, düşman anlamsızdır ve etkisizdir.


Soru dört. Size ne kadar açıklama yaparsak yapalım, kendi çabalarınızla anlayışınızı geliştirmediğiniz sürece yapabileceğimiz bir şey yok. Sizi gerçekten anladığıma emin olabilirsiniz ama buradaki tüm endişeleriniz, anlayışın gelişmesi ve meditasyonların düzenli bir şekilde uygulanmasıyla geçecek şeyler. Dolayısıyla burada size anlatmaya çalıştıklarımızı anlamaya çalışın, meditasyonlarınızı uygulayın ve zorlandığınızda Zeus'a dua edin. Gerisi gelecek ve nihayetinde bunları aşarak, yolunuza devam edebileceksinizdir.
 
2- Daha önce Şeytan'ın 500.000 yaşlarında olduğu söylenirdi. Şu an ise kozmik bir varlık gibi bahsediliyor. Evrenin bir başlangıcının olmadığını biliyoruz fakat Şeytan'ın hep var olduğu söyleniyor. O zaman Şeytan milyarlarca yıldır var demek bu.

Bu durum beni biraz rahatsız ediyor. Çünkü eskiden Şeytan'ı baba olarak görebiliyordum. Çünkü bizi teknik olarak o yaratmıştı, çocuklarıydık onun. O da bizim gibi kanlı canlı bir varlıktı. Ona benziyorduk. Fakat şu anki durumda empati yapamıyorum. Düşünce biçimimden ve algımdan öte yüce bir varlığa karşı nedense eskisi gibi yakın hissedemiyorum ve bu beni çok üzüyor.

Şeytan tam olarak nasıl bir varlık? Evrende her zaman var olmuş kozmik ve gücü her şeye kadir olan bir varlık mı? Eğer öyleyse 500.000 yaşında olan, bizi yaratan ve benzediğimiz Orion'lu Tanrı kimdi? Lord Azazel ve Şeytan'ın çocukları da mı milyarlarca yıldır evrende varlıklarını sürdürüyorlar?
Aslında her şey milyarlarca yıldır var, Akaşa sonsuz ise ve her şey Akaşa'nın bir başka şekliyse siz de sonsuzdan beri vardınız fakat çok ufak bir zaman diliminde cisme büründünüz. Bu materyalist bir örnekti fakat şöyle düşünelim, Lord Asmodeus bir zamanlar insandı; o da her zaman vardı fakat her zaman için aktif değildi, Tanrılığa eriştiğinde bir tür düğmeye basıp aktif hale geldi desek abes kaçmaz sanırım. Şeytan'ın Paraşivanik boşluk ile olan bağını biliyorsunuzdur, Şeytan'ın İlahisinde vardı; ben bunu çok basite indirgeyerek fenere benzetmiştim mesela, karanlık bir ortamda el fenerini hiç bir şey değildir ama tuşa bastığınızda ışık yayar ve o karanlık ortamı seçebilirsiniz. Karanlık bir gecede bilinçsizce uyandığınızı farz edelim, nerede olduğunuzu bilmiyorsunuz ve etraf zifiri karanlık; yani bir nevi boşluk, fakat içinde bir şeyler var. El fenerinizi çıkarınca da varsayıyorum ki bir ormanda ya da mağarada olduğunuz ortaya çıktı, yani bulunduğunuz ortamın kapkara bir 'hiçlik' olmadığı ve gerçek olduğu tescillendi. Satya kavramını böyle düşünmüştüm, Elite Bey'in söylediği 'zamanın başlangıcı' kavramı da buna uygun.

Buradan sonraki şeyler tamamen şahsi düşüncem ve eksik olabilir, çünkü bir süredir vaazları yahut Yüksek Rahibin söylevlerini takip edemiyorum; bu yüzden Elite Bey'in söylediği şeylerden farklı olabilir yahut eksik bilgi içeriyor da olabilir. Ben Satya kavramını kimi zamanlar bir bilgisayar programını düzgün çalıştıran önemli bir yazılımına benzettim, eğer ki bir noktada gerekli olduysa Satya bizim düzlemimizde, Orion'lu ve bunu hak edecek kadar gelişmiş bir canlının bedenine enkarne olmuş olabilir. Daha doğrusu mantıken Tanrısallığa ulaşmanın yollarını keşfetmesi için Satya'dan bir parça taşıyan bir varlık oluşmuş, ya da kısaca Satya tarafından yaratılmış da olabilir. Bu varlık enkarnasyonu 500.000 yıl önce yaşadıysa bile bu Şeytanın yahut Satya'nın 500.000 yaşında olduğunu göstermez, Şeytanın 500.000 yıl önce gereksinimden ötürü enkarne olmuş olmasını gösterir. Ardından bu fiziksel varlık diğer varlıklara Gerçeğin Yolunu öğretmiş, fiziksel olarak bizi kendi Nordik görünümü benzerinde yaratmış olabilir. Söylediğim gibi bunlar eksik bilgiler içeriyor olabilir, yeni gelen vaazlar tarafınca çürütülmüş olabilir fakat ben uzunca bir süre bu konu üzerine düşünüp bunları bulmuştum.

3- Joy of Satan veya genel olarak Satan ismi neden terk edildi? Neden JoS, Satanist ve Satan kelimeleri kullanılınca Şeytan'a hakaret etmişiz gibi davranılıyor? Satanizm bana sıcak ve içten gelirken Zevizm soğuk hissettiriyor. Dünya genelindeki oluşmuş kötü Satan algısından uzaklaşmak için mi yapıldı bu? Daha rahat ve hızlı yayılmamız için yani.
Hem evet hem hayır, sosyolojik olarak bakarsak Zeus ismi Şeytandan daha sempatik elbette; Yüksek Rahip de daha hızlı yayılmayı istiyor ki bu sebeple Youtube kanalı vesaire açıldı, yayılmak kötü bir şey değil çünkü ergen gatekeeper'lar değiliz biz. Fakat hepsi bu da değil, Elite Bey ve Maelstorm Bey uzunca açıklamış zaten; benim tekrarlamamın gereği yok.

Soğuk hissettirmesini anlıyorum, siz kendi ibadetlerinizi yaparken yine 'Şeytan' ismini kullanabilirsiniz diye düşünüyorum; etki ve his bakımından hangisi daha uygun geliyorsa onu yapmak hiç yapmamaya yeğdir. Ruhaniyet zorlamayla, sıkılmayla yahut soğuklukla ilerlemez; o yüzden kendi başınızayken rahatınıza bakın. Fakat forumlarda artık Zeus ismi kullanılıyor, hoş ki ikisi de aynı kapıya çıkan isimler.

4- Sizler gibi ben de Zevistim. Fakat son zamanlarda, özellikle 2024'ün Nisan ayından beridir çok mutsuzum. Eskiden meditasyonlarıma ve çalışmalarıma çok odaklanıyordum ve her şey güzeldi. Tanrılar ve Şeytan ile aram çok güzeldi. Onları düşündüğüm zaman içimi huzur ve mutluluk kaplıyordu.

Son zamanlarda meditasyon yapamıyorum. Zevizm'e dair hiçbir şey yapamıyorum. Yapmıyorum da denilebilir, emin değilim. Bu durum beni mahvediyor. Mesela RTR Takvimi Erken Sonuçlandı - Büyük Zafer! başlığını okuduğumda çok kötü hissetmiştim. Çünkü bu zafer için hiçbir şey yapmadım ve büyük bir şenliğin dışında kalmışım gibi hissettim. Herkes çabalayıp uğraşmışken ben hiçbir şeye yaramadım.

Gerçek hayatta çok korkak ve tırsak bir insan oldum ben. Erkeklerden aşırı korkuyorum. Özellikle son zamanlardaki ölüm haberlerinden sonra iyice paranoyak oldum. Akşamları asla dışarıda gezemiyorum. Dışarıda bazen ne yapacağımı şaşırıyorum. Kalabalıkla yürümeye korkuyorum çünkü bir terör saldırısı olur diye endişeleniyorum, tenha ve kimsenin olmadığı bir yerden de gitmeye korkuyorum birisi bana bir şey yapar diye. O kadar korkunç haberler görüyorum ki. Bu tarz düşüncelere sahipken, "Koruyucum ve Tanrılar beni koruyacaktır" diyemiyorum. Dediğim zaman kendime kızıyorum. Onların ilgisini ve korumasını hak etmiyorum çünkü. "Neden beni korusunlar ki?" diyorum kendi kendime. Bazen Zevistlikten atılmış ve Tanrılar benden tiksiniyormuş gibi hissediyorum. Forumlarda Tanrılar hakkında güzel yazılar okuyunca kötü hissediyorum çünkü bu iyiliğin dışında kalıyorum. Eskiden onlarla beraberken şu an kendimi yapayalnız bıraktım. Onların getirdiği hiçbir iyiliği hak etmiyormuşum gibi geliyor.

Bu düşünceleri nasıl değiştirebilirim? Hayatıma o kadar çok etki ediyorlar ki.

Beni yanlış anlamayın lütfen, dinimize kesinlikle saldırmıyorum. Ben de sizler gibi Zevistim. Tanrıları ve Şeytan'ı çok seviyorum. Onlar olmadan bir hayat düşünemiyorum, fakat bu bahsettiğim konuları da aşamıyorum. Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Bu konuları aşamadan asla mutlu olamayacakmışım gibi geliyor. Yardımcı olursanız çok sevinirim.
Ben de mutsuzum, fakat bu sözcüğü yalnızca durum belirtmek için kullanmanızı tavsiye ederim; sürekli 'ben mutsuzum' derseniz sürekli olarak mutsuz kalırsınız. Son 1-2 yıldır ve özellikle son 6+ ay kadardır felaket bir duygusal iniş çıkış döneminden geçiyorum, meditasyonlara zaman ayırabiliyorum ama her zaman değil; onlar da inişli çıkışlı oluyor, 1 ay tamamen odaklı çalıştıktan sonra 3 gün hiç bir şey yapmayıp sonra baştan savma devam edip bir anda tekrar tam gaz devam etmek çok kötü fakat hiç yoktan iyidir. Rutinlere düzenli katılıyorum fakat benim durumum da pek farklı değil.

Benim duygusal iniş çıkışlarıma RTR yapmak iyi geliyordu çünkü boks torbası gibi bir şeydi, tüm pisliği odaklı olarak fırlatıp belli ölçüde rahatlık sağlayabiliyordum. RTR takvimi bitince ben kara büyü üzerine çalıştım, çalışmalar yaptım; bana bariz zarar veren kişilere kara büyü yaptım, halen yapıyorum. Sizin durumunuz daha farklı ama emin olun çok ufak bir azınlık dışında kimse o kadar düzenli RTR yapmıyordu, ben haftada 4-5 kez yapabiliyordum. Fakat sizin de benim gibi içinizdeki kötü hisleri enerjiye dönüştürüp atma niyetiniz varsa kara büyü yapmayı öğrenin. Ben 2 tane kara büyüyü 90+ gündür yapıyorum ve duygusal anlamda daha stabil kalmamı sağlıyor, sırf bu basit mesele bile bana yarar sağladığından yapmaya devam ediyorum. Etik midir? kime yahut neye yapıldığına bağlı, benim durumumda gayet etik olduğunu düşünüyorum. Satanist ismini bıraktık diye öğretilerden vazgeçecek halimiz yok, hiç bir Zevist dayak yedikten sonra öteki yanağını dönmeyecek.

Son yazdığınız şeyler insanların sorunu, sizin değil. İnsanlık genel olarak tembel, sefil, rezil, vefasız ve kindar boktan insanlardan oluşur ve asaletten yoksun bu kişilerden korkmak yahut iğrenmek makul bir varlık için çok da garipsenecek durum olmasa gerek. İyi yönden bakarsak bu cüruf yığınında parlayıp Tanrıların gözüne girmek kolay, gökte parlayan yıldızların bize göz kırpması gibi. Size tek tavsiyem haber okumayın, sosyal medyaya da bakmayın; benim zaten şahsen tonla iğrenç derdim var, bir de boktan toplumumuzun sosyolojisini öğrenmek için haber okuyarak psikolojimi iyice bozamam. Haber okusanız zaten kendinizi kötü etkilemekten başka neyi değiştireceksiniz ki? 1 ay önce muhtemelen bir kadın vahşice öldürüldü, 1 hafta gündem olup unutulmuştur; aynı şey 3-4 ay önce yine yaşanmıştır; insanlar unutmuştur. Fakat insanlar unutur, beyin unutmaz; gördüğünüz bu haberler size hiç bir şey katmaz ama psikolojinizi yerle bir eder. Benim için tek haber forumlarda Yüksek Rahibin paylaştığı şeylerdir, İsrail'in savaş çığırtkanlığı yapması gibi; geri kalanı beni ilgilendirmiyor. Diyarbakır'daki Amed Nükleer Santrali mi patlamış? benim sorunum değil, ya da X isimli kadın sabıkalı ve mülteci eski sevgilisi tarafından öldürülmüş m ü? benim sorunum değil. Bencil miyim? evet, kötü bir şey mi bu? asla değil. Psikolojinizi koruyun, zaten bu şeylere hiç maruz kalmadığında bile kolayca kötü etkilenebilen bir yapıya grotesk Türkiye haberlerini gösterip iyice bozup kendinizi mahvetmeyin.
 
Tanrı'yı biyolojik bir varlık olarak görmekten vazgeçilmesi gerektiğine yönelik bir fikrin içsel ruhani hayattaki karmaşıklığını ve hissini biliyorum bunun nedeni bilim usullerini takip etmeyen varoluşçu kitleler.(Tasavvufçular, Değişik enerji ve budist uygulayışların yeni çağcı olarak nitelediğimiz kesimi, Masonik teşkilatlar ve uçmak (kafa uçukluğu) odaklı yaşam felsefesini taşıyan her şey.

Bunların yarattığı ve özellikle sağlıklı yaşayan ve varoluşunun hakkını veren kişilere yönelik empati ihtiyacının karşılanmasına zarar veren oluşlar kişilerin aynı zamanda kendini kopuk hissetmesine de neden olabiliyor.

Konuyu daha farklı bir durummuş gibi nitelemek yerine sadece bazı yeni şeyleri öğrenmek gözüyle bakarsanız aslında bir şeylerin değişmediğini ve ortada herhangi bir kayıp olmadığını daha net bir şekilde yaşayabilirsiniz. (yani Lord Baalzebub hala var, ya da kozmolojik açılardan Tanrı ve Tanrıçalara yönelik görüşlerin herhangi bir değişikliğe uğrayarak bazı güzel anlayış ve bağın yitmesine yönelik mesafeleşme unsurları sadece değişimin ilüzyonu. )

Genel anlamda, bizim olan varlığımızın her unsurunu bilerek ve uçuklar gibi sahte şeylere bağlı değil dop dolu bir yaşam sürdüğümüz gerçeğini ikrar amacıyla Lord Zeus/Satanas ile iletişim kurmak ve daha çok onunla anlaşma yapmak, yardım istemek, bir gelişim uğrunda ricada bulunmak veya genel olarak onunla alakadar olmak ve genel ilginizi asıl Tanrımıza yöneltmek bu konulardan kesin bir şekilde iyileşmenizi sağlar.

Büyük savaş denilen şey evrensel anlamdaki evrimsel gerilemenin eseri, dolayısıyla müdahale konusu söz konusu olduğunda ya bir kesimin komple imhası ya da evrimsel süreçlere yönelik sabırla emek göstermek.

Bu şekilde bakarsanız bu savaşa Tanrımızın olabilecek en sağlıklı yönüyle müdahale ettiğini anlayabilirainiz. Kaybedilen savaş gerilemeden doğan Tanrıdan kopukluk neticesinde var olmuş bir durum. Tanrının kendine karşı gelenleri veya kendini farklı bir diğer uydurma tanrıyla değiştirmeye çalışanları kurtarması anlamındaki müdahale olmadığından bu haldeyiz ve bu gayet normal.

Genel olarak diğer unsurlar hakkındaki sorularınızın benim kanımca cevabı ve iyileşmesi Tanrımızla daha çok bağ kurmanıza ve iletişime çok daha fazla önem vermenize bağlı.
 
Kafam o kadar karışık ve karman çorman oldu ki...

Sormak istediğim bir sürü soru var. Umarım yardımcı olursunuz.

1- Lord Baalzebul ile Şeytan'ın aynı kişiler olduğu söylendi. Ben onları üvey kardeş sanıyordum. Lord Baalzebul hakkında da gücü Şeytan'a en yakın kişi olarak bahsedilirdi. Aynı kişiler olması biraz garibime gidiyor. Koruyucusu Lord Baalzebul olanlar hakkında ne diyeceğiz o zaman? Hani Şeytan kimsenin koruyucusu olmazdı.. Bu durumda bazı kişilerin koruyucusu Şeytan'dı demek oluyor bu.

2- Daha önce Şeytan'ın 500.000 yaşlarında olduğu söylenirdi. Şu an ise kozmik bir varlık gibi bahsediliyor. Evrenin bir başlangıcının olmadığını biliyoruz fakat Şeytan'ın hep var olduğu söyleniyor. O zaman Şeytan milyarlarca yıldır var demek bu.

Bu durum beni biraz rahatsız ediyor. Çünkü eskiden Şeytan'ı baba olarak görebiliyordum. Çünkü bizi teknik olarak o yaratmıştı, çocuklarıydık onun. O da bizim gibi kanlı canlı bir varlıktı. Ona benziyorduk. Fakat şu anki durumda empati yapamıyorum. Düşünce biçimimden ve algımdan öte yüce bir varlığa karşı nedense eskisi gibi yakın hissedemiyorum ve bu beni çok üzüyor.

Şeytan tam olarak nasıl bir varlık? Evrende her zaman var olmuş kozmik ve gücü her şeye kadir olan bir varlık mı? Eğer öyleyse 500.000 yaşında olan, bizi yaratan ve benzediğimiz Orion'lu Tanrı kimdi? Lord Azazel ve Şeytan'ın çocukları da mı milyarlarca yıldır evrende varlıklarını sürdürüyorlar?

3- Joy of Satan veya genel olarak Satan ismi neden terk edildi? Neden JoS, Satanist ve Satan kelimeleri kullanılınca Şeytan'a hakaret etmişiz gibi davranılıyor? Satanizm bana sıcak ve içten gelirken Zevizm soğuk hissettiriyor. Dünya genelindeki oluşmuş kötü Satan algısından uzaklaşmak için mi yapıldı bu? Daha rahat ve hızlı yayılmamız için yani.

4- Sizler gibi ben de Zevistim. Fakat son zamanlarda, özellikle 2024'ün Nisan ayından beridir çok mutsuzum. Eskiden meditasyonlarıma ve çalışmalarıma çok odaklanıyordum ve her şey güzeldi. Tanrılar ve Şeytan ile aram çok güzeldi. Onları düşündüğüm zaman içimi huzur ve mutluluk kaplıyordu.

Son zamanlarda meditasyon yapamıyorum. Zevizm'e dair hiçbir şey yapamıyorum. Yapmıyorum da denilebilir, emin değilim. Bu durum beni mahvediyor. Mesela RTR Takvimi Erken Sonuçlandı - Büyük Zafer! başlığını okuduğumda çok kötü hissetmiştim. Çünkü bu zafer için hiçbir şey yapmadım ve büyük bir şenliğin dışında kalmışım gibi hissettim. Herkes çabalayıp uğraşmışken ben hiçbir şeye yaramadım.

Gerçek hayatta çok korkak ve tırsak bir insan oldum ben. Erkeklerden aşırı korkuyorum. Özellikle son zamanlardaki ölüm haberlerinden sonra iyice paranoyak oldum. Akşamları asla dışarıda gezemiyorum. Dışarıda bazen ne yapacağımı şaşırıyorum. Kalabalıkla yürümeye korkuyorum çünkü bir terör saldırısı olur diye endişeleniyorum, tenha ve kimsenin olmadığı bir yerden de gitmeye korkuyorum birisi bana bir şey yapar diye. O kadar korkunç haberler görüyorum ki. Bu tarz düşüncelere sahipken, "Koruyucum ve Tanrılar beni koruyacaktır" diyemiyorum. Dediğim zaman kendime kızıyorum. Onların ilgisini ve korumasını hak etmiyorum çünkü. "Neden beni korusunlar ki?" diyorum kendi kendime. Bazen Zevistlikten atılmış ve Tanrılar benden tiksiniyormuş gibi hissediyorum. Forumlarda Tanrılar hakkında güzel yazılar okuyunca kötü hissediyorum çünkü bu iyiliğin dışında kalıyorum. Eskiden onlarla beraberken şu an kendimi yapayalnız bıraktım. Onların getirdiği hiçbir iyiliği hak etmiyormuşum gibi geliyor.

Bu düşünceleri nasıl değiştirebilirim? Hayatıma o kadar çok etki ediyorlar ki.

Beni yanlış anlamayın lütfen, dinimize kesinlikle saldırmıyorum. Ben de sizler gibi Zevistim. Tanrıları ve Şeytan'ı çok seviyorum. Onlar olmadan bir hayat düşünemiyorum, fakat bu bahsettiğim konuları da aşamıyorum. Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Bu konuları aşamadan asla mutlu olamayacakmışım gibi geliyor. Yardımcı olursanız çok sevinirim.
Öncelikle esenlikler.

Bende benzer düşüncelere sahiptim ve bazı şeyleri de hala tam olarak anlayabilmiş değilim. Ama bu bir noktada simülasyon teorisine benziyor gibi. Çok gelişmiş bir bilgisayar oyunun içerisinde olabiliriz ve olmadığımızın hiçbir kanıtı, şuan için bu bilinç seviyemizde yok. Fakat böyle olsa bile bir şekilde yaşamımızı sürdürüyoruz, barınma ihtiyacımız var, acıkıp susuyoruz ve her ne olursa olsun ilerlemeye çalışıyoruz. Aşırı şüpheci bir anlayışa düşüp, nasıl olsa hiçbir şey gerçek olmayabilir düşüncesiyle hayatımızı bırakmıyoruz çünkü bu aptallık olurdu.

Zevizm konusunda da benzettiğim kısım burası, zevistler olarak tecrübelerimize dayanarak hayatımızda ve bu bilgi çöplüğü dünyamızda bulabildiğimiz tek gerçek şeyler burada. Ve herşeyi anlayamamış olsak bile, hatta çoğu şey hakkında kafamızda fazlaca soru işareti kalmış olsa bile günün sonunda önümüzde sadece ama sadece iki seçenek var. Birincisi, şimdiki bilinç seviyemizle anlamlandıramadığımız şeyler yüzünden 'yolda' yürümeye daha fazla cesaret edemeyip, Tanrılar hakkındaki, ruhaniyet hakkındaki, evrenin kendisi hakkındaki ve diğer tüm şeyler hakkındaki merakımızı sonsuza kadar gideremeyeceğimiz bir şekilde terk etmek. İkincisi ise bu 'gerçeğin' yolunda yürümeye cesaret edip, meraklarımızı ve anlamlandıramadıklarımızı çözebilmek için zaman içerisinde kendimizi her açıdan geliştirip mükemmelliğe ulaştırmak.

Buradan itibaren birkaç şahsi düşüncemide paylaşmak isterim. Eğer Lord Zeus'un gücü çok fazlaysa neden bin yıllar önceki savaşa müdahele etmedi demiştiniz. Burada tabikide Lord Zeus'un gücüne denk bir varlık olduğunu söylemiyorum ama benim düşüncem düşman tarafında da, 'insanlar' olarak bizim bilmediğimiz, söylenmeyen veya sadece yüksek rahiplerin/rahibelerin bildiği çok daha güçlü düşmanlar olabilir. Belkide reptilianlar Tanrılarımız kadar güçlü olmasalar da, bizim sandığımız kadar güçsüz değildir veya bunun gibi bir durum söz konusu olabilir.



Ayrıca kendim adına da bir soru sormak istiyorum. Bende zevizmi çok uzun zamandır takip ediyordum ama ne yazık ki yıllar sonra yeni yeni programımı düzenli bir şekilde yapmaya koyulabildim. Geçmiş zamanlarda yapmadığım RTR'lar için (biliyorum ki yerini tutmaz ama en azından içimdeki pişmanlığı azaltmak için) bu vakitten sonra her gün telafi olarak bir çalışma yapmak istiyorum, ben buna Tanrı ritüellerini düşündüm ama bir sebep yokken de yapmak manasız olur denmişti sanki yanlış hatırlıyor olabilirim. Sizce yapabildiğim her gün spesifik bir sebebi olmaksızın Tanrı ritüeli mi yapmalıyım, yoksa yapabileceğim daha faydalı bir şey var mı?

Teşekkürler, iyi günler.
 
Büyük Savaşı neden kaybettik peki? Şeytan bu kadar yüce ve kozmik bir varlıksa savaşı kaybetmemiş olmamız gerekirdi. Şeytan savaşa müdahale etmedi mi? Etmediyse neden?

Şeytan'ın biyolojik çocuklarının evrende konumu nedir? Nasıl çocukları oldu?

Zeus ile Allah'ın (Ya da herhangi bir büyük yaratıcının) farkı nedir? Bu soruyu biraz daha açıklamak istiyorum. Yanlış anlaşılmak istemem.

Pislama göre Allah zamanın ötesinde, hatta zamanın yaratıcısıdır. Bir yaşı yoktu. Her zaman vardı, evrenden bile önce. Şu an Zeus ile Allah'ın (Sözde Allah tabii ki) güç farkı nedir?

Zeus'un binlerce yıl boyunca meditasyon ve ruhani çalışmalar yaparak Tanrılaşması gerçek değil miydi? Magnum Opus'u o bulmadıysa kim buldu?

Zeus'un pantheon'u nasıl oluştu? Yani diğer Tanrılar Zeus'u nasıl buldu? Nasıl bir araya geldiler? Du'at'ta Tanrılar yaşamıyor mu? Cevap evetse Zeus da orada mı?

Zeus biyolojik veya fiziksel bir yapıda mı?

Çok fazla soru sormuş olabilirim kusura bakmayın.

Ortada Tanrılar açısından "kaybedilen" bir savaş bulunmuyor. Zeus, "Invictus" yani "fethedilemez" ya da "yenilmez"dir. Yine aynı şekilde müdahil olmadığı bir iş de yoktur. Fakat insanların gerekliliği apayrı bir meseledir. Örneğin, Yahudilerin varlığını sürdürebilmesinin tek nedeni bu ortaya çıkmış "istenmeyen" tehdidin iyiye, yani bizim için gelişimsel bir fırsata çevrilebilmesidir. Onları yenerek yalanlara dair türümüz daha iyi bir fırsata kavuşacak ve normalde bizden istendiği şekilde evrimleşemesek de, "zor yoldan" daha sağlam bir bağışıklığa kavuşacağız.

Bu konuda net bir yorum yapmak doğru olmayacaktır. Zamanı gelince Yüksek Rahip Hooded Cobra açıklayacaktır. Fakat en basit fark, İbrahimi Tanrı'nın fantastik ve gerçeklik dışı bir güce sahip olmasıdır. Örneğin özgür iradeyi yaratması tamamen kendi arzusu içindedir. Fakat biz hâlâ yaratılış dışı bir potansiyeli kabul ediyoruz. Daha öncesinde Yüksek Rahip ve Yüksek Rahibelerimiz tarafından da açıklandığı gibi, aktif olarak "yaratılış" mevcut, ve bu hiçliğin potansiyelinden geliyor.

Bu sadece ilkel yaratılış denizinin bir diğer deyişiyle kaotik "Her Şey-Hiçbir Şeysel'liği"dir. Onlar bunu "Neteru" olarak adlandırdılar, ve bu Neteru'dan, Neter olageldi. Amon ya da Amun kendisini-yaratan Tanrıdır ve Neter kavramının sembolizmidir.

Başka Antik öğretilerde de, Zeus'un üstündeki başka güçlerden bahsedilmiştir fakat bunlar bir kişi değildir. Daha fazla yorum getirmek doğru olmayacaktır. "SS" ya da herhangi bir şey bütünüyle değiştirilmedi, daha büyük ve dosdoğru bir skalaya taşındı. Geri kalan sorularınız da ya bu cevabımla ya da diğer etmenlerle açıklanmıştır; ya da bilgim dahilinde olmadığından bir cevap veremiyorumdur. Elimden geldiğince bilgim dahilinde paylaşım yaptım.
 
Geçmiş zamanlarda yapmadığım RTR'lar için (biliyorum ki yerini tutmaz ama en azından içimdeki pişmanlığı azaltmak için) bu vakitten sonra her gün telafi olarak bir çalışma yapmak istiyorum, ben buna Tanrı ritüellerini düşündüm ama bir sebep yokken de yapmak manasız olur denmişti sanki yanlış hatırlıyor olabilirim. Sizce yapabildiğim her gün spesifik bir sebebi olmaksızın Tanrı ritüeli mi yapmalıyım, yoksa yapabileceğim daha faydalı bir şey var mı?

Teşekkürler, iyi günler.
Bu sorunun cevabını ben de merak ediyorum.
 
Yüksek Rahibe Lydia bu konuyla ilgili bir açıklama yapmıştı:
Element'te sorulan bir soruya cevap vermek gerekirse, eğer herhangi biriniz bir Tanrı'ya yardımları karşılığında belirli bir miktarda RTR yapma sözü verdiyse, belki Tanrı'ya bunun yerine bir Tanrı ritüeli yapıp yapamayacağınızı sorabilir veya belki de Sowilo ya da Wunjo gibi bir rünü titretip onlara enerji gönderebilirsiniz. :)
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top