Welcome to the Temple of Zeus's Official Forums!

Welcome to the official forums for the Temple of Zeus. Please consider registering an account to join our community.

Yaratıcı madde nedir?

Agartha

Active member
Joined
Jan 9, 2024
Messages
555
İlk filozof sayılan Thales ilk yaratıcı madde ve her şeyin başı olarak "su" demiştir. Aynı zamanda kuranda enbiya suredinde de "biz her şeyi sudan yarattık"deniliyor. Bektaşilikte tarikata yeni adam girdiğinde ona su ve tuzu içirirlermiş suyun yaratıcı ilk unsur olduğundan Tanrı düşüncesi ile insan düşüncesini birleştirmek amaçlı.
Fakat sorun burada Thales'ten sonraki gelen önemli antik çağ filozoflarının su yerine diğer elementi yaratıcı ve başlatıcı ilk madde, ilk neden olarak ele almalarında başlıyor. Kimi ateş derken kimi hava, toprak diyor. Ben ateş ilk element ve gerçek yaratıcı gücü olan element diye biliyorum. Tüm bunların doğrusu ne ve ilk element, ilk yaratıcı güç ne? Eterden sonraki ilk element ne?
 
İlk filozof sayılan Thales ilk yaratıcı madde ve her şeyin başı olarak "su" demiştir. Aynı zamanda kuranda enbiya suredinde de "biz her şeyi sudan yarattık"deniliyor. Bektaşilikte tarikata yeni adam girdiğinde ona su ve tuzu içirirlermiş suyun yaratıcı ilk unsur olduğundan Tanrı düşüncesi ile insan düşüncesini birleştirmek amaçlı.
Fakat sorun burada Thales'ten sonraki gelen önemli antik çağ filozoflarının su yerine diğer elementi yaratıcı ve başlatıcı ilk madde, ilk neden olarak ele almalarında başlıyor. Kimi ateş derken kimi hava, toprak diyor. Ben ateş ilk element ve gerçek yaratıcı gücü olan element diye biliyorum. Tüm bunların doğrusu ne ve ilk element, ilk yaratıcı güç ne? Eterden sonraki ilk element ne?
Ether gerçek yaratıcı maddedir, ancak Etherden sonra bir "ana element" aramamız gerekirse, bu element evrendeki temel konseptlerden biri olan dönüşebilme, değişebilme ve akış olması sebebiyle Ateş olacaktır. Ancak evrenin ana unsurlarını farklı bakış açısı ile gözlemleyince farklı çıkarımlar yapılabilmektedir. Yine de ana element şu, ana element bu diye ayıramayız. Varoluşta yaratılan her şey Ether'den var olur, varoluştan yok edilen her şey ise günün sonunda Ether'e dönüşür.
 
Ether gerçek yaratıcı maddedir, ancak Etherden sonra bir "ana element" aramamız gerekirse, bu element evrendeki temel konseptlerden biri olan dönüşebilme, değişebilme ve akış olması sebebiyle Ateş olacaktır. Ancak evrenin ana unsurlarını farklı bakış açısı ile gözlemleyince farklı çıkarımlar yapılabilmektedir. Yine de ana element şu, ana element bu diye ayıramayız. Varoluşta yaratılan her şey Ether'den var olur, varoluştan yok edilen her şey ise günün sonunda Ether'e dönüşür.
Evet farkındayım. Benim değinmek istediğim nokta neden Thales buna su dedi? Neden bir diğeri hava dedi? Su nasıl ilk olabilir ki? Yanlış hatırlamıyorsam bazı mitler başlangıç konusunda sudan bahsediyorlardı.
 
Evet farkındayım. Benim değinmek istediğim nokta neden Thales buna su dedi? Neden bir diğeri hava dedi? Su nasıl ilk olabilir ki? Yanlış hatırlamıyorsam bazı mitler başlangıç konusunda sudan bahsediyorlardı.
Elementlerin hem farklı hem de benzer yönleri vardır. Su hem akışkanlığı hem de düzensizliği temsil etmekte. Mısır ve Yunan mitolojisinde de başlangıçta Kaos vardır, Bu kaos enerjisi düzenin olmadığı, her şeyin rastgelelikler üzerine yaşandığı bir çevreyi temsil etmekte. Hem Su hem Kaos dişil enerjilerdir ve gerçekten başlangıçta evrende kaos vardı.

Zira Tanrıların fiziksel tezahürleri bu evrene düzen ve ışık yaymadan öncesi objektif kaostur. Bu sebeple mitolojilerin başlangıç noktasında, "Kaos denizinden doğan Tanrılar" şeklinde ortak bir konsept bulunur. Buradaki Deniz (su) ise düzensizlik, akışkanlık ve kaos'u temsil etmektedir.

Bu şekilde düşündüğümüzde evrenin temel maddesi Su denilebilir. Bu sadece bir bakış açısıdır.

Bir diğer bakış açısı ise Havadır ki Hava da aynı şekilde hızlı, akışkan ve değişkendir. Evrenin hızlı dönüşümleri ve değişkenliği ile alakalı bir gözlemdir. Ancak Su, Ateş ve Hava'nın ortak noktası değişebilme, dönüşebilme yeteneğine ve akışkan yapıya sahip olmaları.

Ancak eğer filozofik gözlemler ve fikirler dışında objektif gerçek, Ma'at ve Satya'yı merak ediyorsanız, evrenin ana maddesi Ether'dir. Geri kalan anlatımlar alegorik ve sembolik yaklaşımlar
 
Elementlerin hem farklı hem de benzer yönleri vardır. Su hem akışkanlığı hem de düzensizliği temsil etmekte. Mısır ve Yunan mitolojisinde de başlangıçta Kaos vardır, Bu kaos enerjisi düzenin olmadığı, her şeyin rastgelelikler üzerine yaşandığı bir çevreyi temsil etmekte. Hem Su hem Kaos dişil enerjilerdir ve gerçekten başlangıçta evrende kaos vardı.

Zira Tanrıların fiziksel tezahürleri bu evrene düzen ve ışık yaymadan öncesi objektif kaostur. Bu sebeple mitolojilerin başlangıç noktasında, "Kaos denizinden doğan Tanrılar" şeklinde ortak bir konsept bulunur. Buradaki Deniz (su) ise düzensizlik, akışkanlık ve kaos'u temsil etmektedir.

Bu şekilde düşündüğümüzde evrenin temel maddesi Su denilebilir. Bu sadece bir bakış açısıdır.

Bir diğer bakış açısı ise Havadır ki Hava da aynı şekilde hızlı, akışkan ve değişkendir. Evrenin hızlı dönüşümleri ve değişkenliği ile alakalı bir gözlemdir. Ancak Su, Ateş ve Hava'nın ortak noktası değişebilme, dönüşebilme yeteneğine ve akışkan yapıya sahip olmaları.

Ancak eğer filozofik gözlemler ve fikirler dışında objektif gerçek, Ma'at ve Satya'yı merak ediyorsanız, evrenin ana maddesi Ether'dir. Geri kalan anlatımlar alegorik ve sembolik yaklaşımlar
Teşekkürler değerli bilgiler edindim. Yani Tanrılardan önce evrende kaos hakimdi ve Tanrılar Tanrı olduktan sonra kaosu kontrol edip düzen ve denge sağlamaya çalışmakta. Peki evrendeki kaosu tamamen bitirmek münkün mü yoksa bilerek mi yapmıyorlar denge için?

Entropi ile kaos aynı şey mi?
Günümüz biliminde evrende entropinin giderek arttığı söyleniyor bu durumda Tanrılar mı buna izin veriyor? Ama sizin anlattığınıza göre entropinin giderek azalması lazım değil mi?
 
Teşekkürler değerli bilgiler edindim. Yani Tanrılardan önce evrende kaos hakimdi ve Tanrılar Tanrı olduktan sonra kaosu kontrol edip düzen ve denge sağlamaya çalışmakta. Peki evrendeki kaosu tamamen bitirmek münkün mü yoksa bilerek mi yapmıyorlar denge için?

Entropi ile kaos aynı şey mi?
Günümüz biliminde evrende entropinin giderek arttığı söyleniyor bu durumda Tanrılar mı buna izin veriyor? Ama sizin anlattığınıza göre entropinin giderek azalması lazım değil mi?
Kaos evrensel bir güç, evrenin temel yapı taşlarından bir tanesi, Kaos yok edilemez, sadece uzaklaştırılabilir. Tanrıların da yaptığı şey bu, Kaos'u kovmak ve kozmik, ilahi düzeni yaymak.

"Tanrılardan önce evrende kaos hakimdi" diyemeyiz, zira bu Tarz bir cümle kurabilmek için Tanrıların varlıklarına ve evrendeki tarihlerine tamamen hakim olmak gerekir. Bu konuda sadece mitolojilerde anlatılan alegorilerden ve zihnimizin üretebileceği fikirlerden çıkarımlar yapabiliriz.

Emin olduğumuz ana unsur şudur ki: Tanrılar Kaos'a karşı duran ve düzen ile varolan, düzeni getiren varlıklar. Evrendeki varlıkları ile bulundukları yere yaratım, kutsama ve düzen getiriyorlar. Bu onların doğası ve varoluş amaçları.

Tüm Antik mısır mitolojisi Apep (Kaos'un kişileştirilmiş hali) denilen varlığı kovmak ve uzak tutmak üzerine kuruluydu. Mitolojiye göre Tanrı Amon Ra, her gece Canavar Apep ile savaşır ve onu kovar, Ancak Apep'i asla öldüremez zira Apep öldürülemezdir (Çünkü evrenin yapı taşlarından bir tanesi), Onunla her gece savaşması ve onu kovması gerekiyordur.

Bu mitolojiden de çıkartabileceğimiz gibi kaos gücü yok edilemez, sadece ilahi düzenin ışığı ile uzak tutulabilir.

Fiziksel ve ruhsal dünyada ve varoluşun tüm katmanlarında karşısına çıkabilecek her türlü olumsuzluk, çürüme, hastalık, bozulma, parçalanma veya negatiflik aslında ilahi Kaos'un tezahürlerinden biridir. Kaos'u ruhunuzdan uzak tutarsanız ve devamlı olarak kovarsanız benliğinizden tüm negatifliği çıkartmış olursunuz ve ilahi düzen ile uyumlu yükselmiş bir varlık haline gelirsiniz. Bir diğer değişi ile Tanrılaşırsınız.

Tanrıları kusursuz yapan şey budur, varlıklarında "kusur" enerjileri taşımıyor olmaları, zira bu kusurların hepsini sildiler, Kaos'u kovdular.
 
Teşekkürler değerli bilgiler edindim. Yani Tanrılardan önce evrende kaos hakimdi ve Tanrılar Tanrı olduktan sonra kaosu kontrol edip düzen ve denge sağlamaya çalışmakta. Peki evrendeki kaosu tamamen bitirmek münkün mü yoksa bilerek mi yapmıyorlar denge için?

Entropi ile kaos aynı şey mi?
Günümüz biliminde evrende entropinin giderek arttığı söyleniyor bu durumda Tanrılar mı buna izin veriyor? Ama sizin anlattığınıza göre entropinin giderek azalması lazım değil mi?
Diğer yazıda yer vermedim ancak günümüz bilimi kendinin kız çocuğu olduğuna inanan erkeklerin testislerini 6 yaşında kesmemizin oldukça etik olduğunu da savunuyor. Aynı şekilde tüm İnsanlığın Afrikadan çıktığını ve tüm İnsanların Siyahi ırktan evrimleşerek günümüze kadar geldiğini de savunuyorlar. Genellikle bu fikirler Yahudi bilim "insanlarından" çıkıyor.

Günlük meseleler için günümüz teknolojileri ve bilim epey kullanışlıdır, telefonlar, ulaşım araçları, elektrik ve internet çok önemli teknolojiler, ancak bilimi "anlam" aramak için kullanmamalısınız, Örneğin Arkeoloji bir bilimdir, Günümüz Arkeologları antik yapıların yaşlarını tamamen şans eseri bir şekilde "keşfediyorlar". En basitinden Mısır'ın büyük piramidinin yaşı şu anda bilim dünyasında 4600 yıllık olarak geçiyor. Oysa ki gerçekte bu piramitler Mısırlılar tarafından bile yapılmadı, Atlantik dönemden daha önce yapılmış bu üstün teknolojik yapılar, varlığın o kadar yüksek bölgelerinde işlev sürdürüyorlar ki sadece fiziksel boyuttaki tezahürlerine bakarak onların yaşları ve amaçları hakkında çıkarımlar yapabilmek imkansız.

Entropi veya küresel ısınma gibi çok geniş konularda da bu şekilde bilim dünyasının çıkarımlarına kulak veremeyiz.

Dünyadaki Kaos enerjileri şu anda Kali Çağında olmamız sebebiyle zirve noktada, Yahudiler de bu bozulmuş ve çürütücü enerjileri çok güzel kullanıyorlar. Biz ise İnsanlık ve Zevistler olarak bu gezegenin üstünden Apep'i kovacağız, böylece dünya ve İnsanlık tüm yok edici ve yozlaştırıcı enerjilerden arınmış olacaklar. Gezegenimiz tanrıların iniş yapabileceği bir gezegen haline gelmiş olacak.
 
Kaos evrensel bir güç, evrenin temel yapı taşlarından bir tanesi, Kaos yok edilemez, sadece uzaklaştırılabilir. Tanrıların da yaptığı şey bu, Kaos'u kovmak ve kozmik, ilahi düzeni yaymak.

"Tanrılardan önce evrende kaos hakimdi" diyemeyiz, zira bu Tarz bir cümle kurabilmek için Tanrıların varlıklarına ve evrendeki tarihlerine tamamen hakim olmak gerekir. Bu konuda sadece mitolojilerde anlatılan alegorilerden ve zihnimizin üretebileceği fikirlerden çıkarımlar yapabiliriz.

Emin olduğumuz ana unsur şudur ki: Tanrılar Kaos'a karşı duran ve düzen ile varolan, düzeni getiren varlıklar. Evrendeki varlıkları ile bulundukları yere yaratım, kutsama ve düzen getiriyorlar. Bu onların doğası ve varoluş amaçları.

Tüm Antik mısır mitolojisi Apep (Kaos'un kişileştirilmiş hali) denilen varlığı kovmak ve uzak tutmak üzerine kuruluydu. Mitolojiye göre Tanrı Amon Ra, her gece Canavar Apep ile savaşır ve onu kovar, Ancak Apep'i asla öldüremez zira Apep öldürülemezdir (Çünkü evrenin yapı taşlarından bir tanesi), Onunla her gece savaşması ve onu kovması gerekiyordur.

Bu mitolojiden de çıkartabileceğimiz gibi kaos gücü yok edilemez, sadece ilahi düzenin ışığı ile uzak tutulabilir.

Fiziksel ve ruhsal dünyada ve varoluşun tüm katmanlarında karşısına çıkabilecek her türlü olumsuzluk, çürüme, hastalık, bozulma, parçalanma veya negatiflik aslında ilahi Kaos'un tezahürlerinden biridir. Kaos'u ruhunuzdan uzak tutarsanız ve devamlı olarak kovarsanız benliğinizden tüm negatifliği çıkartmış olursunuz ve ilahi düzen ile uyumlu yükselmiş bir varlık haline gelirsiniz. Bir diğer değişi ile Tanrılaşırsınız.

Tanrıları kusursuz yapan şey budur, varlıklarında "kusur" enerjileri taşımıyor olmaları, zira bu kusurların hepsini sildiler, Kaos'u kovdular.
Bilgilerinizi paylaştığınız için teşekkürler. Geç cevap için üzgünüm öncesinde de okumuştum ancak ara verip bir daha okumak istedim. Gerek yoğunluk gerek kafa sisinden dolayı.

Bu durumda Tanrılar sonsuz güçte değil ve her istediğini yapamıyor, evrenin temel dokusunu silemiyor veya komple yerine geçebilecek başka bir şey koyamıyor öyle mi? Tanrıların gücü evreni yani eteri kontrol edebilmelerinden geliyor diye düşünürsek bu durum daha normal gözüküyor.

Uzun zamandır geçmeyen bir kulak çınlamam var ve medlerim beni rahatsız ediyor derin odaklanamıyorum artık. Daha çok med yapıp Tanrılara dua ederek bunun üstesinden gelebilir miyim? Bu veya bir dahaki hayatım da bu sorun kalıcı olarak gider mi? Doktorum kalıcı olabileceğini söylemişti. Belli olmazmış.

Bir de ben son dönemlerimde ruhumda bir sorun olduğunu düşünüyorum. Acaba ruhumun yapısını bozmuş veya bir şekilde kalıcı hasar vermiş olabilir miyim? İyi olursam Tanrılar bunu da (ruhumu yani varsa bir problem) düzeltir mi? Mesela çakralarımdan biri anormal hasar aldı diyelim. Ruhumun yapısı bozuk diyelim ya da. Bu düzeltilebilir mi? Yoksa yahudiler gibi düzeltilmesi imkansız mı?

Artık sağlıklıca sonsuza ulaşabileceğimden endişe eder oldum kafam kurcalanıyor.
 
Aynı şekilde tüm İnsanlığın Afrikadan çıktığını ve tüm İnsanların Siyahi ırktan evrimleşerek günümüze kadar geldiğini de savunuyorlar. Genellikle bu fikirler Yahudi bilim "insanlarından" çıkıyor.
Sonuçta evrim var. Evrimi başka şekilde anlatan bilimsel teoriler var mı?


Örneğin Arkeoloji bir bilimdir, Günümüz Arkeologları antik yapıların yaşlarını tamamen şans eseri bir şekilde "keşfediyorlar". En basitinden Mısır'ın büyük piramidinin yaşı şu anda bilim dünyasında 4600 yıllık olarak geçiyor. Oysa ki gerçekte bu piramitler Mısırlılar tarafından bile yapılmadı, Atlantik dönemden daha önce yapılmış bu üstün teknolojik yapılar, varlığın o kadar yüksek bölgelerinde işlev sürdürüyorlar ki sadece fiziksel boyuttaki tezahürlerine bakarak onların yaşları ve amaçları hakkında çıkarımlar yapabilmek imkansız.
Arkeolojiyi bilmem ama jeolojide taşlara ve çizgilere bakarak (ağaçta olduğu gibi) kalıntının kaç bin veya milyon yıllık olduğu hesaplanıyor. İçindeki yaşam formlarını da inceliyorlar ve bu da canlıların evriminde önemli bilgiler veriyor. Bilimler bu şekilde birbirlerine destek çıkıp kendi kendilerini doğruluyor. Bu temel ölçeklerden bir veya birkaçının yanlış bilinip hesaplanması bütün bir bilimi ve tarihi yeniden yazmamıza sebep olur.


Oysa ki gerçekte bu piramitler Mısırlılar tarafından bile yapılmadı, Atlantik dönemden daha önce yapılmış bu üstün teknolojik yapılar, varlığın o kadar yüksek bölgelerinde işlev sürdürüyorlar ki sadece fiziksel boyuttaki tezahürlerine bakarak onların yaşları ve amaçları hakkında çıkarımlar yapabilmek imkansız.
Bu bilgiyi buradan mı öğrendiniz? Burası dışında böyle bir bilgi başka yerde geçiyor mu? Peki bu pramitlerin üstün yapılış amaçları ne ve hala işlev görüyor mu?
Entropi veya küresel ısınma gibi çok geniş konularda da bu şekilde bilim dünyasının çıkarımlarına kulak veremeyiz.
Küresel ısınmaya inanmıyor musunuz? Sadece son 5-10 yılda iklimin normal zamana göre alakasız sıralanması, aşırı sıcaklar ve asitli kirli yağmurlar bunlar gözle görülür. Hiçbirine mi inanmıyorsunuz?
Dünyadaki Kaos enerjileri şu anda Kali Çağında olmamız sebebiyle zirve noktada, Yahudiler de bu bozulmuş ve çürütücü enerjileri çok güzel kullanıyorlar. Biz ise İnsanlık ve Zevistler olarak bu gezegenin üstünden Apep'i kovacağız, böylece dünya ve İnsanlık tüm yok edici ve yozlaştırıcı enerjilerden arınmış olacaklar. Gezegenimiz tanrıların iniş yapabileceği bir gezegen haline gelmiş olacak.
Bunu eskiden RTR'lerle yapıyorduk şimdi sadece meditasyon yapmamız yeterli olur mu ki?

Soruş şeklimden sorularım kabaca geldiyse üzgünüm aklıma ne geldiyse soruyorum ama bunlar anlık düşüncelerim değil cevabını merak edip bulamadıklarımı sordum.
 
Bilgilerinizi paylaştığınız için teşekkürler. Geç cevap için üzgünüm öncesinde de okumuştum ancak ara verip bir daha okumak istedim. Gerek yoğunluk gerek kafa sisinden dolayı.

Bu durumda Tanrılar sonsuz güçte değil ve her istediğini yapamıyor, evrenin temel dokusunu silemiyor veya komple yerine geçebilecek başka bir şey koyamıyor öyle mi? Tanrıların gücü evreni yani eteri kontrol edebilmelerinden geliyor diye düşünürsek bu durum daha normal gözüküyor.

Uzun zamandır geçmeyen bir kulak çınlamam var ve medlerim beni rahatsız ediyor derin odaklanamıyorum artık. Daha çok med yapıp Tanrılara dua ederek bunun üstesinden gelebilir miyim? Bu veya bir dahaki hayatım da bu sorun kalıcı olarak gider mi? Doktorum kalıcı olabileceğini söylemişti. Belli olmazmış.

Bir de ben son dönemlerimde ruhumda bir sorun olduğunu düşünüyorum. Acaba ruhumun yapısını bozmuş veya bir şekilde kalıcı hasar vermiş olabilir miyim? İyi olursam Tanrılar bunu da (ruhumu yani varsa bir problem) düzeltir mi? Mesela çakralarımdan biri anormal hasar aldı diyelim. Ruhumun yapısı bozuk diyelim ya da. Bu düzeltilebilir mi? Yoksa yahudiler gibi düzeltilmesi imkansız mı?

Artık sağlıklıca sonsuza ulaşabileceğimden endişe eder oldum kafam kurcalanıyor.
Bu bahsettiğim yazıdan "Tanrılar sonsuz güçte değil ve her istediğini yapamıyor" diye bir çıkarımda bulunamazsınız. Bir şeyi bazı sebeplerden ötürü yapmamak ayrı bir durum, yapamamak ise apayrı bir durum. Kaos enerjisi evren için gerekli ve evrenin yapı taşlarından bir tanesi. Onu yok etmek evrenin işleyişini olumsuz etkilerdi.

Örnek: Kedi tüyüne alerjiniz var ve kedilerden rahatsız olduğunuzu düşünelim. Kedileri yok ederseniz tüm dünyayı fareler basar. Kişisel probleminizden kurtulmuş olursunuz ancak denge bozulur, sonucunda daha büyük problemler ortaya çıkar.

---------

Yeteri kadar biyoelektrik ile çözülemeyecek hiç bir sorun yoktur. Buna her türlü bedensel kusurlar veya hastalıklar da dahil. Ancak bu rahatsızlığı çözebilmek için yeterli biyoelektriği yükseltebilecek bir ruhani seviyede misiniz bunu ben bilemem, Burada sorduğunuz soruyu "bu problem meditasyonlar ve Tanrıların kutsamaları ile çözülebilir mi" olarak kabul edersek, evet, çözülebilir.

--------

Ruh sanıldığı kadar kolay şekilde bozulabilen bir şey değil, çakralarınız anormal hasar alsaydı burada bu yazıları yazamıyor olabilirdiniz ancak sorunuzun cevabı evet. Tanrılar hasar görmüş ruhları düzeltebilir, iyileştirebilir. Sadece Tanrılar değil siz de kendi ruhunuzu "düzeltebilirsiniz" Hall of Osiris sayfasında bu amaç için kullanılabilecek çok üstün bir ritüel bulunmakta.

Sonuçta evrim var. Evrimi başka şekilde anlatan bilimsel teoriler var mı?



Arkeolojiyi bilmem ama jeolojide taşlara ve çizgilere bakarak (ağaçta olduğu gibi) kalıntının kaç bin veya milyon yıllık olduğu hesaplanıyor. İçindeki yaşam formlarını da inceliyorlar ve bu da canlıların evriminde önemli bilgiler veriyor. Bilimler bu şekilde birbirlerine destek çıkıp kendi kendilerini doğruluyor. Bu temel ölçeklerden bir veya birkaçının yanlış bilinip hesaplanması bütün bir bilimi ve tarihi yeniden yazmamıza sebep olur.



Bu bilgiyi buradan mı öğrendiniz? Burası dışında böyle bir bilgi başka yerde geçiyor mu? Peki bu pramitlerin üstün yapılış amaçları ne ve hala işlev görüyor mu?

Küresel ısınmaya inanmıyor musunuz? Sadece son 5-10 yılda iklimin normal zamana göre alakasız sıralanması, aşırı sıcaklar ve asitli kirli yağmurlar bunlar gözle görülür. Hiçbirine mi inanmıyorsunuz?

Bunu eskiden RTR'lerle yapıyorduk şimdi sadece meditasyon yapmamız yeterli olur mu ki?

Soruş şeklimden sorularım kabaca geldiyse üzgünüm aklıma ne geldiyse soruyorum ama bunlar anlık düşüncelerim değil cevabını merak edip bulamadıklarımı sordum.

1- Evrim var evet

2- Tabiki ancak günümüz bilimi %100 şekilde güvenilemez. Mısır piramitlerinin ve diğer pek çok antik yapının yaşları hakkındaki yanlış bulgular bunun en büyük kanıtıdır.

3- Piramitlerin yaşı ile alakalı bilgiyi SG Voice of Enki'nin Vultus Templorum da bir sohbet esnasında paylaştığı bilgiler sonucunda öğrendim ve aynı sohbet esnasında bu konu hakkında epey aydınlatıcı diğer tarihi bilgiler de paylaştı.

4- "Küresel ısınmaya inanmıyorum" demedim, benim görüşümce bunlar çok derin konular ve "Küresel ısınmayı durdurma" adı altında yapılan bazı uygulamaları şahsım olarak sürdürülebilir bulmuyorum. Kaynak belirtmediğim tüm yazılarımda olduğu gibi bu da benim şahsi görüşüm.

5- Negatif enerjileri uzak tutmak için düzenli korunma aurası yapmanız yeterlidir. Düzenli saflaştırma ve derin temizlik döngüleri de bu konuda çok fayda sağlayacaktır.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top