Karşımda, yalnızca Tanrıları canavarlaştırmak amaçlı iftira dolu eserleri temel alıp Tanrılar hakkındaki yüce gerçeği böyle düşük ve çarpıtılmış bakış açılarıyla kavrayabileceğini zanneden birini görüyorum. Kendisine nostaljik gelen dönemin anısına zincirlenmiş; bu zincirden kurtulmak yerine onu bir gurur madalyası olarak taşıyan birini görüyorum. Ve bunu fazlasıyla üzücü buluyorum.
Spiritüel Satanizm bağlamına olan duygusal yatırımın farkındayız. İnsanların bu dönüşüm süreci içerisinde çeşitli zihinsel engellerle karşılaşabileceğini de anlayışla karşılıyoruz. Bu nedenle süreç boyunca sabırlı ve açıklayıcı bir yaklaşım benimsendi; birçok husus defalarca ve ayrıntılı biçimde izah edildi. Şu anda tarafına yapılan bu açıklamanın amacı da budur. Normal şartlar altında, seviyesiz söylemleriniz sebebiyle gönderiniz onaylanmayabilirdi; ancak mevcut kafa karışıklığın göz önünde bulundurularak, yapılabilecek olası hatalara karşı makul bir hoşgörü gösterilmektedir.
Bu dönüşüm, yıllarını bu yola adamış ve Spiritüel Satanizm olarak bildiğiniz öğretiyi inşa ederek bugün bildiğiniz pek çok şeyi öğrenmenize vesile olmuş Rahiplik tarafından yürütülmektedir. Onlar, Goetia gibi düşman uydurmalarından arındırılmış, antik çağlardaki saf öğretileri ve Tanrılarımızın en arı hâlini bizlere ulaştırmak için çaba göstermektedir. Bu dönüşümün doğrudan ve sorgusuz kabul edilmesi gibi bir beklenti hiç olmadı; beraberinde pek çok soru ve kafa karışıklığı getireceği baştan beri öngörülüyordu. Bu sebeple de, yukarıda belirttiğim üzere, süreç boyunca fazlasıyla hoşgörülü davranıldı. Ancak bu süreci nankörce ve hadsiz biçimde karalamaya kalkışmanız tolere edilmeyecektir. Şahsımın gösterdiği tepkinin sebebi de kafa karışıklığınız yahut bilgi eksikliğiniz değil, sergilediğiniz bu yıkıcı tutumdur.
2002 yılından beri, ki muhtemelen o zamanlar siz daha doğmamıştınız, insanların inandığı dine bir anda ''saçma'' ya da ''çocuk masalı'' demek, ancak düşmanın yapacağı bir iştir.
Daha önce de belirttiğim üzere, bu sürece fazlasıyla hoşgörüyle yaklaşıldı; ancak bu, tarafımızca yapılan hatalardan biri oldu. Zira gösterilen bu hoşgörü, Zevizm dönüşümünün öneminin ve gerekliliğinin layıkıyla kavranmasını engelledi; birçok kişi, içten içe hâlâ Spiritüel Satanizm bağlamına olan eski bağlılıklarını sürdürmeye devam etti. Oysa Zevizm, çok daha yüksek ve saf bir anlayışı temsil etmektedir ve öncelikli olarak benimsenmelidir. Bu süreçte de bu hakikati ön planda tutmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Plutarkhos ve Herodot - Tanrılar Kimdir?
Daha dün savunduğunuz kutsal adı bugün ananlara düşman muamelesi yapıyorsunuz.
Bu iddia ise tamamen asılsız ve yanlıştır. "Şeytan" adının silinmesi yahut arka plana atılması gibi bir durum söz konusu değildir. “SAT” kökünden gelen ve “Ebedî Gerçek” anlamını taşıyan bu ad ve türevleri,
bizler için hâlen kutsaldır ve kullanılmaya devam etmektedir. Nitekim yakın zamanda yayımlanan
Zeus’un Büyük Ritüeli içerisinde de bu isim yer almaktadır. Hatta güncel ritüel takviminde yaptığımız
Beyaz Irkı Uyandırma Ritüeli dahi Satanas adını içermektedir.
Tanrıların en saf haline dair en ufak bir fikriniz olsaydı, Zevizm’in nasıl bir hakaret olduğunu anlardınız. Şeytan’ı Allah makamına getirip sıradan bir kozmik bilince indirgemek büyük bir rezilliktir.
Hristiyanlık ve İslam gibi ölüm programlamalarının, antik dinlerdeki unsurların çalınarak yozlaştırılmasıyla yaratıldığını yıllardır söylüyoruz. Bu dinlerdeki “Tek Tanrı” kavramı da Zeus’tan çalınmıştır. Antik dinlerde bu durumu açıkça görebiliyoruz. Örneğin Antik Yunan’da Aristoteles, Zeus’u “Akiniton Kinoun” olarak tanımlamış ve O'nu basitçe her şeyi elinde tutan, hareketsiz hareket ettirici olarak nitelemiştir.
İnsan olarak, benzerlik hissedip empati duyabileceğiniz bir varlık arayışında olabilirsiniz; ancak bu yalnızca kendinizi yanılsamalara kaptırmanız anlamına gelir. Zeus’un doğası böyle değildir. Önceki anlatımlar yanlış sayılmaz; fakat gerçeğin en üst hâli olarak nitelendirilemezler.
Zeus'un Tapınağı: Çok Tanrılı mıyız, Tek Tanrılı mı?
Kozmik Tanrılarımız neden insanları umursuyor veya bizleri uyarıyor? Bizim kurtuluşumuz düşmanın yok oluşu demektir ve bu, özgür iradeye karışmak istemeyen Tanrılarımızın düşünceleriyle çelişir. Özgür iradeye müdahale etmek istemeyen Tanrılarımız taraf tutmaz, öyle değil mi?
Tanrılar, tüm varoluşu dharmik yola, yani "gidilmesi gereken yola", yönlendirir; ancak bu yolu takip edip etmeme kararı bizlerin iradesine bırakılmıştır. Bu yola aktif olarak karşı çıkmak ise yalnızca doğası gereği yıkımı beraberinde getirir. Düşmanın uğrayacağı yıkım da başından itibaren belirlenmiş olup, kaderleri bu şekilde bağlanmıştır.
Tanrılar, çocukları olan bizleri sever ve bizlere değer verirler. İnsanlık, yaratıcısının amacı doğrultusunda Tanrılığa erişme ve çok daha yüce bir varlık hâline gelebilme potansiyelini taşır; Tanrılar da bu potansiyel tohumlarını besleyip bizlere daha yüksekleri göstermeyi arzu ederler. İnsanlığın değersiz olduğu fikri ise yalnızca İbrahimî öğretilerden kaynaklanır.
Yoksa, gerçek Satanizm’de olduğu gibi, onların ''çocukları'' olduğumuzu mu iddia ediyorsunuz? Ama bu nasıl mümkün olabilir? Yoksa biyolojik olmayan kozmik Tanrılarımızın biyolojik çocukları mı var?
Dönüşüm sürecine gösterdiğiniz direnç nedeniyle, bazı olmayan şeyler uydurmuş gibi görünüyorsunuz; oysa aksi yönde hiçbir açıklama yapılmamıştır. Tanrıların biyolojik bedenleri vardır ve bizler doğrudan onların kanını ve DNA’sını taşırız. Onlar bizim atalarımız ve ebeveynlerimizdir. Bu gerçek değişmezdir.
Tanrılarla iletişime geçebilseydiniz, benimle tartışmak yerine hak verirdiniz.
Tanrılarla iletişime geçtim ve bunu bizzat doğruladım. Yıllarını bu topluluğa adamış ve sahip olduğum her şeyi onlara borçlu olduğum kişilerden aldığım yanıtla tamamen aynı cevabı aldım. Sizin gibi, henüz bu dönüşümün ne olduğunu bilmeyen, yalnızca şikayet edip seviyesiz davranışlar sergileyen birine hak vermek için herhangi bir gerekçe görmüyorum.
Seviyesiz söylemlerinize rağmen, şahsımdan özenli yanıtlar alıyorsunuz; bu egoyla ilgili bir durum değildir. Aksine, bu size gösterilebilecek en yüksek seviyede hoşgörüdür. Normal şartlarda, dinimizi zedelediğiniz için gönderileriniz haklı olarak onaylanmaz ve hesabınız yasaklanırdı.
Gerçekten daha fazlasını öğrenmek ve bu süreci daha iyi kavramak istiyorsanız, bu davranışlara bir son verip özür dilemeniz gerekir. Aynı hataları tekrarlamaya devam ederseniz, gönderileriniz onaylanmayacaktır; çünkü bu şekilde ısrar etmek yalnızca vakit kaybıdır.