Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Ejderha Aslında Balina mı?

Daemonica

Active member
Joined
Feb 10, 2024
Messages
654
Öncelikle başlık abartı değil, sorum cidden bu fakat neden böylesine absürt ve komik gözüken bir şeyi ciddi ciddi sorduğumu elbette açıklayacağım.

"Uçan, ateş püskürten ejderha" figürü aslında tarihteki ilk 'ejderha' figürü değil. Kadim mitlere bakarsanız Tiamat, Leviathan, Hydra, Kraken, Jörmungandr, Cetus, Scylla ve Charybdis gibi figürler göreceksiniz. Bunların birkaçı ejderha ve yılan formunda, diğerleri ise muhtemelen bu formun zamanla evrimleşmesi sonucu yaratılmış. Şimdi Ejderhanın aslında Kundalini sembolü olduğunu biliyoruz, fakat hiç yoktan şekilde ortaya çıkmadı ya bu ejderha sembolizmi? Elbette bir tür arkeolojik kanıt olmalı; yıllarca da bunu "Eski insanlar dinozor fosili bulmuş, onları kanatlı hayal edip ejderhayı uydurmuşlar" diye dinledik fakat bu hikayenin aslına bakarsanız çok eksiği var.

İlk olarak ejderhayı göklerden indirip suya sokmak gerek, çünkü ilk başta ejderhaların yeri denizlermiş; peki bu canlıya 'ateş püskürtme' yeteneğini kim uydurup verdi? Ya da o derin mağaralarda yaşama içgüdülerini, yahut yılandan ve kertenkeleden daha farklı ve ayrıntılı olan o kafaları; bunlar nasıl oluşturuldu?

Geçen gün Moby Dick isimli eseri okurken yazarın imalı şekilde bu konuyu birkaç kez tartıştığını gözlemledim.

İlk olarak, klasik mitolojide ve hatta İbrahimi dinlerde dahi 'büyük balık' kavramına rastlarız; bu bariz şekilde balinadır keza insanlar binyıllardır balina avcılığı yapmıştır. Mesela Yunus peygamberin dev balık tarafından yutulup tekrar karaya çıkarıldığı bir Yahudi hikayesi vardır. Perseus, Andromeda'yı 'Cetus' isimli devasa bir balıktan kurtarır ki bu meşhur "Şövalye prensesi ejderhadan kurtarır" anlatısıyla da benzerlik taşır. Yani balina dediğimiz zaman çok da garipsenecek bir hayvandan söz etmiyoruz, hatta başınızı göğe çevirirseniz Cetus takımyıldızını da görebilirsiniz; göklerde gözlemlenebilen devasa bir balina.

resim_2025-07-04_213734640.png


Üstteki resimde de Cetus özellikle Ejderhaya benzetilerek çizilmiş. Bu garip konu üzerine daha fazla düşündükçe daha fazla garip detayla karşılaştım, bunlardan birisi direkt balinanın kafatası ile ilgili:

1751653916490.png


Bu kafatası elbette ki balinanın b'sine bile benzemiyor; fakat daha ilkel ve hiç balina görmemiş insanlar insanlar deniz kıyısında böyle bir şeyi gördükten sonra önce dehşete düşmüş, sonra da bunun neye ait olacağına dair kafa yormuş olabilir. Siz de fark etmişsinizdir, bir çocuğun önüne şu kafatasını koysak "Ejderha!" diye haykırıp ortalığı birbirine katar.

Diğer garip detay ise ejderhaların ateş püskürtmesi ile ilgili, bu çok fantastik bir olay ve açıkçası doğada 'püskürtme' eylemi yapabilecek pek bir canlı yok, fakat bir tane örnek var; balina! Balinalar su püskürtür!

Şimdi bu notları derleyip toplarsak bazı sorular ortaya çıkıyor, balinayı hiç bilmeyen insanlar balinaların kafatası bulundu ve ejderha dedi diyelim; peki bu insanlar zaman içinde nasıl bu canlının su püskürtme özelliği evrimleştirip "Ateş püskürtüyor!" gibi bir şeye çevirdiler? Mantıken balina ile karşılaşmış olmaları lazım, fakat balinayı gördükten sonra neden ilkel 'ejderha' imgelerini silip devam etmediler? Üstelik nasıl oluyor da pek çok kültürde balina ile ejderha arasında bu kadar fazla benzerlik oluyor? Balinaların sembolik anlamları nedir?

Tüm bu sorular üzerine toplu halde akıl yürütmek için hepinizi davet ediyorum.
 
Belki şu şeyler üzerine ilişkilendirme yapılabilir:

Balinaların ön yüzgeçleri, insan kolu gibi diğer memelilerin uzuvlarıyla homologdur. Yani aslında burada bir ortaklık bulunuyor.

Balinaların yüzgeçleri evrimsel olarak aslında elleridir. Ancak zaman içerisinde evrimleşen bu hayvan el yapısını kaybediyor. Bu yüzden hatta halen daha erken balinalar ile alakalı ilişkilendirme yapılabiliyor ellere dair.

Ki bu bahsettiğim durumda kemik yapılarını incelediğimizde yukarıdaki bahsettiğim homolog yapı direkt göze çarpıyor.

----

Tanah’ta geçen bir şey var. Leviathan. Kaotik bir deniz canavarıdır. Bazı yorumlarda bu yaratık balina, yılan veya ejderha gibi olarak tasvir edilir. Hatta Hristiyanlık ve Yahudilik yorumlarında bu yaratık, Tanrı'nın düzenine karşı gelen kaosun, kötülüğün bir sembolü olduğuna dair bir şeyler hatırlıyorum.

Leviathan bazen ejderha gibi tasvir ediliyor demiştim az önce. Bazı yerlerde "Ejderha" (Drakon) olarak çevriliyor.

Çok detayına hakim olmasam da belki bunlarla bir ilişkilendirme kurulabilir.
 
Aslında antik ejder motifleri, tamamıyla yılana benzemektedir. Orta Çağda, bu motiflere erişimi olmayan gariban Hristiyan ressamları, "her hayvanın dört bacağı olur" diyerek bu günümüzdeki Galler bayrağında da görülen ejderha motifini çıkarmışlardır. Bu konuyu doğrudan Wikipedia'dan da görebilirsiniz, yani evet, mantık bu aslında.

Yunanistan ya da Çin'e gittiğimizde aslında bacakları olmayan devasa bir yılanla karşılaşıyoruz. Yunus sembolizmi, Dolphin/Delphi mevzusundan da biliniyor fakat balina dahilse de ben şahsen bilmiyorum. Olmayabilir demiyorum fakat bilgim yok. Sudan gelme mevzusuysa tamamen Sümer'deki Kozmik Sular ile ilişkili olsa gerek. Yunan mitolojisinde de fark ettiyseniz Pontos, Okeanos ve çeşit çeşit ilkel su titanı görebilirsiniz. Zaten bu "denizleri karışmayan" su da aslında iki tanedir, o yüzden çoğul "kozmik sular" denir.

Yılan/ejderha sembolizmiyle ilişkiliyse, Yüksek Rahip Hooded Cobra doğrudan şu an güncel elimizdeki enerji dalgalanması sembolizmindeki yılan kıvrımlarıyla ilişkili olduğunu söylemişti. Yani enerjinin dalgalanmasıyla, yılanların kıvrımları sadece modern bir ilişkilendirme değil, antik dönemde de olan bir mevzu.
 
Tanah’ta geçen bir şey var. Leviathan. Kaotik bir deniz canavarıdır. Bazı yorumlarda bu yaratık balina, yılan veya ejderha gibi olarak tasvir edilir. Hatta Hristiyanlık ve Yahudilik yorumlarında bu yaratık, Tanrı'nın düzenine karşı gelen kaosun, kötülüğün bir sembolü olduğuna dair bir şeyler hatırlıyorum.

Leviathan bazen ejderha gibi tasvir ediliyor demiştim az önce. Bazı yerlerde "Ejderha" (Drakon) olarak çevriliyor.

Çok detayına hakim olmasam da belki bunlarla bir ilişkilendirme kurulabilir.

Bu konuyla ilgili, ilginç bir detaya değineceğim. İslam'da insan "yeryüzünde kötülük yapan" bir yaratıktır, en azından meleklere göre böyledir. Antik Yunanca'da da "Typos" insan demektir, "Typhos" ise Zeus'un savaştığı bir yaratık.
 
Bu konuyla ilgili, ilginç bir detaya değineceğim. İslam'da insan "yeryüzünde kötülük yapan" bir yaratıktır, en azından meleklere göre böyledir. Antik Yunanca'da da "Typos" insan demektir, "Typhos" ise Zeus'un savaştığı bir yaratık.
Zeus neden insanlarla savaşıyor? Mitolojilerde tanrıların insanlarla savaşı ne anlama geliyor?
 
Öncelikle başlık abartı değil, sorum cidden bu fakat neden böylesine absürt ve komik gözüken bir şeyi ciddi ciddi sorduğumu elbette açıklayacağım.

"Uçan, ateş püskürten ejderha" figürü aslında tarihteki ilk 'ejderha' figürü değil. Kadim mitlere bakarsanız Tiamat, Leviathan, Hydra, Kraken, Jörmungandr, Cetus, Scylla ve Charybdis gibi figürler göreceksiniz. Bunların birkaçı ejderha ve yılan formunda, diğerleri ise muhtemelen bu formun zamanla evrimleşmesi sonucu yaratılmış. Şimdi Ejderhanın aslında Kundalini sembolü olduğunu biliyoruz, fakat hiç yoktan şekilde ortaya çıkmadı ya bu ejderha sembolizmi? Elbette bir tür arkeolojik kanıt olmalı; yıllarca da bunu "Eski insanlar dinozor fosili bulmuş, onları kanatlı hayal edip ejderhayı uydurmuşlar" diye dinledik fakat bu hikayenin aslına bakarsanız çok eksiği var.

İlk olarak ejderhayı göklerden indirip suya sokmak gerek, çünkü ilk başta ejderhaların yeri denizlermiş; peki bu canlıya 'ateş püskürtme' yeteneğini kim uydurup verdi? Ya da o derin mağaralarda yaşama içgüdülerini, yahut yılandan ve kertenkeleden daha farklı ve ayrıntılı olan o kafaları; bunlar nasıl oluşturuldu?

Geçen gün Moby Dick isimli eseri okurken yazarın imalı şekilde bu konuyu birkaç kez tartıştığını gözlemledim.

İlk olarak, klasik mitolojide ve hatta İbrahimi dinlerde dahi 'büyük balık' kavramına rastlarız; bu bariz şekilde balinadır keza insanlar binyıllardır balina avcılığı yapmıştır. Mesela Yunus peygamberin dev balık tarafından yutulup tekrar karaya çıkarıldığı bir Yahudi hikayesi vardır. Perseus, Andromeda'yı 'Cetus' isimli devasa bir balıktan kurtarır ki bu meşhur "Şövalye prensesi ejderhadan kurtarır" anlatısıyla da benzerlik taşır. Yani balina dediğimiz zaman çok da garipsenecek bir hayvandan söz etmiyoruz, hatta başınızı göğe çevirirseniz Cetus takımyıldızını da görebilirsiniz; göklerde gözlemlenebilen devasa bir balina.

View attachment 7722

Üstteki resimde de Cetus özellikle Ejderhaya benzetilerek çizilmiş. Bu garip konu üzerine daha fazla düşündükçe daha fazla garip detayla karşılaştım, bunlardan birisi direkt balinanın kafatası ile ilgili:

View attachment 7720

Bu kafatası elbette ki balinanın b'sine bile benzemiyor; fakat daha ilkel ve hiç balina görmemiş insanlar insanlar deniz kıyısında böyle bir şeyi gördükten sonra önce dehşete düşmüş, sonra da bunun neye ait olacağına dair kafa yormuş olabilir. Siz de fark etmişsinizdir, bir çocuğun önüne şu kafatasını koysak "Ejderha!" diye haykırıp ortalığı birbirine katar.

Diğer garip detay ise ejderhaların ateş püskürtmesi ile ilgili, bu çok fantastik bir olay ve açıkçası doğada 'püskürtme' eylemi yapabilecek pek bir canlı yok, fakat bir tane örnek var; balina! Balinalar su püskürtür!

Şimdi bu notları derleyip toplarsak bazı sorular ortaya çıkıyor, balinayı hiç bilmeyen insanlar balinaların kafatası bulundu ve ejderha dedi diyelim; peki bu insanlar zaman içinde nasıl bu canlının su püskürtme özelliği evrimleştirip "Ateş püskürtüyor!" gibi bir şeye çevirdiler? Mantıken balina ile karşılaşmış olmaları lazım, fakat balinayı gördükten sonra neden ilkel 'ejderha' imgelerini silip devam etmediler? Üstelik nasıl oluyor da pek çok kültürde balina ile ejderha arasında bu kadar fazla benzerlik oluyor? Balinaların sembolik anlamları nedir?

Tüm bu sorular üzerine toplu halde akıl yürütmek için hepinizi davet ediyorum.
Mantıklı yanları var tabi. Kundalini de ateş ve su enerjileri var. Ejderhalar da ateş ve su püskürtebilir türüne göre.
 
Zeus neden insanlarla savaşıyor? Mitolojilerde tanrıların insanlarla savaşı ne anlama geliyor?

Çünkü insan da çok katmanlı bir canlıdır. Nasıl ki mitolojide Tanrıları, çeşitli sofistike yönleriyle isimlendiriyorsak, insan da daha kutsal ve hayvani olabilir.

Örneğin, bir başka insanla etkileşiminiz olmamış olsaydı, siz kendi başınıza ne yapardınız? Size söylemem gerekirse, herhangi bir hayvandan farksız olurdunuz. Bir hayvan ise diğer hayvanlarla daha medeni olmaz. Her daim hayvanlığını icra eder, sadece sürüye uyum sağlar. İnsan ise başka insanlarla beraber "düşünmeye" geçecektir.

İnsanı kutsal yapan şey içindeki potansiyeli ve diğerleriyle ve Tanrılarla birlikte başardıklarıdır.

Tanrı ise tanrı oluşu itibariyle mükemmeldir. İnsan için bunu diyemezsiniz. İnsan, kendisi bir hayvandır. Sadece diğer insanlarla medeniyet inşa edebilir ve Tanrıların yönlendirmeleriyle kutsallığa erebilir.

Burada daha sofistike bir anlayışla incelenmesi iyi ve doğru olacaktır.
 
Çünkü insan da çok katmanlı bir canlıdır. Nasıl ki mitolojide Tanrıları, çeşitli sofistike yönleriyle isimlendiriyorsak, insan da daha kutsal ve hayvani olabilir.

Örneğin, bir başka insanla etkileşiminiz olmamış olsaydı, siz kendi başınıza ne yapardınız? Size söylemem gerekirse, herhangi bir hayvandan farksız olurdunuz. Bir hayvan ise diğer hayvanlarla daha medeni olmaz. Her daim hayvanlığını icra eder, sadece sürüye uyum sağlar. İnsan ise başka insanlarla beraber "düşünmeye" geçecektir.

İnsanı kutsal yapan şey içindeki potansiyeli ve diğerleriyle ve Tanrılarla birlikte başardıklarıdır.

Tanrı ise tanrı oluşu itibariyle mükemmeldir. İnsan için bunu diyemezsiniz. İnsan, kendisi bir hayvandır. Sadece diğer insanlarla medeniyet inşa edebilir ve Tanrıların yönlendirmeleriyle kutsallığa erebilir.

Burada daha sofistike bir anlayışla incelenmesi iyi ve doğru olacaktır.
Tanrılarla insanın savaşı söz konusu olamaz ki , insan neki Tanrı istese insanları bir çırpıda yok eder, Tanrı/çalar bizi yarattığı için mi bize değer veriyor, yoksa bizim içimizde Tanrı özümü var, doğru zevist olmazsak ateş tehdidi yok, ama şu var ruhunuz yok olur tehdidi var, daha kötü olursunuz tehdidi var, düşmanın eline düşme tehlikesi var pardon bu tehdit değil zevist olmazsak tehlike var demek öylemi? Zevist olmakta yetmez Tanrı/çaların yolundan gideceksin meditasyon temizlik koruma büyü ruhu geliştirme, Tanrı/çalarla çalışma, yoksa insan kimki Tanrıyla savaşacak, ruhumuzu kim yarattı ? bu reankarnasyonu Tanrılarmı organize ediyor, enkarnasyon tekrar doğmayı ? ilk ruhumuz nerde ortaya çıktı, cevaplanmamış çok sorular var
 
Aslında antik ejder motifleri, tamamıyla yılana benzemektedir. Orta Çağda, bu motiflere erişimi olmayan gariban Hristiyan ressamları, "her hayvanın dört bacağı olur" diyerek bu günümüzdeki Galler bayrağında da görülen ejderha motifini çıkarmışlardır. Bu konuyu doğrudan Wikipedia'dan da görebilirsiniz, yani evet, mantık bu aslında.

Yunanistan ya da Çin'e gittiğimizde aslında bacakları olmayan devasa bir yılanla karşılaşıyoruz. Yunus sembolizmi, Dolphin/Delphi mevzusundan da biliniyor fakat balina dahilse de ben şahsen bilmiyorum. Olmayabilir demiyorum fakat bilgim yok. Sudan gelme mevzusuysa tamamen Sümer'deki Kozmik Sular ile ilişkili olsa gerek. Yunan mitolojisinde de fark ettiyseniz Pontos, Okeanos ve çeşit çeşit ilkel su titanı görebilirsiniz. Zaten bu "denizleri karışmayan" su da aslında iki tanedir, o yüzden çoğul "kozmik sular" denir.

Yılan/ejderha sembolizmiyle ilişkiliyse, Yüksek Rahip Hooded Cobra doğrudan şu an güncel elimizdeki enerji dalgalanması sembolizmindeki yılan kıvrımlarıyla ilişkili olduğunu söylemişti. Yani enerjinin dalgalanmasıyla, yılanların kıvrımları sadece modern bir ilişkilendirme değil, antik dönemde de olan bir mevzu.
Bunu biliyorum fakat mitolojide senkretizm çok sık karşımıza çıkar, özellikle gönderimdeki tabloda bariz şekilde deniz canlısı olan bir varlığın yılana benzetilmesi söz konusu ki bu aynı durumun yaşandığı tek örnek değil; çok fazla benzer resimle karşılaştım. Ejderhanın yılan olduğunu biliyorum ve bu genel bir bilgi diye yazıp yazıyı kallavi uzunluğa getirmek istemedim fakat sizce de, özellikle Çin'in devasa yılanlarının kafaları yılana benziyor mu? Sakal ve dekor ekleyince öyle olmuş diyebileceğimiz bir şey de değil çünkü özünde yılan olsa dahi kafasının şekli tam bir evrimsel facia; paylaştığım kafatası bir nebze de olsa bunu aydınlatıyor, sakalları ise "Bilgelik" ile özdeşleştirebiliriz.

Balinanın -ki buna yunuslar da dahil- ruhani bir sembol olarak kullanılmasının çok garip kaçmayacağını düşünüyorum. İlk etapta karada olup sonra tekrar denize dönen bir canlıya bir sürü alegorik masal yazılabilir elbet, su elementinin kehanetle ilişkisi sebebiyle de bir ihtimal Delphi/Dolphin meselesi "Kehanetin derinlerine dalmak" gibi yorumlanabilir.

Elite Bey, özellikle size Moby Dick'i okumanızı önermek istiyorum; eğer klasik edebiyat deneyiminiz yoksa ömür törpüsü olacağına garanti veririm fakat yazarın çok ilginç düşünceleri var, sarkastik bir ton hakim olsa da bu balina mevzusuna bir kaç farklı açıklama getiriyor. Ruhani anlamda ilerledikçe bu konunun açığa kavuşacağına inanıyorum çünkü balina klasik anlamda bakarsak denizin en büyük canlısı ve hakimidir, bu yüzden büyük alegorik anlatılarda bahsinin geçmesi hiç garip kaçmaz. Üstelik kendisine adanmış bir takımyıldızı olduğundan ötürü bunun neredeyse kesin olduğunu düşünüyorum.
 
Tanrılarla insanın savaşı söz konusu olamaz ki , insan neki Tanrı istese insanları bir çırpıda yok eder, Tanrı/çalar bizi yarattığı için mi bize değer veriyor, yoksa bizim içimizde Tanrı özümü var, doğru zevist olmazsak ateş tehdidi yok, ama şu var ruhunuz yok olur tehdidi var, daha kötü olursunuz tehdidi var, düşmanın eline düşme tehlikesi var pardon bu tehdit değil zevist olmazsak tehlike var demek öylemi? Zevist olmakta yetmez Tanrı/çaların yolundan gideceksin meditasyon temizlik koruma büyü ruhu geliştirme, Tanrı/çalarla çalışma, yoksa insan kimki Tanrıyla savaşacak, ruhumuzu kim yarattı ? bu reankarnasyonu Tanrılarmı organize ediyor, enkarnasyon tekrar doğmayı ? ilk ruhumuz nerde ortaya çıktı, cevaplanmamış çok sorular var

Platon'a göre her insan 10,000 yıl içinde tanrı olur. Eğer aktif olarak bizim gibi erken hayatlarında pratik ediyorsa, bu süre 3,000 yıla düşer. Fakat her insan er ya da geç spiritüalizme odaklanacaktır.

Bu açıdan "yok olma" tehdidi eğer aktif olarak buna uğraşmıyorsanız olmayan bir tehdittir, zira Tanrılar ruhunuzu korur.
 
Bunu biliyorum fakat mitolojide senkretizm çok sık karşımıza çıkar, özellikle gönderimdeki tabloda bariz şekilde deniz canlısı olan bir varlığın yılana benzetilmesi söz konusu ki bu aynı durumun yaşandığı tek örnek değil; çok fazla benzer resimle karşılaştım. Ejderhanın yılan olduğunu biliyorum ve bu genel bir bilgi diye yazıp yazıyı kallavi uzunluğa getirmek istemedim fakat sizce de, özellikle Çin'in devasa yılanlarının kafaları yılana benziyor mu? Sakal ve dekor ekleyince öyle olmuş diyebileceğimiz bir şey de değil çünkü özünde yılan olsa dahi kafasının şekli tam bir evrimsel facia; paylaştığım kafatası bir nebze de olsa bunu aydınlatıyor, sakalları ise "Bilgelik" ile özdeşleştirebiliriz.

Balinanın -ki buna yunuslar da dahil- ruhani bir sembol olarak kullanılmasının çok garip kaçmayacağını düşünüyorum. İlk etapta karada olup sonra tekrar denize dönen bir canlıya bir sürü alegorik masal yazılabilir elbet, su elementinin kehanetle ilişkisi sebebiyle de bir ihtimal Delphi/Dolphin meselesi "Kehanetin derinlerine dalmak" gibi yorumlanabilir.

Elite Bey, özellikle size Moby Dick'i okumanızı önermek istiyorum; eğer klasik edebiyat deneyiminiz yoksa ömür törpüsü olacağına garanti veririm fakat yazarın çok ilginç düşünceleri var, sarkastik bir ton hakim olsa da bu balina mevzusuna bir kaç farklı açıklama getiriyor. Ruhani anlamda ilerledikçe bu konunun açığa kavuşacağına inanıyorum çünkü balina klasik anlamda bakarsak denizin en büyük canlısı ve hakimidir, bu yüzden büyük alegorik anlatılarda bahsinin geçmesi hiç garip kaçmaz. Üstelik kendisine adanmış bir takımyıldızı olduğundan ötürü bunun neredeyse kesin olduğunu düşünüyorum.

Evet, dediğiniz mantıklı. Ek bir bilgi vermem gerekirse, eskiden Atina'da ejderhaya tapan rahipler bulunuyordu. Hatta Leviathan benzetmesi de muhtemelen buradan geliyor çünkü "Drakonian Yasalar" denilen ve çok ağır ceza sistemi bulunan yasalar vardı. Bir ilkellik, bu sembolizmde bariz mevcut. Tabii ben Solon da dahil alegorik görüyorum bunları, zira Plütarkhos'un da dediği gibi absürtlük var. Bu yasalar ebediyen de kalmıyor. Ki Solon da Platon'un büyük atası ve köken olarak bir şairdir.

Balina mevzusunda hak veriyorum dediğim gibi, imkansız bir durum değil. Fakat yılanla da bir bağı var, ve elimizdeki doğrulanmış bilgi bu, bunu anlatmaya çalışıyordum. Fakat benzerliklere dikkat çekecek olursam, özellikle katil balinalar, aslında yunus balığının bildiğimiz siyah, beyaz benekli versiyonu ki bunlar okyanusların asıl sahipleri - predatörleri, ve avlanma teknikleri de oldukça kurnaz. Örneğin, kafalarını sudan çıkararak buzul üstündeki canlıyı tespit edip, ardından sert dalgalar yaratarak buzulu parçalama ve avı yakalama gibi özellikleri var.

Dedikleriniz mantıklı, yine de bir ilişkiden işkillenme durumu olsa da, somut bir veri ya da antik dünyadan herhangi bir yorum okumadan benim yorumlarım da biraz havada kalacaktır. O yüzden bu bilgilerin en başta altını çizerek tekrardan forumlara hatırlattım, ve ona göre ilerlememizin doğru olacağını belirttim.
 
Evet, dediğiniz mantıklı. Ek bir bilgi vermem gerekirse, eskiden Atina'da ejderhaya tapan rahipler bulunuyordu. Hatta Leviathan benzetmesi de muhtemelen buradan geliyor çünkü "Drakonian Yasalar" denilen ve çok ağır ceza sistemi bulunan yasalar vardı. Bir ilkellik, bu sembolizmde bariz mevcut. Tabii ben Solon da dahil alegorik görüyorum bunları, zira Plütarkhos'un da dediği gibi absürtlük var. Bu yasalar ebediyen de kalmıyor. Ki Solon da Platon'un büyük atası ve köken olarak bir şairdir.

Balina mevzusunda hak veriyorum dediğim gibi, imkansız bir durum değil. Fakat yılanla da bir bağı var, ve elimizdeki doğrulanmış bilgi bu, bunu anlatmaya çalışıyordum. Fakat benzerliklere dikkat çekecek olursam, özellikle katil balinalar, aslında yunus balığının bildiğimiz siyah, beyaz benekli versiyonu ki bunlar okyanusların asıl sahipleri - predatörleri, ve avlanma teknikleri de oldukça kurnaz. Örneğin, kafalarını sudan çıkararak buzul üstündeki canlıyı tespit edip, ardından sert dalgalar yaratarak buzulu parçalama ve avı yakalama gibi özellikleri var.

Dedikleriniz mantıklı, yine de bir ilişkiden işkillenme durumu olsa da, somut bir veri ya da antik dünyadan herhangi bir yorum okumadan benim yorumlarım da biraz havada kalacaktır. O yüzden bu bilgilerin en başta altını çizerek tekrardan forumlara hatırlattım, ve ona göre ilerlememizin doğru olacağını belirttim.
Çok doğru, üstelik şu örneği de verebilirim; Kaşalot Balinası temel olarak Dev Kalamar isimli canlı ile beslenir ki bunlar fırsat bulunduğu vakit Kaşalot Balinasından daha büyük boyutlara erişebilen canlılardır lakin o kadar derinde yaşarlar ki biz bunları göremeyiz, Kaşalot Balinası o derinliğe inip karnını doyurur ve dışarı çıkar; ağzından da 1 metrelik Dev Kalamar parçaları çıkar. Bu nedense bana Zeus'un Kronos'u parçalayıp Tartarus'a atmasını anımsatıyor, çok ilkel bir sembolizme oldukça açık.

Aslında çok absürt gözükse de derya deniz bir konu, değerli yorumlarınız için teşekkürler.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top