Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Kitapçı Satanizm 2. Bölüm "Gerçekler kitabı"

Mavi ay

Active member
Joined
Sep 21, 2023
Messages
159
Location
Saturn
I.

1. Başlangıçta insan yoktu. İnsan yokken, Tanrılar da yoktu. Neye göre tanrıdır bir tanrı? İnsan yoksa ve kul yoksa ve onu tanrı olarak bilen bir varlık yoksa tanrı olamaz hiç bir varlık. Bu yüzden, Tanrılar yaratmışlarken insanı, insanda yaratmıştır kendi tanrılarını.

Basit bir İbrahimi felsefe yapıyor ve tanrı diye bir kavram olabilmesi için onu bilen kulları olması lazım diyor. Ama kendisi kul istemediğini de diğer PDF'de belirtiyor. Tanrı olmak için 'kul' gerekmez; tanrı, Magnum Opus'a erişmiş evrenin en güçlü ve mükemmel varlıklarına denir, yani 'kul' ile bir bağlantısı yok.

2. Dünya boştu, hayat yoktu. Ne bir ses ne de nefes vardı. Kuru ve sert bir kayaydı her yer ve tam olarak dümdüzdü yer küre. Ne bir dağ vardı, ne de çukur. Gündüz hiç bir gölge yoktu ve sıcaktan ateş kesilirdi kaya. Gece soğuktan büzülür ve çatırdardı yeryüzü.

Bu ayet bile tüm ekolün çökmesine yetiyor. Bilimsel olarak dünyanın dümdüz, pürüzsüz bir geoit olması imkansızdır. Dünyada belirli bir zaman boyunca çukur ve dağ olmadığını sanmak aptallıktır. Bilimsel olarak zaten böyle bir şey imkansızdır. Bunun için dünyaya hiçbir gök cismi çarpmamalı ve dünyanın çekirdeği aktif olmamalı ki jeolojik aktiviteler dursun (Dünya'nın dümdüz olması için, dünyanın çekirdeği ve mantosu gibi iç katmanlarının da dümdüz olması gerekir. Ancak, bu katmanlar, jeolojik aktiviteler nedeniyle sürekli olarak şekil değiştirmektedir. Bu nedenle, dünyanın dümdüz olması imkansızdır.). Ve tabii ki mantık yürütmeyle bile bunun imkansız olduğunu anlayabilirsiniz. Dünya dümdüz olsa nasıl denizler var olabilirdi?

Dünya oluştuktan hemen sonra su geldiğini biliyoruz ve Dünya'nın soğumasıyla beraber denizlerin olduğunu da biliyoruz. Dünya o dönemde dümdüz olsa sular nerede toplanacak? Ya da en basitinden dünyanın kütle çekimi kıtalara ve tüm yeryüzüne etki eder ve onu kendi içine doğru çekmeye çalışır. Bu yüzden dünyanın yüzeyi eğri büğrü; dünya adeta yeryüzünü buruşmuş bir kağıt gibi yapıyor. Bu ayetin yorumuna da bakarsanız ayetle aynı olduğunu görebilirsiniz. Hatta ayet yorumunda dünyada su olmadığını da iddia ediyor. Zaten bununla ilgili internette hiçbir kanıt bulamazsınız. Dünyanın bir dönem boyunca dümdüz olması/su olmaması imkansızdır.

9. Su'da da vardı tanrıların ruhu, ve yeni oluşan hava'da. Ateş ve kaya gibi.

Suda tanrıların ruhu var diyor, su yok da diyor.

10.Ateş, toprak, hava ve su birleşip, dengelendiği zaman tamamlandı
dünyanın doğuşu. Dört ruhun üzerinde Evren'in Ruhu ve Dünya'nın Ruhu vardı ve odur, hepsini toplayan ve dengeleyen.


Denge diye bir şey yoktur, özellikle gezegenlerin oluşumu gibi kaotik olaylarda dengeye dair hiçbir şey bulunmaz.

16.İnanamazdınız o zaman görseydiniz tanrıların bahçesini ve yaşamanız çok
zor olurdu çıldırmadan. Herşey birbirinin yansıması içindeydi. Dışardan baksaydınız bahçeye, sınırlı bir alanda olan bir bahçe görürdünüz çıplak toprak üzerinde. Tıpkı çöldeki bir vaha gibi. Ama içinden bakarsanız kendinizi, içi ayna olan bir kürenin içinde gibi görürdünüz. Yukarıya baktığınız, ayna yansıması gibi herşeyi baş aşağıya görebilirdiniz. Ama kendinizi her yandan görürdünüz bu yansıma içinde. Elinizi ileriye uzatıp, kendi sırtınıza bile dokunabilirdiniz isterseniz. Bunların nedeni bahçenin her yanının başka alemler, başka boyutlar içinde olmasındandı.


Evet, burada ve birçok yerde boyut diyor, ancak bilimsel olarak hiçbir boyut yoktur. (Bu söylediğim yanlış anlaşılmasın, bilimsel olarak boyutlar vardır; ben burada üste bahsedilen şekilde olmadığını ve "ruhani" boyutların olmadığını söylüyorum.) Ve inanılan sahte boyutların hepsi aynı yerdedir. Mesela astral düzlem (boyut.) Burası sadece atom altı parçacıkların düzlemidir.

21. Bitkiler yeryüzünü kaplayınca gene de tanrıların bahçesine göre çok ilkel ve vahşiydi dış alan. Bitkler oksijeni süzmeye başlayınca yeryüzü yaşanır oldu. Ama suyun içinde hayat yoktu hala.

"Bitkiler oksijeni süzmeye başlayınca" evet, bu olay bitkilerin havayı filtrelemesi ve bu bitkilerin evrimine bakarsanız, ilk olarak 350 milyon yıl önce Devoniyen döneminde ortaya çıkıyor. Dünya'nın atmosferinde oksijen seviyeleri günümüzdeki seviyelerin çok altındaydı. Bu nedenle, havayı filtreleyen bitkiler atmosfere oksijen ekleyerek Dünya'nın iklimini ve yaşamının gelişmesini önemli ölçüde etkiliyordu. Bunun ilk örneğine bakarsanız, yosun gibi bitkileri görebilirsiniz.

Ve ayette o zaman denizde yaşam olmadığı yazıyor, ama tahmin edin ne var: İlk deniz yaşamı bundan 4,23-3,9 milyar yıl önce Arkeyan devirde ortaya tek hücreli canlılar olarak çıkmıştır. Ayetlerdeki kronolojik hataları siz düşünün.

Aynı zamanda ilk yaşamın karadan başladığını da ima ediyor, ama ilk yaşam herkesin bildiği gibi denizlerden çıkmıştır. Bir not daha bırakmak istiyorum, ayette "yer yüzü yaşanır oldu" deniyor, ama hala denizde yaşam yoktu diyor. Anlıyoruz ki yeryüzünde yaşam var, karada yaşam ilk olarak 558 milyon yıl önce ortaya çıkıyor. Yani ayette dediği "Bitkiler oksijeni süzmeye başlayınca, yeryüzü yaşanır oldu" ifadesi otomatik olarak hatalı duruma düşüyor. Üstte okuduğunuz gibi bu bitkiler 350 milyon yıl önce evrimleşti, ama ilk kara yaşamı 558 milyon yıl önce ortaya çıktı. (Burada birçok kronolojik hata var. O yüzden buradaki zaman hatalarını ayıklamazsak, hem 350 milyon yıl öncesi hem de ilk kara bitkilerinin oluşum tarihi 450 milyon yıl öncesi, hem de ilk su canlılarının oluşumu 4,23-3,9 milyar yıl öncesi.)

22. Dünyanın haline göre şartlanmış bedenleri ile hayvanlar sırayla dışarıya salındılar. O zamanlar dünya yüzü çok düz ve tek parça idi. Bu kara parçası çok büyüktü ve dünyaın yarısı idi. Ve yaşanabilecek yerler gene de azdı çünkü karanın büyük bölümü ya çok sıcak, ya çok soğuktu.

Birden Pangea dönemine atlıyoruz. Pangea düz bir kıta değildi. Pangea, yaklaşık 150 milyon km2'lik bir alana sahipti ve bu alan, günümüzdeki kıtaların çoğunu içeriyordu. Pangea, dağlar, ovalar, çöller ve ormanlar gibi çeşitli topografyalara sahipti. Hatta Pangea Appalachian Dağları'na bile sahipti. Aynı şekilde, Pangea Amazon Havzası'nı ve Sahara Çölü'nü içeriyordu. Aynı şekilde yaşam bulunduracak bölgeler az değildi. Pangea, inanılmaz büyüklükte bir kıtaydı; ekvatordan kutuplara kadar uzanıyordu. Dolayısıyla iklimi de etkileniyordu, yani bir tarafı çok soğuk, diğer tarafı da çok sıcak olabiliyordu. Ancak bu, yaşamın az olduğu anlamına gelmiyor. Günümüzdeki kıtalarda yaşayan birçok bitki ve hayvan türü, Pangea'da da yaşıyordu ve çok çeşitli bir yaşam oluşturuyordu.

35. Dünyanın ruhundan ve Ateşin ve Toprağın ve Suyun ve havanın ruhlarından kattım öz maddeye. Sonunda hazır oldu madde sizi getirmeye. Ateşin ruhuydu onda değişimi yapacak olan. Ateştir değişimin esası ve bu
yüzden siz devamlı olarak hücre yenilenesi yaşarsınız ve doğduktan sonrabüyürsünüz. Devamlı olarak yanıp, aşınır beden ama yeni hücreler gelir eskilerin yerine, olurlar et, kemik ve sinir. Ateştir bunu sağlayan ya da ateşin özü ve ruhu.


Evet, Dünya'nın ruhu yoktur. Ateşin ruhu yoktur, toprağın ruhu yoktur, suyun ruhu yoktur ve havanın da ruhu yoktur. Çünkü bunların bir bilinci ve bir bedeni yoktur.

38. O insan çok farklıydı sizden. Tanrıların bahçesinde kendisine gereken enerjiyi bahçenin kendisinden sağlıyordu ve sindirim sistemi yoktu. Hiç birşey yemesi de gerekli değildi. Bu yüzden makat da gerekli değildi ona, gırtlak da. Nefes alıyordu sadece ve besleniyordu havayla. Rengi kıpkızıldı. yoktu saçı, kaşı ve boynu. İlk insanı hep erkek olarak düşünürsünüz ama onun üreme
organları da yoktu. İşemesi de gerekli değildi. Bu yüzden bedeninde yoktu bunların hiç biri. Zihni de yeterli değildi asla, tanrıların istediği enerjiyi
sağlamaya.


İnsanlar gırtlak olmadan nefes alamaz.

39. Sonra mahluk uyutuldu uzun zaman. Ondan alınan parçalardan yapıldı yeni insanlar. Buna siz klonlamak diyorsunuz kendi zamanınızda. Ama orada gerekli değildi ve yoktu zaten sizdeki makinalar, tanrıların iradesi ve ruhsal kozası yeterliydi bu işe. Alınan minik parça aynı kelebeğin kozası gibi kaplanıyor ve büyüyüp şekilleniyordu içinde, dıştan yöneltilen irade ile

Bunu yapacak ilahi güçleri var, ama bir ziona yenilecek kadar acizler ve bizi klonladığını da söylüyor.

40. Üretilen kopya varlıklar geliştirildiler baştan ve başarısız olanları yok edildiler teker teker. Sonra öğrendiler tanrılar kopyaların bedenlerinden eksiklikleri ve gereklilikleri.

Tanrılar geleceği göremiyor ve sürekli insanı baştan yaratmak zorunda kalıyor.

48. Mahuk'a yeniden gereken eklemeler yapıldı ve değiştirildi şekli. Şimdi daha çok benzemişti sizin bildiğiniz insana ve dünya yüzünde yaşaması için tamamdı herşeyi. Ve son bir eksiği kalmıştı. Ve bu yüzden gene çıktım tanrıların bahçesinden. Ama bu sefer çıkmadım dünya yüzeyine. Açıldım alemler arasındaki aleme ve kozmik enerji ruhundan parça aldım ruh olsun
diye mahluğa.


Evet, sanki oyun oynuyor. Ekleme yapmış. Bir tanrı geleceği bilmediği için sürekli ekleme yapıyor, ne kadar aciz. Ve tamamen evrimi hiçe sayıyor. Güya şeytan her zaman bizi klonlayıp eksikliğimizi görünce yine öldürüp yine klonluyormuş.

51. Adem tamamdı, gereken herşey için ama onun hala yoktu cinsiyeti ve cinselliği ve cinsel organı ve üreme içgüdüsü. Çoğaltılacaktı daima tanrılar tarafından kopyalanarak. Onun göreviydi dünyada yaşamak ve dünyayı kozmik
zincire bağlamak ve tanrılara bilgi akıtmak.


Aynı İbrahimi kitaplardaki gibi, ilk Ademi yarattığından bahsediyor, ama ne Adam ne de Havva diye bir karakter yoktur ve ilk insan diye bir şey bilimsel olarak var olamaz.

52. Sonra, Adem bilmeden eğitilirken ki, bu eğitim size göre sonsuz zamandı, gittikçe içine kapandı ve daraldı. Anladım ki, dünya insanının zihni ve düşüncesi yanlızlığı istemiyor. Konuşsa da tanrılarla kendi dengi canlılar gerekiyor. Ve gene uyutuldu Adem ve ondan alındı bir parça ve başka bir insan yapıldı ikisi birlikte gelişsinler diye.

Kendini Allah sanıyor ve Adem'den parça alıp Havva'yı yaratmaya gidiyor.

54. Bu yüzden yeni bir parça alındı Adem'den ve bu sefer kemiğinden. Yeni bir kopya yapıldı ama genleri değiştirilerek tamamen. Alındı Adem'den dişilikhormon ve diğer gerekleri hepsi verildi yeni kopyaya. Aslında aynı kişidir Adem
ve sonradan Havva olan kadın. Ve bu yüzdendir erkekte kadın, kadında erkek hormonu olması insanda. Ve bu yüzdendir bazı kadınların kendilerini erkek, bazı erkeklerin kadın hissetmesi. Çünkü ilk yaradılışta bunlar hep aynı bedende aynı ruhun etkisindeydiler. Ve bu yüzdendir erkek bedenindeki ana rahmi
taşıyabilecek kadar olan boşluk
.

Erkek ve kadın hormonlarının aynı bedende bulunması, o kişinin kendini erkek veya kadın olarak hissetmesine neden olmaz.
Erkek bedeninde ana rahmi taşıyabilcek kadar boşluk yoktur. Erkek bedeninde, kadın bedeninde bulunan uterus, fallop tüpleri ve yumurtalıklar gibi kadın üreme organlarını alacak kadar geniş değildir.

57. Yalandır, Havva'nın, Adem'den çıkartıldığı ve üstün olanın Adem olduğu. Görünüm olarak Havva daha zayıf ve ufaktı ve Adem'den alınan parça üzerine oluşturulmuştu fakat görünümün ardında ikisi aynı bütünün paylaşılmasıdır ve
aynı zekanın ve aynı ruhun ve aynı duygunun. Ne kadar önemlidir dış görünüm ve nasıl yapıldığı. Önemli değil midir ruhun bütün olması? İşte bu yüzdendir sizin Yunan mitolojinizde ilk zamanlarda insanların sırtsırta yapışık olmaları
ve tanrıların onların bütünlüğünü kıskanıp ikiye bölmeleri anlatımı. İşin aslı o mitos hakkında, insanlar bütündü o zaman. Tanrılar da tek bir cins istedikler gibi erkek ve kadın. Fakat kendileri değiştirirdiler cinslerini de suretlerini de ve çoğu zaman, ışıktılar gerçekte.


Kendiyle çeliyor. Ayetler kitabında alegoriye inanmadığını söylemesine rağmen bunu kabul ediyor. Ve bu ayetlerin hepsi boş, zaten bilimsel olarak ilk insan diye bir şey yoktur. Adem ve Havva nasıl olmuş olabilir?

59. Sonra tanrılar insanın istenilenden iyi olduğunu gördüler. Ve sonra ondan enerji alınmasını dilediler ve kul yapmak istediler onu kendilerine. Kötü tanrı burada girdi devreye ve ilk anlaşmazlık çıktı tanrılar bahçesinde. Kötü Tanrı
topladı çevresine kendisi gibi düşünen tanrıları ve toplanıp bütün oldu onlarla üstün olarak kendi iradesi ile. Söndü enerjisi ona katılan tanrıların, hepsi emildi bedenine Kötü Tanrı'nın. Bu yüzden güçlendi Kötü Tanrı aslında basit bir
Tanrı iken. Enerji ve gücünü verdi ona her tanrı, başka yöntem istemeyen.


Burada tanrıların bizim onlara kulluk etmemizi istediğini söylüyor, ama ayetler kitabında istemiyor.

65. Tanrıların bahçesinde yaşarken insan ölümsüzdü o da tanrılar gibi. Fakat dünya yüzü şartlarında yaşayabilirdi en fazla üçyüz veya beşyüz yıl. Yeterliydi dünyanın özünden alınan hayat enerjisi onu canlı tutmaya sadece bu kadar.

Bu tamamen hatalı bir ayet. İlk çağ'da yaşam ömrü 18-20 yıl arasındaydı. Binlerce yıl yaşamak Bilimsel olarak da imkansızdır. Bir canlının ömrünün sınırları ve kapasitesi vardır ve bu kadar yıl hayatta kalamaz. Bunun için Magnum Opus gerekir.

II

26. Bu yüzdendir günah, zevk almak. Bu yüzdendir yasak eşcinsellik çünkü ondadır amaç sadece zevk almak ve başka insanla birleşmek. Yasaktır doğum kontrolü çünkü gereklidir hem yeni kullar ve amacıdır sadece üremek fizik
olarak. Bu yüzden vardır Kötü tanrının her dininde kısıtlamak ve düşmanlık cinselliğe.


Eşcinsellik, sadece zevk içindir diyor ve bunun doğuştan geldiğini reddediyor. Aynı günümüz Ortadoğu gibi, bunun adeta bir sapkınlık olduğunu ima ediyor.

28. Yaydıkça her cinsel hastalığı Kötü tanrı, insan buldu ilacını. İşte bu yüzdendir ki, istemez Kötü tanrı bilim ve aklı ve yasaklar bunları. Destekler onun insanları daima gericiliği. Şimdi tırpanı geçecek üzerinizden, Kötü tanrının yeni hastalıkları. Ve ölecek çoğu. Sadece kısmen dayanabilecek benim insanlarım ve benim yolumda ve ibadetimde olanlar, benden aldıkları enerji ile ve kurtulacak sadece Kötü tanrıya tam kul olup, onun kontrolünde cinsellik yaşayanlar
Kısa bir kıyamet senaryosu yazıyor ve kötü tanrı hastalık çıkaracak diyor; herkes ölecekmiş. (Hoş Ayetler Kitabı, ensest ilişkilere izin veriyor, ancak cinsel hastalıklara karşı çıkıyor.) Kötü tanrı ne istiyor? Daha fazla enerji neden ona enerji veren pillerin yeni pil çıkarmasını istemesin de, tüm pilleri bir anda kullanıp geriye pil bırakmasın ki? En azından hastalıktan kıyametin kopacağını öğrendik(!)

32. İnsanlara bu sefer verdi en büyük gazabını. Yakındır ilerde kitle halinde ölümler. Bunu belki görecek sizin nesliniz belki göremeyeceksiniz bu hayatta. Ama benim tarafımdan, ölümden sonra tekrar yeni bir bedene döndürülenler görecekler bunu. Cinsellikle gelen hastalıkların patlamasını ve kitlelerin ölümlerini. Kötü tanrının kullarının, bu yüzden kendi tanrılarını hoşnut etmek için ve felaketten kurtulmak için diğer insanları kesmesini.

Sanırım 21. yüzyılı (Belki çok daha sonrası.) engizisyon dönemi sanıyor ve tanrı için toplu katliamlar olacak diyor. Aslında Yahudiler zaten toplu şekilde insanları Zion için katlediyor ve büyük ölümlerin sebebinin de cinsel hastalıklar olduğunu söylüyor. 21. yüzyılda cinsel hastalıklardan korunmak fazlasıyla kolay. Ve neden kötü tanrı cinsel hastalıklar çıkarsın?

III.

1. Bilir misiniz kadın ve erkek arasındaki farkı? Gerçekte ikisi birdir, aynı bütünün bölünmesidir. İnsan ilk yapıldığında ateşten sudan, havadan ve
topraktan ve dünyanın ruhundan ve ona koyulan evrenin ruhundan. Ne kadın ve ne de erkek.


Kadın ve erkek arasında hiçbir fark yokmuş.

10. Bunlar ruh ve enerji olarak değil, sadece fiziksel madde olaraktır anlattıklarım. Ruh ve enerji eşittir kadında da erkekte de. Fakat fiziksel beyinde ve onun en küçük parçasında ve hücresindedir yapılan şartlamalar ve koyulan
kilitler onun ruhuna. Ruh daha az etkilenir madde bedenden. Bu yüzdendir Kötü Tanrının şartlamasının Adem'de daha fazla kalması ve ben Tanrı bahçesinde onları uyarırken Havva'nın bana daha çabuk uyum göstermesi. Ve Adem'in
Kötü Tanrı'nın sözünden çıkmaktan korkması.


Kendisi insanların fiziksel olarak bir olduğunu söylüyor, aslında her konuda bir olduklarını söylüyor. Azıcık mantık kullanarak, kadın ve erkeğin fiziksel açıdan bir olamayacağını anlayabilirsiniz.

24. Bakın. Kötü Tanrı'nın ulaşmasından önceki kavimlere. Nasıl daha eşit durumda kadın. Arabın dininin, eli kanlı peygamberi de sömürmedi mi ilk
zengin karısını. O elçiden önce, Araplar kızlarını kuma gömüp öldürürlerdi masalı uydurulmadı mı? Halbuki o hakim olmadan önce dişi tanrılar yok muydu Kötü Tanrı'nın kendi kentinde.


Eski kavimlerde kadın ve erkek eşit değildi. Bu, o dönemlerde bile biliniyordu; azıcık tarih bilen herkes bunun böyle olmadığını anlayabilir.

46. Şimdi şu iyice anlaşılmalıdır benim insanlarımca: Asla düşman değilim Kötü Tanrı'nın çocuklarına. Çünkü onlarda az da olsa benim payım da vardır ve onlardan da bana dönen ve kurtulan vardır ve onlar da kurtarılabilir
zamanla. Şayet biat etmemişse bana ve yaşıyorsa kendi bildiğince ve Kötü Tanrı'nın kuluysa bile bana biat etmeyen her insan eşittir bana ve bana biat eden benim çocuklarım üstündür onlara ama benim çocuklarımdan bile olsa biat etmeyen bana, eşittir gözümde hepsi layiktir kurtarılmaya.


“benim insanlarımca: Asla düşman değilim
Kötü Tanrı'nın çocuklarına”

3. Bölüm 38. Ayet Ayetler kitabı
"Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun, buna inanana ve inandıranlara ve lanet olsun bu kural ve dinlere!" Kendiyle çelişiyor.

84. Bir kere başlayınca Adem ve Havva sekse, zihin ve ruhlarında vardı zaten ve hazırdı bedenleri. Sadece minik bir beceriksiz kilitti zihinlerindeki, onları tutan. Gereken bilgi zaten vardı kilidin altında. Onlar seks yaparken tanrı
bahçesin taşıdığı ve dünyadan aldığı ve evrenden aldığı enerji ile öyle bir cinsel enerji ürettiler ki, bana çoktan beri almadığım bir hazzı verdiler. En deli şaraplardan bile daha sarsıcı, en güçlü baldan bile daha besleyiciydi ürettikleri
enerji. İşte bu yüzden isterim sizden cinsellik, sarhoşluk ve eğlenmenizi. Ve tanrısal varlığım bile gevşedi ve uyuştu bu yağmurla ve sürdürmedim daha fazla gecenin kalkanını. Pelerinimi açınca bulundukları yerden, enerjileri
doldurdu bahçeyi şimşek pırıltılarıyla. Ve son defa terkettim tanrı bahçesini dönmemek üzere. Ve enerji ulaştı Kötü Tanrı'ya


Sevişmemiz, ona inanılmaz hazlar veriyormuş. Haz için bize muhtaçmış ve bunun için onun adına sevişmemiz lazımmış. Hazdan haller içindeymiş.
 
Mavi ay said:
9. Su'da da vardı tanrıların ruhu, ve yeni oluşan hava'da. Ateş ve kaya gibi.

Suda tanrıların ruhu var diyor, su yok da diyor.

49a.jpg
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top