Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Astroloji ve Tarot

MissAnti444 said:
Esenlikler,
Acaba şu tarot destesi güvenli midir bilen varsa bilgilendirirse sevinirim.
https://www.trendyol.com/ekorp/modern-witch-tarot-takimi-78-kartlik-deste-ve-rehber-kitap-2022-lisa-sterle-p-214032248
İyi günler/akşamlar.
Ürün yorumlarında yüklenmiş fotoğraflardan kartların resmini gördüm. Sadece Şeytan kartı bile anlamam için yetti. Düşman kaynaklı bir deste bu.
 
unforgiven said:
Esenlikler,

Plüton hakkında detaylı bilgi içeren bir yazı yazma imkanınız var mıdır? Bana sorarsanız Plüton en çok ilgilendiğim gezegen ve bütün gezegenlerin en güçlüsü olarak düşünüyorum. Satürnle beraber kişiyi ve toplumu sert bir şekilde eğiterek en iyi gelişimi sağlayabilir gibi geliyor. Ayrıca Akrep, Oğlak burçlarına da meraklıyım, fakat Balık ve Neptün en az sevdiklerim çünkü gereksiz hayalperestlik, aşırı hassaslık gibi olaylardan hiç hoşlanmıyorum. Çoğu tanıdığım balık insanı her zaman aldatıcı, insanları kullanmaya çalışıp tilki gibi kurnaz olmaya çalışıp hiçbir şeyi beceremeyen vasıfsız insanlardı. Ve genelde beni de aldatmaya ve kandırmaya çalıştılar fakat o kadar komik yöntemler denediler ki hiçbir şeye karışmamama rağmen ellerinde patlayıp rezil ettiler kendilerini.

Esenlikler,

Plüton, doğuştan gelen okült yetenekleri yönetiyor. Örneğin Plüton'u 8. evde olan birisi muhtemelen doğuştan okültte yeteneklidir. Neptün ise bu evde ruhun gelişime katkı sağlıyor. İkisi de anlayacağınız kendi çapında bir şeyler sunuyor.

Plüton, en dış gezegen olarak, yoğunluğu ve enerjisi en fazla etkili olan gezegendir. Transandantal dış gezegenler etkilerini iç gezegenler kadar hafif vermezler ve evet, Plüton gayet güçlü bir gezegendir.

Oğlak burcu aslında çok maddesel bir burçtur. Suyun toprakla desteklenmesi gerektiği doğru ancak toprak da kendi başına materyal bir burçtur. Yani evet, Oğlaklar, işkolikler olarak çok çalışabilirler ancak su burçları gibi ya da diğer burçlar gibi bildiğim kadarıyla öne çıkan bir yetenekleri yok. Başarı ve refaha düşkün olsalar da örneğin bir Yay gibi doğuştan şanslı değildirler, çok çalışmaları gerekir bu düşkün oldukları başarı ve refah için. Eğer Oğlak burcu terbiye edilmezse bu refaha vardıktan sonra bile sürekli çalışılmaya devam edilebilir, anlayacağınız kazanımların keyfini çıkaramayacak derecede bir işkoliklik bile olabilir.

Şu an Balık Çağı'ndayız. Balık, İkizler gibi çift doğalıdır. Akrep gibi Balık da "Ya şu, ya bu"dur anlayacağınız. Düşman yüzünden Balığın çift taraflı doğasının materyalist yanını alıyoruz ve bu çağın spiritüel nimetlerinden faydalanmak çok daha zorlaşıyor. Materyalist bir dünyadaki materyalist bir insanın dolandırıcı tarafını alması da gayet doğal.

İyi geceler.
 
Bright Truth said:
unforgiven said:
Esenlikler,

Plüton hakkında detaylı bilgi içeren bir yazı yazma imkanınız var mıdır? Bana sorarsanız Plüton en çok ilgilendiğim gezegen ve bütün gezegenlerin en güçlüsü olarak düşünüyorum. Satürnle beraber kişiyi ve toplumu sert bir şekilde eğiterek en iyi gelişimi sağlayabilir gibi geliyor. Ayrıca Akrep, Oğlak burçlarına da meraklıyım, fakat Balık ve Neptün en az sevdiklerim çünkü gereksiz hayalperestlik, aşırı hassaslık gibi olaylardan hiç hoşlanmıyorum. Çoğu tanıdığım balık insanı her zaman aldatıcı, insanları kullanmaya çalışıp tilki gibi kurnaz olmaya çalışıp hiçbir şeyi beceremeyen vasıfsız insanlardı. Ve genelde beni de aldatmaya ve kandırmaya çalıştılar fakat o kadar komik yöntemler denediler ki hiçbir şeye karışmamama rağmen ellerinde patlayıp rezil ettiler kendilerini.

Esenlikler,

Plüton, doğuştan gelen okült yetenekleri yönetiyor. Örneğin Plüton'u 8. evde olan birisi muhtemelen doğuştan okültte yeteneklidir. Neptün ise bu evde ruhun gelişime katkı sağlıyor. İkisi de anlayacağınız kendi çapında bir şeyler sunuyor.

Plüton, en dış gezegen olarak, yoğunluğu ve enerjisi en fazla etkili olan gezegendir. Transandantal dış gezegenler etkilerini iç gezegenler kadar hafif vermezler ve evet, Plüton gayet güçlü bir gezegendir.

Oğlak burcu aslında çok maddesel bir burçtur. Suyun toprakla desteklenmesi gerektiği doğru ancak toprak da kendi başına materyal bir burçtur. Yani evet, Oğlaklar, işkolikler olarak çok çalışabilirler ancak su burçları gibi ya da diğer burçlar gibi bildiğim kadarıyla öne çıkan bir yetenekleri yok. Başarı ve refaha düşkün olsalar da örneğin bir Yay gibi doğuştan şanslı değildirler, çok çalışmaları gerekir bu düşkün oldukları başarı ve refah için. Eğer Oğlak burcu terbiye edilmezse bu refaha vardıktan sonra bile sürekli çalışılmaya devam edilebilir, anlayacağınız kazanımların keyfini çıkaramayacak derecede bir işkoliklik bile olabilir.

Şu an Balık Çağı'ndayız. Balık, İkizler gibi çift doğalıdır. Akrep gibi Balık da "Ya şu, ya bu"dur anlayacağınız. Düşman yüzünden Balığın çift taraflı doğasının materyalist yanını alıyoruz ve bu çağın spiritüel nimetlerinden faydalanmak çok daha zorlaşıyor. Materyalist bir dünyadaki materyalist bir insanın dolandırıcı tarafını alması da gayet doğal.

İyi geceler.
Esenlikler,

Haritamda neyi okusam doğuştan gelen kara büyü ve maji yeteneklerden bahsediyor fakat bunun yarayan bir özelliğini görmedim.
 
Peace of the Dark said:
MissAnti444 said:
Esenlikler,
Acaba şu tarot destesi güvenli midir bilen varsa bilgilendirirse sevinirim.
https://www.trendyol.com/ekorp/modern-witch-tarot-takimi-78-kartlik-deste-ve-rehber-kitap-2022-lisa-sterle-p-214032248
İyi günler/akşamlar.
Ürün yorumlarında yüklenmiş fotoğraflardan kartların resmini gördüm. Sadece Şeytan kartı bile anlamam için yetti. Düşman kaynaklı bir deste bu.

Çok teşekkürler bilgilendirme için.
İyi günler/akşamlar.
 
Esenlikler,
Barbara Moore'da Wizards Tarot'u kullanıma uygun mu acaba ve Türkiye'de bulabileceğim güvenli Tarot kartlarının isimlerini yazabilir misiniz? Teşekkürler
İyi günler/akşamlar.
 
M8HSJrg


Umarım resim görünüyordur. Görünmüyorsa Bright Truth’tan rica edeceğim gönderinin altına atması için. 💫💫💫

Sabit yıldızlar zodyakta yavaşça ilerler. Aslında sabitlerdir ve gerçekten ilerlemezler ancak Ekinoks Kayması sebebiyle 72 yılda bir 1 derece ileri kayarlar. (Koç noktasının (İlkbahar Ekinoksu) şu anda Balık takımyıldızıyla kesilmesinin sebebi de bu.) (Biz (Batı Astrolojisi) Mevsimsel Zodyak kullandığımız için sabit yıldızların gerçek konumlarını baz almayız.)

Sabit yıldızlar bulundukları dereceyi etkisi altına alır ve oradaki gezegene veya soyut noktaya kendi karakterini aktarır. Sitede birçoğunun anlamı Maxine tarafından eklenmiş ve Türkçe siteye çevrilmiş durumda. Kalanını internetten araştırabilirsiniz. Ben genel olarak sabit yıldızların ne olduğuna değinmek istedim. 1-2 derece toleransla kavuşum açısıyla etkinleşirler. Elbette en etkin oldukları nokta tam kendi dereceleridir fakat Sirius gibi Kök yıldızlar 2 dereceye kadar etki sahibidir. Karşıtlık açısı kavuşum açısına göre zayıftır ve bir sabit yıldızın karşısında genelde başka bir sabit oluyor. Ana açılar bile etkin değildir, buna dikkat edin. Gezegen gibi yorumlamıyoruz bu yıldızları. Örneğin Sirius’lu bir Güneş, kişiye devlet içinde makam sahibi olma gücü verir. Kullanır veya kullanmaz bu etkiyi bir kişi fakat Güneş Sirius etkisi almıştır. Bunun gibi düşüneceksiniz; yani bu açıdan yetenekler, şanslı olunan konular sabit yıldızlarla zenginleşir.

Kraliyet yıldızları: Aldebaran, Regulus, Antares, Fomalhaut

15 Kök yıldız: Caput Algol, Alcyone, Aldebaran, Capella, Sirius, Procyon, Regulus, Alkaid, Algorab, Spica, Arcturus, Alphecca, Antares, Vega, Deneb Algedi

Sorunlu, dikkat edilmesi gereken yıldızlar: Deneb Kaitos, Algenib, Baten Kaitos, Sheratan, Hamal, Menkar, Capulus, CAPUT ALGOL, Hyades, Bellatrix, Polaris, Wasat, Castor, Pollux, Praesaepe, Zosma, Mizar, Vindemiatrix, Algorab, Zubenalgenubi (South Scale), Unukalhai, Rastaban, Sabık, Lesath, Shaula, Spiculum, Facies, Markab, SCHEAT

Olumlu, şans veren yıldızlar: Alderamin, Acamar, Alrisha, Mirach, Schedir, Rana, Cursa, Rigel, Alnilam, Al Hecka, Betelgeuse, Alhena, Sirius, Canapus, Acubens, Regulus, Coxa, Foramen, Spica, Arcturus, Princeps, Khambalia, Acrux, Alphecca, Zubeneschamali (North Scale), Agena, Toliman, Yed Prior, Antares, Atria, Rasalhague, Polis, Vega, Dheneb, Peacock, Terebellum, Sadalsuud, Deneb Algedi, Fomalhaut, Deneb Adige, Skat, Achernar
 
Bir şey söylemek istiyorum, bir SSle mailleşiyorum ve kaynak konusuna değindi. Yani çok farkındayım durumun. Bir SS ya da bir Pagan, ibrahimi kökenli inançlarla yapılan bir astrolojiden pek faydalanamaz. Elbette eleye eleye gidiyoruz ama bu hiç bilmeyen biri için zor olabilir. Özellikle Ortaçağ Astrolojisi ve Rönesans Astrolojisi çok fazla hristiyanlık, musevilik ve islami etkide kalmıştır. Daha doğrusu o “büyük” astrologlar Pagan astroloji bilgilerini kendi inançlarıyla harmanlamış ve öyle aktarmış nesillere. Örneğin 17. y.y. astrologu William Lilly’nin hr*stiyan astrolojiyi geliştirmesi gibi. Şu anki astrologlar hep bu aynı insanların bilgilerinden faydalanıyor. Eğitimlerinde, yazdıkları astroloji kitaplarında bundan başka bir şey de öğretmemiş oluyorlar. Benim de elim kolum bağlı bu yüzden kaynak atarken. Bir SS, astrolojinin sadece hristiyan/musevi/islami tek tanrının inancıyla yapılabileceğini söyleyen kaynaklardan ne kadar faydalanabilir? Astrolojiyi domine eden bilgiler bunlar günümüzde. Vedik astrolojide bu daha az vardır, yani kendi yerinde, Hindistan’da demek istiyorum. Fakat Vedik çok iyi çalışmıyor ve bu konuda Maxine’e katılıyorum. Türkiye’de yine bu insanlar islam inancıyla taaa başka kıtadaki Vedik bilgilerini harmanlıyor. Yani yok kadir gecesi, yok ramazanın astrolojik mucizesi falan; gerçekten önerebileceğim bir insan yok. Ben merakım olduğu için öğrendim biraz. Gidip de hiçbirinden eğitim alacak değilim çünkü bana paramla öğretecekleri şeyler dünya görüşüme/gerçeklere uymuyor. Kraliyet yıldızlarını dinlerindeki 4 büyük melek olarak alan bir kesimden bahsediyoruz. Şu anki astroloji gerçek Pagan kökenli astrolojiden çok uzak. Bu yüzden Maxine Azazel’in Astroloji Bilgeliği ismini vermiş sayfaya çünkü Lord Azazel’den yardım almıştır muhtemelen. Yani bizim kendi astrolojimizi yapmamız sitedeki verilerle çok mümkün değil çünkü çok az yazı var. Oysa ki dışarıdaki, Şeytan’dan olmayan astrologların ve astroloji öğrencilerinin faydalanabileceği sayısız kaynak var. Ben sabit yıldızlar hakkında çok konuşmuyorum çünkü neredeyse bütün bilgi bu hristiyan/yahudi/müslüman astrologlardan geçmiş/bu zamana aktarılmış. Yapabileceğim bir şey gerçekten yok. Ve o sabit yıldızlardan en isabetli çalışanlar Kök yıldızlar ve Kraliyet yıldızları. Via Combusta (yanan yol) diye bir şey var örneğin, 15 derece Terazi’den 15 derece Akrep’e kadar alınıyor. Bu aradaki sabit yıldızların sorunlu, şiddetli olmasından ötürü buraya böyle isim verilmiş zamanında o astrologlar tarafından. E tamam da sabit yıldızlar aynı yerde değil şu anda. Güncelleme getirilmesi lazım. Bunun dışında Maxine’in sayfasında Merkür Kova’da yüceliyor; Modern Astroloji’de bu böyle. Fakat Merkür’ün Kova ile uzaktan yakından alakası olmadığını iddia eden, Başak’ta yöneticilikle birlikte yüceliminin olduğunu iddia eden çok kaynak görürsünüz; Geleneksel Astroloji’de bu böyledir. Nesil gezegenleri kadar kuvvetli gezegenlerin yok sayıldığı, yöneticilik atanmasının aptallık olduğunu söyleyen çok fazla astrolog göreceksiniz. Tamamen o büyük büyük astrologların yorumlarıyla astroloji yapıyoruz aslında şu şartlarda. Kim bilir hesaba katmadığımız, atladığımız ama Tanrıların bildiği ne çok gösterge vardır. Tanrılar demişken, Lord Thoth’un peygamberlerinden idris olduğunu iddia ederler; Pagan tanrı/çalarını sadece astrolojik nokta/gezegen/geçişler vs olarak alırlar. Zaten astroloji antik Pagan dinlerinin öğretisi değil onlara göre, tek tanrılarının bir lütfu. Her şeyi, tüm gerçekleri, tüm geçmişi ezip geçen bir “ilim” yapılıyor. İnanılmaz bulanık bir ortam bu astroloji ortamı. Şeytan’dan olmanızı kötü gezegen konumları veya sorunlu sabit yıldızlara bağlayacak astrologlardan harita yorumu almak isterseniz yapabilecek bir şeyim yok örneğin. Keşke tüm bilgiler Tanrılardan takır takır inse de kendi astrolojimizi yazabilsek ve her SS hayatını yönlendirmek, kendini anlamak veya bir şeye başlayıp bitirmek için bu bilgilerden faydalansa.
 
CinnamonCake said:
Bir şey söylemek istiyorum, bir SSle mailleşiyorum ve kaynak konusuna değindi. Yani çok farkındayım durumun. Bir SS ya da bir Pagan, ibrahimi kökenli inançlarla yapılan bir astrolojiden pek faydalanamaz. Elbette eleye eleye gidiyoruz ama bu hiç bilmeyen biri için zor olabilir. Özellikle Ortaçağ Astrolojisi ve Rönesans Astrolojisi çok fazla hristiyanlık, musevilik ve islami etkide kalmıştır. Daha doğrusu o “büyük” astrologlar Pagan astroloji bilgilerini kendi inançlarıyla harmanlamış ve öyle aktarmış nesillere. Örneğin 17. y.y. astrologu William Lilly’nin hr*stiyan astrolojiyi geliştirmesi gibi. Şu anki astrologlar hep bu aynı insanların bilgilerinden faydalanıyor. Eğitimlerinde, yazdıkları astroloji kitaplarında bundan başka bir şey de öğretmemiş oluyorlar. Benim de elim kolum bağlı bu yüzden kaynak atarken. Bir SS, astrolojinin sadece hristiyan/musevi/islami tek tanrının inancıyla yapılabileceğini söyleyen kaynaklardan ne kadar faydalanabilir? Astrolojiyi domine eden bilgiler bunlar günümüzde. Vedik astrolojide bu daha az vardır, yani kendi yerinde, Hindistan’da demek istiyorum. Fakat Vedik çok iyi çalışmıyor ve bu konuda Maxine’e katılıyorum. Türkiye’de yine bu insanlar islam inancıyla taaa başka kıtadaki Vedik bilgilerini harmanlıyor. Yani yok kadir gecesi, yok ramazanın astrolojik mucizesi falan; gerçekten önerebileceğim bir insan yok. Ben merakım olduğu için öğrendim biraz. Gidip de hiçbirinden eğitim alacak değilim çünkü bana paramla öğretecekleri şeyler dünya görüşüme/gerçeklere uymuyor. Kraliyet yıldızlarını dinlerindeki 4 büyük melek olarak alan bir kesimden bahsediyoruz. Şu anki astroloji gerçek Pagan kökenli astrolojiden çok uzak. Bu yüzden Maxine Azazel’in Astroloji Bilgeliği ismini vermiş sayfaya çünkü Lord Azazel’den yardım almıştır muhtemelen. Yani bizim kendi astrolojimizi yapmamız sitedeki verilerle çok mümkün değil çünkü çok az yazı var. Oysa ki dışarıdaki, Şeytan’dan olmayan astrologların ve astroloji öğrencilerinin faydalanabileceği sayısız kaynak var. Ben sabit yıldızlar hakkında çok konuşmuyorum çünkü neredeyse bütün bilgi bu hristiyan/yahudi/müslüman astrologlardan geçmiş/bu zamana aktarılmış. Yapabileceğim bir şey gerçekten yok. Ve o sabit yıldızlardan en isabetli çalışanlar Kök yıldızlar ve Kraliyet yıldızları. Via Combusta (yanan yol) diye bir şey var örneğin, 15 derece Terazi’den 15 derece Akrep’e kadar alınıyor. Bu aradaki sabit yıldızların sorunlu, şiddetli olmasından ötürü buraya böyle isim verilmiş zamanında o astrologlar tarafından. E tamam da sabit yıldızlar aynı yerde değil şu anda. Güncelleme getirilmesi lazım. Bunun dışında Maxine’in sayfasında Merkür Kova’da yüceliyor; Modern Astroloji’de bu böyle. Fakat Merkür’ün Kova ile uzaktan yakından alakası olmadığını iddia eden, Başak’ta yöneticilikle birlikte yüceliminin olduğunu iddia eden çok kaynak görürsünüz; Geleneksel Astroloji’de bu böyledir. Nesil gezegenleri kadar kuvvetli gezegenlerin yok sayıldığı, yöneticilik atanmasının aptallık olduğunu söyleyen çok fazla astrolog göreceksiniz. Tamamen o büyük büyük astrologların yorumlarıyla astroloji yapıyoruz aslında şu şartlarda. Kim bilir hesaba katmadığımız, atladığımız ama Tanrıların bildiği ne çok gösterge vardır. Tanrılar demişken, Lord Thoth’un peygamberlerinden idris olduğunu iddia ederler; Pagan tanrı/çalarını sadece astrolojik nokta/gezegen/geçişler vs olarak alırlar. Zaten astroloji antik Pagan dinlerinin öğretisi değil onlara göre, tek tanrılarının bir lütfu. Her şeyi, tüm gerçekleri, tüm geçmişi ezip geçen bir “ilim” yapılıyor. İnanılmaz bulanık bir ortam bu astroloji ortamı. Şeytan’dan olmanızı kötü gezegen konumları veya sorunlu sabit yıldızlara bağlayacak astrologlardan harita yorumu almak isterseniz yapabilecek bir şeyim yok örneğin. Keşke tüm bilgiler Tanrılardan takır takır inse de kendi astrolojimizi yazabilsek ve her SS hayatını yönlendirmek, kendini anlamak veya bir şeye başlayıp bitirmek için bu bilgilerden faydalansa.
Böyle bir çağda kaynak istemek bence boşlukta bir şeyleri tutmaya çalışmak gibi bir şey. "Büyük" kaynaklara göre hareket ediyor olsaydık, zaten burada olmazdık diye düşünüyorum. Sadece ben değil, hepimiz.

Keşke tüm bilgiler Tanrılardan takır takır inse de kendi astrolojimizi yazabilsek ve her SS hayatını yönlendirmek, kendini anlamak veya bir şeye başlayıp bitirmek için bu bilgilerden faydalansa.

Katılıyorum kesinlikle. Sadece astroloji değil, birçok konu var. Örneğin tarih. Altın çağ hakkında bile net bilgilere sahip değiliz. Tanrılarla iletişim konusu da garip biraz. Ben kendim bunu hiç başaramasam bile forumda bunu yapan çok kişi olduğunu görüyorum. Bunu da hesaba kattığımda, sanırım onlarla iletişim kurabilmek, bilgi alışı yapmak için çok da yeterli değil herhalde. Karmaşık konular. Henüz anlayamıyorum.
 
Peace of the Dark said:
CinnamonCake said:
Bir şey söylemek istiyorum, bir SSle mailleşiyorum ve kaynak konusuna değindi. Yani çok farkındayım durumun. Bir SS ya da bir Pagan, ibrahimi kökenli inançlarla yapılan bir astrolojiden pek faydalanamaz. Elbette eleye eleye gidiyoruz ama bu hiç bilmeyen biri için zor olabilir. Özellikle Ortaçağ Astrolojisi ve Rönesans Astrolojisi çok fazla hristiyanlık, musevilik ve islami etkide kalmıştır. Daha doğrusu o “büyük” astrologlar Pagan astroloji bilgilerini kendi inançlarıyla harmanlamış ve öyle aktarmış nesillere. Örneğin 17. y.y. astrologu William Lilly’nin hr*stiyan astrolojiyi geliştirmesi gibi. Şu anki astrologlar hep bu aynı insanların bilgilerinden faydalanıyor. Eğitimlerinde, yazdıkları astroloji kitaplarında bundan başka bir şey de öğretmemiş oluyorlar. Benim de elim kolum bağlı bu yüzden kaynak atarken. Bir SS, astrolojinin sadece hristiyan/musevi/islami tek tanrının inancıyla yapılabileceğini söyleyen kaynaklardan ne kadar faydalanabilir? Astrolojiyi domine eden bilgiler bunlar günümüzde. Vedik astrolojide bu daha az vardır, yani kendi yerinde, Hindistan’da demek istiyorum. Fakat Vedik çok iyi çalışmıyor ve bu konuda Maxine’e katılıyorum. Türkiye’de yine bu insanlar islam inancıyla taaa başka kıtadaki Vedik bilgilerini harmanlıyor. Yani yok kadir gecesi, yok ramazanın astrolojik mucizesi falan; gerçekten önerebileceğim bir insan yok. Ben merakım olduğu için öğrendim biraz. Gidip de hiçbirinden eğitim alacak değilim çünkü bana paramla öğretecekleri şeyler dünya görüşüme/gerçeklere uymuyor. Kraliyet yıldızlarını dinlerindeki 4 büyük melek olarak alan bir kesimden bahsediyoruz. Şu anki astroloji gerçek Pagan kökenli astrolojiden çok uzak. Bu yüzden Maxine Azazel’in Astroloji Bilgeliği ismini vermiş sayfaya çünkü Lord Azazel’den yardım almıştır muhtemelen. Yani bizim kendi astrolojimizi yapmamız sitedeki verilerle çok mümkün değil çünkü çok az yazı var. Oysa ki dışarıdaki, Şeytan’dan olmayan astrologların ve astroloji öğrencilerinin faydalanabileceği sayısız kaynak var. Ben sabit yıldızlar hakkında çok konuşmuyorum çünkü neredeyse bütün bilgi bu hristiyan/yahudi/müslüman astrologlardan geçmiş/bu zamana aktarılmış. Yapabileceğim bir şey gerçekten yok. Ve o sabit yıldızlardan en isabetli çalışanlar Kök yıldızlar ve Kraliyet yıldızları. Via Combusta (yanan yol) diye bir şey var örneğin, 15 derece Terazi’den 15 derece Akrep’e kadar alınıyor. Bu aradaki sabit yıldızların sorunlu, şiddetli olmasından ötürü buraya böyle isim verilmiş zamanında o astrologlar tarafından. E tamam da sabit yıldızlar aynı yerde değil şu anda. Güncelleme getirilmesi lazım. Bunun dışında Maxine’in sayfasında Merkür Kova’da yüceliyor; Modern Astroloji’de bu böyle. Fakat Merkür’ün Kova ile uzaktan yakından alakası olmadığını iddia eden, Başak’ta yöneticilikle birlikte yüceliminin olduğunu iddia eden çok kaynak görürsünüz; Geleneksel Astroloji’de bu böyledir. Nesil gezegenleri kadar kuvvetli gezegenlerin yok sayıldığı, yöneticilik atanmasının aptallık olduğunu söyleyen çok fazla astrolog göreceksiniz. Tamamen o büyük büyük astrologların yorumlarıyla astroloji yapıyoruz aslında şu şartlarda. Kim bilir hesaba katmadığımız, atladığımız ama Tanrıların bildiği ne çok gösterge vardır. Tanrılar demişken, Lord Thoth’un peygamberlerinden idris olduğunu iddia ederler; Pagan tanrı/çalarını sadece astrolojik nokta/gezegen/geçişler vs olarak alırlar. Zaten astroloji antik Pagan dinlerinin öğretisi değil onlara göre, tek tanrılarının bir lütfu. Her şeyi, tüm gerçekleri, tüm geçmişi ezip geçen bir “ilim” yapılıyor. İnanılmaz bulanık bir ortam bu astroloji ortamı. Şeytan’dan olmanızı kötü gezegen konumları veya sorunlu sabit yıldızlara bağlayacak astrologlardan harita yorumu almak isterseniz yapabilecek bir şeyim yok örneğin. Keşke tüm bilgiler Tanrılardan takır takır inse de kendi astrolojimizi yazabilsek ve her SS hayatını yönlendirmek, kendini anlamak veya bir şeye başlayıp bitirmek için bu bilgilerden faydalansa.
Böyle bir çağda kaynak istemek bence boşlukta bir şeyleri tutmaya çalışmak gibi bir şey. "Büyük" kaynaklara göre hareket ediyor olsaydık, zaten burada olmazdık diye düşünüyorum. Sadece ben değil, hepimiz.

Keşke tüm bilgiler Tanrılardan takır takır inse de kendi astrolojimizi yazabilsek ve her SS hayatını yönlendirmek, kendini anlamak veya bir şeye başlayıp bitirmek için bu bilgilerden faydalansa.

Katılıyorum kesinlikle. Sadece astroloji değil, birçok konu var. Örneğin tarih. Altın çağ hakkında bile net bilgilere sahip değiliz. Tanrılarla iletişim konusu da garip biraz. Ben kendim bunu hiç başaramasam bile forumda bunu yapan çok kişi olduğunu görüyorum. Bunu da hesaba kattığımda, sanırım onlarla iletişim kurabilmek, bilgi alışı yapmak için çok da yeterli değil herhalde. Karmaşık konular. Henüz anlayamıyorum.

Haklısınız, her alanda bu böyle. Yani iletişim konusunda, bir kitap yazacak kadar konuşulup bilgi alınabilir mi bilemiyorum. Deneyimim olmadığı için havada kalır benim de söylediklerim.
 
CinnamonCake said:
Peace of the Dark said:
CinnamonCake said:
Bir şey söylemek istiyorum, bir SSle mailleşiyorum ve kaynak konusuna değindi. Yani çok farkındayım durumun. Bir SS ya da bir Pagan, ibrahimi kökenli inançlarla yapılan bir astrolojiden pek faydalanamaz. Elbette eleye eleye gidiyoruz ama bu hiç bilmeyen biri için zor olabilir. Özellikle Ortaçağ Astrolojisi ve Rönesans Astrolojisi çok fazla hristiyanlık, musevilik ve islami etkide kalmıştır. Daha doğrusu o “büyük” astrologlar Pagan astroloji bilgilerini kendi inançlarıyla harmanlamış ve öyle aktarmış nesillere. Örneğin 17. y.y. astrologu William Lilly’nin hr*stiyan astrolojiyi geliştirmesi gibi. Şu anki astrologlar hep bu aynı insanların bilgilerinden faydalanıyor. Eğitimlerinde, yazdıkları astroloji kitaplarında bundan başka bir şey de öğretmemiş oluyorlar. Benim de elim kolum bağlı bu yüzden kaynak atarken. Bir SS, astrolojinin sadece hristiyan/musevi/islami tek tanrının inancıyla yapılabileceğini söyleyen kaynaklardan ne kadar faydalanabilir? Astrolojiyi domine eden bilgiler bunlar günümüzde. Vedik astrolojide bu daha az vardır, yani kendi yerinde, Hindistan’da demek istiyorum. Fakat Vedik çok iyi çalışmıyor ve bu konuda Maxine’e katılıyorum. Türkiye’de yine bu insanlar islam inancıyla taaa başka kıtadaki Vedik bilgilerini harmanlıyor. Yani yok kadir gecesi, yok ramazanın astrolojik mucizesi falan; gerçekten önerebileceğim bir insan yok. Ben merakım olduğu için öğrendim biraz. Gidip de hiçbirinden eğitim alacak değilim çünkü bana paramla öğretecekleri şeyler dünya görüşüme/gerçeklere uymuyor. Kraliyet yıldızlarını dinlerindeki 4 büyük melek olarak alan bir kesimden bahsediyoruz. Şu anki astroloji gerçek Pagan kökenli astrolojiden çok uzak. Bu yüzden Maxine Azazel’in Astroloji Bilgeliği ismini vermiş sayfaya çünkü Lord Azazel’den yardım almıştır muhtemelen. Yani bizim kendi astrolojimizi yapmamız sitedeki verilerle çok mümkün değil çünkü çok az yazı var. Oysa ki dışarıdaki, Şeytan’dan olmayan astrologların ve astroloji öğrencilerinin faydalanabileceği sayısız kaynak var. Ben sabit yıldızlar hakkında çok konuşmuyorum çünkü neredeyse bütün bilgi bu hristiyan/yahudi/müslüman astrologlardan geçmiş/bu zamana aktarılmış. Yapabileceğim bir şey gerçekten yok. Ve o sabit yıldızlardan en isabetli çalışanlar Kök yıldızlar ve Kraliyet yıldızları. Via Combusta (yanan yol) diye bir şey var örneğin, 15 derece Terazi’den 15 derece Akrep’e kadar alınıyor. Bu aradaki sabit yıldızların sorunlu, şiddetli olmasından ötürü buraya böyle isim verilmiş zamanında o astrologlar tarafından. E tamam da sabit yıldızlar aynı yerde değil şu anda. Güncelleme getirilmesi lazım. Bunun dışında Maxine’in sayfasında Merkür Kova’da yüceliyor; Modern Astroloji’de bu böyle. Fakat Merkür’ün Kova ile uzaktan yakından alakası olmadığını iddia eden, Başak’ta yöneticilikle birlikte yüceliminin olduğunu iddia eden çok kaynak görürsünüz; Geleneksel Astroloji’de bu böyledir. Nesil gezegenleri kadar kuvvetli gezegenlerin yok sayıldığı, yöneticilik atanmasının aptallık olduğunu söyleyen çok fazla astrolog göreceksiniz. Tamamen o büyük büyük astrologların yorumlarıyla astroloji yapıyoruz aslında şu şartlarda. Kim bilir hesaba katmadığımız, atladığımız ama Tanrıların bildiği ne çok gösterge vardır. Tanrılar demişken, Lord Thoth’un peygamberlerinden idris olduğunu iddia ederler; Pagan tanrı/çalarını sadece astrolojik nokta/gezegen/geçişler vs olarak alırlar. Zaten astroloji antik Pagan dinlerinin öğretisi değil onlara göre, tek tanrılarının bir lütfu. Her şeyi, tüm gerçekleri, tüm geçmişi ezip geçen bir “ilim” yapılıyor. İnanılmaz bulanık bir ortam bu astroloji ortamı. Şeytan’dan olmanızı kötü gezegen konumları veya sorunlu sabit yıldızlara bağlayacak astrologlardan harita yorumu almak isterseniz yapabilecek bir şeyim yok örneğin. Keşke tüm bilgiler Tanrılardan takır takır inse de kendi astrolojimizi yazabilsek ve her SS hayatını yönlendirmek, kendini anlamak veya bir şeye başlayıp bitirmek için bu bilgilerden faydalansa.
Böyle bir çağda kaynak istemek bence boşlukta bir şeyleri tutmaya çalışmak gibi bir şey. "Büyük" kaynaklara göre hareket ediyor olsaydık, zaten burada olmazdık diye düşünüyorum. Sadece ben değil, hepimiz.

Keşke tüm bilgiler Tanrılardan takır takır inse de kendi astrolojimizi yazabilsek ve her SS hayatını yönlendirmek, kendini anlamak veya bir şeye başlayıp bitirmek için bu bilgilerden faydalansa.

Katılıyorum kesinlikle. Sadece astroloji değil, birçok konu var. Örneğin tarih. Altın çağ hakkında bile net bilgilere sahip değiliz. Tanrılarla iletişim konusu da garip biraz. Ben kendim bunu hiç başaramasam bile forumda bunu yapan çok kişi olduğunu görüyorum. Bunu da hesaba kattığımda, sanırım onlarla iletişim kurabilmek, bilgi alışı yapmak için çok da yeterli değil herhalde. Karmaşık konular. Henüz anlayamıyorum.

Haklısınız, her alanda bu böyle. Yani iletişim konusunda, bir kitap yazacak kadar konuşulup bilgi alınabilir mi bilemiyorum. Deneyimim olmadığı için havada kalır benim de söylediklerim.
Biz vazgeçmedikçe o günler de gelecek umarım.
 
Esenlikler,

Bir kartı günler boyunca farklı okumalarda tekrar tekrar çekmeyi nasıl yorumluyorsunuz?

Genelde çok derin bir konu değilse bir soruya odaklanıp iki kart çekerim. Son yaptığım dört iki kartlık okumalarda çektiğim iki karttan biri hep kılıç asıydı. 78 karttan 1 tanesini bu oranda çekme şansı yirmi binde bir falan. Sadece iki kartlık okumalarda değil, son günlerdeki istisnasız her okumada karşıma Kılıç Ası çıkıyor.

Baskın bir hava elementim var bu yüzden Kılıçlar serisini diğerlerinden daha sık çekiyorum genelde de. Ama bu farklı, sürekli aynı kart. Ben iki yorum yaptım: Yaklaşan henüz ne olduğu hakkında bir fikrim olmayan mücadeleye karşı çok büyük bir uyarı veya bir şeylere acilen başlamam gerektiği ki başlamam gereken şey ne olabilir emin değilim. Ne düşünüyorsunuz?

İyi akşamlar.
 
Pammy said:
Esenlikler,

Bir kartı günler boyunca farklı okumalarda tekrar tekrar çekmeyi nasıl yorumluyorsunuz?

Genelde çok derin bir konu değilse bir soruya odaklanıp iki kart çekerim. Son yaptığım dört iki kartlık okumalarda çektiğim iki karttan biri hep kılıç asıydı. 78 karttan 1 tanesini bu oranda çekme şansı yirmi binde bir falan. Sadece iki kartlık okumalarda değil, son günlerdeki istisnasız her okumada karşıma Kılıç Ası çıkıyor.

Baskın bir hava elementim var bu yüzden Kılıçlar serisini diğerlerinden daha sık çekiyorum genelde de. Ama bu farklı, sürekli aynı kart. Ben iki yorum yaptım: Yaklaşan henüz ne olduğu hakkında bir fikrim olmayan mücadeleye karşı çok büyük bir uyarı veya bir şeylere acilen başlamam gerektiği ki başlamam gereken şey ne olabilir emin değilim. Ne düşünüyorsunuz?

İyi akşamlar.

Bir şeyi gözünüzden kaçırıyorsunuz muhtemelen ve onu vurguluyor. Ne soru sorarak okuma yaptığınızı bilmediğim için bundan fazla bir şey söyleyemem kendi adıma.

Örnek verecek olursam, belirli bi konu hakkında okuma yapıp duruyordum. Ölüm kartı gelip duruyordu bana da. İşler değişti, sorduğum sorunun anlamı kalmadı ve vurgulanan şey bulunduğum fazın zaten kapanacağıydı. Kapanmış bir fazdan geleceğe götürülecek başlangıç enerjisi yoktur. Kılıç Ası dikkatinizi yeniliğe, bir habere, sosyal medyaya, rasyonel düşünceye, iletişime çekmek istiyor olabilir. Sorduğunuz soru duygusal bir enerji taşıyorsa mantıklı bakmaya davet ediyor olabilir duygusallığın aksine. Ya da sorduğunuz soru hakkında size bir bilgi gelecektir henüz bilmediğiniz ve işleri netleştirecek olan. Bunu vurguluyordur.

Sorduğunuz sorular hakkında fikrim olmadığı için Kılıç Ası’nın Lord Azazel’in kartı olduğunu da ekleyeyim.
 
Pammy said:
Esenlikler,

Bir kartı günler boyunca farklı okumalarda tekrar tekrar çekmeyi nasıl yorumluyorsunuz?

Genelde çok derin bir konu değilse bir soruya odaklanıp iki kart çekerim. Son yaptığım dört iki kartlık okumalarda çektiğim iki karttan biri hep kılıç asıydı. 78 karttan 1 tanesini bu oranda çekme şansı yirmi binde bir falan. Sadece iki kartlık okumalarda değil, son günlerdeki istisnasız her okumada karşıma Kılıç Ası çıkıyor.

Baskın bir hava elementim var bu yüzden Kılıçlar serisini diğerlerinden daha sık çekiyorum genelde de. Ama bu farklı, sürekli aynı kart. Ben iki yorum yaptım: Yaklaşan henüz ne olduğu hakkında bir fikrim olmayan mücadeleye karşı çok büyük bir uyarı veya bir şeylere acilen başlamam gerektiği ki başlamam gereken şey ne olabilir emin değilim. Ne düşünüyorsunuz?

İyi akşamlar.

Bir şeyi gözünüzden kaçırıyorsunuz muhtemelen ve onu vurguluyor. Ne soru sorarak okuma yaptığınızı bilmediğim için bundan fazla bir şey söyleyemem kendi adıma.

Örnek verecek olursam, belirli bi konu hakkında okuma yapıp duruyordum. Ölüm kartı gelip duruyordu bana da. İşler değişti, sorduğum sorunun anlamı kalmadı ve vurgulanan şey bulunduğum fazın zaten kapanacağıydı. Kapanmış bir fazdan geleceğe götürülecek başlangıç enerjisi yoktur. Kılıç Ası dikkatinizi yeniliğe, bir habere, sosyal medyaya, rasyonel düşünceye, iletişime çekmek istiyor olabilir. Sorduğunuz soru duygusal bir enerji taşıyorsa mantıklı bakmaya davet ediyor olabilir duygusallığın aksine. Ya da sorduğunuz soru hakkında size bir bilgi gelecektir henüz bilmediğiniz ve işleri netleştirecek olan. Bunu vurguluyordur.

Sorduğunuz sorular hakkında fikrim olmadığı için Kılıç Ası’nın Lord Azazel’in kartı olduğunu da ekleyeyim.
 
CinnamonCake said:
Bir şeyi gözünüzden kaçırıyorsunuz muhtemelen ve onu vurguluyor. Ne soru sorarak okuma yaptığınızı bilmediğim için bundan fazla bir şey söyleyemem kendi adıma.

Örnek verecek olursam, belirli bi konu hakkında okuma yapıp duruyordum. Ölüm kartı gelip duruyordu bana da. İşler değişti, sorduğum sorunun anlamı kalmadı ve vurgulanan şey bulunduğum fazın zaten kapanacağıydı. Kapanmış bir fazdan geleceğe götürülecek başlangıç enerjisi yoktur. Kılıç Ası dikkatinizi yeniliğe, bir habere, sosyal medyaya, rasyonel düşünceye, iletişime çekmek istiyor olabilir. Sorduğunuz soru duygusal bir enerji taşıyorsa mantıklı bakmaya davet ediyor olabilir duygusallığın aksine. Ya da sorduğunuz soru hakkında size bir bilgi gelecektir henüz bilmediğiniz ve işleri netleştirecek olan. Bunu vurguluyordur.

Sorduğunuz sorular hakkında fikrim olmadığı için Kılıç Ası’nın Lord Azazel’in kartı olduğunu da ekleyeyim.

Teşekkür ederim.

Garip olan farklı sorulara rağmen aynı kart gelmesi. Bu yüzden ne hakkında olduğundan bir türlü emin olamadım. Ama genel olarak ruhaniyetle ilgiliydi.

Bir yerlerde sürekli aynı kartı çekmenin sebebinin kişinin enerjisinin o konuya odaklanmış olması olduğunu görmüştüm. Başka ne olabilir diye fikir almak istedim.
 
Yeni Çağcılar günlerdir bugün için kafa ütülüyorlar. Sebebi de 2.2.22 tarihi olması. Bugün 02.02, 22.22, 20.22 gibi saatlerde bir sürü ritüel yapılacak. Melek sayısı saçmalığı. Ne astrolojik bir dayanağı var, ne numerolojik. Puff.
 
Pammy said:
Yeni Çağcılar günlerdir bugün için kafa ütülüyorlar. Sebebi de 2.2.22 tarihi olması. Bugün 02.02, 22.22, 20.22 gibi saatlerde bir sürü ritüel yapılacak. Melek sayısı saçmalığı. Ne astrolojik bir dayanağı var, ne numerolojik. Puff.
Çift saatlere de inanıyordur onlar.
02:02 - Seni Düşünüyor
03:03 - Kahve İçmek İstiyor
Falan djskskslsl :lol:
 
Peace of the Dark said:
Pammy said:
Yeni Çağcılar günlerdir bugün için kafa ütülüyorlar. Sebebi de 2.2.22 tarihi olması. Bugün 02.02, 22.22, 20.22 gibi saatlerde bir sürü ritüel yapılacak. Melek sayısı saçmalığı. Ne astrolojik bir dayanağı var, ne numerolojik. Puff.
Çift saatlere de inanıyordur onlar.
02:02 - Seni Düşünüyor
03:03 - Kahve İçmek İstiyor
Falan djskskslsl :lol:

Dün o kadar heveslenip konuştular ama o saatlerde Ay boşluktaydı hhhddhjj
 
Peace of the Dark said:
Çift saatlere de inanıyordur onlar.
02:02 - Seni Düşünüyor
03:03 - Kahve İçmek İstiyor
Falan djskskslsl :lol:

1.11 Meleğin sana sesleniyor :D

Yani bugün astrolojik olarak meditasyon-ritüel için fena bir gün değil ay boşlukta değilken ama 2.2.22 olmasıyla alakası yok. Başarılı olurlarsa meleklere falan bağlayacak olmaları sinir bozucu. Melek değil ablam, Jüpiter'dir o Jüpiter.
 
CinnamonCake said:
Peace of the Dark said:
Pammy said:
Yeni Çağcılar günlerdir bugün için kafa ütülüyorlar. Sebebi de 2.2.22 tarihi olması. Bugün 02.02, 22.22, 20.22 gibi saatlerde bir sürü ritüel yapılacak. Melek sayısı saçmalığı. Ne astrolojik bir dayanağı var, ne numerolojik. Puff.
Çift saatlere de inanıyordur onlar.
02:02 - Seni Düşünüyor
03:03 - Kahve İçmek İstiyor
Falan djskskslsl :lol:

Dün o kadar heveslenip konuştular ama o saatlerde Ay boşluktaydı hhhddhjj

Bazen neden bu haldeler diye düşünüyorum bulamıyorum ha bide bazı kristalcılar bide auranın ve çakraların allahla ilgilisi olduğuna inanıyorlar cidden

Ve bu arada ayın boşlukta olması sinir bozucu değil mi ? reptilianlar griler melekler ve yahudilerden sonra en kötü şeylerden birisi ayın boşlukta olması bence
 
CinnamonCake said:
Pammy said:
Esenlikler,

Bir kartı günler boyunca farklı okumalarda tekrar tekrar çekmeyi nasıl yorumluyorsunuz?

Genelde çok derin bir konu değilse bir soruya odaklanıp iki kart çekerim. Son yaptığım dört iki kartlık okumalarda çektiğim iki karttan biri hep kılıç asıydı. 78 karttan 1 tanesini bu oranda çekme şansı yirmi binde bir falan. Sadece iki kartlık okumalarda değil, son günlerdeki istisnasız her okumada karşıma Kılıç Ası çıkıyor.

Baskın bir hava elementim var bu yüzden Kılıçlar serisini diğerlerinden daha sık çekiyorum genelde de. Ama bu farklı, sürekli aynı kart. Ben iki yorum yaptım: Yaklaşan henüz ne olduğu hakkında bir fikrim olmayan mücadeleye karşı çok büyük bir uyarı veya bir şeylere acilen başlamam gerektiği ki başlamam gereken şey ne olabilir emin değilim. Ne düşünüyorsunuz?

İyi akşamlar.

Bir şeyi gözünüzden kaçırıyorsunuz muhtemelen ve onu vurguluyor. Ne soru sorarak okuma yaptığınızı bilmediğim için bundan fazla bir şey söyleyemem kendi adıma.

Örnek verecek olursam, belirli bi konu hakkında okuma yapıp duruyordum. Ölüm kartı gelip duruyordu bana da. İşler değişti, sorduğum sorunun anlamı kalmadı ve vurgulanan şey bulunduğum fazın zaten kapanacağıydı. Kapanmış bir fazdan geleceğe götürülecek başlangıç enerjisi yoktur. Kılıç Ası dikkatinizi yeniliğe, bir habere, sosyal medyaya, rasyonel düşünceye, iletişime çekmek istiyor olabilir. Sorduğunuz soru duygusal bir enerji taşıyorsa mantıklı bakmaya davet ediyor olabilir duygusallığın aksine. Ya da sorduğunuz soru hakkında size bir bilgi gelecektir henüz bilmediğiniz ve işleri netleştirecek olan. Bunu vurguluyordur.

Sorduğunuz sorular hakkında fikrim olmadığı için Kılıç Ası’nın Lord Azazel’in kartı olduğunu da ekleyeyim.
Esenlikler,

Bir SS'e doğum haritamızı okumada yardımcı olması için göndermemiz sorun teşkil eder mi? Etmez ise yardımcı olabilir misiniz veya yardımcı olabilecek biri var mıdır?
 
Bir fiziksel gezegensel kare yapıldığında büyünün haritamızdaki o gezegenden etkileneceğini varsayarak yapıyorum. Bu varsayımın doğruluğu hakkında bilginiz veya fikriniz var mı?

Kolay para için Jüpiter karesi yapan kişiye bu para; Jüpiteri 8. evdeyse miras yoluyla, 7. evdeyse eşi/partneri aracılığıyla, 5. evde şans oyunlarıyla, 4. evde ailesi aracılığıyla gelmesi bana mantıklı geliyor.

Sizce alakasız mı yoksa mümkün mü?
 
CinnamonCake said:
Peace of the Dark said:
Pammy said:
Yeni Çağcılar günlerdir bugün için kafa ütülüyorlar. Sebebi de 2.2.22 tarihi olması. Bugün 02.02, 22.22, 20.22 gibi saatlerde bir sürü ritüel yapılacak. Melek sayısı saçmalığı. Ne astrolojik bir dayanağı var, ne numerolojik. Puff.
Çift saatlere de inanıyordur onlar.
02:02 - Seni Düşünüyor
03:03 - Kahve İçmek İstiyor
Falan djskskslsl :lol:

Dün o kadar heveslenip konuştular ama o saatlerde Ay boşluktaydı hhhddhjj
Esenlikler,

Persona Charts hakkında, türleri ve kişiliğe olan etkilerinden bahsetmeniz mümkün mü? Mesela Moon Persona Chart'a göre 3.evde stelyumum var. Bu ne etki yaratır?
 
Baroness Blossom said:
CinnamonCake said:
Peace of the Dark said:
Çift saatlere de inanıyordur onlar.
02:02 - Seni Düşünüyor
03:03 - Kahve İçmek İstiyor
Falan djskskslsl :lol:

Dün o kadar heveslenip konuştular ama o saatlerde Ay boşluktaydı hhhddhjj

Bazen neden bu haldeler diye düşünüyorum bulamıyorum ha bide bazı kristalcılar bide auranın ve çakraların allahla ilgilisi olduğuna inanıyorlar cidden

Ve bu arada ayın boşlukta olması sinir bozucu değil mi ? reptilianlar griler melekler ve yahudilerden sonra en kötü şeylerden birisi ayın boşlukta olması bence

Lord Sorath Ay’ın boşluktaki zamanını yönetiyor… Çarpılmayasın… ^^^

Benim bi arkadaşım esmalarla çakralarının açıldığını söylemişti ahahah.
 
unforgiven said:
CinnamonCake said:
Peace of the Dark said:
Çift saatlere de inanıyordur onlar.
02:02 - Seni Düşünüyor
03:03 - Kahve İçmek İstiyor
Falan djskskslsl :lol:

Dün o kadar heveslenip konuştular ama o saatlerde Ay boşluktaydı hhhddhjj
Esenlikler,

Persona Charts hakkında, türleri ve kişiliğe olan etkilerinden bahsetmeniz mümkün mü? Mesela Moon Persona Chart'a göre 3.evde stelyumum var. Bu ne etki yaratır?

Ben ona bakmıştım önceden fakat o teknikleri derinlemesine incelemedim. İstatistiğim yok elimde. Hoş, ben kimim ki ama işte, belirtmek istedim.
 
CinnamonCake said:
Baroness Blossom said:
CinnamonCake said:
Dün o kadar heveslenip konuştular ama o saatlerde Ay boşluktaydı hhhddhjj

Bazen neden bu haldeler diye düşünüyorum bulamıyorum ha bide bazı kristalcılar bide auranın ve çakraların allahla ilgilisi olduğuna inanıyorlar cidden

Ve bu arada ayın boşlukta olması sinir bozucu değil mi ? reptilianlar griler melekler ve yahudilerden sonra en kötü şeylerden birisi ayın boşlukta olması bence

Lord Sorath Ay’ın boşluktaki zamanını yönetiyor… Çarpılmayasın… ^^^

Benim bi arkadaşım esmalarla çakralarının açıldığını söylemişti ahahah.

Dhdgfdndh de nasıl yani lord sorath ayın boşlukta olma durumunu seviyor mu ? Anlamadım

nE ? Şimdi çakralar islamiyette çakralar bildiğimiz enerji merkezlerim olan çakraları islamiyetle geliştirmek ? Hımm çakralarına aşırı derece zarar veriyorlardır kesin
 
CinnamonCake said:
...
Benim bi arkadaşım esmalarla çakralarının açıldığını söylemişti ahahah.

Esma-ül Hüsna mantralardan ve Tanrıların isimlerinden çalıntı olduğu için doğru söylemiş. Enerjisini sürüngenlere gönderip kalanıyla azıcık, miniminnacık gelişme elde etmek isteyen varsa buyursun yapsın.
 
Baroness Blossom said:
CinnamonCake said:
Baroness Blossom said:
Bazen neden bu haldeler diye düşünüyorum bulamıyorum ha bide bazı kristalcılar bide auranın ve çakraların allahla ilgilisi olduğuna inanıyorlar cidden

Ve bu arada ayın boşlukta olması sinir bozucu değil mi ? reptilianlar griler melekler ve yahudilerden sonra en kötü şeylerden birisi ayın boşlukta olması bence

Lord Sorath Ay’ın boşluktaki zamanını yönetiyor… Çarpılmayasın… ^^^

Benim bi arkadaşım esmalarla çakralarının açıldığını söylemişti ahahah.

Dhdgfdndh de nasıl yani lord sorath ayın boşlukta olma durumunu seviyor mu ? Anlamadım

nE ? Şimdi çakralar islamiyette çakralar bildiğimiz enerji merkezlerim olan çakraları islamiyetle geliştirmek ? Hımm çakralarına aşırı derece zarar veriyorlardır kesin

Ay’ın boşlukta olması kafada nasıl canlanıyor bilmiyorum ama öcü değil. Ay’ın o an hiçbir gezegenle ana açılardan birini yapmıyor olması demek. Ay yalnız kalıyor, tek başına ilerliyor, enerjisini paylaşamıyor ve aktaramıyor. Bu yani. Hatta haritalarınıza bakın, kiminizin Ay’ı boşluktadır doğum anında. Bu kişi duygularını içinde yaşamak zorunda kalır, aktaramaz. Genel olarak Ay konularıyla alakalı sıkıntıları olabilir yani; geçmiş, anne, duygular, hafıza, domestik konular, kadınlar vs. Ve sadece Ay değil, başka gezegenler de boşlukta olabilir. Bu da yine o gezegen konularında sorunlar yaratır çünkü boşluktaki gezegen iletişim kuramaz, olay örgüsü gelişmez, yalnızdır.
 
Pammy said:
CinnamonCake said:
...
Benim bi arkadaşım esmalarla çakralarının açıldığını söylemişti ahahah.

Esma-ül Hüsna mantralardan ve Tanrıların isimlerinden çalıntı olduğu için doğru söylemiş. Enerjisini sürüngenlere gönderip kalanıyla azıcık, miniminnacık gelişme elde etmek isteyen varsa buyursun yapsın.

Doğru söylemedi çünkü çakraları açılmadı. O öyle zannediyordu. Mantığının çalıntı olması esmaların çakraları temizlediğini, güçlendirdiğini göstermez. Esmalar güç kelimeleri değil. Sadece Inanna dediğinizde bile Boğaz çakrası için gerekli titreşimi yapmış olmuyorsunuz. Inanna’nın harfleri tek tek titretiliyor farkındaysanız. Bu durumda JoS’ın tüm rünik ve Sanskritçe güç kelimelerini titretme öğretisini ciddiye almamış oluyorsunuz. Ayrıca “zikir”lerle afirmasyon yapmak, aurayı kodlamak farklıdır, çakraları açmak farklıdır hanımefendi. Burada kurduğunuz mantık benim mantığıma aykırı. Dolayısıyla örnekleriyle açıklamasını yaparsanız iyi olur. Yoga yapmak yerine namaz kılınabilir çünkü ikisinin amacı da aynı diyenlere malzeme veriyorsunuz.

Çakralar esmalarla az da olsa açılabilir diyen varsa bu iddiasını bu postun altında açıklasın. Bekliyorum.
 
CinnamonCake said:
Doğru söylemedi çünkü çakraları açılmadı. O öyle zannediyordu. Mantığının çalıntı olması esmaların çakraları temizlediğini, güçlendirdiğini göstermez. Esmalar güç kelimeleri değil. Sadece Inanna dediğinizde bile Boğaz çakrası için gerekli titreşimi yapmış olmuyorsunuz. Inanna’nın harfleri tek tek titretiliyor farkındaysanız. Bu durumda JoS’ın tüm rünik ve Sanskritçe güç kelimelerini titretme öğretisini ciddiye almamış oluyorsunuz. Ayrıca “zikir”lerle afirmasyon yapmak, aurayı kodlamak farklıdır, çakraları açmak farklıdır hanımefendi. Burada kurduğunuz mantık benim mantığıma aykırı. Dolayısıyla örnekleriyle açıklamasını yaparsanız iyi olur. Yoga yapmak yerine namaz kılınabilir çünkü ikisinin amacı da aynı diyenlere malzeme veriyorsunuz.

Çakralar esmalarla az da olsa açılabilir diyen varsa bu iddiasını bu postun altında açıklasın. Bekliyorum.

Judaic ibadetlerin ''kötü'' veya ''zararlı'' olmasının nedeni enerjiden yoksun olmaları değil. Enerjiyi düşmana yönlendirmeleri. Eğer o dinler ve ibadetler centil ruhuna uygunsuz ve yabancı olsaydı, dinler bu kadar yayılamazlardı. Bu yüzden bilgi çıkarıldı, zayıflatılmış yöntem ve kendilerine yarayan bir sistemle aktarıldı.

Türkiye'de yaşadığımıza göre Kuran okumayı ve namaz kılmayı küçükken aile/kurs aracılığıyla öğrenmiş olabilirsiniz. Öğrenmediyseniz de duyduğunuzu varsayıyorum, duymadıysanız benim söylediklerime güvenmeniz gerekecek.

''Neden ezan, namaz anlamadığımız halde Arapça? Türkçe okusak olmaz mı? Neden Türkçe ezanı bu kadar mesele ediyorlar?'' Her lise din dersinde sorulmuştur.

Cevap: Sen anlamasan da ruhun anlıyor, ruhuna iyi geliyor.

Çünkü olayı ses/titreşimlerde.

Küçükken bir akrabamın Kuran okumayı öğretmeye çalıştığını hatırlıyorum. ''K'', ''Ğ'' ve ''H'' arası harfler vardı. Söyleyemezdim. Ağlatana kadar o sesi çıkarttırmaya çalışırlardı. Çünkü gerçekten olay anlamında değil, titreşiminde.

Namaz kılarken zihnin boş olması gerekir. ''Huşu'' içinde olmak amaçlanır. ''Namaz kılıyor ama aklı ocaktaki yemekte, elektrik faturasında. Bu namaz mı şimdi?'' Bunu da çok kez duydum. İnsanların namaz kılarken zihinlerini boşaltmasını (boşluk meditasyonu), huşu içinde olmalarını (transa girmek) amaçlıyorlar.

Ama nedenini söylemiyorlar. Bu şekilde ruhun yin tarafına ulaşılacağını anlatmıyorlar. Doğru titreşimlerin ruhu etkileyeceğini biliyorlar ama bunu Allah'a ibadet etmek için yapıyorlar.

Eğer bu ibadetlerle hiç enerji yükseltilmeseydi, düşmana yönlendirecek enerji de olmazdı. Bunun yerine titreşimi, yogayı, mantraları asıl anlamından kopararak sunuyorlar ki sadece kendilerine sadık olan köleler odaklanarak, zihnini boşaltarak, doğru bir şekilde yapsın ve enerjileri onlara gitsin.

Çakra nedir? Ruhun 7 kilit noktası. Mantra, yoga, meditasyon niye yapıyoruz? Ruhaniyetimizi geliştirmek için. Düşman ne istiyor? Onlara enerji kaynağı olmamızı ama aynı zamanda cahil olmamızı.

Cahil olma kısmını bütün ama bütün ruhani bilgiyi yok ederek sağlayabilirlerdi. Ama bu kimin işine yarayacaktı ki? Mantra ve yoganın namaz ve zikir'e dönüştürülmüş olmasının bir sebebi olmak zorunda.

Niye namaz kılmak emrediliyor? Makyavelist bir bağlamda çıkarları ne? Spor yapalım diye mi? Eğilip kalkarak onları eğlendirelim diye mi? Hayır, enerji için. Ee nereden gelecek bu enerji? Ruhtan. Çakra neydi? Ruhun 7 ana noktası. Namaz ve zikirin kaynağı olan yoga ve mantraların amacı ne?

Siz çakralarınızı nasıl açıyorsunuz? Mantralarla. Spesifik olarak gezegen konumları sebebiyle belli günlerde, belli sayılarda, belli mantralarla. Belli günlerde (kadir gecesi vesaire), belli sayılarda (33, 99...), belli sesleri çıkarmak (şu gecede Allah'ın şu ismini şu kadar zikir çekenin günahları affolunur, cennete girer, 100000 sevap yazılır) üstelik bunu mantralardan çalınmış kelimelerle yapmak gerçekten çakralara etki etmiyor olabilir mi?

Çakrayı tamamen açar gibi bir düşünceye sebep olduysam benim hatam ama azıcık ve miniminnacık kelimelerini özellikle bunu engellemek için vurgulamıştım.
 
Pammy said:
Judaic ibadetlerin ''kötü'' veya ''zararlı'' olmasının nedeni enerjiden yoksun olmaları değil. Enerjiyi düşmana yönlendirmeleri. Eğer o dinler ve ibadetler centil ruhuna uygunsuz ve yabancı olsaydı, dinler bu kadar yayılamazlardı. Bu yüzden bilgi çıkarıldı, zayıflatılmış yöntem ve kendilerine yarayan bir sistemle aktarıldı.

Türkiye'de yaşadığımıza göre Kuran okumayı ve namaz kılmayı küçükken aile/kurs aracılığıyla öğrenmiş olabilirsiniz. Öğrenmediyseniz de duyduğunuzu varsayıyorum, duymadıysanız benim söylediklerime güvenmeniz gerekecek.

''Neden ezan, namaz anlamadığımız halde Arapça? Türkçe okusak olmaz mı? Neden Türkçe ezanı bu kadar mesele ediyorlar?'' Her lise din dersinde sorulmuştur.

Cevap: Sen anlamasan da ruhun anlıyor, ruhuna iyi geliyor.

Çünkü olayı ses/titreşimlerde.

Küçükken bir akrabamın Kuran okumayı öğretmeye çalıştığını hatırlıyorum. ''K'', ''Ğ'' ve ''H'' arası harfler vardı. Söyleyemezdim. Ağlatana kadar o sesi çıkarttırmaya çalışırlardı. Çünkü gerçekten olay anlamında değil, titreşiminde.

Namaz kılarken zihnin boş olması gerekir. ''Huşu'' içinde olmak amaçlanır. ''Namaz kılıyor ama aklı ocaktaki yemekte, elektrik faturasında. Bu namaz mı şimdi?'' Bunu da çok kez duydum. İnsanların namaz kılarken zihinlerini boşaltmasını (boşluk meditasyonu), huşu içinde olmalarını (transa girmek) amaçlıyorlar.

Ama nedenini söylemiyorlar. Bu şekilde ruhun yin tarafına ulaşılacağını anlatmıyorlar. Doğru titreşimlerin ruhu etkileyeceğini biliyorlar ama bunu Allah'a ibadet etmek için yapıyorlar.

Eğer bu ibadetlerle hiç enerji yükseltilmeseydi, düşmana yönlendirecek enerji de olmazdı. Bunun yerine titreşimi, yogayı, mantraları asıl anlamından kopararak sunuyorlar ki sadece kendilerine sadık olan köleler odaklanarak, zihnini boşaltarak, doğru bir şekilde yapsın ve enerjileri onlara gitsin.

Çakra nedir? Ruhun 7 kilit noktası. Mantra, yoga, meditasyon niye yapıyoruz? Ruhaniyetimizi geliştirmek için. Düşman ne istiyor? Onlara enerji kaynağı olmamızı ama aynı zamanda cahil olmamızı.

Cahil olma kısmını bütün ama bütün ruhani bilgiyi yok ederek sağlayabilirlerdi. Ama bu kimin işine yarayacaktı ki? Mantra ve yoganın namaz ve zikir'e dönüştürülmüş olmasının bir sebebi olmak zorunda.

Niye namaz kılmak emrediliyor? Makyavelist bir bağlamda çıkarları ne? Spor yapalım diye mi? Eğilip kalkarak onları eğlendirelim diye mi? Hayır, enerji için. Ee nereden gelecek bu enerji? Ruhtan. Çakra neydi? Ruhun 7 ana noktası. Namaz ve zikirin kaynağı olan yoga ve mantraların amacı ne?

Siz çakralarınızı nasıl açıyorsunuz? Mantralarla. Spesifik olarak gezegen konumları sebebiyle belli günlerde, belli sayılarda, belli mantralarla. Belli günlerde (kadir gecesi vesaire), belli sayılarda (33, 99...), belli sesleri çıkarmak (şu gecede Allah'ın şu ismini şu kadar zikir çekenin günahları affolunur, cennete girer, 100000 sevap yazılır) üstelik bunu mantralardan çalınmış kelimelerle yapmak gerçekten çakralara etki etmiyor olabilir mi?

Çakrayı tamamen açar gibi bir düşünceye sebep olduysam benim hatam ama azıcık ve miniminnacık kelimelerini özellikle bunu engellemek için vurgulamıştım.

Esenlikler,

Bu ibadetlerin enerji yönlendirdiği bir gerçek ve evet, titreşim önemli olsa bile her mantrada bu böyle değil. Gezegensel mantralarda örneğin her harfe vurgu yapıp titretmiyoruz. Bazı harflerde yapıyoruz, bazılarında yapmıyoruz. Bu noktada okunuşun da önemli olduğu noktalar var.

Ancak, bir şeyin enerjisi değiştirilmişse değiştirilmiştir. İnsanların enerji yükseltip vermesini değil, kendi enerjilerini vermelerini istiyorlar. Zaten bu yüzden bir noktada ruhlar yok oluyor. Yahudiler her şeyi bizden alıp bozuyorlar, Altı Köşeli Yıldız da buna dahil. Ancak artık enerjisi, anlamı, sağladığı şey değişti. Bu yüzden Allah da titretilse, Altı Köşeli Yıldız da kullanılsa bu bize bir anlam katmayacaktır, çünkü enerjileri bozuldu. Altın Çağ'da vereceği enerjilerle hiçbir alakası yok bozulmuş şeylerin.

Bu sadece biz Centiller için geçerli de değil. Yahudilerin ritüelleri de antik uygarlıklardan çalınma ancak bu ritüelleri "Reptilleştirdiler". Artık onlara güç sağlayan bir forma sokuldu bunlar. Bir mantra; bozulabilir ve yok edilebilir. Eğer Antik Hintliler ve İskandinavlar gerçek güç sözcüklerini saklayıp kendileriyle birlikte mezara götürmeseydi şu an bizim de kullanacağımız bir güç sözcüğü kalmazdı, çünkü Yahudiler girdikleri yerlerde bunları ters titretip yok ediyorlar. Şu an kullandığımız Sanskritçe mantralar ve İskandinav rünleri sadece bir ayna görevi görüyor, asıl güç sözcükleri yerine bunları kullanarak enerji arasında bir bağlantı kuruyoruz, ancak kendi başlarına bir anlamı olmadığı için ve sadece aracı oldukları için Yahudiler de hâliyle yok edemiyor.

Eğer bir şey yok edilmemişse ya saklanmıştır ve yerine ayna görevi gören sözcükler getirilmiştir, ya da bozulmuştur. Yani bunun pek bir orta yolu yok.

İyi günler.
 
Pammy said:
CinnamonCake said:
Doğru söylemedi çünkü çakraları açılmadı. O öyle zannediyordu. Mantığının çalıntı olması esmaların çakraları temizlediğini, güçlendirdiğini göstermez. Esmalar güç kelimeleri değil. Sadece Inanna dediğinizde bile Boğaz çakrası için gerekli titreşimi yapmış olmuyorsunuz. Inanna’nın harfleri tek tek titretiliyor farkındaysanız. Bu durumda JoS’ın tüm rünik ve Sanskritçe güç kelimelerini titretme öğretisini ciddiye almamış oluyorsunuz. Ayrıca “zikir”lerle afirmasyon yapmak, aurayı kodlamak farklıdır, çakraları açmak farklıdır hanımefendi. Burada kurduğunuz mantık benim mantığıma aykırı. Dolayısıyla örnekleriyle açıklamasını yaparsanız iyi olur. Yoga yapmak yerine namaz kılınabilir çünkü ikisinin amacı da aynı diyenlere malzeme veriyorsunuz.

Çakralar esmalarla az da olsa açılabilir diyen varsa bu iddiasını bu postun altında açıklasın. Bekliyorum.

Judaic ibadetlerin ''kötü'' veya ''zararlı'' olmasının nedeni enerjiden yoksun olmaları değil. Enerjiyi düşmana yönlendirmeleri. Eğer o dinler ve ibadetler centil ruhuna uygunsuz ve yabancı olsaydı, dinler bu kadar yayılamazlardı. Bu yüzden bilgi çıkarıldı, zayıflatılmış yöntem ve kendilerine yarayan bir sistemle aktarıldı.

Türkiye'de yaşadığımıza göre Kuran okumayı ve namaz kılmayı küçükken aile/kurs aracılığıyla öğrenmiş olabilirsiniz. Öğrenmediyseniz de duyduğunuzu varsayıyorum, duymadıysanız benim söylediklerime güvenmeniz gerekecek.

''Neden ezan, namaz anlamadığımız halde Arapça? Türkçe okusak olmaz mı? Neden Türkçe ezanı bu kadar mesele ediyorlar?'' Her lise din dersinde sorulmuştur.

Cevap: Sen anlamasan da ruhun anlıyor, ruhuna iyi geliyor.

Çünkü olayı ses/titreşimlerde.

Küçükken bir akrabamın Kuran okumayı öğretmeye çalıştığını hatırlıyorum. ''K'', ''Ğ'' ve ''H'' arası harfler vardı. Söyleyemezdim. Ağlatana kadar o sesi çıkarttırmaya çalışırlardı. Çünkü gerçekten olay anlamında değil, titreşiminde.

Namaz kılarken zihnin boş olması gerekir. ''Huşu'' içinde olmak amaçlanır. ''Namaz kılıyor ama aklı ocaktaki yemekte, elektrik faturasında. Bu namaz mı şimdi?'' Bunu da çok kez duydum. İnsanların namaz kılarken zihinlerini boşaltmasını (boşluk meditasyonu), huşu içinde olmalarını (transa girmek) amaçlıyorlar.

Ama nedenini söylemiyorlar. Bu şekilde ruhun yin tarafına ulaşılacağını anlatmıyorlar. Doğru titreşimlerin ruhu etkileyeceğini biliyorlar ama bunu Allah'a ibadet etmek için yapıyorlar.

Eğer bu ibadetlerle hiç enerji yükseltilmeseydi, düşmana yönlendirecek enerji de olmazdı. Bunun yerine titreşimi, yogayı, mantraları asıl anlamından kopararak sunuyorlar ki sadece kendilerine sadık olan köleler odaklanarak, zihnini boşaltarak, doğru bir şekilde yapsın ve enerjileri onlara gitsin.

Çakra nedir? Ruhun 7 kilit noktası. Mantra, yoga, meditasyon niye yapıyoruz? Ruhaniyetimizi geliştirmek için. Düşman ne istiyor? Onlara enerji kaynağı olmamızı ama aynı zamanda cahil olmamızı.

Cahil olma kısmını bütün ama bütün ruhani bilgiyi yok ederek sağlayabilirlerdi. Ama bu kimin işine yarayacaktı ki? Mantra ve yoganın namaz ve zikir'e dönüştürülmüş olmasının bir sebebi olmak zorunda.

Niye namaz kılmak emrediliyor? Makyavelist bir bağlamda çıkarları ne? Spor yapalım diye mi? Eğilip kalkarak onları eğlendirelim diye mi? Hayır, enerji için. Ee nereden gelecek bu enerji? Ruhtan. Çakra neydi? Ruhun 7 ana noktası. Namaz ve zikirin kaynağı olan yoga ve mantraların amacı ne?

Siz çakralarınızı nasıl açıyorsunuz? Mantralarla. Spesifik olarak gezegen konumları sebebiyle belli günlerde, belli sayılarda, belli mantralarla. Belli günlerde (kadir gecesi vesaire), belli sayılarda (33, 99...), belli sesleri çıkarmak (şu gecede Allah'ın şu ismini şu kadar zikir çekenin günahları affolunur, cennete girer, 100000 sevap yazılır) üstelik bunu mantralardan çalınmış kelimelerle yapmak gerçekten çakralara etki etmiyor olabilir mi?

Çakrayı tamamen açar gibi bir düşünceye sebep olduysam benim hatam ama azıcık ve miniminnacık kelimelerini özellikle bunu engellemek için vurgulamıştım.
Ben de böyle düşünüyorum. Her şeyin kaynağı titreşim. Müslümanların da bozulmuş olarak titrettikleri, bence çakralarını az da olsa aktif hale getirip belli bir düzeyde enerji üretmesini sağlıyor ve bu enerji tamamıyla all*ha yönlendiriliyor.

Bir inek bakıyorsan, o ineğin süt verimini arttırmak için uğraşırsın. Daha iyi faydalanmak için. Ancak bunu dikkatli bir şekilde yapıyorlar "verimi arttıracağız diye insanları ruhani bir gerçekliğe uyandırmayalım" korkusuyla.

Bu konular son zamanda benim de dikkatimi çekmeye başladı, özellikle titreşim konusu. Bahsettiğiniz ezan olayını da birkaç gündür düşünüyordum. Yalnız değilmişim.
 
Bright Truth said:
Esenlikler,

Bu ibadetlerin enerji yönlendirdiği bir gerçek ve evet, titreşim önemli olsa bile her mantrada bu böyle değil. Gezegensel mantralarda örneğin her harfe vurgu yapıp titretmiyoruz. Bazı harflerde yapıyoruz, bazılarında yapmıyoruz. Bu noktada okunuşun da önemli olduğu noktalar var.

Ancak, bir şeyin enerjisi değiştirilmişse değiştirilmiştir. İnsanların enerji yükseltip vermesini değil, kendi enerjilerini vermelerini istiyorlar. Zaten bu yüzden bir noktada ruhlar yok oluyor. Yahudiler her şeyi bizden alıp bozuyorlar, Altı Köşeli Yıldız da buna dahil. Ancak artık enerjisi, anlamı, sağladığı şey değişti. Bu yüzden Allah da titretilse, Altı Köşeli Yıldız da kullanılsa bu bize bir anlam katmayacaktır, çünkü enerjileri bozuldu. Altın Çağ'da vereceği enerjilerle hiçbir alakası yok bozulmuş şeylerin.

Bu sadece biz Centiller için geçerli de değil. Yahudilerin ritüelleri de antik uygarlıklardan çalınma ancak bu ritüelleri "Reptilleştirdiler". Artık onlara güç sağlayan bir forma sokuldu bunlar. Bir mantra; bozulabilir ve yok edilebilir. Eğer Antik Hintliler ve İskandinavlar gerçek güç sözcüklerini saklayıp kendileriyle birlikte mezara götürmeseydi şu an bizim de kullanacağımız bir güç sözcüğü kalmazdı, çünkü Yahudiler girdikleri yerlerde bunları ters titretip yok ediyorlar. Şu an kullandığımız Sanskritçe mantralar ve İskandinav rünleri sadece bir ayna görevi görüyor, asıl güç sözcükleri yerine bunları kullanarak enerji arasında bir bağlantı kuruyoruz, ancak kendi başlarına bir anlamı olmadığı için ve sadece aracı oldukları için Yahudiler de hâliyle yok edemiyor.

Eğer bir şey yok edilmemişse ya saklanmıştır ve yerine ayna görevi gören sözcükler getirilmiştir, ya da bozulmuştur. Yani bunun pek bir orta yolu yok.

İyi günler.

Zor durumda kalan insanların namaz/zikir gibi şeylere çekilerek ''rahatlamasının'', huzur bulmasının sebebi olarak mevcut olan tek ruhaniyet türünün bozulmuş da olsa, değiştirilmiş de olsa bunlar olduğunu düşünüyordum. İslami ibadetler kişiyi geliştirmez ama birçok insan için ruhaniyetin ve enerjinin kıpırtısını hissedebilecekleri tek şey o ibadetler demek yanlış mı?

İskandinav ve Hintlilerin güç sözcüklerini saklamasını forumlarda, Jos'ta veya başka bir yerde mi okudunuz? Öyleyse ben de göz atmak istiyorum.
 
Bright Truth said:
Pammy said:
Judaic ibadetlerin ''kötü'' veya ''zararlı'' olmasının nedeni enerjiden yoksun olmaları değil. Enerjiyi düşmana yönlendirmeleri. Eğer o dinler ve ibadetler centil ruhuna uygunsuz ve yabancı olsaydı, dinler bu kadar yayılamazlardı. Bu yüzden bilgi çıkarıldı, zayıflatılmış yöntem ve kendilerine yarayan bir sistemle aktarıldı.

Türkiye'de yaşadığımıza göre Kuran okumayı ve namaz kılmayı küçükken aile/kurs aracılığıyla öğrenmiş olabilirsiniz. Öğrenmediyseniz de duyduğunuzu varsayıyorum, duymadıysanız benim söylediklerime güvenmeniz gerekecek.

''Neden ezan, namaz anlamadığımız halde Arapça? Türkçe okusak olmaz mı? Neden Türkçe ezanı bu kadar mesele ediyorlar?'' Her lise din dersinde sorulmuştur.

Cevap: Sen anlamasan da ruhun anlıyor, ruhuna iyi geliyor.

Çünkü olayı ses/titreşimlerde.

Küçükken bir akrabamın Kuran okumayı öğretmeye çalıştığını hatırlıyorum. ''K'', ''Ğ'' ve ''H'' arası harfler vardı. Söyleyemezdim. Ağlatana kadar o sesi çıkarttırmaya çalışırlardı. Çünkü gerçekten olay anlamında değil, titreşiminde.

Namaz kılarken zihnin boş olması gerekir. ''Huşu'' içinde olmak amaçlanır. ''Namaz kılıyor ama aklı ocaktaki yemekte, elektrik faturasında. Bu namaz mı şimdi?'' Bunu da çok kez duydum. İnsanların namaz kılarken zihinlerini boşaltmasını (boşluk meditasyonu), huşu içinde olmalarını (transa girmek) amaçlıyorlar.

Ama nedenini söylemiyorlar. Bu şekilde ruhun yin tarafına ulaşılacağını anlatmıyorlar. Doğru titreşimlerin ruhu etkileyeceğini biliyorlar ama bunu Allah'a ibadet etmek için yapıyorlar.

Eğer bu ibadetlerle hiç enerji yükseltilmeseydi, düşmana yönlendirecek enerji de olmazdı. Bunun yerine titreşimi, yogayı, mantraları asıl anlamından kopararak sunuyorlar ki sadece kendilerine sadık olan köleler odaklanarak, zihnini boşaltarak, doğru bir şekilde yapsın ve enerjileri onlara gitsin.

Çakra nedir? Ruhun 7 kilit noktası. Mantra, yoga, meditasyon niye yapıyoruz? Ruhaniyetimizi geliştirmek için. Düşman ne istiyor? Onlara enerji kaynağı olmamızı ama aynı zamanda cahil olmamızı.

Cahil olma kısmını bütün ama bütün ruhani bilgiyi yok ederek sağlayabilirlerdi. Ama bu kimin işine yarayacaktı ki? Mantra ve yoganın namaz ve zikir'e dönüştürülmüş olmasının bir sebebi olmak zorunda.

Niye namaz kılmak emrediliyor? Makyavelist bir bağlamda çıkarları ne? Spor yapalım diye mi? Eğilip kalkarak onları eğlendirelim diye mi? Hayır, enerji için. Ee nereden gelecek bu enerji? Ruhtan. Çakra neydi? Ruhun 7 ana noktası. Namaz ve zikirin kaynağı olan yoga ve mantraların amacı ne?

Siz çakralarınızı nasıl açıyorsunuz? Mantralarla. Spesifik olarak gezegen konumları sebebiyle belli günlerde, belli sayılarda, belli mantralarla. Belli günlerde (kadir gecesi vesaire), belli sayılarda (33, 99...), belli sesleri çıkarmak (şu gecede Allah'ın şu ismini şu kadar zikir çekenin günahları affolunur, cennete girer, 100000 sevap yazılır) üstelik bunu mantralardan çalınmış kelimelerle yapmak gerçekten çakralara etki etmiyor olabilir mi?

Çakrayı tamamen açar gibi bir düşünceye sebep olduysam benim hatam ama azıcık ve miniminnacık kelimelerini özellikle bunu engellemek için vurgulamıştım.

Esenlikler,

Bu ibadetlerin enerji yönlendirdiği bir gerçek ve evet, titreşim önemli olsa bile her mantrada bu böyle değil. Gezegensel mantralarda örneğin her harfe vurgu yapıp titretmiyoruz. Bazı harflerde yapıyoruz, bazılarında yapmıyoruz. Bu noktada okunuşun da önemli olduğu noktalar var.

Ancak, bir şeyin enerjisi değiştirilmişse değiştirilmiştir. İnsanların enerji yükseltip vermesini değil, kendi enerjilerini vermelerini istiyorlar. Zaten bu yüzden bir noktada ruhlar yok oluyor. Yahudiler her şeyi bizden alıp bozuyorlar, Altı Köşeli Yıldız da buna dahil. Ancak artık enerjisi, anlamı, sağladığı şey değişti. Bu yüzden Allah da titretilse, Altı Köşeli Yıldız da kullanılsa bu bize bir anlam katmayacaktır, çünkü enerjileri bozuldu. Altın Çağ'da vereceği enerjilerle hiçbir alakası yok bozulmuş şeylerin.

Bu sadece biz Centiller için geçerli de değil. Yahudilerin ritüelleri de antik uygarlıklardan çalınma ancak bu ritüelleri "Reptilleştirdiler". Artık onlara güç sağlayan bir forma sokuldu bunlar. Bir mantra; bozulabilir ve yok edilebilir. Eğer Antik Hintliler ve İskandinavlar gerçek güç sözcüklerini saklayıp kendileriyle birlikte mezara götürmeseydi şu an bizim de kullanacağımız bir güç sözcüğü kalmazdı, çünkü Yahudiler girdikleri yerlerde bunları ters titretip yok ediyorlar. Şu an kullandığımız Sanskritçe mantralar ve İskandinav rünleri sadece bir ayna görevi görüyor, asıl güç sözcükleri yerine bunları kullanarak enerji arasında bir bağlantı kuruyoruz, ancak kendi başlarına bir anlamı olmadığı için ve sadece aracı oldukları için Yahudiler de hâliyle yok edemiyor.

Eğer bir şey yok edilmemişse ya saklanmıştır ve yerine ayna görevi gören sözcükler getirilmiştir, ya da bozulmuştur. Yani bunun pek bir orta yolu yok.

İyi günler.

Hımm iskandinavlar ve hintliler mezara götürdülerse o zaman tanrılar bize o sözcükleri tekrar veremezler mi ?
 
Pammy said:
CinnamonCake said:
Doğru söylemedi çünkü çakraları açılmadı. O öyle zannediyordu. Mantığının çalıntı olması esmaların çakraları temizlediğini, güçlendirdiğini göstermez. Esmalar güç kelimeleri değil. Sadece Inanna dediğinizde bile Boğaz çakrası için gerekli titreşimi yapmış olmuyorsunuz. Inanna’nın harfleri tek tek titretiliyor farkındaysanız. Bu durumda JoS’ın tüm rünik ve Sanskritçe güç kelimelerini titretme öğretisini ciddiye almamış oluyorsunuz. Ayrıca “zikir”lerle afirmasyon yapmak, aurayı kodlamak farklıdır, çakraları açmak farklıdır hanımefendi. Burada kurduğunuz mantık benim mantığıma aykırı. Dolayısıyla örnekleriyle açıklamasını yaparsanız iyi olur. Yoga yapmak yerine namaz kılınabilir çünkü ikisinin amacı da aynı diyenlere malzeme veriyorsunuz.

Çakralar esmalarla az da olsa açılabilir diyen varsa bu iddiasını bu postun altında açıklasın. Bekliyorum.

Judaic ibadetlerin ''kötü'' veya ''zararlı'' olmasının nedeni enerjiden yoksun olmaları değil. Enerjiyi düşmana yönlendirmeleri. Eğer o dinler ve ibadetler centil ruhuna uygunsuz ve yabancı olsaydı, dinler bu kadar yayılamazlardı. Bu yüzden bilgi çıkarıldı, zayıflatılmış yöntem ve kendilerine yarayan bir sistemle aktarıldı.

Türkiye'de yaşadığımıza göre Kuran okumayı ve namaz kılmayı küçükken aile/kurs aracılığıyla öğrenmiş olabilirsiniz. Öğrenmediyseniz de duyduğunuzu varsayıyorum, duymadıysanız benim söylediklerime güvenmeniz gerekecek.

''Neden ezan, namaz anlamadığımız halde Arapça? Türkçe okusak olmaz mı? Neden Türkçe ezanı bu kadar mesele ediyorlar?'' Her lise din dersinde sorulmuştur.

Cevap: Sen anlamasan da ruhun anlıyor, ruhuna iyi geliyor.

Çünkü olayı ses/titreşimlerde.

Küçükken bir akrabamın Kuran okumayı öğretmeye çalıştığını hatırlıyorum. ''K'', ''Ğ'' ve ''H'' arası harfler vardı. Söyleyemezdim. Ağlatana kadar o sesi çıkarttırmaya çalışırlardı. Çünkü gerçekten olay anlamında değil, titreşiminde.

Namaz kılarken zihnin boş olması gerekir. ''Huşu'' içinde olmak amaçlanır. ''Namaz kılıyor ama aklı ocaktaki yemekte, elektrik faturasında. Bu namaz mı şimdi?'' Bunu da çok kez duydum. İnsanların namaz kılarken zihinlerini boşaltmasını (boşluk meditasyonu), huşu içinde olmalarını (transa girmek) amaçlıyorlar.

Ama nedenini söylemiyorlar. Bu şekilde ruhun yin tarafına ulaşılacağını anlatmıyorlar. Doğru titreşimlerin ruhu etkileyeceğini biliyorlar ama bunu Allah'a ibadet etmek için yapıyorlar.

Eğer bu ibadetlerle hiç enerji yükseltilmeseydi, düşmana yönlendirecek enerji de olmazdı. Bunun yerine titreşimi, yogayı, mantraları asıl anlamından kopararak sunuyorlar ki sadece kendilerine sadık olan köleler odaklanarak, zihnini boşaltarak, doğru bir şekilde yapsın ve enerjileri onlara gitsin.

Çakra nedir? Ruhun 7 kilit noktası. Mantra, yoga, meditasyon niye yapıyoruz? Ruhaniyetimizi geliştirmek için. Düşman ne istiyor? Onlara enerji kaynağı olmamızı ama aynı zamanda cahil olmamızı.

Cahil olma kısmını bütün ama bütün ruhani bilgiyi yok ederek sağlayabilirlerdi. Ama bu kimin işine yarayacaktı ki? Mantra ve yoganın namaz ve zikir'e dönüştürülmüş olmasının bir sebebi olmak zorunda.

Niye namaz kılmak emrediliyor? Makyavelist bir bağlamda çıkarları ne? Spor yapalım diye mi? Eğilip kalkarak onları eğlendirelim diye mi? Hayır, enerji için. Ee nereden gelecek bu enerji? Ruhtan. Çakra neydi? Ruhun 7 ana noktası. Namaz ve zikirin kaynağı olan yoga ve mantraların amacı ne?

Siz çakralarınızı nasıl açıyorsunuz? Mantralarla. Spesifik olarak gezegen konumları sebebiyle belli günlerde, belli sayılarda, belli mantralarla. Belli günlerde (kadir gecesi vesaire), belli sayılarda (33, 99...), belli sesleri çıkarmak (şu gecede Allah'ın şu ismini şu kadar zikir çekenin günahları affolunur, cennete girer, 100000 sevap yazılır) üstelik bunu mantralardan çalınmış kelimelerle yapmak gerçekten çakralara etki etmiyor olabilir mi?

Çakrayı tamamen açar gibi bir düşünceye sebep olduysam benim hatam ama azıcık ve miniminnacık kelimelerini özellikle bunu engellemek için vurgulamıştım.

Açıklamanız için teşekkürler.

Aradığım örneklendirmeli cevabı alamadım. Hangi esma hangi çakra için işe yarıyor ve kök sesleri nedir gibi örnekler vermemişsiniz.

İnsan çakralarını açmadan da bir varlığa enerji gönderebilir. Bunun için sadece yaşıyor olması yeterli, neticede herkesin bir yaşam gücü var. Kaldı ki eğer enerji göndermek için bahsettiğiniz gibi çakralarını açıyor olsalardı bu pratik yeni çağ akımlarıyla popüler olmuş bir pratik olmazdı. Çakra nedir bilen yoktu. Bundan öncesinde sadece namaz kılarak enerji gönderiyorlardı. Namazda iddia ettiğinize göre yogaya benzer bir çakra uyarımı mevcut. Bilinçli olmadan çakralarını uyarıp, bir de üstüne iddia ettiğiniz gibi güçlendirip o enerjilerini de allaha falan aktarıyorlarmış. İşin aslının böyle olmadığını düşünüyorum. Zihin sadece programlanarak bile belli bir enerji alanı yaratır. Buradaki ipucu çakraların açılması veya güçlenmesi değil, zihnin programlanması. Namaz gibi şeyler zihni ritüele odaklar sadece. Bunu da Güneş’in hareketlerine göre yapar. Yani güç saatleri vardır dünyanın.

Kaldı ki çakralarının açıldığını iddia edenlere baktınız mı hiç? Açılmışa benziyor mu? Arkadaşımın da miniminnacık da olsa çakralarının açıldığı yoktu, siz her ne kadar bunun olabileceğine inansanız da. Dinlediği şeylerden etkilenmişti, bunun olduğuna kendini inandırmıştı. Yaşadığı şeyleri ben biliyorum, güçlenmiyordu kendisi. Aksine, her günü daha kötüye gidiyordu.

Neyse, internetten çok rahat bulabiliyorum hangi esmanın hangi çakrayı güçlendirdiğini. Ve bu seslerin bizim kullandıklarımızla yakın olmadığını, bazıları içinde bazı harflerinin aynı olduğunu görüyorum. Bahsettiğiniz şey anlam değil de bu ise, o zaman buraya uğrayan birçok SS olmayan kişi gidip onları test edecektir. Ve bu da onların hakkıdır. Çünkü işe yaradıklarına dair onay aldılar.
 
Yüksek Rahip’e sordum bu esmalarla çakraların açılma konusunu. Onun cevabına göre bu konu açıklığa kavuşur. Ben benim mantığıma uymayan bir şeyi söyledim fakat yanlış bilgi yaymak istemem.
 
Pammy said:
Zor durumda kalan insanların namaz/zikir gibi şeylere çekilerek ''rahatlamasının'', huzur bulmasının sebebi olarak mevcut olan tek ruhaniyet türünün bozulmuş da olsa, değiştirilmiş de olsa bunlar olduğunu düşünüyordum. İslami ibadetler kişiyi geliştirmez ama birçok insan için ruhaniyetin ve enerjinin kıpırtısını hissedebilecekleri tek şey o ibadetler demek yanlış mı?

İskandinav ve Hintlilerin güç sözcüklerini saklamasını forumlarda, Jos'ta veya başka bir yerde mi okudunuz? Öyleyse ben de göz atmak istiyorum.

Esenlikler,

Bir kardeşimiz de gri enerjiyi kullanarak rahatladığını söylüyordu. Ben ise gri enerjiyi kullandığımda sadece soğuk, depresif, donuk bir hava sezdim, ve JoS'ta söylenen de benimkilerle uygun. Bunlar tamamen psikolojik "rahatlamalar". Yeni meditasyonlara başlamış SS kardeşlerimiz bile başta enerjiyi hissedemiyor, sizce bu insanların cidden hissetmesi ne kadar ruhaniyetle alakalıdır?

Ayrıca bir enerjinin çekilmesi için çakraların enerji yükseltmesine gerek yoktur. Zaten çakraların kendisi enerji kaynağıdır. Örneğin bir psişik vampir, başkasından enerji çekmek için onun çakralarını açmak ve beslemek zorunda kalmaz. Zaten mıknatıs gibidir ve enerjileri bu sayede kaynağından çeker.

---------------

Yüksek Rahip Hoodedcobra666, forumlardaki bir vaazında bahsediyordu.

İyi günler.
 
Baroness Blossom said:
Hımm iskandinavlar ve hintliler mezara götürdülerse o zaman tanrılar bize o sözcükleri tekrar veremezler mi ?

Esenlikler,

Bu sözcüklerin tekrar canlanması için uygun bir zamanda yaşamıyoruz. Yahudi tehdidi hâlâ sürüyor. İleriki bir zamanda olabilir.

İyi günler.
 
CinnamonCake said:
Yüksek Rahip’e sordum bu esmalarla çakraların açılma konusunu. Onun cevabına göre bu konu açıklığa kavuşur. Ben benim mantığıma uymayan bir şeyi söyledim fakat yanlış bilgi yaymak istemem.

Yani açıkçası şahsen tanıdığım ve önemsediğim sizin arkadaşınız gibi biri olmadığı veya kendimle alakalı olmadığı için çok bir şey değiştirmiyor benim için. Doğru bilgi her zaman iyidir. Forumu okuyan SS olmayanları düşünmemiştim. İnandığımdan da değil, Jos Astro'daki ''They often enjoy argument for the sake of argument.'' yerleşiminden geliyor. Bu aralar Astoloji'de gelişmeye taktığım için her şeyi de Astroloji'ye bağlıyorum.
 
CinnamonCake said:
Neyse, internetten çok rahat bulabiliyorum hangi esmanın hangi çakrayı güçlendirdiğini. Ve bu seslerin bizim kullandıklarımızla yakın olmadığını, bazıları içinde bazı harflerinin aynı olduğunu görüyorum. Bahsettiğiniz şey anlam değil de bu ise, o zaman buraya uğrayan birçok SS olmayan kişi gidip onları test edecektir. Ve bu da onların hakkıdır. Çünkü işe yaradıklarına dair onay aldılar.
Burada bir şey söylemek istiyorum ama lütfen yorumum agresif gözükmesin. Bence arkadaşın dediği biraz yanlış noktalara çekildi. Kimse gidip esma mı artık neyse, onu yapma konusunda onay almadı. Oluşan enerjinin de direkt düşman kaynağına gitmesi ve kişinin sömürülmesi üzerine kurulu olduğunu belirtmiş. Buna rağmen gidip esma falan yapanlar hakkı olduğu için değil de aptal oldukları için bunu yapacaklardır.
 
Peace of the Dark said:
CinnamonCake said:
Neyse, internetten çok rahat bulabiliyorum hangi esmanın hangi çakrayı güçlendirdiğini. Ve bu seslerin bizim kullandıklarımızla yakın olmadığını, bazıları içinde bazı harflerinin aynı olduğunu görüyorum. Bahsettiğiniz şey anlam değil de bu ise, o zaman buraya uğrayan birçok SS olmayan kişi gidip onları test edecektir. Ve bu da onların hakkıdır. Çünkü işe yaradıklarına dair onay aldılar.
Burada bir şey söylemek istiyorum ama lütfen yorumum agresif gözükmesin. Bence arkadaşın dediği biraz yanlış noktalara çekildi. Kimse gidip esma mı artık neyse, onu yapma konusunda onay almadı. Oluşan enerjinin de direkt düşman kaynağına gitmesi ve kişinin sömürülmesi üzerine kurulu olduğunu belirtmiş. Buna rağmen gidip esma falan yapanlar hakkı olduğu için değil de aptal oldukları için bunu yapacaklardır.

Agresif de yazabilirsiniz zaten, sorun yok. Onay vermeyi mecazi anlamda söyledim. “Esmalar centil çakralarını -az da olsa- açar” ifadesi esmaların çakraları açtığını ve güçlendirdiğini onaylıyor. Aynı şeyi yahudi kaynaklarındaki itiraflarda bunu biz yapıyoruz. Onay alıyoruz, sağlama yapıyoruz. Biz bunu düşünüyoruz ama bakın, aynı şeyi onlar da itiraf ediyor diyoruz. Onaydan kastım buydu. Benim o eski arkadaşım Pammy’nin bu yazısını görecek olsa “hmm açıyormuş işte, uydurmadım” diyecektir. Ben de şunu söylüyorum kendi mantığımla, hayır çakraları açmaz, güçlendirmez, temizlemez vs ve enerji yollamak için (veya çekim yasasını kullanmak için örneğin) bunu yapmalarına ihtiyaç yoktur. Çakraların açılması demek aynı zamanda doğal bir sonuç olarak bilinç seviyesinin yavaşça yükseliyor olması demek. Kişinin ana enerjileri temizleniyor çünkü. Bilinç seviyesi yükselen insan kendini pil olarak kullandırmaz. Bu benim mantığım. Yanılıyor olabilirim. Önemli olan bilginin doğrusuna ulaşmaktır; benim ya da Pammy’nin haklı olması değil nasılsa.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top