Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Şeytanın Çocuklarından Yardım İsteği

Eureka

New member
Joined
May 5, 2023
Messages
13
Esenlikler Satanik ailem;

Uzun süredir SS’im, forumu ve blogu okuyorum ancak düzenli meditasyon yapamıyorum. Açıkçası 40 günlük meditasyon rutinimi bile bitiremedim. Ruhsal savaşta yer alsam da süreklilik sağlayamadım. Ancak şeytan babamıza, tanrı ve tanrıçalara inancım tam. Kısa ve açık tutmak istiyorum, hayatım belli süredir tepetaklak gidiyor ve son 1 aydır elimdeki her şeyi kaybettim diyebilirim. Sevgilim, ailemle ilişkilerim, akıl sağlığım ve param. Maddi manevi bugüne kadar bildiğim her şey, biliyorum durumumuz Ortaçağ’daki kadar kötü değil ama kendimi öldürmek dışında hiçbir şey düşünemiyorum. Yirmi-yirmi beş yıllık diyebileceğim arkadaşlarım son 1 ayda arkamdan vurdu, neredeyse tüm birikimimi kaybettim, işimde sıkıntı yaşadım, kesin benim dediğim projeler gelmedi. Tamamiyle parasız kaldım, parasız kaldığım için aile bireylerimden bazıları tarafından dışlandım, sevgilim durumumla alay etti, alay ettiği için ayrıldım. Gireceğim sınava çalışamıyorum. Antidepresan ve odaklanma için ilaç aldım bir iki hafta ama bıraktım çünkü iyi gelmiyordu. Hiçbir şey değişmiyor, sadece daha kötüye gidiyor. Bugün ağlamak dışında hiçbir şey yapamadım. Ki normalde, ofis işleri+gönüllülük işleri+dil öğrenme+spor ve meditasyon yapan birisiyim. Ancak sıfırım. Sadece ölmek istiyorum,

Yine de sizlerden alacağım her tavsiyeye uyacağım, açıkçası burası yardım alabileceğim son durak, etkisini hızlı bir şekilde görebileceğim bir çalışmaya ihtiyacım var, biraz da umuda. Cevaplarınızı merak ediyorum..
 
Öncelikle çok geçmiş olsun. Dilerim ki durumunu en kısa sürede düzeltirsin.

Öncelikle verebileceğim ilk tavsiye sabredip umudunu kaybetmemen olacaktır. Bunu başardıktan sonra Jüpiter karesini şans ve mutluluk elde etmek için kullanabilirsin. Muhtemelen çizelgenin en kötü geçişlerini yaşıyorsun ama unutma düşüş yaşadığımız dönemlerde ani yükselişlerde olur.

Diğer kardeşlerimde sana kendi tavsiyelerini verecektir, sende olaylar ve yapabileceklerin üzerinde iyice bir düşün planını yap. İntiharı seçenek olarak bile düşünme cefası çekilemeyecek kadar ağır.
 
Esenlikler,

Dünyanız başınıza yıkıldı, neden yeni bir tanesini inşa etmeyip ölesiniz ki?

Sadece yanlış insanlara güvenip sırtınızı dayadınız, bazı şeyler de biraz şanssız gitti. Kaybettiğiniz miktarın katbekat daha fazlasını kazanabilirsiniz, cidden güvenebileceğiniz kişiler ile tanışıp olmak istediğiniz çevreyi oluşturabilirsiniz. İlaçlar ile vücudunuzun hormon dengesini bozmaktansa, meditasyon yaparak rahatlayabilir ve sakinleşebilirsiniz. Bazı şeyleri gözümüzde gereğinden fazla büyütürüz, öyle ki altından kalkamayacağımız bir şey hâline getiririz.

Kendinize gelin ve bir SS olduğunuzu unutmayın, Şeytan'dan olan siz böyle bir şeyin karşısında yılmamalısınız.

Lütfen imzamdaki mail adresimden bana ulaşın ve sizinle bunun hakkında konuşalım, kendinize dikkat edin.

İyi geceler.
 
Dejavu said:
Öncelikle çok geçmiş olsun. Dilerim ki durumunu en kısa sürede düzeltirsin.

Öncelikle verebileceğim ilk tavsiye sabredip umudunu kaybetmemen olacaktır. Bunu başardıktan sonra Jüpiter karesini şans ve mutluluk elde etmek için kullanabilirsin. Muhtemelen çizelgenin en kötü geçişlerini yaşıyorsun ama unutma düşüş yaşadığımız dönemlerde ani yükselişlerde olur.

Diğer kardeşlerimde sana kendi tavsiyelerini verecektir, sende olaylar ve yapabileceklerin üzerinde iyice bir düşün planını yap. İntiharı seçenek olarak bile düşünme cefası çekilemeyecek kadar ağır.


Öncelikle iyi dilekleriniz için teşekkür ederim, yaşanmış olanları değiştiremeyeceğimi kabul edip bir şekilde yeni planlama yaparak devam etmem gerekiyor. Evet; bu yaşadıklarım hayatımdaki tüm kötü olasılıkların birleşimi oldu ve bir ay kadar kısa bir zaman içinde hepsini yaşamış olmam gerçekten yordu. Perşembe günü, Jüpiter karesine başlayacağım. Bir şeyler daha yazmak isterdim ama şu an elimden bu kadarı geliyor, tekrardan teşekkürler
 
Noctur said:
Esenlikler,

Dünyanız başınıza yıkıldı, neden yeni bir tanesini inşa etmeyip ölesiniz ki?

Sadece yanlış insanlara güvenip sırtınızı dayadınız, bazı şeyler de biraz şanssız gitti. Kaybettiğiniz miktarın katbekat daha fazlasını kazanabilirsiniz, cidden güvenebileceğiniz kişiler ile tanışıp olmak istediğiniz çevreyi oluşturabilirsiniz. İlaçlar ile vücudunuzun hormon dengesini bozmaktansa, meditasyon yaparak rahatlayabilir ve sakinleşebilirsiniz. Bazı şeyleri gözümüzde gereğinden fazla büyütürüz, öyle ki altından kalkamayacağımız bir şey hâline getiririz.

Kendinize gelin ve bir SS olduğunuzu unutmayın, Şeytan'dan olan siz böyle bir şeyin karşısında yılmamalısınız.

Lütfen imzamdaki mail adresimden bana ulaşın ve sizinle bunun hakkında konuşalım, kendinize dikkat edin.

İyi geceler.

Esenlikler, öncelikle ilk cümleyi gerçekten sevdim. Okurken gülümsetti. İkinci paragraf ise -en azından şu anki ruh halim için- çok ütopik geliyor, en ufak şeyin bile değişeceğine dair bir umudum kalmadığından bu kadar dibe vurdum, çünkü çok kısa bir zamanda yaşadığım ve bildiğim dünya gözlerimin önünde yok oldu, sizlere mutlaka mail atacağım cevabınız için teşekkür ederim.
 
Yaşadığınız durum sizin için çok zor olmalı ve size büyük bir empati besliyorum, ben de sahip olduklarını kaybeden ve tüm başarılarının elinde kül olduğunu gören biriyim. Bu sebeple beni iyi dinleyin zira size gelecekten konuşuyor olacak, bu dönemi atlattığınızda varacağınız kavrayışı size basitçe açıklayacağım. Bu hayatta bir erkeğin ağlamasından daha çarpıcı çok az şey vardır.

Öncelikle yapacağınız hiçbir şey sizin acınızı geçirmeyecek veya problemlerinizi çözmeyecektir. Gerçekten ağır darbeler aldığınız için, bunların etkisinden kurtulmanız zaman alacaktır ve acıyı görmezden gelmeye çalışmak yerine bu dönemi minimum hasarla atlatmaya çalışmalısınız. "Daha ne hasarı?" diyebilirsiniz ama emin olun kaybedebileceğiniz daha çok şey var.

Bu yaşadıklarınızın hayatın doğal bir akışı olduğunu, bunların herkesin başına farklı şekillerde geldiğini unutmamalısınız. Bu doğmak, okula gitmek, yemek yemek veya duş almak kadar normal bir şeydir. Bunu böyle görürseniz ve kendinizi kurban değil de, yalnızca insanların yaşaması gereken bazı şeyleri yaşayan biri olarak tanımlarsanız, kendinizi psikolojik olarak daha sağlıklı bir konuma getirmiş olursunuz. Kurban psikolojisinin yarattığı döngü çok korkutucudur ve zihniniz başsız bir at gibi sizi duvara toslatır.

Hayatta ruhani anlamda olmasa da başka konularda ilerlemiş biri olduğunuz için, başarılı bir insan olduğunuz ve güçlü bir iradeye hükmettiğiniz anlaşılabiliyor. Günlük rutininiz de yine sizin kişiliğiniz hakkında ipuçları veriyor. Bu yüzden ölmeyi istemeniz, duygular çok ağır geldiği için makul görülse de sizin gibi bir insana asla yakışmaz.

Hele ki bir Spiritüel Satanist; ölümü, reenkarnasyonu ve karmayı bilen bir Spiritüel Satanist bunu asla düşünmemelidir. Açıkça bildiğiniz gibi, bu yalnızca kaçmaktır ve işleri sizin için çok daha kötüleştirecektir. "Ama sonraki yaşamımda ben olmayacağım ki, ölürsem ne güzel kurtulmuş olacağım!" tarzı düşünceler saçmalıktan başka bir şey değildir.

Yahu, gerçekten ölmek mi istiyorsunuz, burada mı bitecek, gerçekten sonu böyle mi olacak? Başarılarla ve övgülerle dolu, gelişimle ve Tanrılarla geçen, kendi potansiyelinizi gerçekleştirebileceğiniz bir hayatı bırakacak mısınız? Yok öyle iş, en çok da siz savaşmalısınız, en çok da siz yaşamalısınız ve size ait olanı eze eze almalısınız.

Arkadaşlarınız ihanet ettiyse sikmişler öyle arkadaşları. Sevgiliniz bu kadar karaktersizse sikmişler öyle sevgiyi. Sırf güçten KISA BİR SÜRELİĞİNE düştünüz diye ailenizden size sırt çevirenler varsa sikmişler öyle kan bağını. Yeni insanlar daima bulunur, aile yalnızca doğumunuzda yanınızda olanlar değildir ve para da daima tekrar size gelir.

Şimdi kurduğunuz bu hayatın dağılmış parçalarını toplamalı, yıkılmış taraflarını onarmalı ve kendinizi kademeli şekilde toparlamalısınız. Başaracağınızı biliyorsunuz. Yine ağlayacaksınız, yine üzüleceksiniz ve zor olan ne kadar negatif duygu varsa bunlar size işkence etmeye devam edecek. Siz bu acı içerisinde yoğruldukça daha da güçleneceksiniz ve artık bunlar size etki etmeyecek zira onlardan öte olacaksınız. Ve bir gün... geriye dönüp baktığınızda, devam ettiğiniz için kendinizle gurur duyacaksınız.
 
Spine said:
Yaşadığınız durum sizin için çok zor olmalı ve size büyük bir empati besliyorum, ben de sahip olduklarını kaybeden ve tüm başarılarının elinde kül olduğunu gören biriyim. Bu sebeple beni iyi dinleyin zira size gelecekten konuşuyor olacak, bu dönemi atlattığınızda varacağınız kavrayışı size basitçe açıklayacağım. Bu hayatta bir erkeğin ağlamasından daha çarpıcı çok az şey vardır.

Öncelikle yapacağınız hiçbir şey sizin acınızı geçirmeyecek veya problemlerinizi çözmeyecektir. Gerçekten ağır darbeler aldığınız için, bunların etkisinden kurtulmanız zaman alacaktır ve acıyı görmezden gelmeye çalışmak yerine bu dönemi minimum hasarla atlatmaya çalışmalısınız. "Daha ne hasarı?" diyebilirsiniz ama emin olun kaybedebileceğiniz daha çok şey var.

Bu yaşadıklarınızın hayatın doğal bir akışı olduğunu, bunların herkesin başına farklı şekillerde geldiğini unutmamalısınız. Bu doğmak, okula gitmek, yemek yemek veya duş almak kadar normal bir şeydir. Bunu böyle görürseniz ve kendinizi kurban değil de, yalnızca insanların yaşaması gereken bazı şeyleri yaşayan biri olarak tanımlarsanız, kendinizi psikolojik olarak daha sağlıklı bir konuma getirmiş olursunuz. Kurban psikolojisinin yarattığı döngü çok korkutucudur ve zihniniz başsız bir at gibi sizi duvara toslatır.

Hayatta ruhani anlamda olmasa da başka konularda ilerlemiş biri olduğunuz için, başarılı bir insan olduğunuz ve güçlü bir iradeye hükmettiğiniz anlaşılabiliyor. Günlük rutininiz de yine sizin kişiliğiniz hakkında ipuçları veriyor. Bu yüzden ölmeyi istemeniz, duygular çok ağır geldiği için makul görülse de sizin gibi bir insana asla yakışmaz.

Hele ki bir Spiritüel Satanist; ölümü, reenkarnasyonu ve karmayı bilen bir Spiritüel Satanist bunu asla düşünmemelidir. Açıkça bildiğiniz gibi, bu yalnızca kaçmaktır ve işleri sizin için çok daha kötüleştirecektir. "Ama sonraki yaşamımda ben olmayacağım ki, ölürsem ne güzel kurtulmuş olacağım!" tarzı düşünceler saçmalıktan başka bir şey değildir.

Yahu, gerçekten ölmek mi istiyorsunuz, burada mı bitecek, gerçekten sonu böyle mi olacak? Başarılarla ve övgülerle dolu, gelişimle ve Tanrılarla geçen, kendi potansiyelinizi gerçekleştirebileceğiniz bir hayatı bırakacak mısınız? Yok öyle iş, en çok da siz savaşmalısınız, en çok da siz yaşamalısınız ve size ait olanı eze eze almalısınız.

Arkadaşlarınız ihanet ettiyse sikmişler öyle arkadaşları. Sevgiliniz bu kadar karaktersizse sikmişler öyle sevgiyi. Sırf güçten KISA BİR SÜRELİĞİNE düştünüz diye ailenizden size sırt çevirenler varsa sikmişler öyle kan bağını. Yeni insanlar daima bulunur, aile yalnızca doğumunuzda yanınızda olanlar değildir ve para da daima tekrar size gelir.

Şimdi kurduğunuz bu hayatın dağılmış parçalarını toplamalı, yıkılmış taraflarını onarmalı ve kendinizi kademeli şekilde toparlamalısınız. Başaracağınızı biliyorsunuz. Yine ağlayacaksınız, yine üzüleceksiniz ve zor olan ne kadar negatif duygu varsa bunlar size işkence etmeye devam edecek. Siz bu acı içerisinde yoğruldukça daha da güçleneceksiniz ve artık bunlar size etki etmeyecek zira onlardan öte olacaksınız. Ve bir gün... geriye dönüp baktığınızda, devam ettiğiniz için kendinizle gurur duyacaksınız.

Öncelikle esenlikler dilerim, paylaşmış olduğunuz şahsi deneyimleri şu on günlük süreç içerisinde acı çektiğimi hissettiğimde tekrar tekrar okuyup her harfini özümsediğimi söylemem gerekiyordu bir yerde ama çok kısa sürede yorum atmak istemedim, öncelikle özümsemeyi tercih ettim. Şeytan babamızdan olan sizlerin verdiği gerçek hayata dayanan tecrübeler gerçekten işime yaradı. Kurban psikolojisinden çıkmak bile elimdeki fırsatları görmemi sağladı, herhangi bir şey bitmedi. Gerek yorum yapan sizlere, gerekse protondan dönüş sağlayan arkadaşlara teşekkür ederim. İçimde bolca öfke, öfkenin getirdiği umut var.

Evet hayatım toz pembe değil, hiçbir zaman olmadı ve hala değil. Aile tarafından hayatımda daha önce görmemiş olduğum bir baskıyla karşı karşıya kaldım son bir haftada, şeriat yanlısı ailem partilerinin ideolojilerini üzerimde denemeye kalktı. Birkaç gün evden uzaklaştım; hatta sığınma evi seçeneğini değerlendirdim. Bir noktada kendi prensiplerimi çiğneyip onların hataları nedeniyle ben özür diledim ama diğer yandan hayat devam ediyor. Bu kısa süreçte, aslında isteyip emek verdiğimde olmaz denilen şeyleri başardığımı gördüm. Çıkılamaz bir depresyonda olduğunu hisseden arkadaşlara bunu önermek adına bu kısmı yazıyorum, gücünüzü tekrardan fark ettiğinizde hiçbir şey eskisi gibi olamıyor. Düşseniz de kalkıyorsunuz. Ağlasanız da göz yaşlarınızı silip devam ediyorsunuz.

Bu kısa sürede beni bir süre düze çıkaracak bir proje aldığımı da eklemek istiyorum. Ve bunda tanrı/tanrıçaların parmağı olduğuna eminim. Kesinlikle beklediğim bir şey değildi, bir tanıdığım veya bana ulaşabilecek bir şey değildi. Öylece geldi, bununla beraber ruhani gelişmişliğimin yeterli olmadığından ötürü plasebo olup olmadığından emin olamasam da canım yandığında ve yardım istediğimde Şeytan babamıza, tanrılarımıza ve tanrıçalarımıza seslenmek gerçekten iyi hissettirdi. Şeref ve güç sonsuza dek Şeytan'a atfolsun!
 
Eureka said:
Esenlikler Satanik ailem;

Uzun süredir SS’im, forumu ve blogu okuyorum ancak düzenli meditasyon yapamıyorum. Açıkçası 40 günlük meditasyon rutinimi bile bitiremedim. Ruhsal savaşta yer alsam da süreklilik sağlayamadım. Ancak şeytan babamıza, tanrı ve tanrıçalara inancım tam. Kısa ve açık tutmak istiyorum, hayatım belli süredir tepetaklak gidiyor ve son 1 aydır elimdeki her şeyi kaybettim diyebilirim. Sevgilim, ailemle ilişkilerim, akıl sağlığım ve param. Maddi manevi bugüne kadar bildiğim her şey, biliyorum durumumuz Ortaçağ’daki kadar kötü değil ama kendimi öldürmek dışında hiçbir şey düşünemiyorum. Yirmi-yirmi beş yıllık diyebileceğim arkadaşlarım son 1 ayda arkamdan vurdu, neredeyse tüm birikimimi kaybettim, işimde sıkıntı yaşadım, kesin benim dediğim projeler gelmedi. Tamamiyle parasız kaldım, parasız kaldığım için aile bireylerimden bazıları tarafından dışlandım, sevgilim durumumla alay etti, alay ettiği için ayrıldım. Gireceğim sınava çalışamıyorum. Antidepresan ve odaklanma için ilaç aldım bir iki hafta ama bıraktım çünkü iyi gelmiyordu. Hiçbir şey değişmiyor, sadece daha kötüye gidiyor. Bugün ağlamak dışında hiçbir şey yapamadım. Ki normalde, ofis işleri+gönüllülük işleri+dil öğrenme+spor ve meditasyon yapan birisiyim. Ancak sıfırım. Sadece ölmek istiyorum,

Yine de sizlerden alacağım her tavsiyeye uyacağım, açıkçası burası yardım alabileceğim son durak, etkisini hızlı bir şekilde görebileceğim bir çalışmaya ihtiyacım var, biraz da umuda. Cevaplarınızı merak ediyorum..

Esenlikler, bulunduğun durum ile alakalı güzel yanıtlar buluyor yazılmış. Ben daha farklı bir yere değinmek istiyorum.

İçinde bulunduğun durum yeniden doğmak için tam doğru nokta. Bu halinden memnun değilsen, yeniden doğ ve memnun olacağın yere varmaya çalışan bir yapı oluştur. Aile gibi konularda ise üzgünüm sevgi gibi şeyler bir yere kadar. Bugün Satanist olduğumuzu ailemize söylesek kaçımız canlı kalabilir? Ya da kaçımız şiddetsiz bir muamele görebiliriz? Hissetmeyi bırak ve yapman gereken şeylere odaklanlanmalısın bence. Sanal ortam olduğundan ötürü mimik falan gösteremiyoruz ama bunları sevecen bir tavırla yazıyorum. Eğer ihtiyaç duyarsan mailimden bana ulaşabilirsin dertlerini dinlerim.
 
Hayat, bir açıdan birbirine bağlı sonsuz köprüden oluşan bir maratondur ve bir köprüden yenisine geçmek, hayattaki güçlü ve pozitif bir değişimin yaşandığı anlamına gelir. Bu Lord Bifrons ile direkt bağlantılıdır. Onun adının İskandinav mitolojisindeki Bifrost ile ne kadar benzediğini görebilirsiniz ve Lord Bifrons, bu mitolojide karşımıza Heimdallr olarak çıkar. "İlginç" bir şekilde Bifrost'un koruyucusu ve bekçisidir. Bifrost, Midgard yani Dünya ile Asgard yani Tanrıların Diyarı arasındaki köprüdür. Burada pek çok anlam ve bağlantı görürüz.

Tanrılarla olan deneyimleri paylaşmak her ne kadar Türk forumlarında kimi zaman garip bir etki yaratsa da (insanlar böyle olabiliyor zira düşünmek pek tercih ettikleri bir şey değil), ben sizle olan sohbetimizden ötürü Lord Bifrons ile olan ufak bir bağımı paylaşacağım. Onun güç ritüeli paylaşıldıktan sonra, hayatım boyunca aktif olan ve çözmeye çok yaklaşmama rağmen tekrar elimden kaçan bir problem için yardım istedim ve birkaç gün boyunca onun ritüelini gerçekleştirdim. Elbette bu yardımı isterken duygusallığımdan ötürü biraz kolaya kaçmak istedim, ki işler ilk başta "kolaya kaçıyormuş" gibi gözükerek pozitif ilerledi. Ben de bunun rehavetine kapılarak zaten elimden kaçan bir şeyin benden daha da uzaklaşmasına sebep oldum. Yani iyi olmadığını BİLDİĞİM bir şeyi yapmaya çalıştım ve Lord Bifrons bana çok güzel bir şekilde "Bu kadarı kâfi." der gibi öğretti.

Sonuç olarak şu an o meselede daha da gerilemiş gibi gözüksem de, elde ettiğim deneyimler sonucu uzun vadeli olarak problemi çözmeye daha da yaklaşmış oldum. Ki çözeceğim de, zira resmen o problemi akvaryumdan avuçlarıma aldığım bir balık gibi, çok okkalı bir şekilde hayatımdan defedeceğim ve böylece şu an yürüdüğüm köprüyü tamamlamış olup, yeni köprümdeki değişim yolculuğuma başlamış olacağım.

Şunu unutmamalısınız ki, yıllar boyu içinize işleyen bir zehirden kurtulmak için, neredeyse bir o kadar yıl da mücadele etmek gerekir. Doğru olan ve doğal olan da budur zaten. Piyango kazananların pek çoğu, kısa sürede o parayı kaybederler. Zira o tarz bir finansal pozisyonu idare edecek konumda değillerdir. Hak etmedikleri konumlara gelenler ya da getirilenler, kısa sürede kararsızlık belirtisi gösterirler ve çökerler. Her şeyin bir zamanı vardır ve o zaman kısaltılabilse de, yine sürecektir. Sandığımızdan daha uzun sürer, aynı zamanda sandığımızdan da daha kısadır gelişi. Hayat, oyunlar arasındaki en eğlenceli olanıdır ve oynamaya değer olan tek oyundur.

Lord Bifrons'a dönecek olursak, şundan da bahsetmem gerekiyor, Spiritüel Satanizm'i bulmadan önce büyük zihinsel dengesizliklerle boğuşuyordum ve kendimi gökkuşağı rengindeki bir tünelden boşluğa düşer gibi hayal ederdim. Bu Lord Bifrons'un temsil ettiği konseptlerle ve mitolojideki görünümüyle bağlantılıdır. Ancak bu hayalimdeki problem şuydu, o tünelden düşmemeliydim! Aksine, o tünele daha da hızlı bir şekilde kendi isteğimle ben girmeliydim. Hayattaki değişimler; her ne kadar plansız, tesadüfi, talihsizce veya rastgele gelişmiş gözükürse gözüksün, aslında hepsinin bir amacı vardır ve hepsi bizim kim olduğumuz, ne olduğumuz ve bunun ötesindeki her türlü şeyle bağlantılıdır. Bu değişimler, dalgaların küçük bir tekneyi alabora etmesi şeklinde değil ancak engin okyanusun, göğün altındaki görkemli ve gururlu gemileri hedeflerine ulaştırmaları gibi, mucizevi ve kutsal bir şekilde görülmelidir. Aksi taktirde hayat bizim için acı verici ve sefalet içerisinde sürer gider, ta ki biz buna katlanamayıp ZORLA değişene dek. Değişimler daima zorla olmaz ve pek çok zaman, işler gerçekten acı verici olmadan önce değişimin gerektiğine dair pek çok şey kendini gösterir. Yine de seçim kişiye kalmıştır.

Şeytan'ı bulmak, bir açıdan "Eureka!"lık bir durumdur, aynı kullanıcı adınızda yazdığı gibi ve onu bir kez buldunuz mu, hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Spiritüel Satanizm'i diğer sözde "dinlerden" veya "oluşumlardan" ayıran şey, Tanrılarla olan deneyimlerin GERÇEK ve herkes tarafından DENEYİMLENEBİLİR olmasıdır. Ortada bir aracı, iki dudağının arasından çıkacak söze bakılan bir kanaat önderi YOKTUR. Hatta Tanrılar pek çok zaman, kişiyi buraya yönlendirmek için işaretler verirler ve kişi henüz Spiritüel Satanist olmadan önce dahi o kişiyi korurlar. Yani ortada "İnanamıyorum adam X Tanrıyla deneyim yaşamış, bu adam kesin çok gelişmiş." veya "İnanamıyorum adamın koruyucusu X Tanrı imiş, kesin gizli görevde." gibi bir durum yoktur.

Ruhani gelişmişlik elbette deneyimlerin seviyesi ve derinliği için vazgeçilmezdir ancak meditasyon yapmamasına rağmen yine deneyimler yaşayan insanlar vardır. Ruhani gelişmişlik bu işin bir boyutudur ve diğer boyutu da zihindir. Sabahtan akşama kadar meditasyon yapabilirsiniz ama o kafa çalışmıyorsa o zaman o meditasyonların da anlamsız olacağını söylesek pek abartı kaçmış olmaz. Ayrıca doğuştan ruhani açıklık veya aşırı hızlı bir ruhani gelişim de gıpta edilecek şeyler değildir zira azınlıkta bu avantajları iyi değerlendirebilen insanlar olsa da, pek çoğu kafayı yiyecek duruma gelmişler ya da başka kötü şeyler yaşamışlardır. Yani denge, denge ve denge.

Tanrıların yardımı daima üzerimizdedir ve kimi zaman da işleri halletmemiz, böylece öğrenmemiz, sonucunda da güçlenip, büyümemiz için yardımlarını "azaltırlar". Böylece hem çok tehlikeli durumlardan korunuruz hem de bizi bağımlı bırakmayarak güçlenmemizi sağlarlar. Esasen, onlar varoluştaki en iyi ebeveynlerdir. Bizi en iyisine yönlendirirler, tabii bu daima hoşumuza gidecek türde olmaz ve olması gerektiğini de kimse söylememiştir.

Gerçekten burası bir mucize, bu bir mucize ve Şeytan bir mucize. Tanrılar bir mucize, görüyorum.

Her gün gökyüzüne bakıyorum ve huşuyla doluyorum.

Zira o göklerin sahibini biliyorum...
 
Spine said:
Hayat, bir açıdan birbirine bağlı sonsuz köprüden oluşan bir maratondur ve bir köprüden yenisine geçmek, hayattaki güçlü ve pozitif bir değişimin yaşandığı anlamına gelir. Bu Lord Bifrons ile direkt bağlantılıdır. Onun adının İskandinav mitolojisindeki Bifrost ile ne kadar benzediğini görebilirsiniz ve Lord Bifrons, bu mitolojide karşımıza Heimdallr olarak çıkar. "İlginç" bir şekilde Bifrost'un koruyucusu ve bekçisidir. Bifrost, Midgard yani Dünya ile Asgard yani Tanrıların Diyarı arasındaki köprüdür. Burada pek çok anlam ve bağlantı görürüz.

Tanrılarla olan deneyimleri paylaşmak her ne kadar Türk forumlarında kimi zaman garip bir etki yaratsa da (insanlar böyle olabiliyor zira düşünmek pek tercih ettikleri bir şey değil), ben sizle olan sohbetimizden ötürü Lord Bifrons ile olan ufak bir bağımı paylaşacağım. Onun güç ritüeli paylaşıldıktan sonra, hayatım boyunca aktif olan ve çözmeye çok yaklaşmama rağmen tekrar elimden kaçan bir problem için yardım istedim ve birkaç gün boyunca onun ritüelini gerçekleştirdim. Elbette bu yardımı isterken duygusallığımdan ötürü biraz kolaya kaçmak istedim, ki işler ilk başta "kolaya kaçıyormuş" gibi gözükerek pozitif ilerledi. Ben de bunun rehavetine kapılarak zaten elimden kaçan bir şeyin benden daha da uzaklaşmasına sebep oldum. Yani iyi olmadığını BİLDİĞİM bir şeyi yapmaya çalıştım ve Lord Bifrons bana çok güzel bir şekilde "Bu kadarı kâfi." der gibi öğretti.

Sonuç olarak şu an o meselede daha da gerilemiş gibi gözüksem de, elde ettiğim deneyimler sonucu uzun vadeli olarak problemi çözmeye daha da yaklaşmış oldum. Ki çözeceğim de, zira resmen o problemi akvaryumdan avuçlarıma aldığım bir balık gibi, çok okkalı bir şekilde hayatımdan defedeceğim ve böylece şu an yürüdüğüm köprüyü tamamlamış olup, yeni köprümdeki değişim yolculuğuma başlamış olacağım.

Şunu unutmamalısınız ki, yıllar boyu içinize işleyen bir zehirden kurtulmak için, neredeyse bir o kadar yıl da mücadele etmek gerekir. Doğru olan ve doğal olan da budur zaten. Piyango kazananların pek çoğu, kısa sürede o parayı kaybederler. Zira o tarz bir finansal pozisyonu idare edecek konumda değillerdir. Hak etmedikleri konumlara gelenler ya da getirilenler, kısa sürede kararsızlık belirtisi gösterirler ve çökerler. Her şeyin bir zamanı vardır ve o zaman kısaltılabilse de, yine sürecektir. Sandığımızdan daha uzun sürer, aynı zamanda sandığımızdan da daha kısadır gelişi. Hayat, oyunlar arasındaki en eğlenceli olanıdır ve oynamaya değer olan tek oyundur.

Lord Bifrons'a dönecek olursak, şundan da bahsetmem gerekiyor, Spiritüel Satanizm'i bulmadan önce büyük zihinsel dengesizliklerle boğuşuyordum ve kendimi gökkuşağı rengindeki bir tünelden boşluğa düşer gibi hayal ederdim. Bu Lord Bifrons'un temsil ettiği konseptlerle ve mitolojideki görünümüyle bağlantılıdır. Ancak bu hayalimdeki problem şuydu, o tünelden düşmemeliydim! Aksine, o tünele daha da hızlı bir şekilde kendi isteğimle ben girmeliydim. Hayattaki değişimler; her ne kadar plansız, tesadüfi, talihsizce veya rastgele gelişmiş gözükürse gözüksün, aslında hepsinin bir amacı vardır ve hepsi bizim kim olduğumuz, ne olduğumuz ve bunun ötesindeki her türlü şeyle bağlantılıdır. Bu değişimler, dalgaların küçük bir tekneyi alabora etmesi şeklinde değil ancak engin okyanusun, göğün altındaki görkemli ve gururlu gemileri hedeflerine ulaştırmaları gibi, mucizevi ve kutsal bir şekilde görülmelidir. Aksi taktirde hayat bizim için acı verici ve sefalet içerisinde sürer gider, ta ki biz buna katlanamayıp ZORLA değişene dek. Değişimler daima zorla olmaz ve pek çok zaman, işler gerçekten acı verici olmadan önce değişimin gerektiğine dair pek çok şey kendini gösterir. Yine de seçim kişiye kalmıştır.

Şeytan'ı bulmak, bir açıdan "Eureka!"lık bir durumdur, aynı kullanıcı adınızda yazdığı gibi ve onu bir kez buldunuz mu, hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Spiritüel Satanizm'i diğer sözde "dinlerden" veya "oluşumlardan" ayıran şey, Tanrılarla olan deneyimlerin GERÇEK ve herkes tarafından DENEYİMLENEBİLİR olmasıdır. Ortada bir aracı, iki dudağının arasından çıkacak söze bakılan bir kanaat önderi YOKTUR. Hatta Tanrılar pek çok zaman, kişiyi buraya yönlendirmek için işaretler verirler ve kişi henüz Spiritüel Satanist olmadan önce dahi o kişiyi korurlar. Yani ortada "İnanamıyorum adam X Tanrıyla deneyim yaşamış, bu adam kesin çok gelişmiş." veya "İnanamıyorum adamın koruyucusu X Tanrı imiş, kesin gizli görevde." gibi bir durum yoktur.

Ruhani gelişmişlik elbette deneyimlerin seviyesi ve derinliği için vazgeçilmezdir ancak meditasyon yapmamasına rağmen yine deneyimler yaşayan insanlar vardır. Ruhani gelişmişlik bu işin bir boyutudur ve diğer boyutu da zihindir. Sabahtan akşama kadar meditasyon yapabilirsiniz ama o kafa çalışmıyorsa o zaman o meditasyonların da anlamsız olacağını söylesek pek abartı kaçmış olmaz. Ayrıca doğuştan ruhani açıklık veya aşırı hızlı bir ruhani gelişim de gıpta edilecek şeyler değildir zira azınlıkta bu avantajları iyi değerlendirebilen insanlar olsa da, pek çoğu kafayı yiyecek duruma gelmişler ya da başka kötü şeyler yaşamışlardır. Yani denge, denge ve denge.

Tanrıların yardımı daima üzerimizdedir ve kimi zaman da işleri halletmemiz, böylece öğrenmemiz, sonucunda da güçlenip, büyümemiz için yardımlarını "azaltırlar". Böylece hem çok tehlikeli durumlardan korunuruz hem de bizi bağımlı bırakmayarak güçlenmemizi sağlarlar. Esasen, onlar varoluştaki en iyi ebeveynlerdir. Bizi en iyisine yönlendirirler, tabii bu daima hoşumuza gidecek türde olmaz ve olması gerektiğini de kimse söylememiştir.

Gerçekten burası bir mucize, bu bir mucize ve Şeytan bir mucize. Tanrılar bir mucize, görüyorum.

Her gün gökyüzüne bakıyorum ve huşuyla doluyorum.

Zira o göklerin sahibini biliyorum...

Moderatörler olarak yazdığınız bu tür ilham verici şeyler gerçekten genel olarak çok hoş. Bazen sert olsanız da doğru olduğunu değiştirmiyor. Satanizm'in ciddiyetini kavramdan önce kim bilebilirdi ki sizlerin en iyi manevi destek olacağını? Hepinize teşekkürler.
 
Algoritma said:
Moderatörler olarak yazdığınız bu tür ilham verici şeyler gerçekten genel olarak çok hoş. Bazen sert olsanız da doğru olduğunu değiştirmiyor. Satanizm'in ciddiyetini kavramdan önce kim bilebilirdi ki sizlerin en iyi manevi destek olacağını? Hepinize teşekkürler.
Nazik sözleriniz için teşekkürler. Başladığımızda bize de destek olanlar vardı.

Bir süre sonra destek alandan, destek verene dönüşüyoruz. Bu herkes için geçerlidir. Soru sorandan, soru cevaplayana dönüşürsünüz. Cehaletinden korkandan, her öğrendiğiyle daha da cesur olana dönüşürsünüz. Basit bir meditasyonu dahi yapamayandan, harika deneyimleri olana dönüşürsünüz. Şeytan'dan çekinenden, onu Baba diye çağırana dönüşürsünüz...
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top