kendi basima icinden cikamayacagim gibi gozuken turden bi depresyona tekrar girdim ve ne yapacagimi bilemeyip buraya yazmaya karar verdim ki zaten konu az cok burayi ilgilendiriyor. cogu konuda herkese yardimci olabiliyorsunuz ve bana da az da olsa oldunuz ama bu en onemlisi olabilir. o yuzden gereken ciddiyetin gosterilmesi beni mutlu eder. biliyorsunuz ki dunya zaten hic de iyi bir durumda degil, her ne kadar iyiye dogru gidiyor ve gelecegimiz parlak gibi gorunse de bazen benim icin oyle olmayabiliyor. hatta oyle ki, ben gecmisi gelecekten daha fazla dusunuyorum diyebilirim. gecmiste yasanan seyler, dunyanin yakin tarihinin her ne kadar yalanlarla dolu oldugunu bilsem de, gercekleri ogrendigimde bildigim her seyin kokten degismis olmasi, bunu atlatamadigimi dusunuyorum. ustune dusundugumde gercekten bana kafayi yediretebilecek seyler var. ornegin bu seylerden bir tanesi, kalici olarak yok olmak, benim bunu aklim almiyor. biliyorum, en azindan gercegi gorebildigim icin oyle bir seyin olma ihtimali, dusuk ama, bircok ruhun gezegenin basina gelen beladan dolayi yok oldugunu siz soylediniz. belki de isleyis bu sekildedir, ve o insanlar sadece sanssizdi. ama yine de bu onlarin sucu degildi. beni asil korkutan sey bu degil, bana bir sey olmasi gercekten umrumda degil, ama baska insanlarin basina bir sey gelmesi, ozellikle sevdigim insanlar, dusununce olecek gibi oluyorum. belki gelecegi kurtarabilecegiz ama gecmise bir sey yapamayacak olmak, sadece korkunc. biz bu cagda centil olarak dogdugumuz icin gercekten cok sansliyiz, ilk insanlar olarak da dogabilirdik, bunu soyledigim icin uzgunum ama bir y*hudi de olabilirdik. sadece yok olmayi hak eden bir varlik olmak, hicbir kurtulus yolunun olmamasi, ve tekrar hayata gelememek, anlamakta zorlaniyorum. ben bu kadar sansli olmak icin bir sey yaptigimi hatirlamiyorum. sorun da bu zaten, yasamak sucmus gibi geliyor, baskalarindan biraz daha sansli olmak, bence sadece suc. gercekten yok olanlari geri getirmenin bir yolu yok mu? dusunmekten kafayi yiyecegim. baska insanlarin aci cektigini gormek beni zaten bitirirken, bir de yok olmalari, ben bencil olamiyorum asla da olamayacagim.

Esenlikler,

Yakınlarımızı Tanrılar korur, onlar için endişelenmenize gerek yok.

Şans noktasında ise, evrenin işleyişi bu şekildedir. Eşitlik koca bir yalandır. Ancak bir noktada, en azından herkesin yaşama hakkı bulunuyor. Bunu değerlendirmek ise yine kişinin kendi elinde.

O Fortuna'yı dinlerseniz ve sözlerine bakarsanız, eski Satanistlerin de şansa sövdüğünü görebilirsiniz. Evet, tıpkı o müzikteki gibi, yapabileceğimiz tek şey talihe güvenmeyi bırakıp, kendi talihimizi parçalamak; tanrı olmak, dış güçlerin insafından kurtulmak.

Ruhun yok olması ise basit bir olay değildir. Hayatlar boyu hiçbir meditasyon yapmadan ruhun tüm enerjisini tüketmek gerekir.

Yok olan bir ruhu geri getirmenin mümkün olduğunu sanmıyorum. Öyle bir kişinin bilinci ve ruhu, anıları tekrardan akaşadan çekilip Şeytan tarafından yaratılsa bile, gemi paradoksuna dönüyoruz. Eski dağılmış parçaları birleştirince aynı kişi mi olacaktır. Dahası dediğim gibi, bu parçalar akaşada bulunsa bile, tekrar birleştirilebilecekleri meçhul.

Son olarak, üst çakralarınız, alt çakralarınızdan daha güçlü gibi görünüyor. Alt çakralarınıza biraz daha ağırlık verebilirsiniz. SaTaNaMa'yı 13 ve katları kadar titretip sizi dengelemesi için olumlayabilirsiniz.

İyi akşamlar.

Bright Truth said:

Esenlikler,

Yakınlarımızı Tanrılar korur, onlar için endişelenmenize gerek yok.

Şans noktasında ise, evrenin işleyişi bu şekildedir. Eşitlik koca bir yalandır. Ancak bir noktada, en azından herkesin yaşama hakkı bulunuyor. Bunu değerlendirmek ise yine kişinin kendi elinde.

O Fortuna'yı dinlerseniz ve sözlerine bakarsanız, eski Satanistlerin de şansa sövdüğünü görebilirsiniz. Evet, tıpkı o müzikteki gibi, yapabileceğimiz tek şey talihe güvenmeyi bırakıp, kendi talihimizi parçalamak; tanrı olmak, dış güçlerin insafından kurtulmak.

Ruhun yok olması ise basit bir olay değildir. Hayatlar boyu hiçbir meditasyon yapmadan ruhun tüm enerjisini tüketmek gerekir.

Yok olan bir ruhu geri getirmenin mümkün olduğunu sanmıyorum. Öyle bir kişinin bilinci ve ruhu, anıları tekrardan akaşadan çekilip Şeytan tarafından yaratılsa bile, gemi paradoksuna dönüyoruz. Eski dağılmış parçaları birleştirince aynı kişi mi olacaktır. Dahası dediğim gibi, bu parçalar akaşada bulunsa bile, tekrar birleştirilebilecekleri meçhul.

Son olarak, üst çakralarınız, alt çakralarınızdan daha güçlü gibi görünüyor. Alt çakralarınıza biraz daha ağırlık verebilirsiniz. SaTaNaMa'yı 13 ve katları kadar titretip sizi dengelemesi için olumlayabilirsiniz.

İyi akşamlar.

Click to expand...

şans zaten yok temelde işleyiş var ama enerjinin işleyişi açısından bakınca şans var diyebiliriz, en azından yaşadığımız hayatta bunu görebiliyoruz ama ruhun yaratılması gibi işin daha arka kısımları için aynı şeyi bence söyleyemeyiz, görüşüm bu.

geri getirmek bence de mümkün degil, daha üst bir boyuta gittiklerini ummaktan başka bir şey yapamayız sanırım. hem neden olmasın?
eskiden evrenin kontrol altında olduguna inanırdım sacma inanclardan dolayı, ama simdi her seyin temelde fiziksel bir isleyise dayandıgını bilmek tuhaf

yani bence her şey çakra demek değil, ve çakralarım sanirim zaten dengeliler. nasıl diyim hayatta kalmayla veya yaratıcılıkla ilgili bi problemim yok, en azından ben öyle düşünüyorum.

iyi akşamlar

satou said:

şans zaten yok temelde işleyiş var ama enerjinin işleyişi açısından bakınca şans var diyebiliriz, en azından yaşadığımız hayatta bunu görebiliyoruz ama ruhun yaratılması gibi işin daha arka kısımları için aynı şeyi bence söyleyemeyiz, görüşüm bu.

geri getirmek bence de mümkün degil, daha üst bir boyuta gittiklerini ummaktan başka bir şey yapamayız sanırım. hem neden olmasın?
eskiden evrenin kontrol altında olduguna inanırdım sacma inanclardan dolayı, ama simdi her seyin temelde fiziksel bir isleyise dayandıgını bilmek tuhaf

yani bence her şey çakra demek değil, ve çakralarım sanirim zaten dengeliler. nasıl diyim hayatta kalmayla veya yaratıcılıkla ilgili bi problemim yok, en azından ben öyle düşünüyorum.

iyi akşamlar

Click to expand...

Esenlikler,

1- Aslında, şans vardır ve Jüpiter tarafından yönetilir. Ancak dediğiniz gibi, her olay da şansla ilgili değildir.

2- Güneş Çakranızda belki bir geride kalma durumu vardır, veya aşırı su yerleşimleriniz olabilir. Ancak genel olarak bunları düşünüp depresyona girmek iyi bir şey değildir. O yüzden biraz daha "az umursamayı" öğrenmeniz iyi olabilir, çünkü dediğim gibi negatif duygular size bir şey katmayacaktır.

İyi akşamlar.

yani haklısınız sonucta elimden bir sey gelmez ve benim yapabilecegim tek sey hayatıma bakmak, bazen haddim olmayan şeylere fazla takıp sonunda kafayı yemiş halde bulabiliyorum kendimi ve bu berbat. yapabilecegim seylerin kısıtlı oldugunun farkına varıp o sekilde hayatıma devam edersem kurtulabilirim diye dusunuyorum. bundan sonra sadece anı biriktirmek icin yasayacagım. bu sekilde depresif bi halde zamanımı tuketmek yerine iyi anılar biriktirme niyetiyle akısına gore yasamak daha mantıklı ve bence herkes oyle yapmalı.

bu arada dogum haritamı yorumlayacabilecek kadar vaktiniz var mı? bazı ilginc buldugum noktalar hakkında bi fikre varamıyorum da. hem burada yorumlamaktan kastım kisisel bir sey degil, sadece sizin tecrubeli oldugunuzu varsaydigimdan aktarabileceginiz bilgilerle hayatima daha iyi yon verebilirim diye dusundugumden bu ricam. genel itibariyle bir yere kadar bilgim olsa da ise yarar nitelikte bir cıkarımda bulunamıyorum, bunu benim yerime yapmanız gercekten hos olurdu.

son olarak sacma? bir seyden bahsetmek istiyorm, veya sacma midir bilmiyorum ama bilmek isterim. buyuk ihtimalle bu da psikolojik ama genellikle dikkatimi verdigim bazı yerlerde yuze benzeyen sekiller goruyorum. bildiginiz guluyor falan. tahminen hayal gucumun bi sonucu ama bunun da neyin nesi oldugunu bilmek istiyorum, halusinasyon turunden bir sey degil bu daha cok raslantı. bi tür işaret mi ve eğer işaretse de neyin işareti oldugunu anlamak icin yapabilecegim ne var bilmiyorum ama sadece soylemek istedim bunu da.

cok konusmusum btw

satou said:

yani haklısınız sonucta elimden bir sey gelmez ve benim yapabilecegim tek sey hayatıma bakmak, bazen haddim olmayan şeylere fazla takıp sonunda kafayı yemiş halde bulabiliyorum kendimi ve bu berbat. yapabilecegim seylerin kısıtlı oldugunun farkına varıp o sekilde hayatıma devam edersem kurtulabilirim diye dusunuyorum. bundan sonra sadece anı biriktirmek icin yasayacagım. bu sekilde depresif bi halde zamanımı tuketmek yerine iyi anılar biriktirme niyetiyle akısına gore yasamak daha mantıklı ve bence herkes oyle yapmalı.

bu arada dogum haritamı yorumlayacabilecek kadar vaktiniz var mı? bazı ilginc buldugum noktalar hakkında bi fikre varamıyorum da. hem burada yorumlamaktan kastım kisisel bir sey degil, sadece sizin tecrubeli oldugunuzu varsaydigimdan aktarabileceginiz bilgilerle hayatima daha iyi yon verebilirim diye dusundugumden bu ricam. genel itibariyle bir yere kadar bilgim olsa da ise yarar nitelikte bir cıkarımda bulunamıyorum, bunu benim yerime yapmanız gercekten hos olurdu.

son olarak sacma? bir seyden bahsetmek istiyorm, veya sacma midir bilmiyorum ama bilmek isterim. buyuk ihtimalle bu da psikolojik ama genellikle dikkatimi verdigim bazı yerlerde yuze benzeyen sekiller goruyorum. bildiginiz guluyor falan. tahminen hayal gucumun bi sonucu ama bunun da neyin nesi oldugunu bilmek istiyorum, halusinasyon turunden bir sey degil bu daha cok raslantı. bi tür işaret mi ve eğer işaretse de neyin işareti oldugunu anlamak icin yapabilecegim ne var bilmiyorum ama sadece soylemek istedim bunu da.

cok konusmusum btw

Click to expand...

Esenlikler,

Harita yorumlamıyoruz. Zamanla kendiniz öğrenebilecek düzeye gelebilirsiniz. Eğer İngilizceniz varsa Yüksek Rahip Hoodedcobra666 tarafından onay almış (güvenilirliği anlamında, yorumunun doğruluğu anlamında değil) Serbon kardeşimize e-posta atabilirsiniz.

İşaretler konusundaysa, bunları bizim yorumlamamız pek doğru değildir. Bunun sebebi, bizim neye işaret edeceğine dair bir çıkarım yapamayacak olmamızdır. Hayatınızı tüm detaylarıyla bilen, hissiyatı yaşayan, çıkarım yapabilecek kişi sizsinizdir. İşaretler bu yüzden kişiseldir ve kişilere özel, onların anlayacağı şekilde verilir. Tabii ki gördüğünüz psikolojik de olabilir, bunun kararını yine siz vermelisiniz.

İyi akşamlar.

haritamı aşağı yukarı anlayabiliyorum ama kadersel anlamda pek bir çıkarımım olamadı şu ana kadar ve bana lazım olan da o aslında. dediginiz kisiye ulasmayı deneyecegim, tesekkur ederim

isaretlerin sebebini ben bile bilmiyorken size sormam sacmaydı, siz de haklısınız. yine de bu konuda yapabilecegim bir sey yok gibi gorunuyor, sanirim takmamaya calısacagım

size de iyi aksamlar

satou said:

son olarak sacma? bir seyden bahsetmek istiyorm, veya sacma midir bilmiyorum ama bilmek isterim. buyuk ihtimalle bu da psikolojik ama genellikle dikkatimi verdigim bazı yerlerde yuze benzeyen sekiller goruyorum. bildiginiz guluyor falan. tahminen hayal gucumun bi sonucu ama bunun da neyin nesi oldugunu bilmek istiyorum, halusinasyon turunden bir sey degil bu daha cok raslantı. bi tür işaret mi ve eğer işaretse de neyin işareti oldugunu anlamak icin yapabilecegim ne var bilmiyorum ama sadece soylemek istedim bunu da.

cok konusmusum btw

Click to expand...

Pareidolia denen bir şey bu. Beynimizin insan yüzlerini tanıyan aynı mekanizması örnek veriyorum mermerin üstündeki şekillerde, ağaçların çatlaklarında, gölgelerde de çalışıyor. Bir şeyleri yüze benzetmek.

Pammy said:

satou said:

son olarak sacma? bir seyden bahsetmek istiyorm, veya sacma midir bilmiyorum ama bilmek isterim. buyuk ihtimalle bu da psikolojik ama genellikle dikkatimi verdigim bazı yerlerde yuze benzeyen sekiller goruyorum. bildiginiz guluyor falan. tahminen hayal gucumun bi sonucu ama bunun da neyin nesi oldugunu bilmek istiyorum, halusinasyon turunden bir sey degil bu daha cok raslantı. bi tür işaret mi ve eğer işaretse de neyin işareti oldugunu anlamak icin yapabilecegim ne var bilmiyorum ama sadece soylemek istedim bunu da.

cok konusmusum btw

Click to expand...

Pareidolia denen bir şey bu. Beynimizin insan yüzlerini tanıyan aynı mekanizması örnek veriyorum mermerin üstündeki şekillerde, ağaçların çatlaklarında, gölgelerde de çalışıyor. Bir şeyleri yüze benzetmek.

Click to expand...

ha

anladım, saolun

yalnız bu aklıma bir seyi getirdi, olunce ruh halimizdeyken yuzleri tanıyamaz mıyız, yani ruyalarda da pek tanıyamıyoruz, hatta ruyalarda yazıları da okuyamıyoruz diye biliyorum. hmm..

satou said:

yalnız bu aklıma bir seyi getirdi, olunce ruh halimizdeyken yuzleri tanıyamaz mıyız, yani ruyalarda da pek tanıyamıyoruz, hatta ruyalarda yazıları da okuyamıyoruz diye biliyorum. hmm..

Click to expand...

Rüyalarda yazıyı okuyamama konusunu ben de okumuştum. Bu konusa kendimden gidersem, rüyada bir şey okumak bazen imkansız oluyor ama her zaman değil. Şu an aklıma gelen üç örnek var. Birinde yoldaki tabelayı, diğerinde sınav kağıdını, sonuncusunda bir kitabı ne kadar odaklanırsam odaklanayım okuyamıyordum. Harfleri tanımakta zorlanıyordum ve tanısam bile bir araya gelenler yabancı bir dilde yazılmış gibi hatta farklı bir alfabeyle karışmış gibiydi. Ama bazen okunabiliyor. Bunu iki kere yaşadım. Birincisini çok hatırlamıyorum ama uyanınca “Aa okuyabildim” diye düşündüğümü hatırlıyorum. İkincisi kısa süre önceydi, birinden bana gelen mesajı telefondan okumuştum ve uyandıktan çok sonra bile çok net hatırlıyordum.

Okuyabilme ve okuyamama durumuna tam olarak ne sebep oluyor emin olmamakla birlikte sanırım bilinç düzeyine ne kadar yakın (lucid dream’a ne kadar yakın) olduğuyla alakalı.

Yüz tanıma konusuna odaklanmamıştım hiç.

Ölmüş olmak uykuda olmak değil, rüyadakinin aksine kendimizin farkında ve bilinçli oluyoruz. Bir ihtimal de rüyalardaki okuyamama-tanımama durumunun sebebi belki o şeyleri zihnimizin en başta tanıyamayacağımız ve okuyacağımız şekilde oluşturmasıdır. Kendi kabiliyetlerimizi kaybetmiyoruzdur da zaten anlamsız kelimeler ve tanıyamayacağımız insamlar olduğu için tanıyamıyoruzdur.

Ölüm sonrasına çok hakim olmasam da öyle bir durum olacağını sanmıyorum. İngilizce forumda çok yaşlı, artık etrafını tanıyamayan birinin bile ölünce o hastalığa sahip olmadığını çünkü fiziksel bedenle (beyinle) alakalı olduğunu okumuştum.