Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Düalizm ve gerçek tanrı [felsefi konu]

SonOfFreya

New member
Joined
Jan 8, 2022
Messages
129
Esenlikler kardeşlerim,

Benim felsefi bir düşünce hakkında tam işin içinden çıkamadığım mevzu var;

Kozmolojik argümanına göre düalizm varsa, bu neticeyle bilgilerin 'gerçek tanrıdan' geldiğini nasıl ayırt edebiliriz? Ruhani boyutta ibrahimi dinlerin kaynakları doğrultusunda gerçek çıkan kehanetler onların tanrıları 'gerçek' olduğu anlamına mı gelmektedir?

Şimdiden teşekkürler.
 
SonOfFreya said:
Esenlikler kardeşlerim,

Benim felsefi bir düşünce hakkında tam işin içinden çıkamadığım mevzu var;

Kozmolojik argümanına göre düalizm varsa, bu neticeyle bilgilerin 'gerçek tanrıdan' geldiğini nasıl ayırt edebiliriz? Ruhani boyutta ibrahimi dinlerin kaynakları doğrultusunda gerçek çıkan kehanetler onların tanrıları 'gerçek' olduğu anlamına mı gelmektedir?

Şimdiden teşekkürler.

Esenlikler,

1- "Gerçek Tanrı" diye bir şey yok, çünkü tek bir tanrı yok. Nasıl ayırt edebileceğiniz sorusuna da şu cevabı vereyim: Tanrıların sesi gür bir şekilde gelir ve başlarda bu irkilmeye bile neden olabilir, güzel enerjileri vardır. Düşman varlıkların sesiyse daha belli belirsiz gelir ve negatif enerjileri vardır. Tabii enerji kısmını taklit edebilirler, kandırma amaçlı pozitif enerjiler de bırakabilirler ancak iletişiminiz olacak seviyeye geldiğinize Tanrılar zaten bu varlıkların insafına bırakmaz sizi. Aynı şekilde auranız da güçlüyse sizi koruyacaktır.

2- Hayır, ruhaniyetin "üst düzey bir varlık"la ilgisi yok. Ruhaniyet direkt evrenin kendisinden gelir. Kaldı ki Yehovah, aklı olan bir varlık bile değildir. Bir enerji küpüdür ve Reptilyanların iradesini temsil eder, Yahudilerle aralarındaki bağdır.

Ruhaniyeti ise herkes kullanabilir; bunu Reptilyanlar da, Griler de, düşman Nordikler de kullanıyor ve biz de kullanıyoruz. Sonuç olarak evrenin kendisinden gelen bir şey. Doğal bir kaynak taraf tutmaz. Bir cephede iki ordu düşünün, çatıştıkları noktada bir ırmak var. Bu ordunun ikisi de susayacaktır ve ırmaktan su dolduracaklardır. Şimdi ırmak dile gelip "Ben X tarafını tutuyorum, Y tarafının askerlerine su yok!" demeyecektir, çünkü ırmak zaten akıl sahibi değildir.

Evren de aynı şekilde, sonsuz bir ırmaktır ve isteyen herkes içer. Özel olarak bir tarafı tuttuğu yok, çünkü ırmak gibi onun da bir aklı yok.

İyi geceler.
 
Bright Truth said:
SonOfFreya said:
Esenlikler kardeşlerim,

Benim felsefi bir düşünce hakkında tam işin içinden çıkamadığım mevzu var;

Kozmolojik argümanına göre düalizm varsa, bu neticeyle bilgilerin 'gerçek tanrıdan' geldiğini nasıl ayırt edebiliriz? Ruhani boyutta ibrahimi dinlerin kaynakları doğrultusunda gerçek çıkan kehanetler onların tanrıları 'gerçek' olduğu anlamına mı gelmektedir?

Şimdiden teşekkürler.

Esenlikler,

1- "Gerçek Tanrı" diye bir şey yok, çünkü tek bir tanrı yok. Nasıl ayırt edebileceğiniz sorusuna da şu cevabı vereyim: Tanrıların sesi gür bir şekilde gelir ve başlarda bu irkilmeye bile neden olabilir, güzel enerjileri vardır. Düşman varlıkların sesiyse daha belli belirsiz gelir ve negatif enerjileri vardır. Tabii enerji kısmını taklit edebilirler, kandırma amaçlı pozitif enerjiler de bırakabilirler ancak iletişiminiz olacak seviyeye geldiğinize Tanrılar zaten bu varlıkların insafına bırakmaz sizi. Aynı şekilde auranız da güçlüyse sizi koruyacaktır.

2- Hayır, ruhaniyetin "üst düzey bir varlık"la ilgisi yok. Ruhaniyet direkt evrenin kendisinden gelir. Kaldı ki Yehovah, aklı olan bir varlık bile değildir. Bir enerji küpüdür ve Reptilyanların iradesini temsil eder, Yahudilerle aralarındaki bağdır.

Ruhaniyeti ise herkes kullanabilir; bunu Reptilyanlar da, Griler de, düşman Nordikler de kullanıyor ve biz de kullanıyoruz. Sonuç olarak evrenin kendisinden gelen bir şey. Doğal bir kaynak taraf tutmaz. Bir cephede iki ordu düşünün, çatıştıkları noktada bir ırmak var. Bu ordunun ikisi de susayacaktır ve ırmaktan su dolduracaklardır. Şimdi ırmak dile gelip "Ben X tarafını tutuyorum, Y tarafının askerlerine su yok!" demeyecektir, çünkü ırmak zaten akıl sahibi değildir.

Evren de aynı şekilde, sonsuz bir ırmaktır ve isteyen herkes içer. Özel olarak bir tarafı tuttuğu yok, çünkü ırmak gibi onun da bir aklı yok.

İyi geceler.

Sana gerçekten minnettarım kardeşim, bu bilgiler için çok sağok zira kafa karışıklığım hafifledi.

Sakıncası yoksa rica etsem iki sorularım daha var;

- Eğer tanrı (Sataya-Enki vs.) 'mutlak iyiyse' nasıl olurda metafizik açıdan sevdiği çocuklarına diğer kötu niyetli insanlar tarafından yapılan kara büyülerin tesirli olmasına izin verebilir?

- JoS teolojik ve ruhani öğretimine göre 'Nuh tufanı' diye bir olay gerçekleşmiş midir? Gerçekleşmişse bunun açlıkması nedir?

Şimdiden teşekkürler
 
SonOfFreya said:
Sana gerçekten minnettarım kardeşim, bu bilgiler için çok sağok zira kafa karışıklığım hafifledi.

Sakıncası yoksa rica etsem iki sorularım daha var;

- Eğer tanrı (Sataya-Enki vs.) 'mutlak iyiyse' nasıl olurda metafizik açıdan sevdiği çocuklarına diğer kötu niyetli insanlar tarafından yapılan kara büyülerin tesirli olmasına izin verebilir?

- JoS teolojik ve ruhani öğretimine göre 'Nuh tufanı' diye bir olay gerçekleşmiş midir? Gerçekleşmişse bunun açlıkması nedir?

Şimdiden teşekkürler

Esenlikler,

1- Bunun sebebi Şeytan'ın "mutlak güç" sahibi olmamasıdır. Evet, kendisi çok güçlüdür ancak hiçbir zaman bu gücünü çarpıtıp da kendisini göklerde oturarak her şeyi izleyen, gözetleyen, herkese ceza kesebilecek sakallı yaşlı bir adam olarak tanıtmamıştır. Realistik olursak, kendisi parmaklarını şıklatıp evrenin her köşesinde istediğini alacak güçte değildir. Ancak şöyle bir şey de vardır ki, hepimizin Koruyucu Demon'ı var. Bunlar da genelde Şeytan'ın emrindeki 72 tanrıdan atanıyor. Yani zaten evrendeki en güçlü varlıklar bizi koruyor, bizim de kendimizi korumak adına sağlam adımlar atmamızla zaten bu büyülerin etkileri azalacaktır.

Zaten cinci hocanın birkaç parazit musallat edip bizi öldürebileceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yahudilerin ve Grilerin de zaten bu tarz işlerle uğraşacağını sanmıyorum. Sonuçta bu tarz kişiler onlar için kullanıldıktan sonra harcanabilir kaynaktan başka bir şey değil.

Yahudiler ise genelde gelişmiş üyelere özel lanetler atıyor ancak genel olarak, tüm SS'lere lanet yağdırıyorlar. Öyle göze çarpacak bir gelişiminiz yoksa zaten size özel lanet atılmayacaktır.

2- "Tufan" aslında çarpıtılmış bir kavramdır. Evet, mitlerde tufanlar gözükür ancak bu tamamen ruhani bir alegoridir. Belirli bir gelişimden sonra Taç Çakrasından enerjiler taşar ve vücudu yağmurun altında kalıp ıslanmışçasına bir his kaplar. Bu taşan enerjiler, arı olmayan elementleri batırır. Sonrasında da Yunan versiyonunda görebileceğiniz üzere Phyrrha (Fire/Ateş) gelir, bu da kundalini yılanına bir göndermedir. Kundalini yılanı, Taç'ın başlattığını bitirir ve geride sadece arı elementleri bırakır, ruhu temizler.

Düşman tabii bunu bozmuştur ve günahkârların cezalandırılıp geriye imanlı insanların kaldığı, alegoriden uzak bir Yahudi masalına çevirmiştir.

İyi akşamlar.
 
Bright Truth said:
SonOfFreya said:
Sana gerçekten minnettarım kardeşim, bu bilgiler için çok sağok zira kafa karışıklığım hafifledi.

Sakıncası yoksa rica etsem iki sorularım daha var;

- Eğer tanrı (Sataya-Enki vs.) 'mutlak iyiyse' nasıl olurda metafizik açıdan sevdiği çocuklarına diğer kötu niyetli insanlar tarafından yapılan kara büyülerin tesirli olmasına izin verebilir?

- JoS teolojik ve ruhani öğretimine göre 'Nuh tufanı' diye bir olay gerçekleşmiş midir? Gerçekleşmişse bunun açlıkması nedir?

Şimdiden teşekkürler

Esenlikler,

1- Bunun sebebi Şeytan'ın "mutlak güç" sahibi olmamasıdır. Evet, kendisi çok güçlüdür ancak hiçbir zaman bu gücünü çarpıtıp da kendisini göklerde oturarak her şeyi izleyen, gözetleyen, herkese ceza kesebilecek sakallı yaşlı bir adam olarak tanıtmamıştır. Realistik olursak, kendisi parmaklarını şıklatıp evrenin her köşesinde istediğini alacak güçte değildir. Ancak şöyle bir şey de vardır ki, hepimizin Koruyucu Demon'ı var. Bunlar da genelde Şeytan'ın emrindeki 72 tanrıdan atanıyor. Yani zaten evrendeki en güçlü varlıklar bizi koruyor, bizim de kendimizi korumak adına sağlam adımlar atmamızla zaten bu büyülerin etkileri azalacaktır.

Zaten cinci hocanın birkaç parazit musallat edip bizi öldürebileceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yahudilerin ve Grilerin de zaten bu tarz işlerle uğraşacağını sanmıyorum. Sonuçta bu tarz kişiler onlar için kullanıldıktan sonra harcanabilir kaynaktan başka bir şey değil.

Yahudiler ise genelde gelişmiş üyelere özel lanetler atıyor ancak genel olarak, tüm SS'lere lanet yağdırıyorlar. Öyle göze çarpacak bir gelişiminiz yoksa zaten size özel lanet atılmayacaktır.

2- "Tufan" aslında çarpıtılmış bir kavramdır. Evet, mitlerde tufanlar gözükür ancak bu tamamen ruhani bir alegoridir. Belirli bir gelişimden sonra Taç Çakrasından enerjiler taşar ve vücudu yağmurun altında kalıp ıslanmışçasına bir his kaplar. Bu taşan enerjiler, arı olmayan elementleri batırır. Sonrasında da Yunan versiyonunda görebileceğiniz üzere Phyrrha (Fire/Ateş) gelir, bu da kundalini yılanına bir göndermedir. Kundalini yılanı, Taç'ın başlattığını bitirir ve geride sadece arı elementleri bırakır, ruhu temizler.

Düşman tabii bunu bozmuştur ve günahkârların cezalandırılıp geriye imanlı insanların kaldığı, alegoriden uzak bir Yahudi masalına çevirmiştir.

İyi akşamlar.

Süpersin kardeş, çok mantıklı cevaplar. Bright peki şöyle sormama ricam etsem;

- JoS ruhani okulu içerisinde önceden belirtilen ve daha sonraki süreçlerde gerçekten doğru çıkan kehanetler var mıdır?

- Enki (Satan, Satayama vs.) insan sulbunde (görünümünde) bu fiziki boyutta aşikar olabilir mi? Buna dair kaynaklar var mıdır?

- Bazıları 'Kitab'ül Cilveden' referans almaktadır, bu kitap güvenilir mi? Oysa bu kitapta incelediğim kadarıyla sanki 'müslümanlardan kopya yapıştır' nitelikte ayetleri var. Bu kitap aldatmaca mı?

Fazla sorularım için bağışlayın, gerçekten başka yerde sorabileceğim sorular değil.

Şimdiden teşekkürler.
 
SonOfFreya said:
Süpersin kardeş, çok mantıklı cevaplar. Bright peki şöyle sormama ricam etsem;

- JoS ruhani okulu içerisinde önceden belirtilen ve daha sonraki süreçlerde gerçekten doğru çıkan kehanetler var mıdır?

- Enki (Satan, Satayama vs.) insan sulbunde (görünümünde) bu fiziki boyutta aşikar olabilir mi? Buna dair kaynaklar var mıdır?

- Bazıları 'Kitab'ül Cilveden' referans almaktadır, bu kitap güvenilir mi? Oysa bu kitapta incelediğim kadarıyla sanki 'müslümanlardan kopya yapıştır' nitelikte ayetleri var. Bu kitap aldatmaca mı?

Fazla sorularım için bağışlayın, gerçekten başka yerde sorabileceğim sorular değil.

Şimdiden teşekkürler.

Esenlikler,

1- Evet, vardır. Örneğin Yüksek Rahip Hoodedcobra666 günümüz olayları için yıllar öncesinden uyarılar almıştır. HPS Maxine, Mageson'ın hainliğini öğrenmiştir ve Yüksek Rahip Hoodedcobra666'ya bunu bildirmiştir, ancak kendini göstermesini beklemişlerdir. Lord Amdusias, 2003 yılında şunları söylemiştir:

“Bizim tarafımızda düşmanın göremediği bazı insanlarımız olduğu gibi, düşman tarafında da bizim göremediğimiz insanlar vardır. Ama davamızın tepe noktasına yaklaştıkça bunlar kendilerini barizce belli edeceklerdir.”

Ancak kehanette bulunmak için ruhani gücünüzün de olmasına gerek yok. Eğer bu ikisini ilişkilendiriyorsanız diye söylüyorum. Astroloji zaten yeterli bir kaynak bunun için. Mesela Kova özgürlüğü, Satürn kısıtlamaları yönetir. Şimdi Yahudiler de bunu fırsat bilip "Oooyyyy veeeeyyyy, 757546548. doz aşını almadın mı sen goy!? Evden çıkamazsın!" diye geziniyorlar. Bakın, çok da zor bir şey değilmiş bunların yaşanacağını bilmek. "Satürn, 2020 yılında Kova'ya geçecek. Özgürlüğünüze kısıtlamalar gelebilir." diye 2019'da söyleseydim pek de şaşırtıcı olmazdı.

Ancak ruhani olarak da bu tarz görüler alan kardeşlerimiz var. Siteye bu tarz yorumlar çokça geldi. "Öleceğini gördüğüm ölüyor, şunu olacağını gördüğüm oluyor." tarzında. Genelde bu kardeşlerimiz kendilerinin öyle düşünüp öyle yaptıklarını sanıyorlar ancak aslında geleceğe dair görü alıyorlar.

2- Evet, Şeytan Baba da insansı bir görünümdedir. Nordik Irk'tandır kendisi. Beyaz teni, uzun boyu ve sarı saçlarıyla mavi gözleri vardır. Evrendeki en yaşlı bedene sahip olmasına rağmen (Dünya yılıyla 500.000 yaşındadır) en sağlam ve güçlü bedene de sahiptir. Görünümü ise gençliğini korumuştur.

3- Kitab-ı Celve, Şeytan'ın bizzat dikte ettirdiği bir kitaptır. Melek Taus ta kendisidir. Ancak tabii ki kitabın çoğu bozulmuştur. Bozulmayan kısımsa JoS'ta paylaşılmıştır. "İslâmî öğeler" dediğiniz yerler aslında alegorilerdir. Şeytan cidden kimseyi sonsuz ateşe atmayacak. Vaktinde bunların açıklamasını Yüksek Rahip Hoodedcobra666'dan talep etmiştim. Mitler alegorilerle ve hikâyesel anlatımlarla yazılmıştır. Kitab-ı Celve'de de aynısı geçerlidir. Genelde sözler basitleştirilir ki ezbere uygun olsun. Ancak gelişmiş kişiler o basit sözlerin altından derin anlamları çıkarıp alabilir. Yüksek Rahip, bu alegorileri açtığında ben de sizlerle paylaşacağım.

İyi günler.
 
Alena666 said:
Esenlikler,

1- Var. Yanlış hatırlamıyorsam virüsü tahmin etmişlerdi. Birde Satan's Peacock'a güvenmeme olayı vardı. Daha varsa aklımda kalmamış.

2- Altın çağ geldiğinde neden olmasın? Şu an zaten gelebilir fakat yeterli ruhani gelişimi olmayan biri göremez.

3- Kitab-ı Celve süslümanlarının ayetlerinden "kopyala yapıştır" değildir. Ve çoğu ayeti kaybolsa da doğru kabul ettiğimiz tek kitaptır.

İyi günler dilerim.

Esenlikler,

Yanlış bilgi olmaması adına bir noktayı düzeltmek istiyorum. O "virüs" kısmı aslında 2009 yılında yazılmış bir yazı. Bir sürü virüs geldi geçti yani. O yüzden direkt Covid-19 için söylenmedi.

İyi günler.
 
Kitap(lar) yazilmasi ne kadar doğru?
Bunun Bülent Kısa'nın yazdığı kitaplardan ne farkı var?
 
×666 said:
Kitap(lar) yazilmasi ne kadar doğru?
Bunun Bülent Kısa'nın yazdığı kitaplardan ne farkı var?

Esenlikler,

Hiç kimse sabah akşam Kitab-ı Celve okumuyor, bunu okuyunca sevap kazanmıyor. Kitap da iletişimin bir biçimidir, Merkür tarafından yönetilir. Ne demişler en nihayetinde, "söz uçar yazı kalır". O yüzden kitaba "kutsal" gözüyle bakılmasından ziyade asıl buradaki amaç bu sözleri kayda geçirebilmek. Bu sözler kayda geçtikten sonra yine ezberlenebilir, ki öyle yüzlerce sayfalık bir şeyden bahsetmiyoruz. Ancak kitap hiç olmasaydı bunlar unutulur giderdi. Mitler de aynı şekilde kayda geçirilmeseydi günümüzde bilinmeyecekti ve paganizmin dirilişi 1800'lerin Almanya'sında yaşanmayacaktı.

İyi günler.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top