Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Zeka çalışması, hitabet

Perla

Member
Joined
Jul 21, 2020
Messages
179
Esenlikler,

O kadar çok şey okuyup araştırmama rağmen hiç birşey aklımda kalmıyor. Bilgileri özümsüyorum ama istediğim zaman
çıkartamıyorum, sözel olarak ifade edemiyorum. Hergün hayalimde öğretmen gibi vaaz verdiğimi, konuştuğumu hayal ediyorum.
Düşünerek düzenleyerek yazdığım için yazıda çok iyiyim, içimden çok güzel konuşuyorum, sözelde iki lafı bir araya
getirip konuşamam. Mesela çevremdekilere yoga ve meditasyon yapmalarını tavsiye etmek istiyorum. Hatırladığım kadarı
ile anlatmaya çalışırım ama sağdan soldan, ve ya çalışmadığım yerden sorarlarsa, kalırım öyle. Hep öyle oluyor çünkü.
Mesela ''bende yoga meditasyon yapsa baş ağrılarım geçer mi'' diye ani soru almıştım, kaldım öyle ne diyeceğimi bilemedim.
omuz ağırı için ağaç pozu yaparken ''ne yapıyor o'' diyorlar benden için, eşimde ''omzu ağrıyor yoga yapıyor'' dedi.
''Faydası oluyorlar bizde yapalım'' diyorlar. Böyle durumda kendini bilen bir yogi şu şu faydaları var, sizde yapın diye öğretmesi lazım.
Bilmediğim yerden soracaklar diye bişey diyemiyorum.
Youtube'ta bakıyorum herkes ne kadar saçma salakda olsa konunun uzmanı profesörü gibi çatır çatır konuşuyor. Hayret!
Bana göre insanlarla iletişim kurmak satranç oynamak gibi.. Stratejik düşünme, doğru hamle ve taşı kullanmak..
Nerde ne konuşacağımı bilmiyorum, onlar gibi dedikodu gevezelik yapamıyorum. onlara uyum sağlayamadığım içinde çok
strese giriyorum. onlarla konuşma gibi gibi niyetimde yok artık, sessliğin yalnız kalmanın hazzına vardım çünkü.
ama mecburen bazen iletişim kurmak gerekiyor, böyle durumlarda insanlarla iletişim kurmak, hemde etkileyici,
güzel konuşmak istiyorum hep hayalim.

+ Anne babamın zihinsel engelli olmasına rağmen ben gayet normalim, dışardan bakıncada sağlığım normal.
Ben kendim hissediyorum babadan gelen hafif bir anlayış kıtlığı var sanırım, diğer insanlara göre geç anlıyorum.
Toplumumuzda saf ve temiz diye bir tabir vardırya öyle görüyorum kendimi. Gerçi onun asıl anlamı manevi olarak
temiz anlamına geliyor ama insanlarımız zekaya vuruyorlar.
Bu zamana kadar bir işim olsaydı insanlarle etkileşimde olaacağım için konuşabilirdim, ya da konuşabileceğim bir
arkadaşım veya bir yakınım olsaydı bu sorun olmazdı. tamam daha düne kadar çok yalnızlık çektim ama Şeytan baba sayesinde artık
yalnızlık gibi bir sorunum yok. Tanrılar var, meneviyat var. Kendimi gerçekten çok çok iyi hissediyorum. Televizyonlarda veya
etrafımızda görüyoruz, o kadar çoluk çocukla, o yaşlarda kaçanlar, birbirilerini öldürenler, kavgalar, tüm aptalca davranışlar,
bunları gördükçe içim parçalanıyor. Bunların hepsi maneviyat eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu ihtiyacı içgüdüsel olarak
aşk sevgiy, saygıyla doldurmak istiyorlar, hep hüsran oluyor, keşke herkesi kurtarabilsek...
Hepsi maneviyat eksikliğinden oluyor. Dünyadaki herkes Meditasyon yapsa, maneviyat çalışsa hiç sorun kalmaz diye düşünüyorum.
Maneviyatı çok geç öğrendik, öğretmesi, uygulaması, herşeyin rayına oturması çok zaman alıyor.
Evet çok ezik büyüdüm, çok dalga geçtiler, küçüklüğümden beri iletişim kurmaya çalışmak yerine yoga maneviyat meditasyon öğretselermiş,
herkese kayıtsız kalırdım, bu çok iyi olurdu, kendimi çok iyi hissetmemi sağlardı.. :/



zeka ve etkileyici konuşmak için çalışmalarım şunlar, tavsiyeleriniz, eksik gördükleriniz, yardımlarınız için teşekkür ederim.
şimdilik Merkür karesinden başalaycağım ve Leydi Vapulayı davet edecğim.. Derslerim çok fazla olduğu için diğerlerini yapamayacağım,
mantaralara yaza doğru başlarım diye düşünüyorum.

1. Laydi Vapuladan yardım istemek. Daha önce kendi çapımda davet yapmıştım, 500 RTR teklif ettim ama psişik açıklığım olmadığı için
gelip gelmediğini, duyup duymadığını bikmiyorum. Tabi herzamanki gibi ''Vapula seni duymadı, senden haberi yok, vapula yardım etmiş olsaydı
etkisini görürdün, değişiklikleri farkederdin'' vesveselerinden dolayı RTR yapmayı bıraktım. şimdi tekrar çağıracağım, özür dileyip, k
ağıda düşüncelerimi yazıp yakmayı düşünüyorum. ona ömür boyu ihtiyacım olacağı için çok RTR teklif edeceğim, sizce kaç 6 bin az, 23 bin çok mu kararsızım??
ve en merak ettiğim her RTR yapmadan evvel elimi göğsüme koyup '' Laydi Vapula için.. Gardiyan Demonum için'' diyorum. yani onun adına nasıl
yapıyorsunuz RTR yapma işini?, ben bu şekil yapıyorumda??


2. Merkür ve jüpiter karelerini yapacağım. BUDHAYA mantrasında d harfini üst damak ve alt çene dişlerini hafif ısırılmasıyla arı vızıltısı için
''DDZZZ'' sesi çıkacak değil mi? Zihnimde netlik kazansın istiyorum.
Çakraları titreşimle uyarma isimli pdf dosyasında gezegensel mantraların ''Yedinci/Taç Çakrası: GURUAVE, titretilişi GG–UUU–RR–UUU– AA–VEEYY''
bu şekilde yazıyor bu şekilde titreştireceğim.


3. ''Aum Sarasvatyai Namah/Svaha'' bu kısa mantra yerine '' Aum Hrim Aim Dhim Sauh Sarasvatyai Namah /Svaha'' uzun olan tercih ediyorum.
( https://www.ancient-forums.com/viewtopic.php?f=3&t=36701 burada gördüm) Düz yazıldığı gibi şarkı söyler gibi mantra gibi söylüyorum.
Doğru titretilişini bilen varsa yazabilir mi? ''d'' yazıldığı gibi mi okunuyor?


4. MANNAZ+LÖGR+ODHAL+PERTHRO Runelerde bunlar. + sarı aura kullanmak, sarı renk solumak. Güneşi tercih ediyorum,
ama umarım kullanmam gereken mat sarı değildir. ( https://www.ancient-forums.com/viewtopic.php?f=5&t=58270 burada gördüm)
 
Perla said:
Esenlikler,

O kadar çok şey okuyup araştırmama rağmen hiç birşey aklımda kalmıyor. Bilgileri özümsüyorum ama istediğim zaman
çıkartamıyorum, sözel olarak ifade edemiyorum. Hergün hayalimde öğretmen gibi vaaz verdiğimi, konuştuğumu hayal ediyorum.
Düşünerek düzenleyerek yazdığım için yazıda çok iyiyim, içimden çok güzel konuşuyorum, sözelde iki lafı bir araya
getirip konuşamam. Mesela çevremdekilere yoga ve meditasyon yapmalarını tavsiye etmek istiyorum. Hatırladığım kadarı
ile anlatmaya çalışırım ama sağdan soldan, ve ya çalışmadığım yerden sorarlarsa, kalırım öyle. Hep öyle oluyor çünkü.
Mesela ''bende yoga meditasyon yapsa baş ağrılarım geçer mi'' diye ani soru almıştım, kaldım öyle ne diyeceğimi bilemedim.
omuz ağırı için ağaç pozu yaparken ''ne yapıyor o'' diyorlar benden için, eşimde ''omzu ağrıyor yoga yapıyor'' dedi.
''Faydası oluyorlar bizde yapalım'' diyorlar. Böyle durumda kendini bilen bir yogi şu şu faydaları var, sizde yapın diye öğretmesi lazım.
Bilmediğim yerden soracaklar diye bişey diyemiyorum.
Youtube'ta bakıyorum herkes ne kadar saçma salakda olsa konunun uzmanı profesörü gibi çatır çatır konuşuyor. Hayret!
Bana göre insanlarla iletişim kurmak satranç oynamak gibi.. Stratejik düşünme, doğru hamle ve taşı kullanmak..
Nerde ne konuşacağımı bilmiyorum, onlar gibi dedikodu gevezelik yapamıyorum. onlara uyum sağlayamadığım içinde çok
strese giriyorum. onlarla konuşma gibi gibi niyetimde yok artık, sessliğin yalnız kalmanın hazzına vardım çünkü.
ama mecburen bazen iletişim kurmak gerekiyor, böyle durumlarda insanlarla iletişim kurmak, hemde etkileyici,
güzel konuşmak istiyorum hep hayalim.

+ Anne babamın zihinsel engelli olmasına rağmen ben gayet normalim, dışardan bakıncada sağlığım normal.
Ben kendim hissediyorum babadan gelen hafif bir anlayış kıtlığı var sanırım, diğer insanlara göre geç anlıyorum.
Toplumumuzda saf ve temiz diye bir tabir vardırya öyle görüyorum kendimi. Gerçi onun asıl anlamı manevi olarak
temiz anlamına geliyor ama insanlarımız zekaya vuruyorlar.
Bu zamana kadar bir işim olsaydı insanlarle etkileşimde olaacağım için konuşabilirdim, ya da konuşabileceğim bir
arkadaşım veya bir yakınım olsaydı bu sorun olmazdı. tamam daha düne kadar çok yalnızlık çektim ama Şeytan baba sayesinde artık
yalnızlık gibi bir sorunum yok. Tanrılar var, meneviyat var. Kendimi gerçekten çok çok iyi hissediyorum. Televizyonlarda veya
etrafımızda görüyoruz, o kadar çoluk çocukla, o yaşlarda kaçanlar, birbirilerini öldürenler, kavgalar, tüm aptalca davranışlar,
bunları gördükçe içim parçalanıyor. Bunların hepsi maneviyat eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu ihtiyacı içgüdüsel olarak
aşk sevgiy, saygıyla doldurmak istiyorlar, hep hüsran oluyor, keşke herkesi kurtarabilsek...
Hepsi maneviyat eksikliğinden oluyor. Dünyadaki herkes Meditasyon yapsa, maneviyat çalışsa hiç sorun kalmaz diye düşünüyorum.
Maneviyatı çok geç öğrendik, öğretmesi, uygulaması, herşeyin rayına oturması çok zaman alıyor.
Evet çok ezik büyüdüm, çok dalga geçtiler, küçüklüğümden beri iletişim kurmaya çalışmak yerine yoga maneviyat meditasyon öğretselermiş,
herkese kayıtsız kalırdım, bu çok iyi olurdu, kendimi çok iyi hissetmemi sağlardı.. :/



zeka ve etkileyici konuşmak için çalışmalarım şunlar, tavsiyeleriniz, eksik gördükleriniz, yardımlarınız için teşekkür ederim.
şimdilik Merkür karesinden başalaycağım ve Leydi Vapulayı davet edecğim.. Derslerim çok fazla olduğu için diğerlerini yapamayacağım,
mantaralara yaza doğru başlarım diye düşünüyorum.

1. Laydi Vapuladan yardım istemek. Daha önce kendi çapımda davet yapmıştım, 500 RTR teklif ettim ama psişik açıklığım olmadığı için
gelip gelmediğini, duyup duymadığını bikmiyorum. Tabi herzamanki gibi ''Vapula seni duymadı, senden haberi yok, vapula yardım etmiş olsaydı
etkisini görürdün, değişiklikleri farkederdin'' vesveselerinden dolayı RTR yapmayı bıraktım. şimdi tekrar çağıracağım, özür dileyip, k
ağıda düşüncelerimi yazıp yakmayı düşünüyorum. ona ömür boyu ihtiyacım olacağı için çok RTR teklif edeceğim, sizce kaç 6 bin az, 23 bin çok mu kararsızım??
ve en merak ettiğim her RTR yapmadan evvel elimi göğsüme koyup '' Laydi Vapula için.. Gardiyan Demonum için'' diyorum. yani onun adına nasıl
yapıyorsunuz RTR yapma işini?, ben bu şekil yapıyorumda??


2. Merkür ve jüpiter karelerini yapacağım. BUDHAYA mantrasında d harfini üst damak ve alt çene dişlerini hafif ısırılmasıyla arı vızıltısı için
''DDZZZ'' sesi çıkacak değil mi? Zihnimde netlik kazansın istiyorum.
Çakraları titreşimle uyarma isimli pdf dosyasında gezegensel mantraların ''Yedinci/Taç Çakrası: GURUAVE, titretilişi GG–UUU–RR–UUU– AA–VEEYY''
bu şekilde yazıyor bu şekilde titreştireceğim.


3. ''Aum Sarasvatyai Namah/Svaha'' bu kısa mantra yerine '' Aum Hrim Aim Dhim Sauh Sarasvatyai Namah /Svaha'' uzun olan tercih ediyorum.
( https://www.ancient-forums.com/viewtopic.php?f=3&t=36701 burada gördüm) Düz yazıldığı gibi şarkı söyler gibi mantra gibi söylüyorum.
Doğru titretilişini bilen varsa yazabilir mi? ''d'' yazıldığı gibi mi okunuyor?


4. MANNAZ+LÖGR+ODHAL+PERTHRO Runelerde bunlar. + sarı aura kullanmak, sarı renk solumak. Güneşi tercih ediyorum,
ama umarım kullanmam gereken mat sarı değildir. ( https://www.ancient-forums.com/viewtopic.php?f=5&t=58270 burada gördüm)

Esenlikler,

Öncelikle bazı şeyleri bir açıklığa kavuşturmak isterim. 100.000 RTR yapsanız bile tanrılar size büyük ihtimal bu konuda yardım etmeyecektir, çünkü sizin başarabileceğiniz bir şey.

1- RTR'lar hakkında da şunu söyleyeyim. Örneğin gücünüzü aşan bir enerji gerekiyor. Ya da maddi olaylarla çözülemeyecek gibi ve tanrılardan bu iş hakkında yardım istediniz. Günlük zaten 1 tane RTR yapmanız gerekiyor, 100 RTR sözü vermişseniz bu da 100 gün boyunca 2 tane RTR yapmak demek. Tanrı/çalar zaten bunları biliyor ancak söze de dökmek istiyorsanız Şeytan'a İnvokasyonu okurken kendisine RTR'larınızı istediğiniz tanrıya adadığınızı söyleyebilirsiniz.

2- D harfinin titreşimi ise şu şekilde: Dilinizi dişlerinizin arasına sokun ve bastırın. T harfini titreteceğiniz zaman da yine aynı şekilde dişlerinizin arasına dilinizi sokun ama bastırmayın, arı vızıltısı gibi Z'ye yakın bir ses çıkacaktır. İkisi farklıdır, bunu da ek bilgi olarak belirteyim burada. BUDHAAYA ise şu şekildeydi diye hatırlıyorum: "BBB-UUU-DDD-HAĞ-AĞYYY-AAAĞĞĞ" Ses dosyasını yine de kontrol edin, yanlış olabilir.

Guruave'deki G ise çocuklara 1. sınıfta Ğ harfi nasıl dendiğinde gösterdikleri Ğ'dir. Boğazdan gelir. ĞĞĞĞĞ deyin aynı 1. sınıfta alfabeyi öğrenirken yaptığınız gibi. Dediğim gibi tekrardan, Jüpiter Karesi sayfasındaki ses dosyasına bakın.

3- Aum ... Nama/Svaha ise gezegensel mantralarda kullanılır. Sarasvati bir gezegenin mantrası değil. Dümdüz titreteceksiniz onu, SSS-AAAĞĞĞ-RRR-AAAĞĞĞ-SSS-VVV-AAA-TTT-İİİ diye. AAAĞĞĞ dediğim yerler daha ince bir A, İngilizce'deki gibi. Bizdeki gibi ağzın ortasından kalın bir A çıkarılmak yerine, A sesi damağa vurulacak ve böylece ince bir A yakalanacak.

4- Zekâ için düz bir sarı kullanmanız gerekir, beyazımsı değil. Rünler ise uygun değil. Mannaz ve Kenaz rünlerini kullanabilirsiniz.

Ayrıca iletişimdeki sıkıntıları engellemek için Ansuz rününü de kullanabilirsiniz. Bu yazımıza bakmanızı tavsiye ediyorum. En altta rünlerin titreşimleri için bir oynatma listesi de bıraktık.

İyi günler.
 
RTR konusunda günlük 2 tane değil, günlük mümkün olduğunda çok yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Bi ara ana forumda bir başlık gördüm, günlük 30 -36 çalışma yapalım 40 günlük filan diye adını tam hatırlamıyorum konunun.
olabilir aslında, benim niyetim var, günlük 2- 6+ yapılabilir ama yazın daha fazla boş vaktimiz olabilir derslerden,
bir RTR 10dk kadar sürüyor, saate 6 RTR yapılabilir, yani günlük dinlene dinlene mümkün olduğunca fazla RTR yapılabilir. Bunu düşünüyorum.
Dünyanın daha çabuk kurtulması ve bizlerin daha çabuk özgürleşmesi için. hayalim tüm vaktimi yoga meditasyon ve RTR lere ayırmak,
umarım ilerleyen yıllarda herşey rayına oturunca olur.
 
Halihazırda zaten güzel cevaplar verilmişken bende bir kaç naçizane tavsiyede bulunmak istiyorum,

Benim de hitabetim pek iyi olmamakla birlikte,görebildiğim kadarıyla genellikle bu hitabeti iyi diye söylenen kimseler
taklit üzerine konuşma yaparlar(din adamları buna çok iyi örnektir) yürüyüşleri,aktarışları ve mimiklerine kadar kendinizde dikkat ederseniz yapay şekilde olduklarını gayet tabii şekilde farkedilebilir ve benim de şahsi kanaatimde doğal olmadıkları yönünde.

Evet,bazı insanlar takdir edersiniz ki belagat yeteneği ile doğmuşlardır ya da çevresiyle kaderin talihi üzerine
bu konuda gelişmişlerdir.Mesela bu konu hakkında için yazmak için oluşturduğum hesabın kullanıcı adı da buna bir örnektir.Bu önemli şahsiyet sadece istidat ve kabiliyeti ile değil ayrıca bunun hakkında eğitim alarak,edebiyat ve okumalar yaparak geliştirmiştir.Size de yapmanızı tavsiye ettiğim ama sübjektif olan birkaç önermelerde bulunacağım;

1_Okuduğunuz şeyleri unutmanızın sebebi ortasında fazlaca hayal kurmanız olabilir,o yüzden hayal kurmaktan medi ve diğer ruhani şeyleri haricinde kaçınmanızı şiddetle öneririm,belki kendi başınıza bu bilgileri daha kolay hatırlayabiliyorken
sosyal ortamda hatırlamamanız bundan ileri gelebilir

2_Öğrendiğiniz bilgileri unutma kaygısı güderek okumayın,bu size bilgiyi hatırlamaya çalışırken daha da sıkıntı çıkarabilir.

3_Eğer öğrendiğiniz bilgiler zaten sizin alanınız değil öylesine okuduğunuz şeyler ise unutmanız gayet normal,zevk almak için okuyun,öyle insanlar vardır ki bilgi satmak için termleri ezberlemeye çalışır,kendinizi kasmayın.

4_Mutlaka bir alanda derinleşin,hergün okumalar yapın.Hem bu vesileyle bağlantı kurma yeteneğiniz gelişecek hem de buna müteakip bazı şeyleri daha kolay anlayabildiğinizi gözlemleyebileceksiniz.

5.Bişeyleri karşılaştırmayı deneyin okuduğunuz iki makale hakkında karşılaştırma yapıp,onun üzerine düşünün,kendi yorumlarınızı yapın.

6_Birbirinize karşı hitabetiniz kişiler varsa böyle bir grup işinize gelebilir,yoksa kendinizi kameraya kaydedin ve konuşma
sırasında yaptığınız hataları gözlemleyin,5. video da bile aradaki farkı görüceksiniz (o an sadece eleştiri için teyakkuzda olun,suratınız da sivilceye bakmayın)

7_Konuşurken kendinizden emin olun,cümlelerinizi kurarken örnek olarak "Tam emin değilim,bana güvenin" gibi cümleler
kurmayın.

8_Kendinizi insanlara karşı takdim ederken,hayat hikayenizi karşı tarafa anlatmayın,herkes kötü şeyler yaşamaştır,bazı kötü eylemler de bulunmuşlardır ama bunlar anlatılmazlar(Enerji emiciler istisnai durumlardan birisidir).Mesela kişinin en sonunda amacına ulaştığı vakit insanlara yine de mutsuz olduğunu söylemez tam tersi çok mutlu olduklarını söylerler.

9_Size Türk edebiyatında ünlü yazarları okumanızı özellikle öneririm.

10_Siz hiçbir zaman ezik değilsiniz,geçmişinizde dahi,kendinizi buna inandırmayın.Hayatınızı bunun üstüne,geçmişiniz üzerine intikam ile hayatınızı inşa ederseniz,başarılı olsanız dahi hiçbir zaman mutlu olamazsınız.

Bunlar bazı sizin yazınıza karşı yazdıklarımı bazı müşahedelerim,deneyimlediklerim ve düşüncelerimi arzımdır.Umuyorum ki yardımcı olurlar.En önemlisi de ruhunuzdaki asaleti küçümsememeniz,onu yakından tanımanızdır.Kim olduğunuzun zerre önemi yok,meditasyonlar zamanla sorduğunuz konular hakkında cevaplar verecektir,çoğu sorunun cevabını tanrılardan alarak değil kendiniz keşfedecekseniz bu suretle.Sizden bir ricam da hakkınızdaki menfi duygulara ve düşüncelere hiçbir zaman için önem atfetmemeniz,bunlara kulak asmamanızdır.Kendinize iyi bakın


"Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!" M.Kemal Atatürk
 
Cicero said:
Halihazırda zaten güzel cevaplar verilmişken bende bir kaç naçizane tavsiyede bulunmak istiyorum,

Benim de hitabetim pek iyi olmamakla birlikte,görebildiğim kadarıyla genellikle bu hitabeti iyi diye söylenen kimseler
taklit üzerine konuşma yaparlar(din adamları buna çok iyi örnektir) yürüyüşleri,aktarışları ve mimiklerine kadar kendinizde dikkat ederseniz yapay şekilde olduklarını gayet tabii şekilde farkedilebilir ve benim de şahsi kanaatimde doğal olmadıkları yönünde.

Evet,bazı insanlar takdir edersiniz ki belagat yeteneği ile doğmuşlardır ya da çevresiyle kaderin talihi üzerine
bu konuda gelişmişlerdir.Mesela bu konu hakkında için yazmak için oluşturduğum hesabın kullanıcı adı da buna bir örnektir.Bu önemli şahsiyet sadece istidat ve kabiliyeti ile değil ayrıca bunun hakkında eğitim alarak,edebiyat ve okumalar yaparak geliştirmiştir.Size de yapmanızı tavsiye ettiğim ama sübjektif olan birkaç önermelerde bulunacağım;

1_Okuduğunuz şeyleri unutmanızın sebebi ortasında fazlaca hayal kurmanız olabilir,o yüzden hayal kurmaktan medi ve diğer ruhani şeyleri haricinde kaçınmanızı şiddetle öneririm,belki kendi başınıza bu bilgileri daha kolay hatırlayabiliyorken
sosyal ortamda hatırlamamanız bundan ileri gelebilir

2_Öğrendiğiniz bilgileri unutma kaygısı güderek okumayın,bu size bilgiyi hatırlamaya çalışırken daha da sıkıntı çıkarabilir.

3_Eğer öğrendiğiniz bilgiler zaten sizin alanınız değil öylesine okuduğunuz şeyler ise unutmanız gayet normal,zevk almak için okuyun,öyle insanlar vardır ki bilgi satmak için termleri ezberlemeye çalışır,kendinizi kasmayın.

4_Mutlaka bir alanda derinleşin,hergün okumalar yapın.Hem bu vesileyle bağlantı kurma yeteneğiniz gelişecek hem de buna müteakip bazı şeyleri daha kolay anlayabildiğinizi gözlemleyebileceksiniz.

5.Bişeyleri karşılaştırmayı deneyin okuduğunuz iki makale hakkında karşılaştırma yapıp,onun üzerine düşünün,kendi yorumlarınızı yapın.

6_Birbirinize karşı hitabetiniz kişiler varsa böyle bir grup işinize gelebilir,yoksa kendinizi kameraya kaydedin ve konuşma
sırasında yaptığınız hataları gözlemleyin,5. video da bile aradaki farkı görüceksiniz (o an sadece eleştiri için teyakkuzda olun,suratınız da sivilceye bakmayın)

7_Konuşurken kendinizden emin olun,cümlelerinizi kurarken örnek olarak "Tam emin değilim,bana güvenin" gibi cümleler
kurmayın.

8_Kendinizi insanlara karşı takdim ederken,hayat hikayenizi karşı tarafa anlatmayın,herkes kötü şeyler yaşamaştır,bazı kötü eylemler de bulunmuşlardır ama bunlar anlatılmazlar(Enerji emiciler istisnai durumlardan birisidir).Mesela kişinin en sonunda amacına ulaştığı vakit insanlara yine de mutsuz olduğunu söylemez tam tersi çok mutlu olduklarını söylerler.

9_Size Türk edebiyatında ünlü yazarları okumanızı özellikle öneririm.

10_Siz hiçbir zaman ezik değilsiniz,geçmişinizde dahi,kendinizi buna inandırmayın.Hayatınızı bunun üstüne,geçmişiniz üzerine intikam ile hayatınızı inşa ederseniz,başarılı olsanız dahi hiçbir zaman mutlu olamazsınız.

Bunlar bazı sizin yazınıza karşı yazdıklarımı bazı müşahedelerim,deneyimlediklerim ve düşüncelerimi arzımdır.Umuyorum ki yardımcı olurlar.En önemlisi de ruhunuzdaki asaleti küçümsememeniz,onu yakından tanımanızdır.Kim olduğunuzun zerre önemi yok,meditasyonlar zamanla sorduğunuz konular hakkında cevaplar verecektir,çoğu sorunun cevabını tanrılardan alarak değil kendiniz keşfedecekseniz bu suretle.Sizden bir ricam da hakkınızdaki menfi duygulara ve düşüncelere hiçbir zaman için önem atfetmemeniz,bunlara kulak asmamanızdır.Kendinize iyi bakın


"Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!" M.Kemal Atatürk

Esenlikler
Değerli Tavsiyeleriniz, yardımlarınız için çok teşekkür ederim, gerçekten çok rahatlatıcı.

Bu yaşıma kadar hem maddi hemde manevi herşeyin eksikliğini yaşadığım için herkese hayata çok öfkeliyim.
Maslov'un ihtiyaçlar basamaklarının sırasıyla insanlar için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
ilk iki basamak tamamlandı sıra diğer basamaklarda. imkanlarım elverdiği kadar çok akademik planlarım var,
onları gerçekleştireceğim. Hem kendime hemde insanlara ispat etmek istiyorum kendimi. Keşke zamanında ilgilenilseydi
benimlede eğim, iş gibi herşeyleri zamanında yapmış olsaydım, şu an enerjimi başta şeylere kanalize ederdim.
Buna çok kızıyorum işte yapıcak birşey yok :/
Yoganın meditasyonun değeri yeni başlayınca hemen anlaşılmıyor, maneviyatın verdiği zevki hazzı, faydaları
verdiği hissiyat birkaç yıl gibi zaman geçtikçeanlaşılıyor. Gerçekten sorularımın cevaplarını ise geçte olsa anlıyorum.
Eziklik duygusu diğer negatif enerjiler gibi insanın aurasına kayıtlı şeyler olduğunu düşünüyorum, eziklik duygusu
koku gibidir, sessiz sakin olması, utangaç çekingen korkaklık enerjileri yaydığı titreşimden karşıdan bakınca belli oluyor, anlaşılıyor.
Meditasyon tüm negatif karmayı zamanla yok ettiği gibi eziklik hissinide yok ediyor.
şuan üniv. okuyorum ama bitsin başka bölüm istiyorum, psikolojiye çok ilgim var. insanlar konuşmaları, davranışları,
bilinçaltında yatan nedenler sonuçları hergün ve sürekli hep bunları düşünürüm. öğretmenlik hiç sevmem ama
böyle birşey düşünürmüyüm acaba, ilerde karar vericem, zaten benim için en iyi olanı seçmemde Tanrılar yardımcı olacaktır.
 
Perla said:
Esenlikler,


Düşünerek düzenleyerek yazdığım için yazıda çok iyiyim, içimden çok güzel konuşuyorum, sözelde iki lafı bir araya
getirip konuşamam. Mesela çevremdekilere yoga ve meditasyon yapmalarını tavsiye etmek istiyorum. Hatırladığım kadarı
ile anlatmaya çalışırım ama sağdan soldan, ve ya çalışmadığım yerden sorarlarsa, kalırım öyle. Hep öyle oluyor çünkü.
Mesela ''bende yoga meditasyon yapsa baş ağrılarım geçer mi'' diye ani soru almıştım, kaldım öyle ne diyeceğimi bilemedim.
omuz ağırı için ağaç pozu yaparken ''ne yapıyor o'' diyorlar benden için, eşimde ''omzu ağrıyor yoga yapıyor'' dedi.
''Faydası oluyorlar bizde yapalım'' diyorlar. Böyle durumda kendini bilen bir yogi şu şu faydaları var, sizde yapın diye öğretmesi lazım.

Esenlikler,

Bilgileri unutmak ve ifade edememek hakkında birkaç şeyden bahsetmek istiyorum.

Bir şeyi okumanız, onu öğrendiğiniz ve içselleştirdiğiniz anlamına gelmez. Her gün her yerden -Instagram, Youtube, toplu taşıma araçlarındaki reklamlar- sürekli bize bir şeyler söyleniyor. A kişisinin hayatından B eşyasının indirimine kadar beynimiz çevreden sürekli uyarıcılara maruz kalıyor. Canlı renklerden dilinize dolanan reklam şarkılarına kadar. Bu da, tabiri caizse, zihnimizin ezberleme, öğrenme, odaklanma gibi mekanizmalarını yıpratıyor.

Bu konuda iki tavsiyem var. Daha sonra işinize yarayacak bir şeyle karşılaştığınızda onu kara kitabınıza kaydedin ve günlük hayatınıza dahil edin. Örnek: A'nın zararlı olduğunu öğrendiğiniz anda onu bırakmak. Sadece bilgisiyle yetinmemek. Bundan başkalarına bahsetmek ve yazılı olarak kaydetmek.

Hitabet konusunda, ne kadar okursanız okuyun ve üstüne düşünürseniz düşünün doğuştan yetenekli olmayan birinin bu konuda gelişmesinin tek bir kesin yolu var. Pratik yapmak. On kere diliniz tutulsa ve utanarak sussanız bile on birinciyi denemek.

Bilmediğiniz bir şeyi sorarlarsa bilmiyorum, baş ağrısına iyi gelebilecek yoga var mı araştırıp size söyleyeyim diyin. Hayallerinizde kendinizi her soruya kıvrak bir zekayla cevap veren biri olarak gördüğünüz için bunu yapamıyorsunuz. O hayalleri gerçek yapmak istiyorsanız, hayal kurmayı bırakmanız gerek.

Perla said:
Bana göre insanlarla iletişim kurmak satranç oynamak gibi.. Stratejik düşünme, doğru hamle ve taşı kullanmak..
Nerde ne konuşacağımı bilmiyorum, onlar gibi dedikodu gevezelik yapamıyorum. onlara uyum sağlayamadığım içinde çok
strese giriyorum. onlarla konuşma gibi gibi niyetimde yok artık, sessliğin yalnız kalmanın hazzına vardım çünkü.
ama mecburen bazen iletişim kurmak gerekiyor, böyle durumlarda insanlarla iletişim kurmak, hemde etkileyici,
güzel konuşmak istiyorum hep hayalim.

Münzevi gibi yaşadıktan sonra sadece zorunda kaldığınızda iletişim kurarsanız konuşmanız ne etkileyici, ne de güzel olur. Güzel konuşmak istiyorsanız önce belki kendinizi rezil edecek, topluluk önünde utanacak, yavaş yavaş konuşmanızı geliştireceksiniz. İnsan ilişkileri satrançtan çok daha karmaşık ve sizin dedikodu/gevezelik dediğiniz şeyler (kim ne arabası almış, kim kimle seks eylemiş, yuh n'apmış n'apmış'' sosyal bir hayatta kalma oyunu. Hangi erkeğin/kadının güvenilir, zengin, açık sözlü, veya yalancı, sahtekar, üç çocukla sizi ortada bırakabilecek biri olduğunu öğrenmek için üstü kapalı bir iletişim yolu. Bunlar sesli söylenmez, çoğu zaman düşünülmez bile, bilinçaltına kaydedilir.

Perla said:
herkese kayıtsız kalırdım, bu çok iyi olurdu, kendimi çok iyi hissetmemi sağlardı.. :/

Hayır, olmazdı. İçinizdeki çok belirgin iyi ve önemli biri olma isteğini hem doğanıza hem de dininize karşı gelerek bastırmak niye iyi bir şey olsun?

Sert konuşmuş olabilirim ama tüm samimiyetimle iyiliğinizi istiyorum.

İyi akşamlar.
 
Pammy said:
Perla said:
Esenlikler,


Düşünerek düzenleyerek yazdığım için yazıda çok iyiyim, içimden çok güzel konuşuyorum, sözelde iki lafı bir araya
getirip konuşamam. Mesela çevremdekilere yoga ve meditasyon yapmalarını tavsiye etmek istiyorum. Hatırladığım kadarı
ile anlatmaya çalışırım ama sağdan soldan, ve ya çalışmadığım yerden sorarlarsa, kalırım öyle. Hep öyle oluyor çünkü.
Mesela ''bende yoga meditasyon yapsa baş ağrılarım geçer mi'' diye ani soru almıştım, kaldım öyle ne diyeceğimi bilemedim.
omuz ağırı için ağaç pozu yaparken ''ne yapıyor o'' diyorlar benden için, eşimde ''omzu ağrıyor yoga yapıyor'' dedi.
''Faydası oluyorlar bizde yapalım'' diyorlar. Böyle durumda kendini bilen bir yogi şu şu faydaları var, sizde yapın diye öğretmesi lazım.

Esenlikler,

Bilgileri unutmak ve ifade edememek hakkında birkaç şeyden bahsetmek istiyorum.

Bir şeyi okumanız, onu öğrendiğiniz ve içselleştirdiğiniz anlamına gelmez. Her gün her yerden -Instagram, Youtube, toplu taşıma araçlarındaki reklamlar- sürekli bize bir şeyler söyleniyor. A kişisinin hayatından B eşyasının indirimine kadar beynimiz çevreden sürekli uyarıcılara maruz kalıyor. Canlı renklerden dilinize dolanan reklam şarkılarına kadar. Bu da, tabiri caizse, zihnimizin ezberleme, öğrenme, odaklanma gibi mekanizmalarını yıpratıyor.

Bu konuda iki tavsiyem var. Daha sonra işinize yarayacak bir şeyle karşılaştığınızda onu kara kitabınıza kaydedin ve günlük hayatınıza dahil edin. Örnek: A'nın zararlı olduğunu öğrendiğiniz anda onu bırakmak. Sadece bilgisiyle yetinmemek. Bundan başkalarına bahsetmek ve yazılı olarak kaydetmek.

Hitabet konusunda, ne kadar okursanız okuyun ve üstüne düşünürseniz düşünün doğuştan yetenekli olmayan birinin bu konuda gelişmesinin tek bir kesin yolu var. Pratik yapmak. On kere diliniz tutulsa ve utanarak sussanız bile on birinciyi denemek.

Bilmediğiniz bir şeyi sorarlarsa bilmiyorum, baş ağrısına iyi gelebilecek yoga var mı araştırıp size söyleyeyim diyin. Hayallerinizde kendinizi her soruya kıvrak bir zekayla cevap veren biri olarak gördüğünüz için bunu yapamıyorsunuz. O hayalleri gerçek yapmak istiyorsanız, hayal kurmayı bırakmanız gerek.

Perla said:
Bana göre insanlarla iletişim kurmak satranç oynamak gibi.. Stratejik düşünme, doğru hamle ve taşı kullanmak..
Nerde ne konuşacağımı bilmiyorum, onlar gibi dedikodu gevezelik yapamıyorum. onlara uyum sağlayamadığım içinde çok
strese giriyorum. onlarla konuşma gibi gibi niyetimde yok artık, sessliğin yalnız kalmanın hazzına vardım çünkü.
ama mecburen bazen iletişim kurmak gerekiyor, böyle durumlarda insanlarla iletişim kurmak, hemde etkileyici,
güzel konuşmak istiyorum hep hayalim.

Münzevi gibi yaşadıktan sonra sadece zorunda kaldığınızda iletişim kurarsanız konuşmanız ne etkileyici, ne de güzel olur. Güzel konuşmak istiyorsanız önce belki kendinizi rezil edecek, topluluk önünde utanacak, yavaş yavaş konuşmanızı geliştireceksiniz. İnsan ilişkileri satrançtan çok daha karmaşık ve sizin dedikodu/gevezelik dediğiniz şeyler (kim ne arabası almış, kim kimle seks eylemiş, yuh n'apmış n'apmış'' sosyal bir hayatta kalma oyunu. Hangi erkeğin/kadının güvenilir, zengin, açık sözlü, veya yalancı, sahtekar, üç çocukla sizi ortada bırakabilecek biri olduğunu öğrenmek için üstü kapalı bir iletişim yolu. Bunlar sesli söylenmez, çoğu zaman düşünülmez bile, bilinçaltına kaydedilir.

Perla said:
herkese kayıtsız kalırdım, bu çok iyi olurdu, kendimi çok iyi hissetmemi sağlardı.. :/

Hayır, olmazdı. İçinizdeki çok belirgin iyi ve önemli biri olma isteğini hem doğanıza hem de dininize karşı gelerek bastırmak niye iyi bir şey olsun?

Sert konuşmuş olabilirim ama tüm samimiyetimle iyiliğinizi istiyorum.

İyi akşamlar.


Hayır sert konuşmazdınız, alınmadım. çünkü burası bir satanik topluluk, burada herkesin (casuslar haric)
diğer satanistlerin iyiliği için konuştuğunu biliyorum. Belki de sert konuştunuz, bunu anlayamayacak kadar iyi niyetliyim.
Bu konuları eşimlede hep konuşuruz, sizin gibi aynı benzer şeyleri söyler. Faydalarını biliyorum.

Benim hayalimde ki yanımda arkadaş vb. kişi, ben ona börek çörek çay yaparım herkes gibi, gezerimde ama
ama benim yanımda sessiz sakin durmasını isterim, özellikle benimle kitap okuyacak kişi hayal ederdim.
şimdi ise benimle yoga meditasyon yapan birini hayal ediyorum. Benimle manevi konuları, siyasi konuları konuşabilecek,
özellikle satanist birisi olmasını çok isterdim. Bunları yaparken zaten aralarda konuşulur, dedikodu da yapardık,
ibrahimi programları eleştirirdik. Hayal işte böyle birşey hiçbir zaman olmayacak.


insanların düğün, nişan, sünnet, asker eğlencesi, mevlüt gibi bunlara davet edilmek benim için bir anlamı yok,
daha bir çok gelenekler.. bunlar benim için hiçbir şey ifade etmiyor. çok yakınımız olduğu için hadi mecburen katıldık diyelim,
sünnet düğünlerde ilahi söylenmesi, bir satanist olarak öyle ortamda kalmak nasıl rahatsızlık verici birşey! Bitene kadar çıktım dışarda kaldım.
annelerine toplanıp bizim evde lokma hayrı yapacaklar, yasin okunması, öyle odada bulunmak. Tabii ki ellerimi bile kaldırmadım.
hafif fısıltıyla içimden Şeytana invokasyonu okudum. Gittiklerinde munka, uraz, ansuz x111 yaptım, vinasa x9 yaptım, güneş soludum.
Eşimin inaçsız olduu halde tanıdık akrabaların cenazesine katılmak zorunda kalması, cuma vakti cumaya gitmeyenleri ortada dolaşamaması..
gerçi bunlar onu rahatsız etmiyorda, beni ediyor.
''inşallah, maaşallah, all korusun, allah analı babalı büyütsün, allah bilir, yemek yaparken, vb araç kullanırken besmele çekmeleri... ''
gibi kelimeleri duyunca benim kulaklar dikeliyor. o insandan bir adım bir adım daha ruhani olarak uzaklaşıyorum.
insanlar dini içinde yaşamıyor. o negatif enerjiye maruz kalmak istemiyorum. şimdi kendimi tutuyorum ama belki ilerde kendimi tutamayabilirim,
o kelimeleri benim yanımda kullanmayın diyebilirim.
islamı din hanesinden sildirdik, Tengri ve mümkünde pagan yazabilsek çok iyi olurdu, o zamanlarda gelecektir. ilerleyen yıllarda
çok değişiklikler olacaktır dinsizler hakkını alacaktır bunu biliyorum ama şimdi herhangi bir kazayla oldu öldük islami usullere göre gömecekler.
Bunu düşünmek beni kızdırıyor. hepsi geçecek zamanla, gelecek nesiller bunlara meruz kalmayacaktır.
zaten gerçek maneviyatta geç haberimiz oldu, daha önceki hayatlarda maneviyat yaptım mı şimdilik bilmiyorum,
bu saatten sonra ölene kadar maneviyat çalışşsak yinede yeterli seviyeye gelemeyiz, magnum opusu bu hayatta başaramayacağız.

Hatırlıyorum küçüklüğümde bir arkadaşım var o zamanlar çok konuşkandım, o taşındı. o zamandan bu yana hiç arkadaşım olmadı.
arkadaşım veya konuşacak kişiler olsaydı, herkesin gibi aklı başında iyi kötü bir ailem olaydı durum çok farklı olurdu.
Böyle olması gerçekten byle olması çok iyi olmuş. Herkesin gibi alem olsaydı onların kalıplarına göre büyüyecektim,
hayalimdeki gibi byümüş olsaydım çok iyi güzel hayatım olurdu, nasıl olsa herşey güzel, hiçbir hşeyi sorgulamazdım.
sitemdeki çatlakları hiç farkedemezdim, NPC olarak kalırdım.
Artık bu saatten sonra zorunlu olmadıkça onlarla konuşmam, onlar düşmanın köleleri, negatif enerjileri bana bulaşsın istemiyorum.
zaten küçüklüümden beri insanlardan yayılan genel olarak titreşimleri hissediyorum. Bazılarının enerjisi ise ise pozitif.
önceden bu rahatsız olma durumuna ad koyamıyordum. Niye öyle hissettiğime anlamda veremiyordum. Frakındada değildim,
şimdi geçmişe dönük analiz yaptığımda farkediyorum. insanlar tek bir kötü söz ve davranış yapmamış olsalar bile onlardan korkuyordum,
geriliyordum. şimdi hala hissediyorum ama rahatsız olma durumu gün geçtikçe azalıyor.


Kusura bakmayın hem uzun oldu hemde içimi dökmek gibi oldu. Buradan başka konuşabileceğim bir yer yok. ilgilerinize teşekkür ederim, kendinize iyi bakın.
 
Perla said:

Bu kadar karamsar olmayalım. Öyle arkadaşlar edinmeniz de, daha güzel bir dünya da mümkün. Belki hemen değil ama elbette mümkün. Neden olmasın ki? Hem biz de varız.

İyi akşamlar.
 
Perla said:
Cicero said:
Halihazırda zaten güzel cevaplar verilmişken bende bir kaç naçizane tavsiyede bulunmak istiyorum,

Benim de hitabetim pek iyi olmamakla birlikte,görebildiğim kadarıyla genellikle bu hitabeti iyi diye söylenen kimseler
taklit üzerine konuşma yaparlar(din adamları buna çok iyi örnektir) yürüyüşleri,aktarışları ve mimiklerine kadar kendinizde dikkat ederseniz yapay şekilde olduklarını gayet tabii şekilde farkedilebilir ve benim de şahsi kanaatimde doğal olmadıkları yönünde.

Evet,bazı insanlar takdir edersiniz ki belagat yeteneği ile doğmuşlardır ya da çevresiyle kaderin talihi üzerine
bu konuda gelişmişlerdir.Mesela bu konu hakkında için yazmak için oluşturduğum hesabın kullanıcı adı da buna bir örnektir.Bu önemli şahsiyet sadece istidat ve kabiliyeti ile değil ayrıca bunun hakkında eğitim alarak,edebiyat ve okumalar yaparak geliştirmiştir.Size de yapmanızı tavsiye ettiğim ama sübjektif olan birkaç önermelerde bulunacağım;

1_Okuduğunuz şeyleri unutmanızın sebebi ortasında fazlaca hayal kurmanız olabilir,o yüzden hayal kurmaktan medi ve diğer ruhani şeyleri haricinde kaçınmanızı şiddetle öneririm,belki kendi başınıza bu bilgileri daha kolay hatırlayabiliyorken
sosyal ortamda hatırlamamanız bundan ileri gelebilir

2_Öğrendiğiniz bilgileri unutma kaygısı güderek okumayın,bu size bilgiyi hatırlamaya çalışırken daha da sıkıntı çıkarabilir.

3_Eğer öğrendiğiniz bilgiler zaten sizin alanınız değil öylesine okuduğunuz şeyler ise unutmanız gayet normal,zevk almak için okuyun,öyle insanlar vardır ki bilgi satmak için termleri ezberlemeye çalışır,kendinizi kasmayın.

4_Mutlaka bir alanda derinleşin,hergün okumalar yapın.Hem bu vesileyle bağlantı kurma yeteneğiniz gelişecek hem de buna müteakip bazı şeyleri daha kolay anlayabildiğinizi gözlemleyebileceksiniz.

5.Bişeyleri karşılaştırmayı deneyin okuduğunuz iki makale hakkında karşılaştırma yapıp,onun üzerine düşünün,kendi yorumlarınızı yapın.

6_Birbirinize karşı hitabetiniz kişiler varsa böyle bir grup işinize gelebilir,yoksa kendinizi kameraya kaydedin ve konuşma
sırasında yaptığınız hataları gözlemleyin,5. video da bile aradaki farkı görüceksiniz (o an sadece eleştiri için teyakkuzda olun,suratınız da sivilceye bakmayın)

7_Konuşurken kendinizden emin olun,cümlelerinizi kurarken örnek olarak "Tam emin değilim,bana güvenin" gibi cümleler
kurmayın.

8_Kendinizi insanlara karşı takdim ederken,hayat hikayenizi karşı tarafa anlatmayın,herkes kötü şeyler yaşamaştır,bazı kötü eylemler de bulunmuşlardır ama bunlar anlatılmazlar(Enerji emiciler istisnai durumlardan birisidir).Mesela kişinin en sonunda amacına ulaştığı vakit insanlara yine de mutsuz olduğunu söylemez tam tersi çok mutlu olduklarını söylerler.

9_Size Türk edebiyatında ünlü yazarları okumanızı özellikle öneririm.

10_Siz hiçbir zaman ezik değilsiniz,geçmişinizde dahi,kendinizi buna inandırmayın.Hayatınızı bunun üstüne,geçmişiniz üzerine intikam ile hayatınızı inşa ederseniz,başarılı olsanız dahi hiçbir zaman mutlu olamazsınız.

Bunlar bazı sizin yazınıza karşı yazdıklarımı bazı müşahedelerim,deneyimlediklerim ve düşüncelerimi arzımdır.Umuyorum ki yardımcı olurlar.En önemlisi de ruhunuzdaki asaleti küçümsememeniz,onu yakından tanımanızdır.Kim olduğunuzun zerre önemi yok,meditasyonlar zamanla sorduğunuz konular hakkında cevaplar verecektir,çoğu sorunun cevabını tanrılardan alarak değil kendiniz keşfedecekseniz bu suretle.Sizden bir ricam da hakkınızdaki menfi duygulara ve düşüncelere hiçbir zaman için önem atfetmemeniz,bunlara kulak asmamanızdır.Kendinize iyi bakın


"Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!" M.Kemal Atatürk

Esenlikler
Değerli Tavsiyeleriniz, yardımlarınız için çok teşekkür ederim, gerçekten çok rahatlatıcı.

Bu yaşıma kadar hem maddi hemde manevi herşeyin eksikliğini yaşadığım için herkese hayata çok öfkeliyim.
Maslov'un ihtiyaçlar basamaklarının sırasıyla insanlar için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
ilk iki basamak tamamlandı sıra diğer basamaklarda. imkanlarım elverdiği kadar çok akademik planlarım var,
onları gerçekleştireceğim. Hem kendime hemde insanlara ispat etmek istiyorum kendimi. Keşke zamanında ilgilenilseydi
benimlede eğim, iş gibi herşeyleri zamanında yapmış olsaydım, şu an enerjimi başta şeylere kanalize ederdim.
Buna çok kızıyorum işte yapıcak birşey yok :/
Yoganın meditasyonun değeri yeni başlayınca hemen anlaşılmıyor, maneviyatın verdiği zevki hazzı, faydaları
verdiği hissiyat birkaç yıl gibi zaman geçtikçeanlaşılıyor. Gerçekten sorularımın cevaplarını ise geçte olsa anlıyorum.
Eziklik duygusu diğer negatif enerjiler gibi insanın aurasına kayıtlı şeyler olduğunu düşünüyorum, eziklik duygusu
koku gibidir, sessiz sakin olması, utangaç çekingen korkaklık enerjileri yaydığı titreşimden karşıdan bakınca belli oluyor, anlaşılıyor.
Meditasyon tüm negatif karmayı zamanla yok ettiği gibi eziklik hissinide yok ediyor.
şuan üniv. okuyorum ama bitsin başka bölüm istiyorum, psikolojiye çok ilgim var. insanlar konuşmaları, davranışları,
bilinçaltında yatan nedenler sonuçları hergün ve sürekli hep bunları düşünürüm. öğretmenlik hiç sevmem ama
böyle birşey düşünürmüyüm acaba, ilerde karar vericem, zaten benim için en iyi olanı seçmemde Tanrılar yardımcı olacaktır.

Dostum abraham maslow bir yahudi onun kitaplarını okuma.
 
Esenlikler,

Küçük çocuklar olur utangaç, çekingen, konuşmazlar. Büyünce geçer dersin geçmiyor, daha da kötü oluyormuş... :(
özelliklede insanları davranışları ağızlarından çıkan kelimeleri sorgulayınca.. insan davranışları ve beden dili
hakkında kitap okuyuncaDünyada ki herkesin algısı farklı olduğunu anladım, daha da çekimser oldum.
insanlara nasıl davranacağımı bile bilmiyorum. herkesin anne babası ailesi nasılsa düşünce kalıpları,
Dünyaya bakış açıları ve insanlara onlar gibi davranıyorlar. Benim ise anne baba zihinsel engelli olunca,
insalara bakış açıcı ve davranışı doğal olarak çekimser oluyor. Ne bilim başka anne babası deli olanlar,
benim gibi değil normal, atılgan davranışlı olanlarda var. Hayatım boyunca hep etik ikilemle mücadele ettim.
şıklar arasında doğru olan nedir? çünkü Dünyadaki herkesin algısı, kültürü farklı, herkesin doğrusuda farklı.
iyi yer isimli bir yabancı dizi var, zenci bir etik felsefe öğretmeni. Hayatında boyunca yaşadığı hep ikilemler nedeyle
doğru kararlar almada zorluklar yaşamış. şapka seçiminde bile doğru şapka hangisi hakkında düşünüp felsefe yapıyor.
Bu nedenle cehenneme düşmüş birisi. şimdi onunla özdeşleştirdim kendimi. Şartlarım farklı olsaydı onun
gibi olurdum heralde. Bu saatten sonra ne kadar okul da okusam bana birşey fayda etmez, biliyorum. Bir mucize lazım.
Küçüklüğümden beri anne babamı, bu dünyadaki herşeyi kabul edemedim. Bu dünyaya ait olmadığımı düşünüyordum.
Bu çok güçlü bir duyguyduu. Küçüklüğümden bu yana çok intihar düşüncesi ve denemem oldu. zelliklede 5-6 yaşlarındaki bir çocukta
intihar düşüncesi vb. bu düş karamsar şeyler olur mu? pencereye çıkıp '' ben bu dünyaya ait değilim, yaşamak istemiyorum'' der mi?
hayal meyal hatırlıyorum, ne yaşadımda hayatıma son verme girişimleri oldu bilmiyorum. Anne babamın durumunu kabul edemediğimden olsa gerek.
halada kabul etmiş değilim, sadece alıştım.
Birde nceden insanlarla konuşmaya iletişim kurmaya çabalıyordum, uğraşıyordum, sadece başarılı olamıyordum. Benim full düşünce yapım çok farklı,
özüm özgürlüktür benim. onlar düşmanın köleleri, aldıkları tüm kararlarda seçimlerde, düşmanın belirlediği kuralların dışına çıkamıyorlar.
Bende kendmi bildim bileli objektifim herşeye. Natal grafiğimde maneviyatın yeri çok büyük olmasına rağmen düşmanın programlarını benimseyemedim bir türlü.
Tabii bunları analiz etmek, düşünme olayı sonradan oluyor :) insanları kendim gibi doğru ve dürüst zannediyordum. eşimin hayat kitaplar yazıldığı gibi
olmadğını söyledikten sonra insanlarla aramdaki farkları görmeye başladım. uçurum gittikçe büyüdü.
Kitaplarda ve herkes doğruluktan dürüstlükten bahsediyor, ama hiç kimse uymuyor. Bu ciddi bir sorun. Bunun nedeni ne?
Bu sorunun peşine çok düştüm, çok sorguladım. sonuç olarak düşman programlarından dolayı böyle davranıyorlar.
Her haltı ye hacca git namaz kıl günahlar sıfırlansın mantığı..
Ben gerekli durumda bile en ufak yalan söyleyemiyorum, laf çeviremiyorum. Bunun için çok üzülüyorum. çünkü yalanda zeka işi, kurnazlık işi.
Bir şeyin olmuş olması lazım söyleyebilmem için, yalan söylemeye kalktığımda vücut titreşimsel olarak arıza veriyor.Karşıdaki anlar.
eşim diyor ki sen yalan söylemesende yalan söylüyormuş gibi geriliyorsun insan karşısında diyor.
insanlar tanıdıklan sonra onlarla konuşma gibi bir isteğim yok artık. zaman kaybı. manevi gelişimim için çalışacağım bundan sonra.
Birde akademik planlarımı gerçekleştirmek istiyorum, ilerde belki işe ihtiyacım olabilir.
Önceki hayatlarımda düşmana çalıştım heralde, yine kurallara tam uyamadıysam beni cehennemine atmışlardır,
her reenkarne olmamda negatif karma artmıştır, sonuç olarak böyle bir hayat. öyle tahin ediyorum. sizce?
ölmeden evvela özüme dönep, potansiyelim gerçekleştirebilirmiyim acaba?
 
Perla said:
Esenlikler,

Küçük çocuklar olur utangaç, çekingen, konuşmazlar. Büyünce geçer dersin geçmiyor, daha da kötü oluyormuş... :(
özelliklede insanları davranışları ağızlarından çıkan kelimeleri sorgulayınca.. insan davranışları ve beden dili
hakkında kitap okuyuncaDünyada ki herkesin algısı farklı olduğunu anladım, daha da çekimser oldum.
insanlara nasıl davranacağımı bile bilmiyorum. herkesin anne babası ailesi nasılsa düşünce kalıpları,
Dünyaya bakış açıları ve insanlara onlar gibi davranıyorlar. Benim ise anne baba zihinsel engelli olunca,
insalara bakış açıcı ve davranışı doğal olarak çekimser oluyor. Ne bilim başka anne babası deli olanlar,
benim gibi değil normal, atılgan davranışlı olanlarda var. Hayatım boyunca hep etik ikilemle mücadele ettim.
şıklar arasında doğru olan nedir? çünkü Dünyadaki herkesin algısı, kültürü farklı, herkesin doğrusuda farklı.
iyi yer isimli bir yabancı dizi var, zenci bir etik felsefe öğretmeni. Hayatında boyunca yaşadığı hep ikilemler nedeyle
doğru kararlar almada zorluklar yaşamış. şapka seçiminde bile doğru şapka hangisi hakkında düşünüp felsefe yapıyor.
Bu nedenle cehenneme düşmüş birisi. şimdi onunla özdeşleştirdim kendimi. Şartlarım farklı olsaydı onun
gibi olurdum heralde. Bu saatten sonra ne kadar okul da okusam bana birşey fayda etmez, biliyorum. Bir mucize lazım.
Küçüklüğümden beri anne babamı, bu dünyadaki herşeyi kabul edemedim. Bu dünyaya ait olmadığımı düşünüyordum.
Bu çok güçlü bir duyguyduu. Küçüklüğümden bu yana çok intihar düşüncesi ve denemem oldu. zelliklede 5-6 yaşlarındaki bir çocukta
intihar düşüncesi vb. bu düş karamsar şeyler olur mu? pencereye çıkıp '' ben bu dünyaya ait değilim, yaşamak istemiyorum'' der mi?
hayal meyal hatırlıyorum, ne yaşadımda hayatıma son verme girişimleri oldu bilmiyorum. Anne babamın durumunu kabul edemediğimden olsa gerek.
halada kabul etmiş değilim, sadece alıştım.
Birde nceden insanlarla konuşmaya iletişim kurmaya çabalıyordum, uğraşıyordum, sadece başarılı olamıyordum. Benim full düşünce yapım çok farklı,
özüm özgürlüktür benim. onlar düşmanın köleleri, aldıkları tüm kararlarda seçimlerde, düşmanın belirlediği kuralların dışına çıkamıyorlar.
Bende kendmi bildim bileli objektifim herşeye. Natal grafiğimde maneviyatın yeri çok büyük olmasına rağmen düşmanın programlarını benimseyemedim bir türlü.
Tabii bunları analiz etmek, düşünme olayı sonradan oluyor :) insanları kendim gibi doğru ve dürüst zannediyordum. eşimin hayat kitaplar yazıldığı gibi
olmadğını söyledikten sonra insanlarla aramdaki farkları görmeye başladım. uçurum gittikçe büyüdü.
Kitaplarda ve herkes doğruluktan dürüstlükten bahsediyor, ama hiç kimse uymuyor. Bu ciddi bir sorun. Bunun nedeni ne?
Bu sorunun peşine çok düştüm, çok sorguladım. sonuç olarak düşman programlarından dolayı böyle davranıyorlar.
Her haltı ye hacca git namaz kıl günahlar sıfırlansın mantığı..
Ben gerekli durumda bile en ufak yalan söyleyemiyorum, laf çeviremiyorum. Bunun için çok üzülüyorum. çünkü yalanda zeka işi, kurnazlık işi.
Bir şeyin olmuş olması lazım söyleyebilmem için, yalan söylemeye kalktığımda vücut titreşimsel olarak arıza veriyor.Karşıdaki anlar.
eşim diyor ki sen yalan söylemesende yalan söylüyormuş gibi geriliyorsun insan karşısında diyor.
insanlar tanıdıklan sonra onlarla konuşma gibi bir isteğim yok artık. zaman kaybı. manevi gelişimim için çalışacağım bundan sonra.
Birde akademik planlarımı gerçekleştirmek istiyorum, ilerde belki işe ihtiyacım olabilir.
Önceki hayatlarımda düşmana çalıştım heralde, yine kurallara tam uyamadıysam beni cehennemine atmışlardır,
her reenkarne olmamda negatif karma artmıştır, sonuç olarak böyle bir hayat. öyle tahin ediyorum. sizce?
ölmeden evvela özüme dönep, potansiyelim gerçekleştirebilirmiyim acaba?
Sorunun için profesyonel destek alman daha mantıklı olur.
Ayrıca cehenneme atmışlardır derken?
https://spirituelsatanizm.org/olum-ve-sonrasi/
Lütfen arkadaşlar siteyi baştan sona okuyun.Böylece zihninizi düşman programlarından kurtarmanın ilk adımını atmış olursunuz ve hayatınızdaki bazı problemleri daha kolay aşabilirsiniz.
 
Düşmanın kendi cehennemi yok mu, onu diyorum. önceden professiyonel yardım almam gerektiğini hep düşünürdüm.
Bular önceki düşüncelerim, meditasyon tüm travmaları yok ediyor bunu gördüm. Bu nedenle daha fazla meditasyona ihtiyacım var,
herkesin ihtiyacı var.
özelliklede ateistlik evrenini tamamlarken satanizmi araştırırken hayatımın kötü zamanlarıydı diyebilirim. yaklaşık 2-3 yıl öncesi,
hiç bu hkadar intihar düşüncesine sahip olmamıştım. yaşam enerjim düştükçe düştü, gören hastamı bu diyordu.
Gözle görülür hiçbir problemim olmamasına rağmen sürekli ağlamak, tomlum için tarif edemeceğim derece rahatsız olma durumu,
yaydıkları enerji batıyormuş gibi..
sonra satanizden yok, koruma aurası flan kısa zaman sonra kendimi daha iyi hissetmeye başladım, şu an daha iyiyim, hiç ama hiç intihar düşüncem yok.
yok çünkü bu beni daha çok geriletir. Hazır gerçeği bulmuşken, evrimimi tamamlıyayım. Bunu diyorum. Psikolog buna gerek kalmadı.
Bunları sadece anlatam gereği duydum, yok başka çünkü anlatacak. Mesela satanistler olarak toplansak ben kendimi daha rahat hissederim,
daha rahat konuşurum. ama bu insanların içinde asla rahat olamıyorum.
Psikologlar insanlara yardım edemez, bunu anladım. insanların derdini dinlemeler, ilaç yazmaları çözüm değil. Med. bunu hallediyor zaten.
Meditasyonu başkalarına da anlatmak istiyorum, bu onlar için iyi mi olur kötü mü olur bilmiyorum, sizce anlatmalımıyız?
Meditasyon teşvik etmelimiyiz?
 
Perla said:
Düşmanın kendi cehennemi yok mu, onu diyorum. önceden professiyonel yardım almam gerektiğini hep düşünürdüm.
Bular önceki düşüncelerim, meditasyon tüm travmaları yok ediyor bunu gördüm. Bu nedenle daha fazla meditasyona ihtiyacım var,
herkesin ihtiyacı var.
özelliklede ateistlik evrenini tamamlarken satanizmi araştırırken hayatımın kötü zamanlarıydı diyebilirim. yaklaşık 2-3 yıl öncesi,
hiç bu hkadar intihar düşüncesine sahip olmamıştım. yaşam enerjim düştükçe düştü, gören hastamı bu diyordu.
Gözle görülür hiçbir problemim olmamasına rağmen sürekli ağlamak, tomlum için tarif edemeceğim derece rahatsız olma durumu,
yaydıkları enerji batıyormuş gibi..
sonra satanizden yok, koruma aurası flan kısa zaman sonra kendimi daha iyi hissetmeye başladım, şu an daha iyiyim, hiç ama hiç intihar düşüncem yok.
yok çünkü bu beni daha çok geriletir. Hazır gerçeği bulmuşken, evrimimi tamamlıyayım. Bunu diyorum. Psikolog buna gerek kalmadı.
Bunları sadece anlatam gereği duydum, yok başka çünkü anlatacak. Mesela satanistler olarak toplansak ben kendimi daha rahat hissederim,
daha rahat konuşurum. ama bu insanların içinde asla rahat olamıyorum.
Psikologlar insanlara yardım edemez, bunu anladım. insanların derdini dinlemeler, ilaç yazmaları çözüm değil. Med. bunu hallediyor zaten.
Meditasyonu başkalarına da anlatmak istiyorum, bu onlar için iyi mi olur kötü mü olur bilmiyorum, sizce anlatmalımıyız?
Meditasyon teşvik etmelimiyiz?

1-Perla kafanda var olan cehennem fikri sadece yahudilerin biz centilleri kontrol altında tutmak için uydurdukları bir yalan.Ne yaparsan yap öyle bir yere gidemezsin çünkü öyle bir yer yok!
2-Şu anda önemli olan güvenliğimiz ve hayatımız,satanist olduğunu söyleyip sana zarar vermek ve seni kullanmak isteyenler olabilir bu yüzden bir satanistle yüz yüze görüşmek için biraz daha sabretmelisin.Eğer bir satanistle iletişim kurmak istiyorsan e-postayı kullanabilirsin.
3-Meditasyon yapmak kesinlikle iyidir ama bunu karşındakine anlatırken kelimelerini doğru seçmelisin .Senin de bildiğin gibi müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşıyoruz.Satanist olduğunu anlarlarsa başına ciddi sıkıntılar gelebilir.
 
Biz satanistlerin toplanması gibi bir durum yakın zamanda olmayacağını biliyorum, sadece hayal işte. şimdilik burada anonim olarak konuşuyoruz.
pagan, türk geleneklerimizi bilmememiz uygulayamıyor olmamız üzücü. insanların böyle güzel gerçek Tanrısını, Tanrılarının bilmemeleri,
gerçek maneviyatı bilmemeleri çok üzücü. satanist olduğumuzu, gizlenmek de üzücü. soran olunrsa paganım derim.
Kendimizi ifşa ettiğimizde ne olaağını biliyorum. Çok hoşgörülü barış dini oldukları için böyleler!!
Düşmanın kendi programlarına uymayanları kendi cep boyunlarında cehennemlerine tutarak negatif enerjiye maruz bıraktığını okumuştum. onları kastediyorum.
çok çok fazla negatif karmamın olduğunu hissediyorum, önceki hayatlardan kalma. Sebebi bu olmalı. Bu nedenle zamanla geçeceğine inancım tam.
cehenemme konusunu daha sonra tekrar araştıracağım. HP Cobra yazmış geçen, google tr. çeviri iyi olmuyor, pek anlaşılmıyor.
zamanla tüm sorularıma cevap alacağımı biliyorum, herşey netleşicektir, zihnimdeki büyük resim tamamlanıcaktır.
Burası iyi var, siz iyiki varsınız. iyi günler dilerim.

onlara yoga meditasyon anlatmak istiyorum ama nasıl anlatacağımı bilmiyorum. ''bak vesveseleriniz kaybolucak, derslerinize daha kolay odaklanıcaksınız filan..''
derim ama ya anlatamazsam, ya bilmediğim yerden sorarlarsa diye susuyorum. :) mesela birininde hiperaktive sorunu var çocuğunun. Bunu yoga veya med.
çözer zamanla. ama kırsal insana nasıl anlatırsın? çok iyi ağzı laf yapan birisi olcakta anlatcak bunları. Birisin de sık sık başı ağrıyormuş,
hepsi vesvesden, hepsi psikolojik, birazcık bende strese girince, negatif şeyler düşününce benimde ağrıyor.
 
Esenlikler,

O kadar çok şey okuyup araştırmama rağmen hiç birşey aklımda kalmıyor. Bilgileri özümsüyorum ama istediğim zaman
çıkartamıyorum, sözel olarak ifade edemiyorum. Hergün hayalimde öğretmen gibi vaaz verdiğimi, konuştuğumu hayal ediyorum.
Düşünerek düzenleyerek yazdığım için yazıda çok iyiyim, içimden çok güzel konuşuyorum, sözelde iki lafı bir araya
getirip konuşamam. Mesela çevremdekilere yoga ve meditasyon yapmalarını tavsiye etmek istiyorum. Hatırladığım kadarı
ile anlatmaya çalışırım ama sağdan soldan, ve ya çalışmadığım yerden sorarlarsa, kalırım öyle. Hep öyle oluyor çünkü.
Mesela ''bende yoga meditasyon yapsa baş ağrılarım geçer mi'' diye ani soru almıştım, kaldım öyle ne diyeceğimi bilemedim.
omuz ağırı için ağaç pozu yaparken ''ne yapıyor o'' diyorlar benden için, eşimde ''omzu ağrıyor yoga yapıyor'' dedi.
''Faydası oluyorlar bizde yapalım'' diyorlar. Böyle durumda kendini bilen bir yogi şu şu faydaları var, sizde yapın diye öğretmesi lazım.
Bilmediğim yerden soracaklar diye bişey diyemiyorum.
Youtube'ta bakıyorum herkes ne kadar saçma salakda olsa konunun uzmanı profesörü gibi çatır çatır konuşuyor. Hayret!
Bana göre insanlarla iletişim kurmak satranç oynamak gibi.. Stratejik düşünme, doğru hamle ve taşı kullanmak..
Nerde ne konuşacağımı bilmiyorum, onlar gibi dedikodu gevezelik yapamıyorum. onlara uyum sağlayamadığım içinde çok
strese giriyorum. onlarla konuşma gibi gibi niyetimde yok artık, sessliğin yalnız kalmanın hazzına vardım çünkü.
ama mecburen bazen iletişim kurmak gerekiyor, böyle durumlarda insanlarla iletişim kurmak, hemde etkileyici,
güzel konuşmak istiyorum hep hayalim.

+ Anne babamın zihinsel engelli olmasına rağmen ben gayet normalim, dışardan bakıncada sağlığım normal.
Ben kendim hissediyorum babadan gelen hafif bir anlayış kıtlığı var sanırım, diğer insanlara göre geç anlıyorum.
Toplumumuzda saf ve temiz diye bir tabir vardırya öyle görüyorum kendimi. Gerçi onun asıl anlamı manevi olarak
temiz anlamına geliyor ama insanlarımız zekaya vuruyorlar.
Bu zamana kadar bir işim olsaydı insanlarle etkileşimde olaacağım için konuşabilirdim, ya da konuşabileceğim bir
arkadaşım veya bir yakınım olsaydı bu sorun olmazdı. tamam daha düne kadar çok yalnızlık çektim ama Şeytan baba sayesinde artık
yalnızlık gibi bir sorunum yok. Tanrılar var, meneviyat var. Kendimi gerçekten çok çok iyi hissediyorum. Televizyonlarda veya
etrafımızda görüyoruz, o kadar çoluk çocukla, o yaşlarda kaçanlar, birbirilerini öldürenler, kavgalar, tüm aptalca davranışlar,
bunları gördükçe içim parçalanıyor. Bunların hepsi maneviyat eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu ihtiyacı içgüdüsel olarak
aşk sevgiy, saygıyla doldurmak istiyorlar, hep hüsran oluyor, keşke herkesi kurtarabilsek...
Hepsi maneviyat eksikliğinden oluyor. Dünyadaki herkes Meditasyon yapsa, maneviyat çalışsa hiç sorun kalmaz diye düşünüyorum.
Maneviyatı çok geç öğrendik, öğretmesi, uygulaması, herşeyin rayına oturması çok zaman alıyor.
Evet çok ezik büyüdüm, çok dalga geçtiler, küçüklüğümden beri iletişim kurmaya çalışmak yerine yoga maneviyat meditasyon öğretselermiş,
herkese kayıtsız kalırdım, bu çok iyi olurdu, kendimi çok iyi hissetmemi sağlardı.. :/



zeka ve etkileyici konuşmak için çalışmalarım şunlar, tavsiyeleriniz, eksik gördükleriniz, yardımlarınız için teşekkür ederim.
şimdilik Merkür karesinden başalaycağım ve Leydi Vapulayı davet edecğim.. Derslerim çok fazla olduğu için diğerlerini yapamayacağım,
mantaralara yaza doğru başlarım diye düşünüyorum.

1. Laydi Vapuladan yardım istemek. Daha önce kendi çapımda davet yapmıştım, 500 RTR teklif ettim ama psişik açıklığım olmadığı için
gelip gelmediğini, duyup duymadığını bikmiyorum. Tabi herzamanki gibi ''Vapula seni duymadı, senden haberi yok, vapula yardım etmiş olsaydı
etkisini görürdün, değişiklikleri farkederdin'' vesveselerinden dolayı RTR yapmayı bıraktım. şimdi tekrar çağıracağım, özür dileyip, k
ağıda düşüncelerimi yazıp yakmayı düşünüyorum. ona ömür boyu ihtiyacım olacağı için çok RTR teklif edeceğim, sizce kaç 6 bin az, 23 bin çok mu kararsızım??
ve en merak ettiğim her RTR yapmadan evvel elimi göğsüme koyup '' Laydi Vapula için.. Gardiyan Demonum için'' diyorum. yani onun adına nasıl
yapıyorsunuz RTR yapma işini?, ben bu şekil yapıyorumda??
Ben de son hobimi paylaşmak isterim. Sık sık 1Win platformuna bakıyorum ve burada ilginç mini oyunlar oynuyorum. Bu sadece eğlenmeme değil, aynı zamanda iyi para kazanmama da yardımcı oluyor.

2. Merkür ve jüpiter karelerini yapacağım. BUDHAYA mantrasında d harfini üst damak ve alt çene dişlerini hafif ısırılmasıyla arı vızıltısı için
''DDZZZ'' sesi çıkacak değil mi? Zihnimde netlik kazansın istiyorum.
Çakraları titreşimle uyarma isimli pdf dosyasında gezegensel mantraların ''Yedinci/Taç Çakrası: GURUAVE, titretilişi GG–UUU–RR–UUU– AA–VEEYY''
bu şekilde yazıyor bu şekilde titreştireceğim.


3. ''Aum Sarasvatyai Namah/Svaha'' bu kısa mantra yerine '' Aum Hrim Aim Dhim Sauh Sarasvatyai Namah /Svaha'' uzun olan tercih ediyorum.
( https://www.ancient-forums.com/viewtopic.php?f=3&t=36701 burada gördüm) Düz yazıldığı gibi şarkı söyler gibi mantra gibi söylüyorum.
Doğru titretilişini bilen varsa yazabilir mi? ''d'' yazıldığı gibi mi okunuyor?


4. MANNAZ+LÖGR+ODHAL+PERTHRO Runelerde bunlar. + sarı aura kullanmak, sarı renk solumak. Güneşi tercih ediyorum,
ama umarım kullanmam gereken mat sarı değildir. ( https://www.ancient-forums.com/viewtopic.php?f=5&t=58270 burada gördüm)
Merhaba,

Deneyiminizi ve şirket içi gelişim çabalarınızı paylaştığınız için teşekkür ederiz. İletişim becerileri ve kişisel gelişim alanlarındaki çabalarınız takdire şayan.

Yoga ve meditasyonun sağladığı ruhsal denge ve huzurun önemini anlattığınız için teşekkür ederiz. Duygusal ve zihinsel dengeye ulaşmaya yönelik içsel yolculuğunuzun ne kadar değerli olduğunu vurgulamak önemlidir.

İletişim becerilerini geliştirme ve etkili konuşma konusundaki endişelerinizi anlıyorum. Ancak bu süreçte sabırlı olmanız ve kendinize zaman ayırmanız önemlidir. İçinizdeki güçlü kaynakları keşfetmeye yönelik adımlar atabilir ve giderek daha rahat iletişim kurabilirsiniz.

Bu, zihinsel odaklanmayı sürdürmenin ve ritüeller ve mantralar yoluyla titreşiminizi yükseltmenin harika bir yoludur. Leydi Vapula'ya olan bağlılığınız ve onunla iletişim kurma çabalarınız takdire şayan.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top