Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

[Çeviri] Şeytan & Beelzebul - İkisi Bir Arada

Sonne

Moderator
Joined
Oct 23, 2023
Messages
1,061
Bu vaaz, Yüksek Rahip Hooded Cobra 666'nın forumlardaki yazısından çevrilmiştir.

Bu konuda, “Kozmoloji”nin daha yüksek seviyelerine giriş yapmak istiyorum ya da buna sadece bu yolun sunduğu en yüksek bilgi diyelim. Bu bilgiye ulaşıldığında cevaplanmamış hiçbir soru kalmaz ve her şey yerli yerine oturur.

Nihai olana, yani buna erişmek için bilginin birçok öncül yönünün açıklanmasının gerekliliği nedeniyle, kişinin bunun ne sunması gerektiğini bir şekilde anlaması çok önemlidir. Bu nedenle burada Şeytan ve Beelzebul ile ilgili bir konuya odaklanacağım.

Düşmanın eserlerinde bile, bizim tarafımızda yer alan ya da Tanrılardan büyük ölçüde etkilenen yazarların şifreli satırları vardır. Bu örneklerden birisi de Karanlık Çağ’da yaşamış olan John Milton’dır. Milton her ne kadar Hristiyan bakış açısıyla bir eser yazmış olsa da, kirli bir pencereden daha yüksek bir dünyaya bakan ve yine de pek çok temel Gerçeği anlayabilen bir adam olarak Şeytan’a olan yakınlığı onu oldukça etkilemiştir. “Kayıp Cennet” adlı eseri bir Satanik klasiktir ve edebi bir başyapıttır.

Şimdi, buradan yola çıkarak Tanrıların Hiyerarşisi hakkında bazı şeyleri açıklamak için spesifik bir kısma odaklanacağım. Buradaki herkesin bildiği gibi, Şeytan bizim “Baş Tanrımız”dır. Bunun nedeni, Lucifer formundaki Şeytan’ın Işığın [Yaratılışın Ebedi Işığı] sembolü olması, Şeytan isminin Satya (Ebedi Hakikat Kavramı) ile ilişkili olması ve Şeytan’ın Kendisinin de bazen yaratılıştan önceki (varoluşun ilk hâli olan) evrensel karanlıkla eş tutulmasıdır.

Burada daha pek çok bağlantı bulunmaktadır, ancak Şeytan’ın Sevinci’ni okuyan herkes bu konuları bilir. Ayrıca herkes tüm Tanrıların bu nedenlerle Şeytan’a itaat ettiğini ve Şeytan’ın Tanrıların En Yüce Tanrısı olduğunu da bilir. Şimdi, açık olması gerektiği gibi, bu nedenlerden ve kavrayışın ötesindeki güç nedenlerinden dolayı, Şeytan Baba Tanrıların Hiyerarşisinin tepesinde ilk ve birincil ve en üst pozisyonu alır. Şeytan sıradan bir “varlık” bile değildir, O nihai varlığın bir formudur.

Milton’un eserlerine geri dönecek olursak, Beelzebul hakkında şöyle yazar: “Yoktur, Şeytan hariç, O’ndan yücesi.” Burada çok doğru bir ifade vardır, çünkü Beelzebul, Şeytan ile neredeyse eş anlamlıdır ve “Bir”dir. Şeytan, Nihai Bilinci temsil eder ve Beelzebul da Tezahür Eden Nihai Bilinci temsil eder.

Diğer birçok düşman eserinde, Şeytan demek istediklerinde, bazen Beelzebul derler ve her ikisine de işaret etmek istediklerinde, sadece “İblis” derler [Çevirmen notu: Burada Şeytan’ın adı olan “Satan” değil, “Devil” kullanılmış. Ancak “Devil” kelimesi Şeytan’a ithafen de kullanılabiliyor], yani her ikisini de kast ederler. Bu iki Tanrı arasındaki doğrudan bağlantı, onları “Değiştirilebilir” olarak gören düşman tarafından bile çok iyi şekilde bilinmektedir. Ayrıca onlardan “En Yakın Kardeşler” ve bu nitelikteki diğer terimleri kullanarak da söz ederler. Tüm bu terimler, bu varlıklar arasındaki bu aşırı ve karmaşık ilişkiyi açıklamaktadır.

Evren söz konusu olduğunda Baş Tanrı, Beelzebul veya Zeus ve diğer panteonlardaki diğer birçok İsimdir.

Şeytan, deyim yerindeyse, bundan bir adım “Dışarıda ve Üstte”dir; Beelzebul ise bilinen tüm evreni; tüm sınırları, boyutları ve biçimleriyle yönetir ve daha “Mistik” bir formu temsil eder. Öte yandan Şeytan Baba, “Yaratılıştan Önceki” seviyeyi yöneten Nihai’nin Nihai’sidir. Bu nedenle, bu en Yüce ve kavrayışın ötesindeki iki varlığın hem birleşik bir formu (Tek Tanrı) hem de bir Dualiteyi temsil ettiği, ancak birlikte Evrenin [Bilinen ve Bilinmeyen, Görünen ve Görünmeyen] birleşik gücünü oluşturdukları anlaşılmalıdır.

Yukarıdaki gibi bir bilgi, kimin kim olduğu veya kimin ne olduğu hakkındaki salt bilgiden çok daha ileri bir bilgidir (bunu da tam olarak tanımlar) fakat bununla ilgili daha fazla bilgi vardır. Tüm Demon Ritüelleri tamamlandıktan sonra bu bilgi resmi olarak Şeytan’ın Sevinci’nde yayılacaktır. Çünkü bu anlayış hâlihazırda var olan Tanrıların üzerine inşa edilmektedir ve insanların da kendi melekelerini açmaları gerekmektedir.

Bu konuyu kapatırken şunu söylemek istiyorum: Tanrıların ihtişamı korunmayı ve ilerlemeyi gerektirir.

Eğer bu bekleme süresi çok fazlaysa, Şeytan’ın Sevinci için maddi güç sağlamak amacıyla, Donör platformunda bu konuyla daha fazla ilgilenmek için insanların aklını başından alacak bir seminer vermeyi planlıyorum. Yüksek Rahibe Lydia’ya bunun pek çok yönünü zaten gösterdim ve o da bundan çok etkilendi. Bu, Tanrı'nın çok doğrudan bir şekilde bilgisidir.

Son olarak, Şeytan’ın Sevinci Donör platformundakiler için finansal üretim konusunda çok güçlü bir kurs hazırladığımı söylemek isterim, çünkü Tanrıların var olması ve insanlığın ilerlemesi için çok güçlü bir yer yaratmak istiyorsak herkesin her alanda gelişmesi gerekiyor. Oradaki herkes bu kursu birkaç gün içinde teslim alacak. Tanrıların misyonunu kolektif olarak ileriye taşıyabilmemiz için SS’lerimizin her alanda güçlü üyeler ve çok aydınlanmış varlıklar hâline gelmesine ihtiyacımız var.

Agares’in Ritüeli tamamlandıktan sonra önümüzdeki günlerde birkaç Demon Ritüeli de gelecek. Yani Tanrılarla ilgili mükemmel içerikler için ilerleme kaydediyoruz.

-Yüksek Rahip Hooded Cobra
 
Bu vaaz, Yüksek Rahip Hooded Cobra 666'nın forumlardaki yazısından çevrilmiştir.

Bu konuda, “Kozmoloji”nin daha yüksek seviyelerine giriş yapmak istiyorum ya da buna sadece bu yolun sunduğu en yüksek bilgi diyelim. Bu bilgiye ulaşıldığında cevaplanmamış hiçbir soru kalmaz ve her şey yerli yerine oturur.

Nihai olana, yani buna erişmek için bilginin birçok öncül yönünün açıklanmasının gerekliliği nedeniyle, kişinin bunun ne sunması gerektiğini bir şekilde anlaması çok önemlidir. Bu nedenle burada Şeytan ve Beelzebul ile ilgili bir konuya odaklanacağım.

Düşmanın eserlerinde bile, bizim tarafımızda yer alan ya da Tanrılardan büyük ölçüde etkilenen yazarların şifreli satırları vardır. Bu örneklerden birisi de Karanlık Çağ’da yaşamış olan John Milton’dır. Milton her ne kadar Hristiyan bakış açısıyla bir eser yazmış olsa da, kirli bir pencereden daha yüksek bir dünyaya bakan ve yine de pek çok temel Gerçeği anlayabilen bir adam olarak Şeytan’a olan yakınlığı onu oldukça etkilemiştir. “Kayıp Cennet” adlı eseri bir Satanik klasiktir ve edebi bir başyapıttır.

Şimdi, buradan yola çıkarak Tanrıların Hiyerarşisi hakkında bazı şeyleri açıklamak için spesifik bir kısma odaklanacağım. Buradaki herkesin bildiği gibi, Şeytan bizim “Baş Tanrımız”dır. Bunun nedeni, Lucifer formundaki Şeytan’ın Işığın [Yaratılışın Ebedi Işığı] sembolü olması, Şeytan isminin Satya (Ebedi Hakikat Kavramı) ile ilişkili olması ve Şeytan’ın Kendisinin de bazen yaratılıştan önceki (varoluşun ilk hâli olan) evrensel karanlıkla eş tutulmasıdır.

Burada daha pek çok bağlantı bulunmaktadır, ancak Şeytan’ın Sevinci’ni okuyan herkes bu konuları bilir. Ayrıca herkes tüm Tanrıların bu nedenlerle Şeytan’a itaat ettiğini ve Şeytan’ın Tanrıların En Yüce Tanrısı olduğunu da bilir. Şimdi, açık olması gerektiği gibi, bu nedenlerden ve kavrayışın ötesindeki güç nedenlerinden dolayı, Şeytan Baba Tanrıların Hiyerarşisinin tepesinde ilk ve birincil ve en üst pozisyonu alır. Şeytan sıradan bir “varlık” bile değildir, O nihai varlığın bir formudur.

Milton’un eserlerine geri dönecek olursak, Beelzebul hakkında şöyle yazar: “Yoktur, Şeytan hariç, O’ndan yücesi.” Burada çok doğru bir ifade vardır, çünkü Beelzebul, Şeytan ile neredeyse eş anlamlıdır ve “Bir”dir. Şeytan, Nihai Bilinci temsil eder ve Beelzebul da Tezahür Eden Nihai Bilinci temsil eder.

Diğer birçok düşman eserinde, Şeytan demek istediklerinde, bazen Beelzebul derler ve her ikisine de işaret etmek istediklerinde, sadece “İblis” derler [Çevirmen notu: Burada Şeytan’ın adı olan “Satan” değil, “Devil” kullanılmış. Ancak “Devil” kelimesi Şeytan’a ithafen de kullanılabiliyor], yani her ikisini de kast ederler. Bu iki Tanrı arasındaki doğrudan bağlantı, onları “Değiştirilebilir” olarak gören düşman tarafından bile çok iyi şekilde bilinmektedir. Ayrıca onlardan “En Yakın Kardeşler” ve bu nitelikteki diğer terimleri kullanarak da söz ederler. Tüm bu terimler, bu varlıklar arasındaki bu aşırı ve karmaşık ilişkiyi açıklamaktadır.

Evren söz konusu olduğunda Baş Tanrı, Beelzebul veya Zeus ve diğer panteonlardaki diğer birçok İsimdir.

Şeytan, deyim yerindeyse, bundan bir adım “Dışarıda ve Üstte”dir; Beelzebul ise bilinen tüm evreni; tüm sınırları, boyutları ve biçimleriyle yönetir ve daha “Mistik” bir formu temsil eder. Öte yandan Şeytan Baba, “Yaratılıştan Önceki” seviyeyi yöneten Nihai’nin Nihai’sidir. Bu nedenle, bu en Yüce ve kavrayışın ötesindeki iki varlığın hem birleşik bir formu (Tek Tanrı) hem de bir Dualiteyi temsil ettiği, ancak birlikte Evrenin [Bilinen ve Bilinmeyen, Görünen ve Görünmeyen] birleşik gücünü oluşturdukları anlaşılmalıdır.

Yukarıdaki gibi bir bilgi, kimin kim olduğu veya kimin ne olduğu hakkındaki salt bilgiden çok daha ileri bir bilgidir (bunu da tam olarak tanımlar) fakat bununla ilgili daha fazla bilgi vardır. Tüm Demon Ritüelleri tamamlandıktan sonra bu bilgi resmi olarak Şeytan’ın Sevinci’nde yayılacaktır. Çünkü bu anlayış hâlihazırda var olan Tanrıların üzerine inşa edilmektedir ve insanların da kendi melekelerini açmaları gerekmektedir.

Bu konuyu kapatırken şunu söylemek istiyorum: Tanrıların ihtişamı korunmayı ve ilerlemeyi gerektirir.

Eğer bu bekleme süresi çok fazlaysa, Şeytan’ın Sevinci için maddi güç sağlamak amacıyla, Donör platformunda bu konuyla daha fazla ilgilenmek için insanların aklını başından alacak bir seminer vermeyi planlıyorum. Yüksek Rahibe Lydia’ya bunun pek çok yönünü zaten gösterdim ve o da bundan çok etkilendi. Bu, Tanrı'nın çok doğrudan bir şekilde bilgisidir.

Son olarak, Şeytan’ın Sevinci Donör platformundakiler için finansal üretim konusunda çok güçlü bir kurs hazırladığımı söylemek isterim, çünkü Tanrıların var olması ve insanlığın ilerlemesi için çok güçlü bir yer yaratmak istiyorsak herkesin her alanda gelişmesi gerekiyor. Oradaki herkes bu kursu birkaç gün içinde teslim alacak. Tanrıların misyonunu kolektif olarak ileriye taşıyabilmemiz için SS’lerimizin her alanda güçlü üyeler ve çok aydınlanmış varlıklar hâline gelmesine ihtiyacımız var.

Agares’in Ritüeli tamamlandıktan sonra önümüzdeki günlerde birkaç Demon Ritüeli de gelecek. Yani Tanrılarla ilgili mükemmel içerikler için ilerleme kaydediyoruz.

-Yüksek Rahip Hooded Cobra
Güzel yazı, düşmanın bazı davranışlarının nedenlerini de açıklıyor. İki Tanrımızında ne kadar kudretli olduğunu yansıtan bir yazı olmuş. Bu güç, akıl almaz boyutlarda. Bu yüzden de aklımda birkaç soru birikti. Daha önce ki cevaplarınızde Şeytan'ın Eter ile birleştiğini yazmıştınız ve burada anlatılanda benzer bir şey. Bu durumda, sonsuz güçte olmuyor mu? Şeytan başta ölümlü bir varlıkken nasıl oluyorda yaratılıştan önceki seviyeyi yönetebiliyor, buradaki kasıt nedir?
Benzeri türetilebilecek sorularda var. Bunlara ortak cevap niteliğinde bir yanıt verebilme şansınız var mı?
 
Şeytan'ın Sevinci'nde birçok şey basite indirgenerek sunuluyor, zira insanoğlu asıl yanıtların derinliğini idrak edecek seviyede değildir. Bu husus, mevcut konuda da geçerliliğini korur.

Örneğin, öncesinde Yüksek Rahip'in dile getirdiği bu tür meseleleri tam manasıyla kavrayamadığınızı söylemiştiniz. Sormuş olduğunuz diğer sorulara verilecek yanıtlar da, Yüksek Rahip'in bu vaazda anlattıklarından öz itibariyle farklılık arz etmeyecektir.

Meditasyon yoluyla ruhani açıdan gelişerek algınızı genişletebilir, bu tür şeyleri doğrudan Tanrılardan öğrenmeniz gerektiği gibi öğrenebilirsiniz.

Burada sunacağım herhangi bir yanıt ise yalnızca zihninizi daha da karıştıracak ve sizi tahminlere sürükleyecektir, bu da aklınızda yanlış bir anlayışın kök salmasına neden olacaktır.
 
Güzel yazı, düşmanın bazı davranışlarının nedenlerini de açıklıyor. İki Tanrımızında ne kadar kudretli olduğunu yansıtan bir yazı olmuş. Bu güç, akıl almaz boyutlarda. Bu yüzden de aklımda birkaç soru birikti. Daha önce ki cevaplarınızde Şeytan'ın Eter ile birleştiğini yazmıştınız ve burada anlatılanda benzer bir şey. Bu durumda, sonsuz güçte olmuyor mu? Şeytan başta ölümlü bir varlıkken nasıl oluyorda yaratılıştan önceki seviyeyi yönetebiliyor, buradaki kasıt nedir?
Benzeri türetilebilecek sorularda var. Bunlara ortak cevap niteliğinde bir yanıt verebilme şansınız var mı?
Sonsuz güç kavramına, bizim ruhlarımızın sonsuzluğu gibi, "beslendikçe ve geliştikçe sonsuz olan" olarak bakabilirsiniz.
Ve Tanrıların gücü göz önüne alındığında, evrenin özünü, birçok gizli gücünü ve evrenin özünden bile ötesini kavramış olmaları, söylenen birçok şeye uyar.
 
Şeytan'ın Sevinci'nde birçok şey basite indirgenerek sunuluyor, zira insanoğlu asıl yanıtların derinliğini idrak edecek seviyede değildir. Bu husus, mevcut konuda da geçerliliğini korur.

Önceden cahildim Joy of Satan’ı eleştirirdim. Şimdi bilgeyim JoS ve Tanrılar olmadan hayatım Nihilizm çöplüğüne dönermiş.
 
Önceden cahildim Joy of Satan’ı eleştirirdim. Şimdi bilgeyim JoS ve Tanrılar olmadan hayatım Nihilizm çöplüğüne dönermiş.
Nihilizmden, Absürdizme kayardım ben kesin. Başka türlü çekemezdim. Sonra başıma dalga geçemeyecek ve umursanamayacak kadar kötülükler gelince stoacı olurdum.
 
Nihilizmden, Absürdizme kayardım ben kesin. Başka türlü çekemezdim. Sonra başıma dalga geçemeyecek ve umursanamayacak kadar kötülükler gelince stoacı olurdum.
Nihilizm’de kalırdım ben. 2 seçenek çıkardı günün sonunda. Ya çıldırıp, hiçbir şeyden korkmadan, çekinmeden, kaybedecek korkusu olmadan çılgınlar gibi yaşamak, ya da kendini öldürme. Fakat bunlar bağlantılı, çünkü hayatın hiçbir anlamı ve manası yoksa her an intihar etme özgürlüğüm vardır. Bu da kafama göre istediğim gibi yaşayabileceğim manasına geliyor. Zaten en fazla kendimi öldürüp bu Matrixvari sistemden çıkarım kafası mevcut çünkü.
 
Nihilizm’de kalırdım ben. 2 seçenek çıkardı günün sonunda. Ya çıldırıp, hiçbir şeyden korkmadan, çekinmeden, kaybedecek korkusu olmadan çılgınlar gibi yaşamak, ya da kendini öldürme. Fakat bunlar bağlantılı, çünkü hayatın hiçbir anlamı ve manası yoksa her an intihar etme özgürlüğüm vardır. Bu da kafama göre istediğim gibi yaşayabileceğim manasına geliyor. Zaten en fazla kendimi öldürüp bu Matrixvari sistemden çıkarım kafası mevcut çünkü.
Felsefe hakkında ne kadar bilgin var veya ne kadar süredir SS'sin bilmiyorum. İntihar özgürlüğü şimdi de var, her zaman var. Bir şeyi yapabiliyorsun diye yapmalısın anlamına gelmiyor. İlerde bir zaman şüpheye düşüp inancın şarsılınca ne yapacaksın bir düşün. Kendine yaşam felsefesi edin. Kendini geliştirmek intihar etmenin önüne geçmiyor maalesef. Çok basit bir şey de olabilir bu felsefe. Seni hayatta tutacak ve pes ettirmeyecek herhangi bir şey.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top