Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Ciddiyete Davetiye

Elite

Well-known member
Joined
Mar 25, 2020
Messages
2,813
Ön uyarı: Bu yazı, Joy of Satan'ın resmî görüşlerini yansıtmaz; kişisel fikirlerimdir.

Ön not: Kişilere saldırı, hakaret vb. amaçlar güdülmemektedir. Aksine, onların ve genel olarak kolektifin iyiliği amacına, benim gördüklerim ve düşündüklerim üzerine yazılmıştır.


Şeytan'daki değerli kardeşlerime esenlikler,

Kişi Spiritüel Satanizme girdiğinde, oluşturmak istediğimiz güvenlik önlemleri nedeniyle hem uzak, hem de bir o kadar din kardeşliği açısından yakın aile kurumu gereği, ve bu kurumun yavaş yavaş kişinin hayatına dahil de oluşuyla birlikte bir samimiyet hissi, kişinin içinde oluşup zihninde komuta edici bir hâle bürünür.

Bu his güçlü bir etkiye sahiptir. Kişiyi yer yer sarhoş eder. Kabullenilmenin verdiği haz, kişiyi kendisini bu yakın gördüğü insanlara açma arzusuna daha da bir doyumsuzluk katar. Bu açılma o kadar yaşanır ki, günün sonunda belki de sizin baştan beri istemeyeceğiniz ancak duyguların kölesi olarak açıldığınız bir duruma, siz farkında bile olmadan dönüverir.

Bu hisleri anlıyorum. Her ne kadar kimsenin yaşına vâkıf olmasam da, eğer birey çocukluk ya da ergenlik dönemindeyse, belki de bu kendini ifade ve çevreye ya da dünyaya kendini gösterme isteği katlanarak artacaktır da.

İşin bir diğer boyutu da sorumluluktur. Bu sorumluluk bağlılık duyduğunuz dine, kendinizi yakın hissettiğiniz insanlara, veyahut da Tanrıların kendilerine yönelik olabilir.

Ancak bu bağların hatrına, ben artık insanların ciddiyete kavuşması gerektiğini düşünüyorum. Şiir mi yazdınız? Pek âlâ. Objektif bir şekilde değerlendirin. Üstünde kaç saat emeğiniz var? Buna dair tutkunuz var mı? Yeteneğiniz var mı?

Eğer üstünde çok emek harcadıysanız ve hâlâ hoşunuza gitmeyen yanlar varsa, biraz daha uğraşın.

Tutkunuz mu var? Ne güzel. Sizi destekliyoruz. Eğer yoksa da, içinizden gelmiyorsa da trende katılım uğruna mı bir şeyler karalıyorsunuz? Olsun, yine de güzel bir forma sokabilirsiniz. Sadece 5 ya da 10 dakikadan fazlasını harcayın.

Yeteneğiniz var ya da yok mu? Endişelenmeyin, sizler Spiritüel Satanistlersiniz, çalışmalarla desteklersiniz. Vereceğiniz emeklerle de gelişim sağlarsınız. Eğer varsa da bize yaratacağınız güzel eserlerden sunabilirsiniz.

Kısacası, getirmeye çalıştığım nokta, bugün tekrar bir hayatın gerçeğini çarptırıcı bir rol üstleniyorum. Evet, kimsenin duygularının kırılmasını istemiyorum, ancak Joy of Satan'a zarar gelmesini de istemiyorum.

Maalesef hayat bu kadar toz pembe değil. En azından bunu başkalarından duyacağınıza, aynı dine mensup birisi olan benden duymuş olun.

Nasıl ki bizim kimseyi kırmaya hakkımız yoksa, aynı şekilde kimsenin de bunun sınırlarını zorlayarak "din hakkında umursamazlığa" varacak şekilde hareket etmeye hakkı yok.

Bu bir yana, yarın bir gün bundan hicap dahi duyabilirsiniz. Forumu okuyanlar, kayıt olup gönderi yazanlardan ibaret değil.

Ancak yine de, ben buna olan yaklaşımımı, "eğitim" olarak görmeye daha yakınım. Ciddiyetten uzak insanlara "iç düşman, velet" gözüyle yaklaşılmasını da doğru bulmuyorum. Bunun yerine bir tecrübesizlik görülmüşse, o kişiye din kardeşi olarak tavsiyelerde bulunmayı daha doğru görüyorum.

Bu mesele sadece aslan tarafından yönetilen koyun sürüsü, veyahut da koyun tarafından yönetilen aslan sürüsü meselesi değil. Baştaki de aslan olacak, alttaki de aslan olacak, yandaki de aslan olacak.

Aksi takdirde bir şeyleri başarabilme ihtimalimiz git gide daha da düşer. O yüzden yazdıklarımın üstüne düşünülerek okunulmasını rica ediyor ve burada bitiriyorum.

Tutkularınızı yaşayın. Yeteneğiniz yoksa bile yaşayın. Hatta bizlere dahi atın. Bugün değilse yarın, elbet içimizden sanat konusunda dahiler de çıkacak, büyük bilim adamları da yetişecek.

Ancak her şeyden önce Joy of Satan, her şeyden önce Spiritüel Satanizm.
 
Forumlarda insanlar kendini ifade etmeye çalışırken bazen ister istemez agresif bir üsluba bürünebiliyor kötü bir niyeti olmasada. İyi bir niyetle kendini net bir şekilde ifade etme kaygısı güdüyorsa benim şahsi fikrim bunda kötü bir şey görmüyorum ama bu tartışmalar şahsiyete yönelik hedef alan ve saldırgan bir niyetle olursa ortamın huzuru bozulur sağlıklı bir şekilde iletişim de kurulamaz. Velet olmakta kötü bir şey değil zaten herkes veletti bir zamanlar. Tecrübesiz yaşı küçük din kardeşlerimize yüklenmek dışarıdan bakınca da pek sağlıklı bir davranış gibi durmuyor, onlara yol göstermek lazım . Kimse veletliğinden, cinsel yöneliminden kişiliğinden vs. vs. Utanmamalı. Bir sorun varsa onu kaşımaktansa düzeltip kişiye sahip çıkmalıyız bu bizi birleştirir, güçlendirir. Ama her sertleşen uslüp söze de karşı çıkıp durdurmak insanların kendini ifade etmesini zorlaştırıp başka problemlere de yol açabilir. Dengeyi yakalamak lazım biraz da. Yani kendimizle ve buradaki toplumla barışık bir tutum ile burayı daha yukarıya taşımak olsun amacımız gerisi hoşgörüyle tartışarak zamanla gelir diye düşünüyorum.
 

Esenlikler,

Konudan bağımsız, öhm.

image.png


Yani Spine Bey'in teknik işlerle uğraştığını görmek çok kolay, yöneticilerin görev ve rollerini karıştırmak onların emeklerine bir açıdan saygısızlıktır.

im2age.png


İyi akşamlar.
 
Noctur said:

Esenlikler,

Konudan bağımsız, öhm.

image.png


Yani Spine Bey'in teknik işlerle uğraştığını görmek çok kolay, yöneticilerin görev ve rollerini karıştırmak onların emeklerine bir açıdan saygısızlıktır.

im2age.png


İyi akşamlar.

Esenlikler,

''Ciddiyete Davetiye'' isimli bir başlığın altında böyle bir yazı atmak ne kadar doğru bilemedim.

İyi geceler.
 
666t666 said:
Esenlikler,

''Ciddiyete Davetiye'' isimli bir başlığın altında böyle bir yazı atmak ne kadar doğru bilemedim.

İyi geceler.

Esenlikler,

Konuda söz edilen mesele çok daha farklıdır. Bilgisizlikten ve cahillikten gelen tiksinç laubalilik ile mühim bir meseleyi mizah ile anlatmak farklı şeylerdir ve ikincisi yetenek ister. Özellikle sevgili Pegasus Bey'e karşı bu şekilde yaklaşmak aramızdaki iletişim için daha sağlıklı, ben kendisiyle öyle iletişim kurabiliyorum.

İyi akşamlar.
 
Noctur said:

Esenlikler,

Konudan bağımsız, öhm.

image.png


Yani Spine Bey'in teknik işlerle uğraştığını görmek çok kolay, yöneticilerin görev ve rollerini karıştırmak onların emeklerine bir açıdan saygısızlıktır.

im2age.png


İyi akşamlar.

Burada dikkat etmemiz gereken nokta bu değil. Ekipte herkesin üstlendiği görevler var ancak genel durumlarda kimse kimseye sen şunu, sen de şunu yap demiyor. Kişiler çoğunlukla kendi istediği sorumlulukları üstleniyorlar.
 
Noctur said:

Esenlikler,

Konudan bağımsız, öhm.

image.png


Yani Spine Bey'in teknik işlerle uğraştığını görmek çok kolay, yöneticilerin görev ve rollerini karıştırmak onların emeklerine bir açıdan saygısızlıktır.

im2age.png


İyi akşamlar.

Birisinin, bir diğer kişinin Görev ve rolleri hakkında kafasının karışmasına direkt "saygısızlık" olarak adlandırmak bana pek doğru gelmedi. Çok sert bir yaklaşım olmuş bence. Bir de başlık kimseyi hedef göstermeden yazılmak iştenmiş ama böyle olunca da tam olarak istenilen pek net anlaşılmıyor gibi geldi. Hiç yoktan ben hepsini anlayamadım din hakkında umursamazlığa varacak davranış denerek ne kastedildiğini anlamadım mesela.
 
Duygularımız ve arzularımız bir güç kaynağıdır. Kontrolsüz güç ise yoldan çıkarır. Adanılmış bir yolda; sağa sola sapmamak ve hatalardan kaçınılmak isteniyorsa eğer, duygular ve arzular da kontrol edilebilmeli.

Bu yayımlanmış olan Ciddiyete Davet'i, ben de dahil olmak üzere hepimiz iyice düşünmeliyiz. Sadece bu konu üzerinden bile çıkarılabilecek çok fazla ders var.
 
Sapahe said:
Duygularımız ve arzularımız bir güç kaynağıdır. Kontrolsüz güç ise yoldan çıkarır. Adanılmış bir yolda; sağa sola sapmamak ve hatalardan kaçınılmak isteniyorsa eğer, duygular ve arzular da kontrol edilebilmeli.

Bu yayımlanmış olan Ciddiyete Davet'i, ben de dahil olmak üzere hepimiz iyice düşünmeliyiz. Sadece bu konu üzerinden bile çıkarılabilecek çok fazla ders var.

Evet, katılıyorum. Ama tam olarak nerede neyi kontrol edeceğiz bunu bilmekte önemli ya da yoldan çıkmak diyorsunuz ne yaparsak yoldan çıkmış oluruz? Bu sınırlar nelerdir sadece duyguların hepsini kontrol etmek mi önemli, yoksa doğamıza uygun davranırken bir yandan da doğru olanı yapmak ve bu kollektifimize uyum sağlamak için çaba göstermek mi? Demek istediğim sırf kaskatı bir kontrol ile kendimizi sıkmak bizi doğru olana götürmeyebilir (Dediğimden kontrolsüz olmalıyız anlamı çıkmasın). Yani sadece kontrollük bir olay yok burada bence uyum sağlamak, konuşurken alttan alabilmek, karşıdakine empati yapmak, onu anlamaya çalışmak vs. bunlar ile daha kolay iletişim kurarız. Her şeyi kontrollü ve kusursuz yapmaya meyillisiziniz ama hata yapmadan da doğrular öğrenilmiyor. Hataları tolere edip onu düzeltmeye teşvik edilmeli. Ama ısrarla ve kötü bir niyetle sürekli hata yapılıyorsa o zaman da gereği yapılmalı tabi ki çünkü öyle birine bir şey öğretemezsin sana da yararı olmaz anca zarar verir düşman olur ondan. Uyum sağlamak, birbirimizi anlamak ve verimi düşürmemek için kontrollü olmalıyız daha fazlası bizi robota çevirir.
 

İçimizdeki ateşli memelordu başka yerde mi ortaya çıkarsak acaba. Meme kanalı ya da direkt Satanizm'den bağımsız bir yer. Pegasus Bey bile artık bir ciddiyet takınmış, mükemmel tavsiyeler veriyor. Onu kışkırtıyorsunuz gibi geldi.
 
Noctur Bey'in yaptığı memenin art niyet içermediği barizdir. Teknik işler ile uğraşan Spine Bey, vaktinin çoğunu buna harcıyor ve çok çalışıyor. Bunun farkında olan Noctur Bey ise, ufak bir yanlışı düzeltmek için bir meme yapıyor. Bunu bu başlık altında yapması yanlış olabilir. Kendisi de zaten yukarıda bu konu ile ilgili bir açıklama yapmış.

Yine de insanlarla eğlenen ciddiyetsiz bir birisi olarak görülmemesi gerektiği düşüncesiyim, yaptığı çeviriler ve paylaştığı yanıtlar ile Joy of Satan Türkiye'yi elinden geldiğince desteklemeye çalışan sevgili bir kardeşimiz kendisi. Ayrıca birçok kardeşimize yardımı dokunuyor. Bu konunun bu kadar büyütülmemesi gerektiği düşüncesindeyim.

Bu konunun burada kapatılmasını diliyorum, zira daha tartışmamız ve yapmamız gereken çok şey var. Hepimiz kendi işlerimize ve kendi hayatlarımıza odaklanmalıyız.
 
Konuyu saptırıp bulandırmadıkça bu tür memelere neden bu kadar karşısınız anlamıyorum. Komutan kobra bile vaazlarında bol bol esprili abartılı bir dil kullanıyor bazen, bu tür şeyler tadında yapılırsa iletişime renk katar ve kişi kendisini belki daha iyi ifade eder. Abartılırsa tadı kaçarsa o zaman uyarmak doğru tabi.
 
akıl zengini said:
Evet, katılıyorum. Ama tam olarak nerede neyi kontrol edeceğiz bunu bilmekte önemli ya da yoldan çıkmak diyorsunuz ne yaparsak yoldan çıkmış oluruz? Bu sınırlar nelerdir sadece duyguların hepsini kontrol etmek mi önemli, yoksa doğamıza uygun davranırken bir yandan da doğru olanı yapmak ve bu kollektifimize uyum sağlamak için çaba göstermek mi? Demek istediğim sırf kaskatı bir kontrol ile kendimizi sıkmak bizi doğru olana götürmeyebilir (Dediğimden kontrolsüz olmalıyız anlamı çıkmasın). Yani sadece kontrollük bir olay yok burada bence uyum sağlamak, konuşurken alttan alabilmek, karşıdakine empati yapmak, onu anlamaya çalışmak vs. bunlar ile daha kolay iletişim kurarız. Her şeyi kontrollü ve kusursuz yapmaya meyillisiziniz ama hata yapmadan da doğrular öğrenilmiyor. Hataları tolere edip onu düzeltmeye teşvik edilmeli. Ama ısrarla ve kötü bir niyetle sürekli hata yapılıyorsa o zaman da gereği yapılmalı tabi ki çünkü öyle birine bir şey öğretemezsin sana da yararı olmaz anca zarar verir düşman olur ondan. Uyum sağlamak, birbirimizi anlamak ve verimi düşürmemek için kontrollü olmalıyız daha fazlası bizi robota çevirir.
Esenlikler,

Duyguların ve arzuların kontrol edilebilmesi gerektiğinden bahsederken, duygularımızı ve zevklerimizi yok sayarak solunum yapabilen robotlara dönüşeceğimizi kastetmiyordum.

İnsanın günlük yaşantısında, eğer duyguları kişinin kontrolünü ele geçiriyorsa, bu kişinin hata yapmaya eğilimi fazladır. Bu ele geçirme durumu ise doğrudan vücut uzuvlarının hareketini ya da alacağı kararları etkileyebilir. Bu yüzden alınan kararlarda her zaman aklı ön planda tutmak gerekir.

Gerekli gördüğüm akılcılığın da yanlış anlaşılabileceğini düşünerek minik bir örnek ekleyeyim. Kişinin düşünerek doğru kararları alabilmekte başarı oranı çok düşükse ama sezgileri kuvvetliyse, alacağı yeni bir kararda güçlü bir sezgisi olduğunda düşünerek hareket etmektense sezgisini dinlemesi daha akılcı bir hareket olacaktır. Yani akılcılıktan bahsettiğim, her durum için, en uygun ve doğru olan seçeneğin seçilmesi gerektiğidir.

Biraz daha örnekleri arttıralım. Gördüğüm ve anladığım kadarıyla, forumdaki çoğu kardeşimizin insanlığa bir şekilde önderlik/liderlik etmek gibi bir isteği ve arzusu var. Aynı durum kendini kanıtlamak ve ön plana çıkma isteği için de geçerli. Bu istekler kötü amaçlar doğrultusunda kurulan hayâller değil ve gayet anlaşılabilir arzulardır. Peki ulaşılmak istenen bu konumlar, kişiye nasıl bir sorumluluk yükler? Bunun hakkında da yeterince düşünülmesi gerekiyor.

Herhangi bir grup/topluluk parçasının belli konular üstünde karar merciisi olmak, bu kişinin alacağı kararlarla birlikte diğer insanların hayatlarını etkileyeceği anlamına geliyor. Ciddi bir sorumluluk. Lakin bu konumlarda olacak insanlar, bu konumlara ulaşmayı arzuladıkları için değil, bu konuma geçmeleri gerektiği için geçtikleri farkındalığını kazanmalı. Aksi takdirde üstüne aldığı sorumluluğun yükünü kaldıramaz ve hatalar içinde boğulurlar.

Amacımız kendimizi ve çevremizi geliştirip, güzelleştirmek ve bunu da etik sınırlar içerisinde gerçekleştirmek olduğuna göre; 'yoldan sapmak' deyimi de bunları baltalayacak olan her türlü hareketi içerisinde kapsar. Hata yaparak gelişiriz dediğiniz gibi katılıyorum ama doğru gelişim için de hata yapmamak hedeflenmeli. Hatalarımız çok uzun bir süre daha olmaya devam edecek evet ama her işimize hata yapmamayı hedefleyerek başlamalı ve hatalarımızdan dersler çıkarmalıyız. Mükemmeliyete böyle yakınlaşabiliriz.

Bir insan bize zarar verdiyse ve daha fazla zarar vermek için hazırlanıyorsa bu durumda bunu engellemek adına 'intikam' alınması gerekli. Ya da bir insan bizi derinden yaralamışsa ve içimizde oluşan öfkemizi bir eyleme aktarmazsak büyük ihtimal kendi duygumuzdan ötürü zarar görürüz. Ya intikam almamız gerekir ya da oluşan öfke duygumuzu başka bir çalışma üzerinde kullanmamız. Şimdi, bu durumların içinde verilecek kararlar öfke duygusunun kontrolü altında mı verilmeli? Doğru ve etik bir şekilde alınmayan intikam, gelecekte pişmanlığa dönüşerek kendi varlığımıza zarar verir. Bu yüzden alınacak kararlar akılla alınmalı. Karar aldıktan sonra doğru intikam yöntemini uygularken içimizde oluşmuş olan mevcut öfkemizi burada kullanabiliriz. Duyguları kontrol edebilmekten bahsettiğim tam olarak buydu.

Burada bunları söyleyerek de insanların kaskatı bir şekilde, mevcut sınırlarını aşarak, gelişim ve farkındalık edinme uğruna kendilerini zorlamaları gerektiği iddiasında ya da tavsiyesinde bulunmuyorum. Her şeyin yeri ve doğru zamanı var. Fakat vakti geldiğinde ve bazı düşünceler kapımızı çaldığında, evde yokmuş taklidi yapmak sadece bizim gelişimimizi aksatır. Gelişim; içinde acıyı ve zorlanmayı da barındırır. Şimdi olmasa bile doğru zamanla birlikte kişi bu deneyimleri kaldırabilecek seviyeye geldiğinde, bunların da deneyimlenmesi gerektiğini savunuyorum.

İyi günler.
 
Sapahe said:
akıl zengini said:
Evet, katılıyorum. Ama tam olarak nerede neyi kontrol edeceğiz bunu bilmekte önemli ya da yoldan çıkmak diyorsunuz ne yaparsak yoldan çıkmış oluruz? Bu sınırlar nelerdir sadece duyguların hepsini kontrol etmek mi önemli, yoksa doğamıza uygun davranırken bir yandan da doğru olanı yapmak ve bu kollektifimize uyum sağlamak için çaba göstermek mi? Demek istediğim sırf kaskatı bir kontrol ile kendimizi sıkmak bizi doğru olana götürmeyebilir (Dediğimden kontrolsüz olmalıyız anlamı çıkmasın). Yani sadece kontrollük bir olay yok burada bence uyum sağlamak, konuşurken alttan alabilmek, karşıdakine empati yapmak, onu anlamaya çalışmak vs. bunlar ile daha kolay iletişim kurarız. Her şeyi kontrollü ve kusursuz yapmaya meyillisiziniz ama hata yapmadan da doğrular öğrenilmiyor. Hataları tolere edip onu düzeltmeye teşvik edilmeli. Ama ısrarla ve kötü bir niyetle sürekli hata yapılıyorsa o zaman da gereği yapılmalı tabi ki çünkü öyle birine bir şey öğretemezsin sana da yararı olmaz anca zarar verir düşman olur ondan. Uyum sağlamak, birbirimizi anlamak ve verimi düşürmemek için kontrollü olmalıyız daha fazlası bizi robota çevirir.
Esenlikler,

Duyguların ve arzuların kontrol edilebilmesi gerektiğinden bahsederken, duygularımızı ve zevklerimizi yok sayarak solunum yapabilen robotlara dönüşeceğimizi kastetmiyordum.

İnsanın günlük yaşantısında, eğer duyguları kişinin kontrolünü ele geçiriyorsa, bu kişinin hata yapmaya eğilimi fazladır. Bu ele geçirme durumu ise doğrudan vücut uzuvlarının hareketini ya da alacağı kararları etkileyebilir. Bu yüzden alınan kararlarda her zaman aklı ön planda tutmak gerekir.

Gerekli gördüğüm akılcılığın da yanlış anlaşılabileceğini düşünerek minik bir örnek ekleyeyim. Kişinin düşünerek doğru kararları alabilmekte başarı oranı çok düşükse ama sezgileri kuvvetliyse, alacağı yeni bir kararda güçlü bir sezgisi olduğunda düşünerek hareket etmektense sezgisini dinlemesi daha akılcı bir hareket olacaktır. Yani akılcılıktan bahsettiğim, her durum için, en uygun ve doğru olan seçeneğin seçilmesi gerektiğidir.

Biraz daha örnekleri arttıralım. Gördüğüm ve anladığım kadarıyla, forumdaki çoğu kardeşimizin insanlığa bir şekilde önderlik/liderlik etmek gibi bir isteği ve arzusu var. Aynı durum kendini kanıtlamak ve ön plana çıkma isteği için de geçerli. Bu istekler kötü amaçlar doğrultusunda kurulan hayâller değil ve gayet anlaşılabilir arzulardır. Peki ulaşılmak istenen bu konumlar, kişiye nasıl bir sorumluluk yükler? Bunun hakkında da yeterince düşünülmesi gerekiyor.

Herhangi bir grup/topluluk parçasının belli konular üstünde karar merciisi olmak, bu kişinin alacağı kararlarla birlikte diğer insanların hayatlarını etkileyeceği anlamına geliyor. Ciddi bir sorumluluk. Lakin bu konumlarda olacak insanlar, bu konumlara ulaşmayı arzuladıkları için değil, bu konuma geçmeleri gerektiği için geçtikleri farkındalığını kazanmalı. Aksi takdirde üstüne aldığı sorumluluğun yükünü kaldıramaz ve hatalar içinde boğulurlar.

Amacımız kendimizi ve çevremizi geliştirip, güzelleştirmek ve bunu da etik sınırlar içerisinde gerçekleştirmek olduğuna göre; 'yoldan sapmak' deyimi de bunları baltalayacak olan her türlü hareketi içerisinde kapsar. Hata yaparak gelişiriz dediğiniz gibi katılıyorum ama doğru gelişim için de hata yapmamak hedeflenmeli. Hatalarımız çok uzun bir süre daha olmaya devam edecek evet ama her işimize hata yapmamayı hedefleyerek başlamalı ve hatalarımızdan dersler çıkarmalıyız. Mükemmeliyete böyle yakınlaşabiliriz.

Bir insan bize zarar verdiyse ve daha fazla zarar vermek için hazırlanıyorsa bu durumda bunu engellemek adına 'intikam' alınması gerekli. Ya da bir insan bizi derinden yaralamışsa ve içimizde oluşan öfkemizi bir eyleme aktarmazsak büyük ihtimal kendi duygumuzdan ötürü zarar görürüz. Ya intikam almamız gerekir ya da oluşan öfke duygumuzu başka bir çalışma üzerinde kullanmamız. Şimdi, bu durumların içinde verilecek kararlar öfke duygusunun kontrolü altında mı verilmeli? Doğru ve etik bir şekilde alınmayan intikam, gelecekte pişmanlığa dönüşerek kendi varlığımıza zarar verir. Bu yüzden alınacak kararlar akılla alınmalı. Karar aldıktan sonra doğru intikam yöntemini uygularken içimizde oluşmuş olan mevcut öfkemizi burada kullanabiliriz. Duyguları kontrol edebilmekten bahsettiğim tam olarak buydu.

Burada bunları söyleyerek de insanların kaskatı bir şekilde, mevcut sınırlarını aşarak, gelişim ve farkındalık edinme uğruna kendilerini zorlamaları gerektiği iddiasında ya da tavsiyesinde bulunmuyorum. Her şeyin yeri ve doğru zamanı var. Fakat vakti geldiğinde ve bazı düşünceler kapımızı çaldığında, evde yokmuş taklidi yapmak sadece bizim gelişimimizi aksatır. Gelişim; içinde acıyı ve zorlanmayı da barındırır. Şimdi olmasa bile doğru zamanla birlikte kişi bu deneyimleri kaldırabilecek seviyeye geldiğinde, bunların da deneyimlenmesi gerektiğini savunuyorum.

İyi günler.

Böyle herkes için de daha net ve açıklayıcı oldu bence. Emek verip uzun uzun yazmışsınız, teşekkürler. Şahsen birinin herhangi bir konuda hata yapacağım diyerek yola çıkacağını sanmıyorum insanlar elinden geleni yapıyor. Burada özellikle hata yapan biri kötü niyetlidir muhtemelen iyi niyetli biri işleri zora sokmak için özel bir çaba sarfetmez. Bu yüzden hatalardan ders çıkarıcağımızı söyledim benim dediklerim daha çok forumdaki iletişim üzerine.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top